“Bir hayvanı kurtarmak çok özeldir ama tekrar yaralanmamasını sağlamak kutsaldır”

Doğanın dengesini sağlayan canlılar için verilen mücadeleyi Taşkent Doğa Parkı’nda altı yıldır Moleküler Biyolog olan Yaban Hayat Araştırma Endüstrisi Araştırmacısı İlayda Taşkaya YENİDÜZEN’e anlattı…

Rehabilitasyon, hayvanın doğada hayatta kalma yetilerini yeniden kazanmasını hedefleyen, son derece önemli bir aşamayı oluşturuyor”

Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi üyesiyiz ve bu nedenle tüm rehabilitasyon uygulamalarımız, bize bildirilen uluslararası standartlara uygun şekilde yürütülmektedir.

Yasmin MORAN

İŞİN ZORU’nda Kıbrıs’ın eşsiz yaban hayatını koruma iyileştirme ve gelecek nesillere aktarma mücadelesinin verildiği Taşkent Doğa Parkı’nda yaralı bir yırtıcı kuştan, nesli tehlike altındaki türlere kadar her canlının yaşam hakkı için çalışılan bu özel merkezde, zorlukları ve umutları Moleküler Biyolog Yaban Hayat Araştırma Endüstrisi Araştırmacısı İlayda Taşkaya YENİDÜZEN’e aktardı.

Taşkent Doğa Parkı bünyesinde altı yıldır görev yapan moleküler biyolog ve genetikçi İlayda Taşkaya, yaban hayatın korunmasına yönelik çalışmaların içinde aktif rol alıyor. Bilimsel titizlikle araştırmaların sürdürdüğü Taşkent Doğa Parkı’nda Taşkaya, aynı zamanda birçok birimle koordineli çalışarak doğadaki canlıların yaşam dengesinin sağlanmasına katkıda bulunuyor. Yaptığı işi “kutsal bir sorumluluk” olarak tanımlayan Taşkaya, teknik zorluklara rağmen ekibiyle birlikte hayvanlara olan desteklerini sürdürdüklerini belirtiyor. Taşkent Doğa Parkı, Kıbrıs’ın kuzeyinde bilimsel yaklaşımı ve özverili çalışmalarıyla yaban hayatının korunmasında öncü kurumlardan biri olmayı sürdürüyor.

Doğada yaşam süren bazı canlılar, kimimiz için ürkütücü ya da tedirgin edici olabilir. Oysa sürüngenlerden yırtıcılara, kuşlardan gececil türlere kadar uzanan bu geniş yelpaze, ekosistemin en önemli parçalarını oluşturuyor. Onlar, doğanın dengesini sessizce koruyor; bizlere düşen ise bu canlıları anlamak, korumak ve yaşam alanlarına saygı göstermek. Bir çoğumuz bir kap su ya da mama ile sokak hayvanlarına duyarlı bir şekilde destek oluyoruz. Ancak aynı duyarlılığı, doğada kendi habitatında yaşam mücadelesi veren ve ekosistemi ayakta tutan türler için her an gösteremiyoruz. Oysa onlar da insan etkisiyle daralan yaşam alanlarında hayatta kalmaya çalışıyor. İşte bu direnişe tanıklık etmek üzere Taşkent Doğa Parkı’nı gözlemleyip doğayı yaşatmak için emek veren ekiple bir araya geldik... İŞİN ZORU doğayla iç içe olan mücadeleye yolculuk yapıyor… Ekosistemin dengesini koruyan yaban hayvanlarının sağlığı, bakımı ve rehabilitasyonu için çalışan Taşkent Doğa Parkı’nda bu zorlu süreci, doğaya adanmış bir ekibin gözünden altı yıldır aktif faaliyet gösteren İlayda Taşkara YENİDÜZEN’e aktardı.

SORU: Mesleğe nasıl adım attınız?

“Benim hep hayalim ve hedefim hep Taşkent Doğa Parkı’nda çalışmaktı”

“Moleküler Biyoloji ya da Biyomühendislik gibi bir bölüm okuyacağımdan emindim ve tercihimi Moleküler Biyoloji ve Genetik’ten yana kullandım. Ancak aldığımız eğitim çoğunlukla insan odaklıydı; tüp bebek, kanser gibi hastalıklar üzerineydi. Bu alanların hiçbiri mesleki açıdan ilgimi çekmiyordu. Benim hep hayalim ve hedefim hep Taşkent Doğa Parkı’nda çalışmaktı. Genetikçi oldum ama hiçbir zaman tıbbi genetik ya da beşeri hastalıklarla ilgili bir kariyer planlamadım. Daha sonra Avrupa Birliği’ne bağlı bir staj programı aracılığıyla Taşkent Doğa Parkı’na başvurdum. Staj sürecinde tüm buradaki alanlarda deneyim kazandım ve sonrasında burada çalışmaya başladım. Bu yıl altıncı yılım. Hafta sonları dahi fark etmeden, hırsım ve çabamla sürekli parka gelip işin bir yerinden tutmak, bir şeylere katkı koymak için uğraştım. Kendimi geliştirme çabası hep içimdeydi.”

SORU: Mesleğinizde teknik olarak zorlandığınız alanlar nedir?

“Bizi esas zorlayan konular; maddi sıkıntılar, zaman kısıtları, halkın verdiğimiz direktiflere uymaması”

 “Teknik olarak zorlandığımız birçok alan var. Ancak ekibimizin, uzmanlık açısından yetersiz kalması ya da çalışmaları bilimsel verilere dayandırmaması gibi bir durum söz konusu değil. Burada 7/24 görev yapan adeta bir ordu var.

Bizi esas zorlayan konular; maddi sıkıntılar, zaman kısıtları, halkın verdiğimiz direktiflere yeterince uymaması ve yasalara aykırı davranışların yaygın olması. Bu durumlar işimizi ciddi anlamda zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra, yasalardaki açıklıklar, caydırıcı cezaların eksikliği ve denetim mekanizmasının yetersiz oluşu da sahada karşılaştığımız diğer büyük sorunlar arasında.

Herkes bir şeyler için çabalıyor ama hâlâ çok fazla eksiklik var; bizi en çok yoran da bu. Biz kar amacı gütmeyen, bağışlarla ayakta duran bir hayır kurumuyuz. Ancak buraya yapılan bağışlar, maalesef toplam bütçemizin yüzde onunu bile karşılamıyor. Bu da bizim için önemli bir zorluk. Tüm bu koşullara rağmen elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyorum.”

SORU: Mesleğinizle ilgili genç nesillere ve bu işe başlamak isteyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

“Bu mesleğe gerçekten kendini adamak isteyen herkesin mutlaka gelip Taşkent Doğa Parkı’nı görmeli”

 “Öncelikle, bu mesleğe gerçekten kendini adamak isteyen herkesin mutlaka gelip Taşkent Doğa Parkı’nı görmeli. Burada mutlaka deneyim kazanmalı. Mesleğimiz hem çok güzel hem de çok kutsaldır. Ancak bu noktada, zorlukları da bizzat yaşayıp tecrübe etmek gerekir.

Ben de buraya ilk geldiğimde işin bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim. Bu meslek sadece hayvanlarla ilgilenmekle sınırlı değil; evrak işleri, yasal süreçler, hayvanların koruma altına alınabilmesi için insanlarla etkili bir iletişim kurmak gibi birçok farklı alanı kapsıyor. Bu iş akışına da hazırlıklı olmak gerekiyor. Bir hayvanı kurtarmak gerçekten çok özel bir duygudur ama onun tekrar yaralanmamasını sağlamak, işimizin asıl kutsal tarafını oluşturuyor.”

Taşkent Doğa Parkının kapsamını bilirkişiden tanıyalım…

“Yardıma muhtaç ve yaralı yaban hayvanları getiriliyor ve tedavi süreçleri başlatılıyor”

“Taşkent Doğa Parkı’nda bir Yaban Hayat Hastanesi ve Araştırma Laboratuvarımız bulunuyor. Buraya, yardıma muhtaç ve yaralı yaban hayvanları getiriliyor ve tedavi süreçleri başlatılıyor. Her bir hayvanın durumu, parazit, bakteriyel ya da viral enfeksiyon gibi olasılıklar açısından detaylı şekilde inceleniyor. Bu noktada, moleküler biyolojiyi kullanarak hastalıkların tespitine yönelik çalışmalara katkı sağlıyorum. Aynı zamanda mikrobiyoloji alanında da aktif olarak görev alıyoruz. Bunlara ek olarak bir de Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezimiz var. Merkeze bağlı olarak faaliyet gösteren 1190 Yaban Hayat Destek Hattı, 7/24 aktif durumda. Bu hat üzerinden gelen tüm çağrılara yanıt vererek, yaralı ve yardıma ihtiyaç duyan yaban hayvanlarını güvenli şekilde alıyor, sağlık durumlarını kontrol altına alıyor ve en hızlı şekilde Yaban Hayat Hastanesi’ne ulaştırıyoruz. Bu projenin önemli bir parçası da rehabilitasyon süreci. Hastaneye gelen her bir yaban hayvanı, doğaya yeniden bırakılıp bırakılamayacağının belirlendiği bir süreçten geçiyor. Rehabilitasyon, hayvanın doğada hayatta kalma yetilerini yeniden kazanmasını hedefleyen, son derece önemli bir aşamayı oluşturuyor.”

Yaban hayvanlarının hayati önemi olan rehabilitasyon süreci…

“Rehabilitasyon merkezinde yürütülen çalışmalar uzmanlık, özveri gerektiren ciddi bir çaba barındırır”

“Rehabilitasyon sürecini yürütecek uzmanların çok ciddi bir tecrübeye sahip olması gerekir. Buraya gelen her bir hayvanın doğadaki yaşam biçimi, göç yolları, göç zamanları, ne ile beslendiği ve nasıl bir habitatta yaşadığı gibi tüm detayların uzmanlar tarafından bilinmesi şarttır. Aksi takdirde, sağlıklı bir rehabilitasyon süreci yürütülemez. Rehabilitasyon merkezimizde, hayvanın doğaya yeniden kazandırılabilmesi için çeşitli testler uygulanmakta. Bu süreçlerde uyulması gereken minimum standartlar mevcut. Biz, aynı zamanda Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi üyesiyiz ve bu nedenle tüm rehabilitasyon uygulamalarımız, bize bildirilen uluslararası standartlara uygun şekilde yürütülmektedir. Merkezimiz de bu standartlara göre dizayn edilmiştir. Dolayısıyla, rehabilitasyon merkezinde yürütülen çalışmalar uzmanlık, özveri gerektiren ciddi bir çaba barındırır.”

Yaban hayvanlarının koruma altına alındığı arazi sürecine yolculuk…

“Her hayvanı koruyalım yaklaşımı güzel olsa da, bu işin en önemli kısmı ön araştırmadır”

 “Arazide gerçekleştirdiğimiz koruma projeleri öncesinde mutlaka bir araştırma süreci olması gerekir. Bu tür projelerde, çalışmayı yürütürken herhangi başka bir canlıya ya da doğrudan hedef türlere zarar vermemek zorundasınız. Dolayısıyla öncesinde detaylı bir ön çalışma yapılması şart. Eğer gerçekten korumaya ihtiyaç duymayan bir tür söz konusuysa, ona da müdahale etmemek gerekir. Her hayvanı koruyalım yaklaşımı güzel olsa da, bu işin en önemli kısmı ön araştırmadır.

Bu tür çalışmalara dahil olduğunuzda, Kıbrıs’taki ekosistemi ve habitatlara uyum sürecini daha iyi anlamaya başlıyorsunuz. Genellikle yırtıcı kuşların tedavisiyle ilgileniyoruz. Kanadı kırılmış ya da vurulmuş bir yırtıcı kuşun tedavi edilmesi ve ardından göç sürecine hazırlanması oldukça zorlayıcı bir süreçtir. Hem göç dönemine hazır hale gelmesini sağlamak hem de fiziksel gücünü yeniden kazanmasını sağlamak gerekiyor. Rehabilitasyon sürecinin de bu bağlamda çok dikkatli ve doğru şekilde ilerlemesi gerekiyor. Bu noktada gerçekten ciddi bir emek ve çaba söz konusu.”

Vatandaşların desteği yaban hayatında hayati bir rol oynuyor…

“Bazı vatandaşlar, buldukları bir hayvanı buraya getirmeyi zor buluyor”

“Bazı vatandaşlar, buldukları bir hayvanı buraya getirmeyi zor buluyor. Genellikle ‘buldum, sizi aradım, gelin alın’ gibi bir yaklaşımla karşılaşıyoruz. Elbette bulduğu hayvanı kendi imkanlarıyla getiren vatandaşlarımız da var. Ancak örnek vermek gerekirse; bulunan hayvan bir yırtıcıysa, zapt edilmesi zorsa ya da bir deniz kaplumbağasıysa, ekip bu durumu şansa bırakmadan hemen yola çıkar. Aynı şekilde, bir evin içine yılan girmesi durumunda da uzman ekip olay yerine giderek müdahale eder. Fakat yaralı bir güvercin, kirpi veya yarasa gibi hayvanlar bulunduğunda, bu canlılar basitçe bir karton kutuya konularak buraya ulaştırılabilir. Dolayısıyla gerçekten ekibin müdahalesini gerektiren acil durumlar için personelimi yönlendirmem gerekirken, daha basit vakalara da ekip gönderdiğimizde hem maddi anlamda hem de zaman ve emek açısından arkadaşlarımız ciddi şekilde yoruluyor ve bazı durumlarda yetişememe noktasına gelebiliyoruz.”

Özel Haber Haberleri