Serap ŞAHİN
Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin (CMIRS) Ağustos 2025’de 500 kişi ile yüz yüze gerçekleştirdiği anket çalışmasının birinci bölüm sonuçları yayınladı.
Sonuçlara göre, Kıbrıslı Türk toplumunun sosyo-politik ve ekonomik bağlamda ciddi bir kriz algısı yaşadığını ortaya koydu. Katılımcılara göre ülkenin en önemli sorunları sırasıyla ekonomik sorunlar, Kıbrıs sorunu, altyapı (elektrik sorunu), sağlık sistemi ve yeteneksiz/beceriksiz siyasi liderler oldu.
Ankete katılanların yüzde 84,4’ü ülkede işlerin yanlış yönde gittiğini düşünürken, yalnızca yüzde 15,6’sı işlerin doğru yönde gittiğine inandığını belirtti.
Katılımcıların kurumsal güven algısı da olumsuzdu. Toplum en çok yargıya, polis ve ombudsmana güven duyarken, hükümet, meclis, sendikalar ve cumhurbaşkanlığı en düşük puanları aldı. Ankete katılanların yüzde 75,6’sı alınan kararlarda söz sahibi olmadığını düşünürken, yüzde 83,6’sı ülkede partizanlığın, yüzde 73,2’si yolsuzluğun, yüzde 69,8’i rüşvetin yüzde 82,6’sı ise adaletsizliğin yaygın olduğunu belirtti.
Mine Yücel, bulguların Kıbrıslı Türk toplumunun demokrasiye ve yönetime olan güveninin son derece düşük olduğunu, siyasal kurumların toplumsal meşruiyetinin ciddi biçimde sorgulandığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Yücel, ekonomik sorunların, Kıbrıs sorununun ve yönetsel aksaklıkların toplumsal refah üzerindeki etkisinin her geçen gün daha görünür hale geldiğini vurguladı.
Ekonomik sorunlar ilk sırada, Kıbrıs sorunu ikinci sıraya yükseldi
Katılımcılara göre ülkenin en önemli sorunları sırasıyla ekonomik sorunlar, Kıbrıs sorunu, altyapı (elektrik sorunu), sağlık sistemi ve yeteneksiz/beceriksiz siyasi liderler oldu.
Ekonomik sorunlar toplumun en önemli sorunu olarak öne çıkmaya devam etti. Altyapı ve sağlık sistemi bu dönemde önem sırasında yükselerek üçüncü ve dördüncü sırada yer aldı. Yeteneksiz/beceriksiz siyasi liderler ise yine üst sıralarda yer buldu ve ülke yönetimindeki sorunların önemini yansıttı.
Ekonomik ve yönetsel sorunların yanı sıra kamu hizmetleri olan eğitim, sağlık ve altyapının en önemli sorunlar arasında yer alması, ülke yönetimindeki sıkıntıların büyüklüğünü göstermesi açısından dikkat çekti. Bu dönemde öne çıkan en önemli sonuçlardan biri ise Kıbrıs sorununun önem sırasında yükselerek ikinci sıraya yerleşmesi oldu.
Mutluluk puanı 10 üzerinden 6,25
Anket çalışmasının birinci bölüm sonuçlarında toplumun mutluluk düzeyi de değerlendirildi. Katılımcıların verdiği yanıtlara göre mutluluk puanı 10 üzerinden 6,25 olarak ölçüldü.
Geçmiş dönemlerle kıyaslandığında, Aralık 2024’te mutluluk puanı 6,33, Mart 2025’te ise 5,90 seviyesindeydi. Ağustos 2025 sonuçları, toplumun mutluluk seviyesinin Mart ayına göre yükseldiğini ancak Aralık 2024’e göre düşük kaldığını ortaya koydu.
Sosyal güven puanı 3,55 olarak ölçüldü
Bu dönemde sosyal güven puanı 3,55 olarak ölçüldü.
Mart 2025’te 3,34 olan sosyal güven puanı Ağustos 2025’te 3,55’e yükseldi. Ancak toplumda sosyal güvenin düşük seyretmesi hem demokrasi hem de toplumun geleceği adına oldukça düşündürücü bir durum olarak öne çıktı.
Yaşanabilirlik puanı 5,59’a geriledi
Ankete göre ülkenin yaşanabilirlik puanı 5,59 olarak belirlendi.
Mart 2025’te 5,69 olan yaşanabilirlik puanı bu dönemde düşüş gösterdi. Anketin en dikkat çekici sonuçlarından biri ise, katılımcıların mutluluk puanları artış gösterirken ülkenin yaşanabilirlik puanında gerileme yaşanmış olması oldu. Çalışmanın, katılımcıların ruh halinin görece daha iyimser olduğu yaz tatili döneminde yapılmasına rağmen yaşanabilirlik puanında düşüş tespit edilmesi düşündürücü bulundu.
En çok güven yargıya, en az güven cumhurbaşkanına
Katılımcılara göre, toplumun en çok güven duyduğu üç kurum sırasıyla yargı, polis ve ombudsman oldu.
En az güven duyulan kurumlar ise sendikalar, hükümet, siyasi partiler, meclis ve cumhurbaşkanı olarak sıralandı.
Toplumun yüzde 75,6’sı alınan kararlarda söz sahibi olmadığını düşünüyor
500 kişinin katıldığı anket çalışmasının sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 75,6’sı ülkede alınan kararlarda söz sahibi olmadığını düşünüyor.
Demokrasi olduğunu iddia eden ülkelerde vatandaşların alınan kararlara etki edemediklerini düşünmeleri ise oldukça düşündürücü bir tablo olarak değerlendirildi.
Toplum partizanlık, yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olduğunu düşünüyor
Katılımcıların yüzde 83,6’sı ülkede partizanlığın yaygın olduğunu düşünüyor.
Ankete katılanların yüzde 73,2’si ülkede yolsuzluğun, yüzde 69,8’i ise rüşvetin, yüzde 82,6’sı ise adaletsizliğin yaygın olduğunu düşünüyor.
Kıbrıslı Türkler sosyo-politik ve ekonomik kriz algısını sürdürüyor
CMIRS Direktörü Mine Yücel, Ağustos 2025 dönemi bulgularını değerlendirdi. Yücel, anket sonuçlarının Kıbrıslı Türklerin sosyo-politik ve ekonomik bağlamda ciddi bir kriz algısı yaşadığını bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti. Katılımcıların yüzde 84,4’ü ülkede işlerin yanlış yönde gittiğini ifade ederken, ekonomik sorunların temel gündem maddesi olarak öne çıktığına dikkat çekti. Bu dönemde altyapı ve sağlık sisteminin de ön sıralara yükseldiğini, yönetsel sorunların toplumsal refah üzerindeki etkisinin daha görünür hale geldiğini söyledi.
Mine Yücel, araştırmanın yaz tatili dönemine denk gelmesine rağmen bireysel mutluluk puanının 6,25’e çıkmasına karşın ülkenin yaşanabilirlik puanının 5,59’a düştüğünün dikkat çekici olduğunu vurguladı. Sosyal güvenin düşük seviyelerde (3,55) kalmasının, toplumun demokrasiye ve ortak geleceğe dair kaygılarının derin olduğunu teyit ettiğini belirtti.
Katılımcıların çok büyük bir kısmının ülkede adaletsizlik (%82,6), partizanlık (%83,6), yolsuzluk (%73,2) ve rüşvetin (%69,8) yaygın olduğunu düşündüğünü ifade eden Yücel, kurumsal güven ve memnuniyet puanlarının da siyasal aktörlere yönelik toplumsal hoşnutsuzluğu teyit ettiğini söyledi. Yargı, polis ve ombudsmanın görece yüksek puan aldığını, hükümet, meclis, sendikalar ve cumhurbaşkanlığın ise en düşük seviyelerde kaldığını belirtti.
Yücel, bu durumun toplumsal güvenin siyasal kurumlar üzerinden ciddi şekilde erozyona uğradığını gösterdiğini vurgulayarak, bulguların Kıbrıslı Türk toplumunun demokrasiye ve yönetime olan güveninin son derece düşük olduğunu ve siyasal kurumların toplumsal meşruiyetinin ciddi biçimde sorgulandığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Katılımcıların yüzde 84,4’ü ülkede işlerin yanlış yönde gittiğini düşünüyor
Anket çalışmasına göre, katılımcıların yüzde 84,4’ü ülkede işlerin yanlış yönde gittiğini düşünüyor. Mart 2025’te bu oran 87,77 seviyesindeydi.
Ankete göre ülkede işlerin doğru yönde gittiğini düşünenlerin oranı ise sadece yüzde 15,6 olarak ölçüldü. Sonuçlar, toplumun büyük bir kısmının ülkedeki genel yönetim ve politikalar konusunda ciddi kaygılar taşıdığını ortaya koydu.