“Devlet eliyle insan ticareti”

YENİDÜZEN’e konuşan Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi Direktörü Mine Yücel, devlet eliyle insan ticareti yapıldığını, Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası’nın çöpe atılması gerektiğini söyledi

Ödül Aşık ÜLKER

Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi Direktörü Mine Yücel, Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası’nın çöpe atılması gerektiğini, yeni yasa hazırlanana kadar Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararname çıkarıp gece kulüplerini kapatabileceğini söyledi.

Mine Yücel, “Toplum oturup karar versin, bu ülkede fuhuş yasal mı olacak, yasak mı olacak. Bıraksınlar toplum karar versin. Daha önce yaptığımız bir ankette de toplumun fuhuşa karşı olduğunu görmüştük. Konuyu tartışalım, alelacele karar vermeyelim. Gerçekten toplum hasta ve buna ihtiyacı varsa, toplum kararını verecek” dedi.

Ceza Yasası’na göre fuhuşun yasak olduğuna dikkat çeken Yücel, devlet eliyle insan ticareti yapıldığını ve İnsan Ticaretiyle Mücadele Yasası’nın da bir an önce geçmesi gerektiğini kaydetti.

Mine Yücel, gece kulüplerinde çalıştırılan kadınlarla yaptıkları mülakatlardan elde ettikleri bilgileri de paylaşarak,  yaşanan insan hakları ihlallerini anlattı.

Gece kulüplerinin kapatılmasından yana olduğunu vurgulayan Yücel, şunları söyledi:

“‘Kapatırsak ne olur’ gibi konuşmalar olur. ‘Bir toplumun acil cinsel ihtiyaçları var yoksa sokaklarda insanlara saldırcaklar’ diye birşey yok diyorum ama diğer taraftan ‘kara derili bir kadın’ bir noktadan başka bir noktaya giderken, mutlaka yerli bir erkeğin taciz ve tecavüzüne uğruyor. En azından sözlü tacize uğramadan hiçbir Afrika kökenli kadın gideceği yere gidemiyor. Yani belki de gece kulübü sahipleri ve eski bakan haklı, bu toplum gerçekten önüne gelen kadına saldıracak boyutta hasta bir toplumdur. Bu demek değildir ki, gece kulüpleri kendilerini tedavi ediyor. Bu konu gerçekten tedavi edilmesi gereken birşey.”      

Yücel, Kuzey Kıbrıs’ın “mafyadan arınmış, temiz parayla yaşayan” bir ülke olmasına dair isteğini de dile getirerek, “Gece kulüpleri, bet ofisler, uyuşturucu, organize suçlardan arınmış bir toplumda yaşamak isterim. Bu hükümetin de bunu hedef göstererek göreve geldiğini düşündüğüm için de bir an önce bunların yasalarının gündeme gelmesi lazım. Ben bu yerlerin açık kalmalarını istemem ama eğer açık kalacaksa denetimlerin sıkı yapılması gerekir. Bunların belli bir ekonomik getirisi olabilir, ama sosyal anlamda götürdükleri, uluslararası ün anlamında etkileri de göz önünde tutulmalı” diye konuştu.

  • Soru: Gece kulüpleri ve fuhuşla ilgili mevcut yasalarda durum nedir?
  • Yücel: Ceza Yasası fuhuştan gelir elde etmenin yasak olduğunu söyler yani fuhuşu yasaklar. Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası fuhuşa değinmez, konsomatris çalıştırıldığından bahseder ve belirli aralıklarla sağlık kontrollerinin yapılması gerektiğini söyler. Yasa, insan haklarına aykırı olarak, pasaportun poliste kalacağını da söyler. Yasaya göre, kadınlar geldikleri ilk gün hastaneye götürülür, test sonuçları çıkana kadar karantinada tutulur. Kadınlar bir sonraki kontrole kadar gece kulübünde kapalıdır, kendi başına dışarı çıkamaz. Bu, yasa ve devlet eliyle insan ticaretinin yapıldığı anlamına gelir. Sorunlu olan aslında yasadır ve yasanın yarattığı ortamda gece kulüplerinin uygulamalarıdır. Yasa yanlış, direkt çöpe atılması lazım. Yasa, kadınların yatı evlerinin de gece kulüplerinin dışında olmasını öngörür. Ancak gece kulüpleri meskünmahal dışına çıkarılırken, kale gibi yerler yaptılar, kapıda eli silahlı bekçiler, köpekler var, kadınların yaşam alanları da bu alanların içine yapılmış. Gece kulüplerinin üst katına odalar yapmışlar, yataklar da koymuşlar ve buraları “ofis” olarak göstermişler. Yani “kadınlar ofiste çalışıyorlar, fuhuş yok, yasanın öngördüğü saatler dışında çalışma da yok” gibi ama aslında kadınlar 7/24 müşteri alıyor. Örneğin matine saatleri oluyor ve 18 yaş altı kesim de gece kulübüne giriyor. Yaptığımız mülakatlarda bunu anlatan kadınlar oldu. Lise çocuklarını, futbol takımlarını öğretmenler gece kulüplerine götürür, bunlar toplumumuzun sosyal alışkanlıklarıdır. Bizim utanılır bulduğumuz bu yerler, “kutlama”, “ödüllendirme” mekanları olabiliyor.

 “Yani belki de gece kulübü sahipleri ve eski bakan haklı, bu toplum gerçekten önüne gelen kadına saldıracak boyutta hasta bir toplumdur”

 

“Organize suçlar işbirliği yapmayı becerebiliyor”

  • Soru: Siz gece kulüpleriyle ilgili ilk çalışmanızı 2006 yılında yaptınız.  Zaman zaman da çalışmalar yapmaya devam ediyorsunuz. Bu çalışmaları yaparken kadınların özgürce konuşması sağlanabildi mi? Ne gibi çarpıcı bulgular elde ettiniz?
  • Yücel: O dönemde “müşteri” olarak birini gönderdik ve kadınları gece kulubü dışına çıkardık. Kadınları çalışmayla ilgili bilgilendirdik ve istekli olanlarla konuştuk. İşletmecilerle, hastanedeki doktorlarla, taksi şoförleriyle ve müşterilerle görüştük. Bu 10 sene zarfında Ukrayna ve Moldovya’ya da gittik ve burada çalışıp, dönen kadınlarla, onlara hizmet veren örgütlerle de görüştük. Ülkelerin şartlarını görüp, anlamış olduk. O dönemde burada çalışanların %75’i Moldovyalıydı ve aile içi şiddet çok yaygındı. Kadınlar ailedeki şiddetten kaçıp, gözü kapalı kendini dünyaya atıyordu. Bir nevi, yağmurdan kaçarken dolayı tutuluyorlar, en mağdur olan da onlar oluyor. Şu anda farklı ülkelerden de gelenler vardır. Üniversite öğrencilerine bakınca da, Afrikalı öğrencilerden de en fakirleri alıp getiriyoruz.
    Gece kulüplerinde de şiddetin sıkça kullanıldığını biliyoruz, hem işletmeci hem de müşteriler tarafından. Kadınlar bodrum katlarda işkence odaları olduğundan bahsediyor. Doğru olup olmadığını teyid etmemiz mümkün değil. Doğruysa gerçekten var, yanlışsa da kadınlara en azından bu algıyı yaratabilecek hikayeler anlatılıyor. Şiddet veya şiddet tehdidi... Bu kadınların genelde aileleri, eşleri, çocukları var. Bir kısmı buraya bilerek geliyor ama geri gidecekleri toplumda ne yaptıkları bilinmiyor, yaşadıklarının oraya yansımaması gerekiyor. En büyük sorunlarından biri de budur, bu konuda psikolojik şiddet uygulanıyor.
    Buraya geldiklerinde bilet parası, vizesi borç hanesine yazılıyor ve ilk dönemler bu borcu ödemekle geçiyor. Sonrasında bazı gece kulübü sahibi 6 ay sonunda ödemenin yapılacağını söylüyor, böylelikle kadının onun izni olmadan ayrılması mümkün olmaz. Kadın “müşteriye çıkmak istemezse”, ceza alır, ya şiddet kullanılır ya da parasından kesilir. Mesela müşteri şikayet ettiyse parasından kesilir. Kadınlar gece kulübünün temizliğinde de çalıştırılır, uyuşturucuya da alıştırılır. Uyuşturucu parası da kesilir, konaklama ücreti de alınır. Kadının parası bir şekilde kesilmeye devam edilir. Kadın ayrılmadan önce de birçok yerden parasını alamaz.
    6 ay sonunda kadın ülkeden çıkmak zorundadır ve iki ay sonra dönebilir. İki ay başka bir ülkeye gönderilir, onun yerine başka bir kadın gönderilir. Bu suçlar organize suçlar, uluslararası çalışırlar. Kuzey ve Güney arasında da örneklerini gördük. Aslında yasal olarak geçiş mümkün değildir ama kuzeyden girip güneyde çalışan, güneyden girip kuzeyde çalışan her iki örneği de gördük. Demek ki, bir şekilde kuzey ve güney arasında, organize suçlar işbirliği yapmayı becerebiliyor.

“Kara derili bir kadın’ bir noktadan başka bir noktaya giderken, mutlaka yerli bir erkeğin taciz ve tecavüzüne uğruyor. En azından sözlü tacize uğramadan hiçbir Afrika kökenli kadın gideceği yere gidemiyor”

 

 “Toplum önüne gelen kadına saldıracak boyutta hasta bir toplumdur”

  • Soru: O zaman hayatı tehdit eden unsurlar olduğunu söylemek mümkün...
  • Yücel: Bunlar, hayatı ciddi anlamda birebir tehdit eden şeyler. Kadınlar korumasız sekse zorlanıyor, kadınların müşteriyi korunmaya zorlama hakkı yok. Müşteriden, hele de sık giden bir müşteriden bunu istemek müşterinin “prestijini” düşürür. Yaşanan çok sayıda hamilelik var. Bu durumlarda patronun direktifiyle kürtaj yaptırılır, kadının ne olduğundan haberi olmaz. kadın vücudu diye bir şey yoktur, o “birinin malıdır”. Her an her şekilde hastalık kapma riski vardır ki bu kamu sağlığı için de bir tehdittir. Bu da ayrı bir boyut...
    Diğer taraftan gece kulüplerinin “sosyal hizmet” sağladıkları savunulur ve olumlu şekilde yansıtılır. “Kapatırsak ne olur” gibi konuşmalar olur. “Bir toplumun acil cinsel ihtiyaçları var yoksa sokaklarda insanlara saldırcaklar” diye birşey yok diyorum ama diğer taraftan “kara derili bir kadın” bir noktadan başka bir noktaya giderken, mutlaka yerli bir erkeğin taciz ve tecavüzüne uğruyor. En azından sözlü tacize uğramadan hiçbir Afrika kökenli kadın gideceği yere gidemiyor. Yani belki de gece kulübü sahipleri ve eski bakan haklı, bu toplum gerçekten önüne gelen kadına saldıracak boyutta hasta bir toplumdur. Bu demek değildir ki, gece kulüpleri kendilerini tedavi ediyor. Bu konu gerçekten tedavi edilmesi gereken birşey. Gece kulüpleri gibi, kadın vücudunun satıldığı yerlerin toplum için bir ihtiyaç olmasının, “olumlu hizmet” olarak algılanmasını kabul edemiyorum.

“Polisin giremediği gece kulüpleri var”

  • Soru: Sağlık Bakanı 5 yıldır denetimlerin yapılmadığını, yapılan ilk denetimlerde korkunç bir manzara ile karşılaştıklarını açıkladı. İçişleri ve Çalışma Bakanları da denetimlerin sıklaştırılacağını açıklandı. Denetimler açısından bugüne kadar durum neydi?
  • Yücel:  Denetimler zaten yapılıyordu. Mülakat için “gece kulübünden kadını çıkardığımız” bir gün, arkadaşımız “kadını erken getirin, bugün polis baskını olacak” diye uyarıldı. Yani baskınların bazıları haberli yapılıyor. Bazı zamanlarda da gece kulübünün yoluna polis girdiği anda kapıdaki nöbetçi içeriye haber veriyor ve ortam uygun hale getiriliyor.  Mülakatlarda gördük ki polis işletmecinin önünde kadına “bir sıkıntınız var mı” diye soruyor, o ortamda kadın rahat konuşamıyor. Kadınlar bazı denetimleri yapan bazı polislerin birkaç gün sonra “müşteri” olarak gelebildiğini söylüyor. O durumda kadın kime güvenebileceğini bilemiyor,  denetimlerin ne kadar objektif yapıldığı da ayrı bir soru işareti. Polis içinde bu olayları temizlemek için çalışanlar da var. Onlar da “el atmaya çalıştığımız durumlar oldu, çok ciddi tehditler aldık bir yerden sonra da ailemi, çocuklarımı düşünmek zorundayım” diyor. Bir de polisin bile giremediği gece kulüpleri var, silahlı çatışmalarla polisin girmeye çalıştığı durumlar da oluyor.

“Gurur duyuyorum”

  • Soru: LTB sınırları içindeki gece kulüplerinin işletme izinlerini yenilemedi. Bu genele yayılabilir mi?
  • Yücel: LTB işletme izinlerini yenilemedi, zaten bu konuda yapabileceği başka birşey yok. Demek ki, bu konuda belediyelerin de sorumluluğu var. İşletme izni verirken yerel yönetimler o kirli parayı alıyor. Gurur duyuyorum ki, yaşadığım sınırların belediyesi, en azından gece kulüplerinden kirli para almayı reddediyor. Bu yerel yönetimler adına çığır açıcı birşeydir. Biz ulusal çözümler bulacak siyasi iradeyi yerine getiremezsek, en azından yerel yönetimlerin ciddi ciddi bu yola girmesi lazım.

“Maliye Bakanlığı vergi kaçakçılığından kapatabilir”

Fuhuş yasak ama gece kulüpleri fuhuştan gelir elde ediyor fakat bunun vergisini ödemiyor. Demek ki Maliye Bakanlığı da vergi kaçakçılığından kapatabilir. 
Devletin milyarlarca TL borcu olduğu açıklandı. Anlamakta zorlanıyorum. Bu ülke gece kulüplerinin, bet ofislerin, kumarhanelerin, taşocaklarının, üniversitelerin, kara para aklamanın “cenneti”dir. Böyle “cennetler”de insanların para içinde yüzmesi lazım. Mafyayı buraya kabul edeceksek, bu maddi olarak insanlara yansımalı. Devlet, “tamam, ben, mafya anlamında, dünyanın kara deliğiyim, tüm mafyalar gelsin, her vatandaşımın yılda 100 bin dolar milli geliri olsun” diyecek.  Mafya ülkemize geliyor, keyfini sürüyor, birilerine rüşvet yediriyor, diğer taraftan insanların sokağa çıkacak güvenliği yok, uyuşturucu kol geziyor. Sadece gece kulüpleri değil, bet ofisler, kumarhaneleri de düşünmek lazım. Bir gün Lefkoşa bunlardan arınmış bir şehir olursa, böyle bir şehirde yaşamak müthiş olur. Bize bunu yaşatmaları lazım, biz bunları hak ediyoruz.

“İnsan ticareti insanı mağdur edip, köle gibi koşullarda çalıştırmaktır. Gece kulüplerinde olan da budur”

 

“Toplum karar versin”

  • Soru: Yeni bir yasa hazırlanacağı açıklandı. Bu süreçte neler yapılmalı?
  • Yücel: Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Komisyonu toplandı, yeni yasa hazırlayacak. Bu süreçte, bana göre, Bakanlar Kurulu’ndan kanun hükmünde kararname çıkarılıp gece kulüpleri kapatılsın. Toplum oturup karar versin, bu ülkede fuhuş yasal mı olacak, yasak mı olacak. Bıraksınlar toplum karar versin. Daha önce yaptığımız bir ankette de toplumun fuhuşa karşı olduğunu görmüştük. Konuyu tartışalım, alelacele karar vermeyelim. Gerçekten toplum hasta ve buna ihtiyacı varsa, toplum kararını verecek. Gece kulüplerini bir süre kapattığımızı varsayalım ve toplum da fuhuşun yasal olmasına karar verdi, gece kulüpleri açılacağında fuhuşu yasal hale getirecek yasal düzenlemeler yapmak lazım. Her halükarda yeni bir yasa lazım, fuhuş yasal olsun ya da olmasın, gece kulüpleri isterse şu anda kağıt üstündeki şekliyle devam edebilir. Ama o zaman gerçekten mafyavari faaliyetlerini durdurmaları lazım.

“Bu sadece gece kulüplerinde olmuyor, inşaat işçilerinden de insan ticareti mağdurları var. Uluslararası bir anlaşma olan İnsan Ticaretiyle Mücadele Sözleşmesi’nin bir an önce meclisimizden geçirilmesi gündeme gelebilir”

 

Bir de, her ne olursa olsun, İnsan Ticaretiyle Mücadele Yasası’nı bir an önce geçirmemiz ve insan ticaretinin suç olması lazım. İnsan ticareti insanı mağdur edip, köle gibi koşullarda çalıştırmaktır. Gece kulüplerinde olan da budur. Bu sadece gece kulüplerinde olmuyor, inşaat işçilerinden de insan ticareti mağdurları var. Uluslararası bir anlaşma olan İnsan Ticaretiyle Mücadele Sözleşmesi’nin bir an önce meclisimizden geçirilmesi gündeme gelebilir.

“Organize suç cenneti olmamamız lazım”

  • Soru: Yayınlanan uluslararası insan ticareti raporlarında da kötü puanlar aldık. Son olarak ne eklemek istersiniz?
  • Yücel: Sonuçta biz öyle bir noktaya geldik ki , “organize beşler” gibi filmler çekilmiş hakkımızda. Her türlü kirli paranın, İnterpol’ün aradığı insanların  “cenneti” haline gelmişiz. Ben bugün bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak bu ülkenin mafyadan arınmış, temiz parayla yaşayan bir ülke olmasını isterim. Gece kulüpleri, bet ofisler, uyuşturucu, organize suçlardan arınmış bir toplumda yaşamak isterim. Bu hükümetin de bunu hedef göstererek göreve geldiğini düşündüğüm için de bir an önce bunların yasalarının gündeme gelmesi lazım. Ben bu yerlerin açık kalmalarını istemem ama eğer açık kalacaksa denetimlerin sıkı yapılması gerekir. Bunların belli bir ekonomik getirisi olabilir, ama sosyal anlamda götürdükleri, uluslararası ün anlamında etkileri de göz önünde tutulmalı. Bunlara alternatif ciddi yaşam modelleri geliştirebiliriz. Gerçekten üniversite cenneti olmak gibi, gerçekten turizm cenneti olmak gibi, gerçekten tarih, çevre satabiliriz. Organize suç cenneti olmamamız lazım.

 

 

 

 

 

İlgili Haberler

Röportaj Haberleri