Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay ile Kıbrıs Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, Kıbrıs müzakere süreci çerçevesinde eş zamanlı gerçekleşecek temaslar için Atina ve Ankara’ya gitti.
Atina’ya dün giden ve TC Atina Büyükelçisi Kerim Uras tarafından karşılanan Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle temaslarına bugün başlayacak.
Kıbrıslı Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis de, dün öğleden sonra Ankara’ya gitti. Ankara ziyareti öncesinde Atina’da temaslarda bulunan Mavroyannis, yarın Türkiye Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle biraraya gelecek. Müzakerecilerin karşılıklı Ankara ve Atina ziyaretleri, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos’un geçtiğimiz yıl eylül ayında New York’taki BM Genel Kurulu 68. dönem çalışmaları sırasında kararlaştırılmıştı.
Müzakerecilerin çapraz görüşmeler için Ankara ve Atina’ya ziyaretinin tarihi ise liderlerin 11 Şubat’ta başlattığı yeni müzakere süreci çerçevesinde 14 Şubat’ta bir araya gelen Özersay ve Mavroyannis’in görüşmesinde belirlenmişti.
-------------------------------------------------
Özersay, çapraz görüşmeleri değerlendirdi: “Önyargıları ortadan kaldırmak için sağlıklı bir diyalog ortamı”
Kıbrıs Türk tarafının müzakerecisi Kudret Özersay, Atina’ya hareketinden önce Lefkoşa’da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Atina ve Ankara temaslarını değerlendirdi. Müzakerecilerin prosedür görüşmelerinin artık tamamlandığını kaydeden Özersay, şu ana kadar genel anlamda süreçle ilgili taraflar arasında bir görüş birliği olduğunu söyleyebileceğini vurguladı.
Ortak açıklama metninde olduğu gibi "Yapılandırılmış bir müzakerenin, olabildiğince erken bir zamanda, sonuç alıcı bir biçimde yapılması yönünde" ilerlediğini ifade eden Özersay, taraflar arasında genel bir görüş birlikteliği olduğunu belirtti.
Özersay, müzakerecilerin karşılıklı Atina ve Ankara ziyaretlerinin, önyargıları ortadan kaldırmak için sağlıklı bir diyalog ortamını geliştireceğini düşündüğünü söyledi.
Kıbrıs Türk tarafı olarak en kısa zamanda çözümün bulunmasının esas alındığına işaret eden Özersay, adada yapılandırılmış bir müzakerenin gerekli olduğunu, görüşmelerde bunu dile getirdiğini kaydetti.
"Yeni Kıbrıs Rum yönetimi liderinin, müzakere masasında bu konularla ilgili olarak ne istediğini görmemiz lazım" diyen Özersay, tarafların pozisyonlarını bir araya getirmek ve taraflar arasında köprü kurucu öneriyi yapabilmek için muhataplarının pozisyonlarının da değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Kıbrıs müzakerelerinin ilerleyebilmesi ve sonuç alınabilmesi için Rum meclisinden karar üretmeye gerek olmadığını dile getiren Özersay, "İhtiyacımız olan şey yasa yapmak değil, ihtiyacımız olan şey, yürütmenin başında olan Kıbrıs sorununun çözümü için seçilmiş olan iki cumhurbaşkanının, iki devlet başkanının müzakere ederek bir sonuca varmalarıdır. Bunun için meclisin ayrıca yasa yapmasına gerek yoktur. Ama meclisteki siyasi partilerle istişare etmeye gerek vardır. Toplumun farklı kesimlerini hazırlamaya gerek vardır. Onları bilgilendirmeye gerek vardır" değerlendirmesinde bulundu. Özersay, bu süreçte liderlerin toplumlarını hazırladıkları takdirde, kapsamlı bir çözüm için her istediklerini alacakları bir çözüm değil, en çok istediklerini alabilecekleri, bazı şeylerin orta yolunun bulunduğu bir çözümün olabileceğini söyledi.
65 yıl sonra ilk kez
Müzakerecilerin yapacağı Atina ve Ankara ziyaretinin, KKTC'nin kurucu lideri Rauf Denktaş'ın 1959 yılında Atina'ya Kıbrıs Türk toplumu adına ziyaretinden bu yana bir ilk olacağını belirten Özersay, "Yaklaşık 55 yıl aradan sonra ilk kez Kıbrıs Türk tarafını temsilen bir müzakereci garantör ülke Yunanistan'a gidiyor" ifadelerini kullandı. Ankara ve Atina çapraz müzakere sürecinde, uzun yıllardan sonra ilk kez Kıbrıs Türk tarafını temsilen bir kişinin Yunanistan'a, aynı şekilde Kıbrıs Rum tarafından bir kişinin de Ankara'ya gidebileceğini dile getiren Özersay, bu müzakerelerin kapsamlı çözüm süreci bağlamında yapılan görüşmeler olduğunu söyledi. Özersay, Kıbrıs'taki sorunun sadece Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında çözümlenebilecek bir uyuşmazlık olmadığını belirterek, garantör devletlerin bu uyuşmazlığın bir parçası olduğunu, bundan dolayı da ziyaretlerin tüm taraflar arasında sağlıklı bir diyaloğun oluşturulması açısında önemli olduğunu ifade etti. Özersay, iki toplumun kapsamlı çözüm bulma maksadı ile müzakere eden kişilerle görüşme olanağı bulacağına işaret ederek, bunun, sorunun çözümü için hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların iradesine gerek olduğunu gösteren bir model olduğunu söyledi. "Kıbrıs sorunun çözümü için Kıbrıslı Rumların da Kıbrıslı Türklerin de rızası gerekiyor" diyen Özersay, "Atina ve Ankara'da yapılacak görüşmelerde sağlıklı bir diyaloğun başlayabileceğine inanıyorum. Bu görüşmelerde, bugün var olan önyargıları ortadan kaldırmak için sağlıklı bir diyalog ortamının geliştirileceğini düşünüyorum. Önemli olan bu önyargıları gidermektir. Biz bu açıdan bakıyoruz. Atina ve Ankara ziyaretlerini bir diyaloğun başlangıcı olarak görüyoruz" diye konuştu.