Firma var ‘isim’ yok!

Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, geçtiğimiz gün Değirmenlik- Girne dağ yolu ihalesini alan firmanın belirlendiğini açıklayarak ‘isim’ vermekten kaçındı, Müteahhitler Birliği de ihaleyle ilgili hiçbir bilgileri olmamasından dolayı Bakan’a tepki gösterdi.

Didem MENTEŞ

Geçtiğimiz yıl 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan, çok sayıda trafik kazasının da meydana geldiği Değirmenlik- Girne dağ yolu ile ilgili ihaleyi alan firma belirlenirken, firmanın ismi ‘SIR’ gibi saklanıyor.

Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, geçtiğimiz gün yol ihalesini alan firmanın belirlendiğini açıklayarak ‘isim’ vermekten kaçınırken, Müteahhitler Birliği de ihaleyle ilgili hiçbir bilgileri olmadığını belirterek, Bakan Kemal Dürüst’e tepki gösterdi.

YENİDÜZEN’e konuşan K.T. Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, dağ yolu ile ilgili ihale konusunu basın yoluyla öğrendiklerini, bu konuda ciddi bir rahatsızlık duyduklarını dile getirdi. Güracafer, “biz bir huzursuzluk olmasın diye hep alttan alıyoruz ama kimse de bizim iyi niyetimizi suiistimal etmeye kalkmasın” dedi.

YENİDÜZEN, ihaleyle ve firmayla ilgili bilgi almak için Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst’ü aramasına rağmen ulaşamazken, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Bumin Paşa ve Karayolları Dairesi Müdürü Ahmet Aydın ise toplantıda oldukları gerekçesiyle konuşmadı.

İhaleyi basından öğrendiğini söyleyen Müteahhitler Birliği Başkanı Gürcafer, “biz bir huzursuzluk olmasın diye hep alttan alıyoruz ama kimse de bizim iyi niyetimizi suiistimal etmeye kalkmasın. Çünkü ekmek aslanın ağzındandır. O ekmekten payımıza düşeni alabilmek için her türlü kavgayı da veririz” dedi.

Dürüst, firma ismini açıklamamıştı

Geçtiğimiz hafta bir köy ziyaretinde Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, Değirmenlik – Girne yolu ihalesini alan firmanın belirlendiğini açıklamıştı. Yolunun yenilenmesi çalışmaları ile ilgili gelinen aşama hakkında bilgi veren Dürüst, “Kolay bir proje olsaydı, çok önceden yapılabilecekti. Ancak göreve gelir gelmez, yol ile ilgili projelerimizi tamamladık, geçtiğimiz yıl Ekim ayında KKTC’yi ziyaret eden TC Ulaştırma Bakanı’na projemizi sunduk ve şu an gelinen aşamada, yolun yenilenmesi ile ilgili olarak çıkılan ihale sonuçlanmış, ihaleyi alan firma belirlenmiş ve ihaleyi alan firma şu anda KKTC’dedir” demişti.  Dürüst, Girne dağ yolu yenileme projesi ihalesini kazanan firmanın, ihale şartnamesini imzalayarak KKTC’ye geldiğini ve şu anda firmanın şantiye oluşturmak için başlatmış olduğu çalışmalarının sonuna gelindiğini belirtmişti. 

Gürcafer: “Ciddi rahatsızlık var”

Dağ yolu ihalesiyle ilgili Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, dağ yolu ile ilgili ne zaman ihaleye çıkıldığını, ne zaman sonuçlandığını, ihaleyi kimin aldığına yönelik hiçbir bilgileri olmadığını, geçtiğimiz gün Bakan Dürüst’ten sadece ihalenin neticelendiğini duyduklarını söyledi.

Bakan Kemal Dürüst’e tepki gösteren Gürafer, “biz bir huzursuzluk olmasın diye hep alttan alıyoruz ama kimse de bizim iyi niyetimizi suiistimal etmeye kalkmasın. Çünkü ekmek aslanın ağzındandır. O ekmekten payımıza düşeni alabilmek için her türlü kavgayı da veririz” dedi.

Bu konuda müteahhitler olarak ciddi rahatsızlık söz konusu olduğunu aktaran Gürcafer, bu rahatsızlığın ileriki günlerde nasıl bir tepkiye dönüşeceğini de göreceklerini ifade etti.


Gürcafer: “Kimse de bizim iyi niyetimizi suiistimal etmeye kalkmasın”

 

Ülke müteahhitlerinin çıkarlarının korunmadığını vurguşayan Gürcafer, “Eğer bir hassasiyet olsaydı İçişleri Bakanlığı’nın merkezi cezaevi projesinde yaptığı gibi olurdu. İçişleri Bakanı Kutlu Evren de bu kabilenin bir üyesidir. Kendisi cezaevinin yapımını istediğinde düşünce yine ihalenin Ankara’dan çıkmasıydı. Bizleri çağırdı böyle bir düşüncesi olduğunu söyledi, nasıl yapılsın diye sordu. Biz de ortak yapılmasını söyledik. Sayın Vakan bizleri alarak Ankara’ya gitti. Orada Adalet Bakanı ile görüştük ve bir çaba sarf etti. Neticede ortaklık yapılması için bir protokol imzalandı. Ondan sonra bir takım gelişmelerden dolayı Ankara bunu dikkate almayarak, ihaleyi tek taraflı Ankara’da yaptı. Ama ondan sonra İçişleri Bakanı yine devreye girdi ve gerekirse bu ihaleyi iptal ettirtirim diye Bakan Evren’in yaklaşımı oldu. Ve Türkiye’den müteahhit buraya geldi ve bize kayıtlı bir müteahhitle anlaşma imzaladı. Cezaevini ortak olarak birlikte yapıyorlar. Doğru tavır budur. Bu ülke ekonomisini, bu ülke müteahhidini düşünen insanın yaklaşımının bu olmasını beklerim. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nda böyle bir sinerji yakalamadım” dedi.

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği’nin bir sivil toplum örgütü olup, müteahhitlerin çıkarlarının birlik için önemli olduğunu aktaran Gürcafer, aynı zamanda ülkedeki her şeyin birliği ilgilendirdiğini kaydetti. Gürcafer, dağ yolu projesinin nasıl olacağı, güzergahın nereden geçeceği, oradaki taş ocakları sorunun ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmesi, sivil araçlarla ağır vasıta araçlarının karşılaşmayacağı gibi düzenlemelerin önemli olduğuna dikkat çekerek, “tüm bunlar bir fikir tartışmasıyla bizim de kabul edeceğimiz bir şekle dönüşürdü ve ekonomik olarak da olabildiğince katma değerinin ülkede kalabilmesi için düzenlemeler yapılabilirdi” dedi.

“Bir düzenleme yapılabilirdi”

Gürcafer, “Örneğin bu gelecek olan firmaya taş ocağı izni verilecek mi? Hala daha o dağlar parçalanmaya devam edecek mi? Yoksa bizim ülkemizde yeterince vardır, artık yurt dışından gelmesin de bizimkilerden kullanılsın denmelimiydi? Bunlar hep tartışılabilirdi. Bunun dışında muafiyetler suiistimale açıktır. Yakıt muafiyeti alır, gider piyasada satar. Haksız rekabetlere sebebiyet verir. Bununla ilgili düzenleme yapılabilirdi. Daha birçok konuda toplum yararına çok iyi bir noktaya getirilebilirdi. Ama bunların hiçbirinden haberimiz olmadı. Sayın Bakan gazetelere çıkıp, ‘dağ yoluna da ihale ettik hayırlısı olsun başlıyoruz’ dedi.

“Payımıza düşeni alabilmek için her türlü kavgayı veririz”

Bu olayları yakından takip ettiklerini,  değerlendirme yapacaklarını söyleyen Gürcafer, “biz bir huzursuzluk olmasın, çatışma yaşamayalım diye hep alttan alıyoruz ama kimse de bizim iyi niyetimizi suiistimal etmeye kalkmasın. Çünkü ekmek aslanın ağzındandır ve biz bunun farkındayız. Dolayısıyla o ekmeği, payımıza düşeni alabilmek için her türlü kavgayı da veririz. Şuanda Türkiye’den gelip Lefke- Güzelyurt yolunu yapan müteahhit, benim müteahhidime yolu yaptırmaktadır ve 10 milyon TL’nin üzerinde borcu vardır. Mahkemeliktirler ve makinelerine de haciz çıkarılmıştır. Biz o haciz işlemini bile gerçekleştiremiyoruz. Bundan sonra ülke müteahhitlerinin ekmeğini güvence altına alacak düzenlemeler yapılmasını istiyoruz. En azından sayın Bakan bu konularda bizden görüş alışverişinde bulunmasını beklerdim. Böyle bir gelişme vardır, bunu nasıl geliştirebiliriz şeklinde bir yaklaşım beklerdim. Sayın Bakandan ne zaman randevu istesek, randevu verir ama benim düşünmem gerekmez. Bazı şeyleri karşı tarafında düşünmesi gerekir” dedi.

 

 

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri