“Bizi etkileyeceği aşikar!”

Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali, Türkiye- Rusya Krizi’nin bizi de ciddi anlamda tehdit ettiğine işaret etti…

Çok önemli bir Pazar olan Rusya Pazarı’nın ulaşılmaz noktaya gelmesinin ardından Türkiye’nin ihracatında çok ciddi bir daralma ile birlikte ürün fiyatlarının düşmesi sonucunu doğuracağına dikkat çeken Bakan Şahali, bunun da bizim ihracat potansiyelini ve aynı zamanda ithal ettiğimiz ürünlerin fiyatını etkileyeceğine dikkat çekti.

Şahali: İhraç ettiğimiz ürünlerin fiyatının çok daha altında fiyatlarla ithalat imkanı olduğunda, sadece ihraç noktasında değil, iç pazarda da kendi ürünlerimizin değer bulması zorlaşabilir.

Meltem Sonay

Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali, Türkiye- Rusya Krizi’nin bizi mutlaka etkileyeceğine işaret etti, gelişmelerin yakından izlenmesi gerekliliğine vurgu yaptı.
Bakanlık bütçesinden, hedeflenen reforma, alınacak tedbirlerden geliştirilecek destek programlarını YENİDÜZEN’e önemli açıklamalarda bulunan Şahali, ‘Ürün Bedelleri’ ile ilgili çözüm arayışının da sürdüğünü belirtti.
Çok önemli bir Pazar olan Rusya Pazarı’nın ulaşılmaz noktaya gelmesinin ardından Türkiye’nin ihracatında çok ciddi bir daralma ile birlikte ürün fiyatlarının düşmesi sonucunu doğuracağına dikkat çeken Bakan Şahali,
bunun da bizim ihracat potansiyelini ve aynı zamanda ithal ettiğimiz ürünlerin fiyatını etkileyeceğine dikkat çekti.


“Hali hazırda 60 milyon açık vermiş durumda…”
Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı Bütçesi’nin yeterli olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtlayan Bakan Erkut Şahali, “Bakan olup da bütçesinden memnun olan var mı diye düşünüyorum” dedi, sahip olduğumuz kaynaklara göre şekillenmiş bir bütçe yapımız olduğuna işaret etti.
“Bununla idare etmek gibi bir yükümlülüğümüz var” diyen Şahali, Bütçe’nin komitede görüşüldüğü aşamada herhangi bir sorumsuzluk sergilememek noktasında kararlı olduklarını ve önceden Maliye Bakanlığı ile mutabık kalınan bütçe büyüklüğünü aşacak herhangi bir taleple komiteye gitmediklerini ifade etti.
Değişiklik yaptıkları tek kalemin ‘hayvan hastalıkları ile mücadele’ konusunda bir kalemin oluşması noktasında olduğunu kaydeden Şahali, bu değişiklikle sağlanan finansı da sahip oldukları bir başka kalemden eksilterek sağladıklarını belirtti.
2016 bütçesinde öngörülen bütçe açığını daha da büyütecek bir talepleri olmadığını, bunu da sorumlu siyasetin bir gereği olarak gördüğünü aktaran Şahali, sahip olunan bütçe ile 2016 yılını sorunsuz bir şekilde geçirme hedefiyle hareket edeceklerini kaydetti.
Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı Bütçesi’nin hali hazırda 60 milyonluk bir açık vermiş durumda olduğuna vurgu yapan Erkut Şahali, bu açığın Tarımsal Destekler kaleminde olduğu da hesaba katıldığında, önümüzdeki yıl öngörülen 145 milyonluk tarımsal destek bütçesinin eksi 60 milyonla başlaması anlamına geldiğinin altını çizdi.
Önümüzdeki yıla ait 145 milyonluk destek bütçesinin 60 milyonunun geçtiğimiz yılın sorumluluklarını yerine getirmeye gideceğine vurgu yapan Şahali, yeni bir kaynağa erişilmediği takdirde bunun yine bütçe açığını işaret ettiğini belitti. Bu şekilde önümüzdeki yıl bu zamanlar 80-85 milyonluk bir bütçe açığından söz ediyor olunacağına değinen Şahali, bunun sürdürülemez olduğunu kaydetti.

Destek programlarında tedbirler…
“Sahip olduğumuz kaynağı maksimum verimlilikle kullanmak gibi bir yükümlülükle karşı karşıyayız” diyen Şahali, “2016 yılındaki destek programını da bu çerçevede ele alacağız” dedi.
Tarımsal konularda yıllardır reformdan söz edildiğini anımsatan Şahali, yıllardır da böyle gelmiş böyle gider mantığı ile hareket edildiğine işaret etti, devamla şunları söyledi:
“Rakamların diliyle böyle gitmeyeceği artık çok net anlaşılır… O yüzden 2016 yılında destek programında köklü değişikliklere ihtiyacımız var. Sektörlerin birbirini destekleyeceği bir yapı ön planda olmalı. Örneğin biz tahıl üretiminde ısrar ettiğimiz takdirde hayvan yemi ve yem bitkisinin ithal edilmesi gibi bir durumla karşı karşıya kalacağız. Bir kaynak yaratırken diğer bir kaynağın yurt dışına gitmesine yol açacağız. Önümüzdeki yıl, ülke kaynaklarının ülke içinde kalması prensibiyle belli başlı tedbirleri çok yakında açıklayacağız”.

Tarımda reform: Verimliliği artırma, sürdürülebilirliği sağlama, rekabet gücünü geliştirme…
Bakan Şahali, Tarımda reform programının hedeflerine ilişkin soru üzerine, programın öncelikle sahip olduğumuz kaynakların verimliliği artırması, sürdürülebilirlik sağlaması ve rekabet gücünü geliştirmesi hedefi taşıyacağını belirtti.
Şahali’nin ifadeleri devamla şöyle:
“Örneğin hayvancılık sektörü ülkemizde ihracatın da önemli unsurlarından biridir. Özellikle süt ürünleri konusunda toplam ihracatımız içindeki pay son derece yüksektir. Hem kalite standardını geliştirmek, hem de Pazar payını artırmak, hem de sağlık standartları olması gereken düzeye çıkarmak bizim için son derece önemli.
Çiftçilik faaliyetlerinde, hayvancılığın yem ihtiyacını karşılayacak bir yaklaşımın desteklenmesi, teşvik edilmesi, özendirilmesi son derece önemlidir. Veyahut hayvan hastalıkları ile mücadele konusunda sağlıklı ırkların yetiştirilmesi konusunda destek unsurlarının programın içerisine alınması, hayvancılık sektörü için destek unsuru haline gelecek.
Tarımsal ürünlerin kalitesini ve Pazar değerini artırmaya yönelik olarak uluslar arası standartlarda sertifikasyon sistemine dahil edilmesi, dış pazarlarda da değerinde satılmasını sağlamak son derece önemli. Sertifikalı ürün yetiştirmek isteyenlerin özel bir destek programından yararlanması son derece önemli, biz bunun da destek programı içerisinde yer alması gibi bir hazırlık içerisindeyiz”.


“Hellim artık bizim için kritik bir noktada…”

Hellim konusunun bizim için artık ‘kritik’ bir noktaya geldiğine işaret eden BaKan Şahali, hellim muhtevasındaki sütün kalitesini artırma, hem de hellimin ‘bizim belirlediğimiz standartlara uygun olarak’ üretilmesini sağlama için yapılması gerekenler olduğuna işaret etti.
Bunların başında küçükbaş süt miktarının aktarılması geldiğine vurgu yapan Şahali, haliyle küçükbaş hayvancılığın özendirileceği bir yaklaşım gerekliliğine değindi.
Hellimin ‘coğrafi tescili’ olan bir ürün olması nedeniyle yerel sütten üretilmesi gerekliliğine de işaret eden Şahali, Türkiye, Fransa’dan üretilen havyan sütü ile yapılan hellimin ‘Kıbrıslı Hellim’ olmayacağına, dolayısıyla yerel hayvan sayısı ve verimliliği artırmamız gerektiğinin altını çizdi, önümüzdeki yılın destek programında bu tür desteklerin yer alacağını açıkladı.

Seracılığa özel destek…

Önümüzdeki yılki destek programında, mevcut destek programının de genişletileceğini belirten Bakan Şahali, örneğin seracılığın hem kademeli olarak desteklenmesi, hem de mevcut desteklerin ötesinde bir destekle desteklenmesinin gündemlerinde olduğunu açıkladı.
Şahali, tahıl üretiminin göreceği destekle, hayvancılık sektörü için yem üretiminin göreceği destekte fark olacağını belirtti.


Türkiye- Rusya Krizi…
“Bizi mutlaka etkileyeceği aşikar!..”

‘İhraç ettiğimiz ürünlerin fiyatının çok altında ithalat imkanı ile karşı karşıya kalabiliriz’

Çalışmaların tamamlanma aşamasına geldiğini ancak şu anda yakın coğrafyamızda çok ciddi bir siyasi istikrarsızlık, özellikle de Türkiye-Rusya Krizi nedeniyle nihai şeklin verilemediğini açıklayan Şahali, tarımsal, ticari ve turistik pek çok konunun alt üst olduğuna işaret etti.
Çok önemli bir Pazar olan Rusya Pazarı’nın ulaşılmaz noktaya gelmesinin ardından Türkiye’nin alacağı tedbirleri izlemek durumunda olduğumuza vurgu yapan Şahali, Türkiye’nin ihracatında çok ciddi bir daralma ile birlikte ürün fiyatlarının düşmesi ve başka ihraç pazarlarının aranması sonucunu doğuracağına dikkat çekti.
Bunun da bizim ihracat potansiyelini ve aynı zamanda ithal ettiğimiz ürünlerin fiyatını etkileyeceğini ifade eden Şahali, ihraç ettiğimiz ürünlerin fiyatının çok daha altında fiyatlarla ithalat imkanı olduğunda, sadece ihraç noktasında değil, iç pazarda da kendi ürünlerimizin değer bulmasının zorlaşabileceğine işaret etti.
“Sürecin biraz daha somutlaşması için izleme noktasındayız. Bizim aldığımız tedbirler ve reform programının tamamlanması rağmen bunun duyurulması noktasında biraz daha beklemeyi uygun gördük” diyen Şahali, her halukarda 1 Ocak itibarıyla konuların yürürlüğe gireceğini önümüzdeki hafta duyuracaklarını ifade etti.
Rusya’ya ve Kuzey Irak’a ihracatı hazırlanan narenciyede şu anda ciddi riskler söz konusu olduğuna vurgu yapan Şahali, ihracatın gerçekleşmesi halinde öngörülen fiyatın altında fiyatlarla satılmasının söz konusu olduğuna değindi.

“Reform denilen şey mutlak memnuniyet yaratan bir şey değildir”

Reform Çalışmaları’nda ‘ilgili kesimlerin’ yerine ilişkin soru üzerine, “Herkes ve ilgili kesimler de aslında ne yapılması gerektiğini biliyor” diyen Bakan Şahali, kendilerinin yapılması gerekenleri bir araya getirmeye çalıştıklarını kaydetti.
Bakanlık olarak nihai şekli verildiğinde muhataplarla masaya yatırıp değerlendirileceğini ve görüşlerinin de bir kez daha alınacağını kaydeden Şahali şöyle devam etti:
“Reform denilen şey mutlak memnuniyet yaratan bir şey değildir, reform dediğiniz şey mevcut düzenin değiştirilmesi anlamına gelir” diyen Şahali, bundan mutsuz olması muhtemel kişilerin de olacağını ama gayretlerinin bu memnuniyetsizliği mümkün olduğunca aza indirmek olduğunu da belirtti.
!... AYRI KAREDE

ÜRÜN BEDELLERİ…

“Şu anda ödeyebilecek durumda değiliz”

Ürün bedellerinde gelinen son duruma ilişkin soru üzerine, TÜK’deki ürünün bedelini ödeyebilecek durumda olmadıklarını ifade eden Şahali, ürünün satıldıkça belli bir vade içerisinde paraya dönüşeceğini kaydetti.
50 bin tonluk ürünün iç piyasada hemen paraya döndürülmesinin mümkün olmadığını kaydeden Şahali, ihracat noktasında da, TÜK’e mal oluş fiyatı ile şu anda uluslar arası pazardaki fiyatı arasında ciddi bir fark olduğuna işaret etti.
Zararına satılmasının doğru bir nokta olmayacağının ifade eden Şahali, ürünün iç piyasada yem malzemesi olarak satıldığını belirtti. Stokun Mart ayına kadar ihtiyacı karşılayabileceğini belirten Şahali, ürünün bütünün de paraya dönüşmesinin Haziran’ı bulabileceğine işaret etti.
“Üreticinin bu kadar bekleyecek sabrı yoktur. Farklı finansal kaynaklarla ödenmesi gereken ürün bedellerini ödeme arayışındayız” diyen Şahali, TÜK’ün kredibilitesi olmadığı için Maliye Bakanlığı ile ilgili çalışmalarda da henüz bir sonuç elde edilmediğini kaydetti.
Ürün bedellerini ödemek için sabırsızlıkları olduğunu, üreticinin de buna çok ihtiyacı olduğunu bildiklerini ifade eden Şahali, net bir tarih vermek için konunun henüz olgunluğa ulaşmadığını belirtti, çalışmaların sürdüğünü ekledi.

GIDA GÜVENLİĞİ…
Gıda güvenliğine ilişkin soruları da yanıtlayan Bakan Şahali, standartlar ve sertifikalı ürünlere ilişkin tün çalışmaların temelinde ‘Gıda güvenliği’ olduğunu belirtti.
Topraktan sofraya gıda güvenliği için standart prosedürün izlenmesinin olmazsa olmaz olduğunu ifade eden Şahali, ithal ürünlerin denetimi yanı sıra, yetiştirilen ürünlerin denetimi ile de yoğun çaba içerisinde olduklarını kaydetti.
Gıda Dairesi’nin ülkede çok ciddi bir ihtiyaç olduğunun altını çizen Şahali, bakanlığın da gıda ve doğal kaynaklar bacağı unutularak hep ‘Tarım Bakanlığı’ olarak anıldığına işaret etti, “Keşke Gıda Bakanlığı olarak anılsaydı” şeklinde konuştu.
Gıda Bakanlığı’nın görevini yerine getirebilmesi için çok ciddi bir idari yapılanma içerisinde olduklarını belirten Şahali, laboratuarlarla ilgili çalışmalar olduğunu aktardı.

“Birbirine benzer birimler birimlerin birleştirilmesi ile kapasite artırımı…”

Bakanlık içerisinde idari kapasitenin artırılmasına yönelik ciddi çalışma içerisinde olduklarını kaydeden Bakan Erkut Şahali, birbirine benzer birimlerin birleştirilmesi ile bir kapasite artırımı hedefini paylaştı.
Özellikle devletin daralan istihdam kapasitesine de işaret eden Şahali, sahip olunan personel ve kaynak envanterini birleştirme çalışmasında olduklarını belirtti.
Su İşleri Dairesi ile Jeoloji Maden Dairesi’nin birleştirilmesi için çalışmaların sona geldiğini ifade eden Şahali, Veteriner Dairesi ile Hayvancılık Dairesi ile de aynı çalışmanın öngörüldüğünü açıkladı. Devlet Üretme ile Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün de bunlardan biri olduğunu belirten Şahali, bu dairelerin yaratacakları istihdam kapasitesi düşünülerek oluşturuldukları düşüncesini belirtti, ‘bolluk değil, az personelle çok iş’ arayışı bulunduğunu kaydetti.

 

Röportaj Haberleri