“Hepimiz bedel ödemeliyiz”

Kıbrıs Türk Ticaret Odası yeni Başkanı Turgay Deniz, “memlekette yangın var” diyerek, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini vurguladı

Fayka Arseven KİŞİ

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, reformların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ederek, “bir bedel ödenmelidir. Biz bu bedeli ödemeye hazırız” dedi.

Kamudaki mesai saatlerinin değişmesi gerektiğini vurgulayan Deniz, “özel ve kamuyu ayrı düşünemezsiniz” şeklinde konuştu.

Deniz, hükümete de seslenerek, “Meclisin de fedakarlık gösteren hükümetin de yaz tatilini kaldırması gerekir” vurgusunda bulundu.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının değişmesi gerektiğine dikkat çeken Deniz, “Ticaret, Sanayi, Esnaf Odası’nın olmadığı bir komisyon… Biz o masada yer almayınca söz hakkımız da olmuyor. Masada yer almalıyız” dedi.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz ile bu hafta hükümetten beklentilerini konuştuk.

 “KKTC ekonomisinin istenilen seviyeye getirilmesi için hükümet programında yazılan çalışmalar yüzde 95 oranında bizim beklentilerimizi karşılamaktadır.”

 

  • YENiDÜZEN: Siz de yeni bir yönetim, hükümet de yeni… Yeni dönemden beklentileriniz neler?
  • Turgay DENİZ: KTTO köklü bir kuruluş, odanın devamlılığı da esastır. Hükümet programlarına benzemiyor. Yeni bir hükümet diye sil baştan her şeyi değiştirip yeni bir uygulamamız yok. Zaten ülkemizde ekonomik sorunlar, senelerdir süregelen sorunlar yumağı haline gelmiştir. KKTC ekonomisinin istenilen seviyeye getirilmesi için hükümet programında yazılan çalışmalar yüzde 95 oranında bizim beklentilerimizi karşılamaktadır.
    Başbakanı ziyaret ettik, bu dönemde ülkeyi hükümetsiz bırakmamak adına 4 partili koalisyon yaptıklarından dolayı kendisini tebrik ettik. Böyle bir cesareti omuzlayan Başbakandan da hükümet programında öngörülen çalışmaları eksiksiz yapmasını istedik. Bunu yaparken de kendilerine her yönden destek olacağız. Birlikte elimizi taşın altına koymaya hazırız. İş insanlı tabanlı olduğumuz için biz yapacağımız işleri önceden planlıyoruz. Başbakandan da bir zamanlama yapmasını istedik. Hükümet programında hangilerini ne kadar zamanda hayata geçireceklerinin takvimini istedik. Bizde atılacak adımları takip edelim ve kendilerine de yardımcı olalım. Görüşmemiz de Başbakan da çok samimiydi. Başbakanın iyi niyetini biz gördük.

 

 “Ekonomimizin büyümesi için gerekli yasal düzenlemeler senelerdir Meclis’in raflarında beklemektedir. Hiç biri sonuçlanmadı ve herhalde artık örümcek tuttu.”

 

Başbakan ayrıca, ‘ticari hayatın önündeki ufak tefek engelleri, bir tıkla çözebileceğim sorunlarınızı bana veriniz. Bakanlar Kurulu toplantısında bunu konuşup gidermeye çalışalım’ dedi. Bu ne kadar iyi niyetli ve iş yapma gayretinde olduğunu gösteriyor.

 

“Meclisin ve fedakarlık gösteren hükümetin de yaz tatilini kaldırması gerekir. Kamu-Özel ayrı düşünülemez. Kamudaki mesai saatleri de değişmelidir.”

 

Bu ülkede 42 yılda 42 hükümet değişti. Her şeyin özünde bir istikrar vardır. İstikrar olmazsa bir şey yapamazsınız. Bizim ekonomimizin büyümesi için gerekli yasal düzenlemeler senelerdir Meclis’in raflarında beklemektedir. Hiç biri sonuçlanmadı ve herhalde artık örümcek tuttu. Bunlar bugünkü koşullara göre yeniden düzenlenmeli. Meclisin ve fedakarlık gösteren hükümetin de yaz tatilini kaldırması gerekir. Çünkü memlekette yangın var.

 “Reform yapmazsanız, alışkanlıkların önüne geçemezsiniz. Bir bedel ödenmelidir.  Biz bu bedeli ödemeye hazırız. Her kesim de buna hazır olmalıdır.”

 

“Reformların yapılması kaçınılmaz ve şarttır”

  • YENiDÜZEN: KTTO’nun hazırladığı rekabet edebilirlilik raporu sanırım Mart ayında açıklanacak. Nedir ilk izlenimler?
  • Turgay DENİZ: Veriler şu an elimde yok ama çok iyi değiliz. Maalesef ya aynı seviyede kalıyoruz ya aşağı aşağı gidiyoruz. Biraz daha böyle gidersek kendimize çeki düzen vermezsek, yapılması gerekenleri yapmazsak daha da kötü olacaktır. Yapılması gerekenler de normal yasal düzenlemeden çıkmıştır. Bence bunların adına reform demeliyiz. Reform yapmazsanız, alışkanlıkların önüne geçemezsiniz. Bir bedel ödenmelidir.  Biz bu bedeli ödemeye hazırız. Her kesim de buna hazır olmalıdır. Bu adada yaşam sürdürmeye devam edeceksek, reformların yapılması kaçınılmaz ve şarttır.
     
  • YENiDÜZEN: Oda başkanı ve bir iş insanı olarak kamu reformdan beklentiniz nedir?
  • Turgay DENİZ: Kamu ile işi olan herkesin kamunun çalışma düzenin yanlış olduğunun farkındadır. Birincisi 3’lü kararname uygulamaları ile iş motivasyonu ve disiplini yok edilmiştir. Performansa göre görevlendirme yapılmalıdır. Sırf parti rozetine göre müdürleri atarsanız o zaman alttaki memurun saygınlık göstermesini bekleyemezsiniz. O görevi, sırf parti bayrağını salladı diye ona müdürlük, müsteşarlık vermek haksızlıktır. Bunlar da toplumda büyük yaralar açmaktadır.
    Kamu çalışma saatleri de düzenlenmelidir. Kamu ile özeli birbirinden ayırmayacaksınız. Ne özel sektör tek başına yaşayabilir ne kamu özel sektörsüz yaşayabilir. Özel sektörün büyütülmesi demek işlerini eksiksiz ve zamanında yapması, katma değer kazanması, ekonomiyi büyümesi, kamunun gelirlerinin artması ve insanların refah düzeylerinin artmasıdır. Şu an bizde kişi başına düşen milli gelir 13 bin dolar. Ama aslında gerçek bu değil. Bizde yüzde 50 de kayıt dışı ekonomi var. Aslında bizim gerçeğimiz 26 bin dolar. Çok çok iyi durumdayız ama kontrolsüz, boşa harcanan bir durum. Çünkü devlet bu payını alamıyor. Bu kayıt dışı ekonomi yatırıma dönüşmüyor. Kimin ne olduğu ne kadar parası olduğu, yatırımı olduğu belli olmadığı bir durumdur.

 “Vergi kaçırmak başka KDV kaçırmak, almamak, devlete KDV yatırmamak başka suçlar. 6 ay hapisliği olsun, kimse de cesaret etmesin.”

“KDV yatırmamanın cezası hapislik olsun”

  • YENiDÜZEN: Küçük bir ülkede kayıt dışı ekonomiyi denetim altına alınması çok mu zor?
  • Turgay DENİZ: Ekonominin kayıt altına alınması esastır. Ama bir şey almak için bir şey vermelisiniz. Hep ben alayım dediğinizde olmuyor. Her şey, bir şeyi alıp vermekle ilişkilidir. Bizim bu konuda pratik görüşlerimiz vardır. Çünkü kamu, vergi reformu dedik. Kamu reformunda en önemlilerinden biri de e-devlet uygulamasıdır. Bu kadar küçük bir adada e-devlete geçemiyoruz. Bir dairede bir iş yapacaksınız daire daire gezip borcunuz olmadığına dair kağıt alacaksınız. Oysa bir tıkla bunlar öğrenilebilecek, memur da görecek.

“Önerim gelir vergisi yüzde 5 ile sınırlansın. Kimse yüzde 5’i vermemezlik etmesin. Ama KDV’yi devlete yatıralım. Gelirimizden de yüzde 5 verelim. Yeter ki ekonomimizi kayıt altına alalım.”

 

Vergi sistemi yeniden ve adil bir şekilde düzenlenmeli. Çok kazanandan çok, az kazanandan az alınmalıdır. Ekonomi de acilen kayıt altına alınmalıdır. Katma değer vergi uygulaması vardır. Bunu aldığınız zaman devlete yatırmakla mükellefsiniz. Ancak bir noktada cezalar kesinlikle daha caydırıcı olmalıdır. Cezaların değişemez ve kesin olması gerekmektedir. Nedir mesela? KDV kaçıran biri 6 ay hapislik alması lazım. Bunu yasa olarak geçireceksiniz. Çünkü bu kendi paranız değildir, devletin parasıdır ve siz devletin parasını çalarsınız. Vergi kaçırmak başka bir şey KDV kaçırmak, almamak, devlete KDV yatırmamak başka bir suçtur. Devletten para çalmanın suçu 6 ay hapislik olsun. İnsanlar da 6 ay hapis yatmamak için bunu kaçırmaya cesaret etmesinler. Ama cezai tedbirlerini koyduğunuz yerde vergi dilimlerini aşağıya indireceksiniz. Madem ki çözüme ulaşılmamıştır ve insanlar ister istemez bir gelecek endişesi duymaktadır, herkesin kazandığını bugünkü oranlarda yatırmasını beklemekte hayal olur bence. Ülke şartlarına ve yaşadığımız duruma göre hareket etmek mecburiyetindeyiz. Benim önerim gelir vergisini yüzde 5 ile sınırlansın. Kimse yüzde 5’i vermemezlik etmesin. Ama KDV’yi devlete yatıralım. Gelirimizden de yüzde 5 verelim. Yeter ki ekonomimizi kayıt altına alalım. Ben inanıyorum ki devlet yüzde 38’e kadar olan vergi dilimlerinden vazgeçsin yüzde 5’e razı olsun, KDV’yi tam alsın, parayı koyacak yer bulamayacak.

  • YENiDÜZEN: Neden bu vergi düzenlemelerine yönelik adım atılamadı?
  • Turgay DENİZ: Her şey siyaset ve popülizm üzerine kuruldu ülkemizde. Maalesef bugüne kadar hiçbir şey yapılamamasının nedeni de popülizmden kaynaklanmaktadır. Vergi Dairesi de siyasilerin ellerinde kılıç olarak tutulmaktadır. Özellikle insanlara hata yaptırıyorlar, re’sen vergiler gönderiyorlar özellikle iş insanları üzerinde terör estiriliyor.
    Bir de ülkedeki sosyo- psikolojik durumu da bakmak gerekir. Memur düşmanı değilim ama kamu düzeninden kaynaklanan sorunlar vardır. Örneğin evinde oturan müşavir maaşını alırken, 7-24 saat tesisatçılık yapan birinden devlet kazandığının yarısını alıyor. Peki sizce bu tesisatçı yatırır mı? Ama siz bu adama deseniz ki ‘cüzi bir vergi yatır’ yatıracaktır.
     
  • YENiDÜZEN: İşçi ve sermaye grubu kutupları oluştu toplumda… Özellikle bu asgari ücretin belirleneceği zaman daha da keskin vurgulanıyor. Bu dönemde sizin öneriniz nedir?
  • Turgay DENİZ: Biliyorsunuz asgari ücreti belirleyen kesinlikle özel sektör değildir. Komisyonda sermayenin hiçbir fonksiyonu yoktur. Asgari ücret tamamen hükümete bağlı olarak yapılıyor. Biz asgari ücret komisyonun yapısının derhal değişmesini istiyoruz. Çünkü bu komisyonda ne Ticaret ne Sanayi Odası ne de Esnaf Odası yer almamaktadır. İşçinin alacağı ücretle ilgili hiçbir ilişkimiz yoktur. Bizden sadece görüş alınıyor ‘asgari ücret ne olmalı’ diye ama masada belirleyici ve söz hakkı olan biri olmuyoruz. Muhakkak suretle bizlerin orada söz hakkı olmalıdır. 3 bin 800 aidat ödeyen üyemiz vardır. Kayıtlı üyemiz 13 bindir.
     
  • YENiDÜZEN: Son olarak ülkede bir şeylerin daha iyi olması için acil beklentileriniz nelerdir?
  • Turgay DENİZ: Kamu çalışma saatleri çok önemli. Biz kamunun özelle eş çalışma saatlere gelmesini istiyoruz. Yaşadığımız ülkede ayaklarımız yere basmalı, hayalci isteklerimiz olmamalıdır. Toplu taşıma yok, herkesin çocuğu var ve herkes çocuğunu okula bırakıp işe gelir. Siz çalışma saatini 7.30 yaparsanız bu gerçekçi olmaz. Bu 8.30 olmalıdır. Kimsenin de 2 ayağını bir pabuca koymayacaksınız. 12.30’a kadar çalıştıracaksınız. Öğlen 12.30-13.30 ara vereceksiniz. 13.30’dan 17.30’a kadar da çalıştıracaksınız. Bugün özel sektör 7-8’lere kadar çalışıyor. En azından özel sektör de 16.30’a kadar dairelerdeki işini yapabilsin. Haftanın bir günü de yarım gün çalışılsın. Rum tarafında 15’e kadar çalışma varmış da yemek yemezlermiş de… Bizde 12’den sonra dairelerde çalışan insan bulamazsınız. Bu mesai saati derhal değişmeli. Kamuda çalışanların bu hoşuna gidecek mi? Gitmeyecek. Ama bunu yapmalıyız.
    Hükümetten diğer beklentimiz; kamu reformu ve dolayısıyla yatırım ortamını geliştirme. Çünkü kamu disipline edilir, e-devlete geçilirse, gereksiz bürokrasi ortadan kalkarsa, yatırımların önü açılmış olur. Ayrıca şeffaf olunmalı, kamusal harcamaların niteliği ve kaynağı belirtilmelidir.
    Pahalılıkla mücadele ve standartlaşma bu da çok önemlidir. Çünkü ülkemiz komşu ülkelerden pahalıdır. Bir üniversite adasıyız, bunu kullanmamız gerekirken, pahalı bir ülke olarak bahsediliyoruz. Fonların da karşısındayız. Biz üretim, sanayi düşmanı değiliz. Sanayisiz ve üretimsiz bir ekonomiden bahsetmek olmaz. Dolayısıyla sanayi olacaktır ama bunun var olması için siz fon duvarı koyarak o iş insanına ‘fon koydum, fiyatı artırabilin’ değil. Biz üretimimizin diğer pazarlarda da rekabet edebilir seviyeye getirilmesini istiyoruz. Üretimin desteklenmesi için üretimde kullanılan enerjinin fiyatını sübvanseye edersin, çalıştırdığı işçilerin yatırımlarını devlet olarak desteklersin. Ama bu 2 işçi çalıştırana değil 10 işçi ve üzerine olmalıdır. Ülkeyi cazip hale getirmeliyiz. Gelenler pahalı ülke dememesi gerekir. Standartlaşma da önemli. Onun için süratle AB standartlarına uyumlu ürünler üretilmelidir.
    Sağlık, eğitim ve alt yapı… Bunlar toparlanmalıdır.
    Türkiye ile ticaret ve ilişkilerimizi gerektiği gibi yapmalıyız. Türkiye ile istenilen düzeyde ekonomik işbirliği de yapmıyoruz. Türkiye büyük bir ana kıta, muazzam bir potansiyel vardır.
    Taşınmaz Mal Komisyonu bu da bizim için çok önemlidir. Çünkü Kıbrıs sorunun çözümünde mülkiyet en önemli unsurdur. Birçok müracaat var ama Komisyonun kaynak sorunu vardır. Bu kaynağın bir şekilde öyle veya böyle kaynak yaratılmalıdır. Bize malını satmak isteyen Rumların mallarını almalıyız.
    Son olarak da Kıbrıs sorunu ve AB ile ilişkiler… Kıbrıs sorunun adil bir çözüme ulaşması için biz Oda olarak temaslarımızda bunları ortaya koyuyoruz.  KTTO’da yeni yönetimde kendine yeni hedefler koydu. KKTC’nin bayrak taşıyıcısıyız. Kalıcı ve adil çözümün yapılması için bize ne görev düşerse yapacağız.

 

 

 

 

 

 

Röportaj Haberleri