“Bazı günler siftah bile yok

YENİDÜZEN’e konuşan Arasta esnafı, satışların ciddi şekilde düştüğünü ve işlerin durma noktasına geldiğini belirtti.

● Rıfat Bağbal: “40 yıllık esnafım, bir gün siftah yapmadan dükkan kapatacağım aklıma gelmezdi"

● Kardelen Eynallı: “Yıllar önceki satışlarımızla şimdiki satışlarımız arasında yüzde 70 düşüş var”

● Hüsnü Güven: “Bazı günler siftah bile yapamıyoruz”

● Aslı Sergi Güneş: “Biz esnafların devletten ve belediyelerden destek alması gerekiyor”

● Olgun Şila: “Günümüzde alım gücü çok düşük seviyede kaldı”

● Öntaç Düzgün: “Kuzey Kıbrıs’ta ekonomik düzenden bahsetmek mümkün değil”

Yasmin MORAN

Artan hayat pahalılığı ve yükselen enflasyon, esnafın belini büküyor.

Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybına rağmen, ekonominin güneye kayması ile birlikte Arasta esnafı için koşullar daha da kötüleşti, geçmiş yıllara oranla satışlarda yüzde 70 düşüş yaşandı.

YENİDÜZEN, Arasta esnafıyla görüştü, artan enflasyon ve ekonomik zorlukların çarşıdaki hayatı nasıl etkilediğini öğrendi.

YENİDÜZEN’e konuşan Öntaç Düzgün, bölgenin “KKTC” ekonomisinden farklı bir yapıya sahip olduğunu, Türkiye’deki gibi maaş artışları olmasaydı ciddi bir çöküntü yaşanacağını belirtti. 40 yıllık esnaf Rıfat Bağbal, işlerin çok kötüleştiğini, okul döneminde bile temel ihtiyaçlar dışında harcama yapılamadığını söyledi.

Kardelen Eynallı, satışların yüzde 70 oranında düştüğünü, mal alımlarının pahalı olduğunu ve halkın ucuz ürün bulmakta zorlandığını aktardı. Hüsnü Güven bazı günler siftah bile yapamadıklarını, pazardaki fiyatların duruma olumsuz yansıdığını dile getirdi.

Aslı Sergi Güneş, esnafın devletten ve belediyelerden destek alması gerektiğini vurguladı. Olgun Şila ise alım gücünün çok düşük seviyede kaldığını ve insanların önceliğinin artık sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu söyledi.

Esnaf, ekonomik dengelerin güneye kaymasıyla Arasta bölgesinin unutulduğunu ve destekten mahrum bırakıldığını da vurguladı.

ESNAF NE DEDİ?

Öntaç Düzgün: “Kuzey Kıbrıs’ta ekonomik düzenden bahsetmek mümkün değil”

"Buralar, özellikle de bu Arasta Sokak, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin birebir benzeri değildir. Çünkü burada ticaret yapanlar ve alışveriş yapan kesim neredeyse tamamen yabancılardan oluşuyor. Çoğunlukla güneyden gelenler ya da tatil için gelen turistler bu bölgeyi kullanıyor. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs’ta zaten ekonomik düzenden bahsetmek mümkün değil. Şu anki gibi enflasyona bağlı maaş artışı yapılan bir düzen olmasaydı, yani Türkiye’deki gibi yılda sadece bir kez maaş artışı yapılsaydı, büyük ihtimalle ciddi bir çöküntü yaşardık. Esnaf açısından bakıldığında, sanırım diğer bölgelere göre biraz daha iyi bir pozisyondayız. bu bölge KKTC genelinden biraz kopuk, farklı bir sosyoekonomik yapı içinde yaşıyor."

Rıfat Bağbal: “40 yıllık esnafım, bir gün siftah yapmadan dükkan kapatacağım aklıma gelmezdi"

"İş akışımız çok kötüleşti. İnsanlar artık temel ihtiyaçlar dışında harcama yapmıyor. Şimdi okullar açıldı; insanlar ancak okul giderlerini karşılayabiliyor. Kimsenin dışarı çıkıp yemek yiyebilecek lüksü kalmadı. Eskiden yaz aylarında işlerimiz düşerdi ama sonrasında toparlanırdık. Günümüzde ise düzelebileceğini sanmıyorum. Şu ana kadar siftah bile yapmadım. 40 yıllık esnafım, bir gün siftah yapmadan dükkan kapatacağım aklıma gelmezdi."

Kardelen Eynallı: “Yıllar önceki satışlarımızla şimdiki satışlarımız arasında yüzde 70 düşüş var”

"Ekonomi, koronadan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılıyor. Koronadan önceki ekonomi ile günümüz ekonomisi arasında uçurum kadar fark var. Bu durum, turizmi ve insanların alışveriş önceliklerini doğrudan etkiliyor. Önceden insanlar zevklerine göre alışveriş yaparken, artık sadece ihtiyaçlarına göre alışveriş yapıyorlar. Kıyafet ve yemek temel ihtiyaç ama artık bu ihtiyaçlar bile kısıtlanmış durumda. Biz de geçinemiyoruz. Kira mı ödeyelim, elektrik mi, su faturası mı yoksa gıda masraflarını mı karşılayalım? Önceden 50 TL’ye marketten birçok şey alınabiliyordu, şimdi bir çikolata alabilirsek iyidir. Ekonomi rezalet bir boyuta ulaştı. Yıllar önceki satışlarımızla şimdiki satışlarımız arasında yüzde yetmiş oranında bir düşüş görüyoruz. Biz ürünleri pahalıya alıyoruz, ucuz satamayınca halk da bu durumdan şikayetçi oluyor. Satıcı kar koyuyor, gümrük, vergi, kargo gibi masraflar var. Bizler vergiye dayalı çok fazla ödeme yapıyoruz. Bu nedenle insanlar ucuz mal da alamıyor."

Hüsnü Güven: “Bazı günler siftah bile yapamıyoruz”

"Alım gücünün düşmesi, satışlarımızı olumsuz yönde etkiledi. Bazı günler siftah bile yapamıyoruz. Zaten her şey çok pahalı, marketler felaket durumda. İşler durma noktasına geldi. Güneyden gelen müşterilerimiz olurdu, ancak son zamanlarda onlar da gelmemeye başladı. Markete gidiyorum, her gidişimde fiyatlar artmış oluyor. Artık temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamaz hale geldik. 60 yıldır babadan oğula esnafız. Bir zamanlar satışlarımız çok iyiydi. Pandemi döneminde işler durmuştu ama sonrasında biraz toparlanmıştık. Ancak şu anki gidişat çok kötü."

Aslı Sergi Güneş: “Biz esnafların devletten ve belediyelerden destek alması gerekiyor”

"Ekonominin geldiği bu nokta bizi kötü etkiliyor. Mal alımlarımız azaldı, farklı arayışlar içerisine girdik. Her şey döviz bazında, kiramız da buna dahil. Benim yaptığım ürünler özel ve içerikleri farklı olduğu için mal temini konusunda bu durum bana daha da olumsuz yansıyor. Daha önce yurt dışından getirdiğim ürünlerim vardı, artık getiremiyorum. Bu nedenle burada alternatifler aramaya başladım. Eskisi gibi müşteriler de fazla gelmiyor. Öğrencilerin gelmesiyle birlikte biraz rahatladık ama yaz boyunca, herkes tatilde olduğu için, oldukça zor günler geçirdik. Biz esnafların devletten ve belediyelerden destek alması gerekiyor. Hiçbirimiz iş yerlerimizi kapatmak için açmadık. Hepimizin hayalleri ve hedefleri var."

Olgun Şila: “Günümüzde alım gücü çok düşük seviyede kaldı”

"Herkes önce gıda alışverişine yöneliyor. Bir kilo kıyma bin TL oldu, kaç aile alıp çocuğuna yedirebilir? İnsanlar kendi temel ihtiyaçlarından kısmadan gelip ayakkabı alacak durumda değil. Önce hayati öneme sahip ihtiyaçlarını, yani gıdasını karşılıyor, ayakkabı gibi diğer ihtiyaçlarını ise ancak sonrasında alabiliyor. Giyim sektöründeki arkadaşlarımızdan da aynı şikayetleri duyuyoruz. Örneğin okullar açıldı; eskiden bu dönemlerde bir canlılık olurdu, ancak günümüzde alım gücü çok düşük seviyede kaldı. Kazancımız sadece gıda masraflarımızı karşılamaya yetiyor. Önceliğimiz hayatı idame ettirmek; giyim kuşama ancak ondan sonra sıra geliyor. İyi bir durumda değiliz, memnuniyet verici bir alışveriş ortamı yok."

Özel Haber Haberleri