“Bazen bir fotoğraf, kelimelerden daha güçlü bir adalet duygusu yaratır”

Portre / Doğan Samer – Gazeteci

Muhabir: Sonay Demirpençe 

Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam…
Gerçekçi

Şu an yaptığım işi yapmasaydım... 
Aşçı veya sporcu olabilirdim

Benim gündemimi en fazla meşgul eden… 
Benim gündemimi en fazla meşgul eden şeyler; ülkenin sürekli değişen gündemi, fotoğraf ve özel haber çalışmalarım, yüksek lisans tezim ve kendimi ileriye taşıyacak plan ile projeleri tasarlamak.

Kayıtsız kalamadığım şey… 
Haksızlık. Ben veya yanımdaki, fark etmez…

En büyük pişmanlığım… 
Elbet iş konusunda ya da özel hayatlarımızda pişmanlıklarımız, hayal kırıklıklarımız olabilir. Ama düşünerek, bir sonraki hamleleri hesaplayarak yaşamayı benimsediğim için hayatımda “En büyük pişmanlığım” diyebileceğim bir anım yok…

En büyük sevincim… 
En büyük sevincim, yakın zamanda Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı’nı kazanması oldu. Onun dışında, insanların hayatlarına haberlerimle ya da fotoğraflarımla dokunabilmek, farkındalık yaratabilmek ve topluma katkı sağlayabilmek benim için büyük bir mutluluk. Duyguları fotoğraflarla anlatabilmek, yaptığım işe anlam katan en değerli şey.

Hayatımın dönüm noktası… 
Hayatımın dönüm noktası, Türkiye’de meydana gelen “Asrın Felaketi” 6 Şubat depremlerinde görev almam oldu. Hem mesleki hem de kişisel anlamda, hayatımın en derin kırılma noktasıydı. Muhabir ve foto muhabir olarak çok önemli deneyimler edindim; sahada yaşanan her şey beni hem insan olarak hem de gazeteci olarak değiştirdi. Kendi iç dünyamda da duygularımın dengesi, bakış açım tamamen değişti. Hayata daha sıkı sarıldım; sevdiklerimizle güzel günler yaşamanın, huzurla uyumanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha fark ettim.

Beni en çok etkileyen yazar… 
Çok fazla kitap okuyan biri değilim; hayatım hep görsellik üzerine kurulu olduğu için ara sıra kitap okurum. İşim, hayat anlayışım ve hikâyeleri görsel olarak yorumlama biçimim nedeniyle, beni en çok etkileyenler hep yazarlar değil, fotoğrafçıların kendi hikâyeleri olmuştur. Onların dünyaya bakışları, benim için bir yazarın kaleminden çıkan satırlar kadar derin ve ilham verici.

Başucumdaki kitap... 
Alex Haley’in Malcolm X ile birlikte yazdığı “The Autobiography of Malcolm X”

En keyif aldığım müzik.. 
Rock, Indie Pop

En son izlediğim film… 
Galiba F1. Ama son izlediğim diziden eminim; Oz…

Kendim için son aldığım şey… 
Ayakkabı

Dolabımdaki en gereksiz şey… 
Yıllardır giymediğim kıyafetler

Benim için alınabilecek en güzel hediye…
Çekmiş olduğum ve varlığını unuttuğum bir fotoğrafımın çerçeveletip hediye edilmesi…

Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… 
Uyku sorunu

Kendimde beğendiğim özellik… 
İş bitiricilik, titizlik

Olmasa da olur… 
Siyasetin her zaman gündem olmadığı bir Kıbrıs

Olmazsa olmaz… 
Basın özgürlüğü

En iyi yaptığım yemek… 
Tost : )

Hayalimdeki dünya… 
Savaşsız, sevgi ve saygının hüküm sürdüğü, sınırların olmadığı bir dünya

Aşk benim için… 
Tutku, heyecan ve macera

Onunla çok tanışmayı isterdim… 
Freddie Mercury

Görmek istediğim yer… 
Latin Amerika ülkeleri

Mutlaka yapmak istediğim…
Yoğun iş temposunun arasında fırsat buldukça dünyayı geziyor, farklı kültürleri fotoğraflıyorum. Ama en büyük hayallerimden biri; listemdeki ülkeleri tek tek gezip, her birinin kendine özgü duygusunu fotoğraflarla anlatmak. Kendimden kısaca bahsedip başka bir hedefimden söz edecek olursam; uzmanlık alanlarımdan biri crimial (adli) haber muhabirliğidir. Ne kadar karşı olsak da, bu dünyanın acı bir gerçeği var: savaşlar. Bir gün, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan bir savaşı kendi gözlerimle fotoğraflayıp, gerçeği tüm çıplaklığıyla dünyaya duyurmak istiyorum. Tıpkı Coşkun Aral gibi; gördüklerimi, hissettiklerimi ve insanlığın tanık olması gereken gerçekleri kendi gözümden aktarmak, mutlaka gerçekleştirmek istediğim mesleki hedeflerimden biridir.

Son olarak söylemek istediklerim… 
Bu röportaj fırsatı için Sonay Demirpençe’ye içtenlikle teşekkür ediyorum. Konsept gereği kendimden bahsettim ama son olarak birkaç sözüm, yaşadığımız ülkeye ve bu mesleği sürdüren herkese olsun.Zor bir ülkede yaşıyoruz…

Hayallerimize ulaşmak, hedeflerimizi korumak ve emeğimizin karşılığını almak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Ama yine de bu topraklarda umudu büyütmek bizim elimizde. Çünkü biz, inatla çalışan, üretmekten vazgeçmeyen bir kuşağız. Bu mesleği yapan herkes biliyor; imkânsız denilen koşullarda bile o kareyi yakalamak, o hikâyeyi anlatmak için sahaya çıkıyoruz.

Ben inanıyorum, bu ülkeyi kendi alanlarımızda daha da güzelleştirebilir, daha kaliteli hale getirebiliriz. Bu mesleğe adım atacak genç foto muhabirlere ise tek bir şey söylemek isterim:

Gerçeğin peşinden asla vazgeçmeyin.
Çünkü bazen bir fotoğraf, yüzlerce kelimeden daha güçlü bir adalet duygusu yaratır.

Haberler Haberleri