Borrell: AB Kıbrıs müzakerelerine ne kadar erken tam olarak dâhil olursa o kadar iyi

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’ın Kıbrıs müzakerelerine ne kadar erken tam olarak dâhil olursa o kadar iyi olacağını belirtti.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’ın Kıbrıs müzakerelerine ne kadar erken tam olarak dâhil olursa o kadar iyi olacağını belirtti.

Pazar günü Demokratik Seferberlik Partisi’nin yayımladığı Borrell’in Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesi Başkanı David McAllister’in mektubuna yanıtında, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin 29 Nisan’da Cenevre’de duyurduğu, başka bir 5+BM gayrı resmi toplantısı yapılmasına karar verilmesinden duyulan memnuniyet ifade edildi; Avrupa Birliği’nin Birleşmiş Milletler ve gelecek toplantı için devam eden olası en iyi koşulları yaratma çabalarını desteklemeyi sürdürdüğü kaydedildi.

 

Josep Borrell’in 1 Haziran tarihli mektuba cevabında şöyle dedi:

“Hem Kıbrıslıların hem de BM’nin faydalı bulabileceği her türlü yardımı sağlamaya hazırız. BM Genel Sekreteri Guterres’e, başarılı bir sonuca yönlendirme çabasında olduğu sürecin hassasiyetinin idrakiyle AB’nin ve benim kendimin siyasi düzeyde yardıma hazır olduğumuz konusunda yeniden güvence verdim.”

“Gelecekte bir çözümün AB müktesebatına ve koruyuculuğuna, AB’nin bütünlük ve karar alma sorumluluklarına ve işlemlerine gereksinimi vardır.”

“AB, Kıbrıs’la ilgili resmi Konferans’ın bir gözlemcisiydi. Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı AB’nin en kısa zamanda tam olarak Kıbrıs görüşmelerine dâhil olmalıdır. Bunu Kıbrıslı Türklere ve Türkiye’ye anında söyledik.” 

AB üst düzey yetkililerinin ikili görüşmeler için Nisan 2021’de Cenevre’de bulunduklarına, AB’nin bu anlamda taraflarla ve BM’yle  yakın durduğuna işaret eden Borrell, Doğu Akdeniz’de bölgesel refah ve istikrar açısından Kıbrıs’taki durumun sürdürülebilir olmadığı, hem Kıbrıslılar hem de AB açısından artan oranda endişe kaynağı olduğu görüşünü paylaştığını duyurdu.

Avrupa Konseyi’nin sürekli AB’ın, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarına ve AB müktesebatı çizgisinde Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm taahhüdüne bağlı kaldığını tekrarladığına işaret eden Borrell, hem Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades hem de Kıbrıs Türk toplumu lideri Tatar’la görüştüğü üzere, Kıbrıs sorununa çözümün dışardan gelmemesi gerektiğini, bir çözüm bulma sorumluluğunun sadece ve sadece Kıbrıslıların kendilerine ait olduğunu vurguladı.

“Karmaşık bir süreç olabileceğini biliyoruz ancak benim görüşmelerimde, Kıbrıslı liderler Anastasiades ve  Tatar’ın BM ile ileriye gitmede ortak bir zemin bulmak için yakın olmalarından cesaret buldum” diyen Borrell, AFET Komitesi’nin Kıbrıs sorununun statükosu üzerinde bir görüş alışverişi yapma niyetini de memnunlukla karşıladığını, hizmetlerinin bu niyeti uygun zamanda ileriye götüreceğine güvendiğini bildirdi.

Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesi Başkanı David McAllister, Borrell’e gönderdiği mektupta, Cenevre sonuçlarından bahsederek ‘Kim bunun gerçekliğini incelerse incelesin, Kıbrıs’taki durumun AB perspektifinden bakıldığında artan oranda endişe verici olduğuna’ işaret etti.

 

David McAllister mektubunda şöyle dedi:

“Değişime açık bir konu vardır. Güvenlik yönünün yakından izlenmesi gerekmektedir. Hidrokarbonlar etrafındaki son gelişmeler, Kıbrıs sorununun Doğu Akdeniz bölgesinde istikrarsızlığa potansiyel olduğunu örneklerle göstermiştir. Bundan başka, çok iyi bilindiği gibi, ekonomik anlamda Kıbrıs Sorunu, bölgedeki uygulanabilir enerji altyapısının gelişimini elinde tutmaktadır ki bu da, Birliğin kendisinin enerji mimarisiyle ilgilidir.”

“Kıbrıs’ta herhangi bir çözüm, eğer olursa, Kıbrıs’taki her iki toplumun ve tabii ki Türkiye’nin aktif ortaklığını gerektirecektir. Maalesef, Türkiye’deki son gelişmeler, herhangi bir anlaşma ufkunu daha da daraltmıştır. Ancak ben Avrupa Birliği’nin yine de, Birliğin müktesebatına uyumlu şekilde Kıbrıs sorununa çözüm arayacağına ve en iyisinin AB’ın bu arayışa erken zamanda dâhil olması gerektiğine inanmaktayım.”

“Bölgesel dinamiklerdeki sıkıntılar, adadaki statükonun artık istikrarlı kalmayacağını göstermiştir.”

“AB doğru olarak Kıbrıs’ta ‘Kıbrıslılara ait, Kıbrıslıların yürüteceği’ bir çözümün güçlü destekçisi olacağını açıklamaktadır. Sürekli dışardan dayatılan sürdürülebilir bir çözüm olamaz. Aynı zamanda iki toplum da, 2017’deki Crans Montana’daki görüşmeden bu yana birbirlerinden daha da uzaklaşmışlardır.”

“AB, Birliğin sürekli  daha aktif bir rolü almasını isteyen  Anastasiades’in görüşleri çizgisinde, süreçte daha iddialı bir rol arayışında olması gerekmektedir.”

“AFET Komitesi, özellikle yukarıda izah edilen AB rolü dâhil, BM’nin Haziran 2021 veya Temmuz 2021’de yeniden toplayacağı olası bir 5+1 konferansı öncesinde, zamanında Kıbrıs sorununun statükosu üzerinde bir görüş alışverişi yapılmasının öncelik olması gerektiğini düşünmektedir.”

Güney Haberleri