"Ekonomik tedbirler de yürürlüğe girmeli"

 Kıbrıs Türk Esnaf ve  Zanaatkarlar Odası (KTEZO),  koronavirüs nedeniyle  yaşanan olağanüstü koşullarda, sağlıkla ilgili tedbirlerin yanı sıra ekonomik tedbirlerin de bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini açıkladı.

 Kıbrıs Türk Esnaf ve  Zanaatkarlar Odası (KTEZO),  koronavirüs nedeniyle  yaşanan olağanüstü koşullarda, sağlıkla ilgili tedbirlerin yanı sıra ekonomik tedbirlerin de bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini açıkladı.

KTEZO  Yönetim Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, dünyanın çeşitli ülkelerinde örnekleri görüldüğü gibi yeni tip koronavirüse karşı tedbirlerin  olağanüstü hal koşullarına ulaştığı ancak  aynı zamanda insanların ihtiyaçlarını karşılamak, erişimi engellememek için de ekonomi ile ilgili tedbirlerin paralel olarak alındığına dikkat çekildi.
 
Bunun için ülkelerin, bütçeleri doğrultusunda gerekli kaynağın kullanılabilmesi amacıyla yoğun çalışmalar yaptığı ifade edilerek  “Bizde de sağlıkla ilgili tedbirlerin yanı sıra ekonomik tedbirlerin de bir an önce tartışılması ve yürürlüğe girmesi gerekmektedir.”denildi.

Açıklamada, her kriz döneminde olduğu gibi yine gerek toplumsal beklentileri karşılayan sağlık tedbirleri gerekse de ekonomik yaşamı asgaride tutacak tedbirleri almakta geç kalındığı, kafa  karışıklığı yaşandığı belirtilerek, şöyle devam edildi:

“Her krizde harcamaları artırma ihtiyacına rağmen gerekli kaynakların, ihtiyat akçelerinin tutulmaması, düşünülmemesinden dolayı bocalıyoruz. 

Binlerce işletme turizm faaliyetlerinin durması ve kapıların kapanmasıyla, üretim yeteneklerini yitirdiler. Maaş, sigorta, elektrik, kira, borç gibi temel harcamalarını karşılayamama sorunu yaşıyorlar. Restaurant, pub, cafe, berber ve kuaför gibi binlercesi de insanların sağlık önlemi olarak gitmemesi nedeniyle can çekişiyor.

Ülke kaynaklarının seferber edilmesini içeren yiyecek, emtia üretiminin yıllarca dışlanması, üretimin hizmetlerle sınırlı olması, dolayısı ile dışa bağımlılığın tam olması sorunu devasa kılıyor. 

Gerekli kısa ve uzun vadeyi de içeren önemler bir an önce alınmazsa, 2000’li yılların başında yaşadığımız TL’nin devalüasyonu, faizlerin %250’lere tırmandığı, bankaların iflas ettiği dönemdeki ekonomik yıkımın çok daha büyüğü ile karşı karşıya kalacağımız anlamına gelir. Bu da yoksulluk, işsizlik, açlık ve kaosun büyümesinden başka bir şey değildir.”

Açıklamada, bu çerçevede toplumsal sorumluluk alan Oda’nın, en geniş temsiliyeti sağlayacak şekilde bu krizle mücadelede paydaş olan herkesi ve her kesimi önümüzdeki günlerde aynı masa etrafında toplama kararı ürettiği belirtildi.

“Bu adımı atarken amacımız sağlık tedbirlerini tartışmak veya yön vermek değil, insan yaşamının devamı için gerekli ortamın sağlanması adına ihtiyaç duyulan ekonomik tedbirlerin alınmasına katkıda bulunmaktır.” denilen açıklamada, içinden geçilen dönemde  katılımcı anlayışın ve dayanışmanın yeniden anlam kazandığı, krizin atlatılmasında büyük önem arz ettiği ve başka bir seçenek olmadığı vurgulandı.

Haberler Haberleri