“Asıl engel, empati yoksunluğu”

Engelliler Derneği Başkanı Ömer Suay, gerçek engelin bireysel yetersizliklerden değil, toplumdaki empati eksikliğinden kaynaklandığını vurguladı.

Serap ŞAHİN

Şehrin kaldırımlarında tek başına yürümekte zorlanan, asansörsüz binalarda iş hayatını sürdürmeye çalışan, eğitimde fiziki engellerle karşılaşan binlerce engelli birey… Onların her gün yaşadığı zorluklar, görünmez ama hayatı etkileyen engellerin yalnızca bir kısmını oluşturuyor.

Ömer Suay gibi engellenmeleri bizzat tecrübe etmiş bireyler, bu sorunları sahada ve masa başında dile getirerek, sadece bugün değil, yarınlar için de değişim yaratmaya çalışıyor.

Kör Nokta yazı dizisinin bu haftaki konuğu Engelliler Derneği Başkanı Ömer Suay oldu. 2014 yılından bu yana dernek başkanlığını yürüten Suay, görme engelli olarak engellilerin karşılaştığı sorunları bizzat deneyimlediğini belirtti.

Suay; derneğin eğitim, sağlık, sosyal dayanışma, sportif ve sanatsal alanlarda çok yönlü faaliyetler yürüttüğünü, engellilerin sadece bugünü değil, yarınlarını da düşünerek çalışmalar yaptıklarını söyledi. Kıbrıs’ın kuzeyinde engelli bireylerin en temel sorunlarının istihdam, eğitim ve sağlık sistemindeki yetersizlikler olduğunu vurgulayan Suay, özellikle kamuda son dönemde yapılan 40 kişilik engelli istihdamının camia için önemli bir adım olduğunu kaydetti.

Engelli bireylerin iş ve eğitim hayatında karşılaştığı en büyük problemin fiziki koşulların yetersizliği olduğunu ifade eden Suay, sağlık hizmetlerinde de iyileştirmelere ihtiyaç olduğunu belirtti. Sosyal politikaların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Suay, belediyeler ve devlet kurumlarının kalıcı ve koordineli politikalar geliştirmesiyle engellerin önemli ölçüde ortadan kalkabileceğini söyledi.

Suay, asıl engelin bireysel yetersizliklerden değil, toplumdaki empati eksikliğinden kaynaklandığını vurgulayarak, “Gerçek engel vücut yetersizliğinde değil, bakış açısındadır; bunu aşabildiğimizde problemlerin çoğunu çözmüş oluruz” dedi.

“Engellenmeleri bizzat tecrübe etmiş engelli bir bireyim”

SORU: Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

“İsmim Ömer Suay. 2014 yılının mayıs ayından bu yana derneğin başkanlığını yürütüyorum. Ülkesi için mücadele eden bir vatandaşım. Engelliler camiasının içinden gelen, engellenmeleri bizzat tecrübe etmiş engelli bir bireyim. Sadece masa başında değil, sahada da aktif olarak görev yapan bir sivil toplum örgütü başkanıyım. Profesyonel iş hayatıma yazılım uzmanı olarak devam ediyorum. 13 ve 8 yaşlarında iki oğlum var.”

“Engelli bireylerin sadece bugünlerine değil, yarınlarına da dokunmaya özen gösteriyoruz”

SORU: Derneğin yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi verebilir misiniz?

“Derneğimizin aslında çok yönlü faaliyetleri var. Eğitim, sağlık ve özellikle hak mücadelesi konusunda ciddi emek harcamaya gayret ediyoruz. Her şeyden önce sosyal dayanışma faaliyetleriyle ülkemizde yaşayan ihtiyaç sahibi engelli bireylerin özel medikal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bunun yanında eğitim programlarımızda ve kurs niteliğindeki çalışmalarımızda engelli bireylerin sadece bugünlerine değil, yarınlarına da dokunmaya özen gösteriyoruz. Ayrıca sportif ve sanatsal faaliyetlerimiz var. Örneğin düzenlediğimiz satranç kursları ve buna benzer etkinliklerle engelli bireylerin gündelik yaşamlarını zenginleştirmeye çalışıyoruz.”

“İstihdam, eğitimde yaşanan ciddi problemler ve sağlık sistemindeki yetersizliklerden kaynaklanan sorunlar”

SORU: Engelli bireyler günlük yaşamda en çok hangi sorunlarla karşılaşıyor?

“Evet, bu çok geniş kapsamlı bir soru. Özet olarak ele almak gerekir çünkü başlıkları tek tek konuşmaya kalksak saatlerce sürer. Maalesef ülkemizde engelli bireylerin karşılaştığı temel problemler var. Erişilebilirlikten sağlığa, eğitimden gündelik yaşama kadar birçok alanda engellerle karşılaşıyoruz. İş hayatından eğitim hayatına, ekonomik şartlardan bireyin özel bakımını karşılama noktasındaki gereksinimlere kadar çok farklı alanlarda sorunlar yaşanıyor. Günümüz ekonomik şartlarının zorlukları ve yeterince geliştirilemeyen sosyal politikalar nedeniyle özellikle üç temel problem öne çıkıyor: Bir, istihdam sorunu. İki, eğitimde yaşanan ciddi problemler. Üç, sağlık sistemindeki yetersizliklerden kaynaklanan sorunlar.”

“İstihdamın yeterince sağlanamaması ciddi sorunlara yol açar”

“İstihdam konusunda atılan bazı adımlar olsa da sosyal devlet anlayışına sahip veya sahip olmaya çalışan ülkelerde, vatandaşın insanca yaşam hakkını güvence altına almak için istihdam en önemli unsurlardan biridir. Bu hakkın yeterince sağlanamaması ciddi sorunlara yol açar.

Diğer husus da eğitim konusu. Özel eğitim alanında son dönemde hem devlet desteği hem de özel girişimlerle ilerlemeler kaydedildi ve özel eğitim merkezleri düne göre gelişim gösterdi. Ancak hâlâ yeterli seviyede olduğumuzu söyleyemeyiz; özel eğitim, sadece başlangıç aşamasındaki eğitimi değil, hayatın tüm aşamalarında erişimi sağlamalıdır. Engelsiz Yaşam Evi projesi bu konuda atılmış önemli bir adımdır; açılışı geçen yıl yapılmış olup hem toplum hem ülke için umut vericidir. Umuyorum, projenin beklenen ikinci aşaması da kısa sürede hayata geçirilir.”

“Yapılan 40 kişilik istihdam, camiamız için kanayan yaraya bir nebze can suyu oldu”

SORU: Kamuya engelli istihdamı 40 alım yapıldı. Bu konuda size herhangi bir şikâyet ya da talep geldi mi? Nasıl değerlendiriyorsunuz bu süreci?

“40 kişilik istihdam bizi mutlu etti, ancak bazı noktaları da gözden kaçırmamak gerekir. 2006 yılından itibaren kamuda engelli istihdamında ciddi bir eksiklik vardı. 2023 Aralık ayında 30 kişilik bir istihdam yapılmıştı ve 17 yıl sonra gerçekleştirilen tek istihdam olarak öne çıkmıştı. Ardından, birkaç hafta önce yapılan 40 kişilik istihdam, camiamız için adeta kanayan bu yaraya bir nebze can suyu oldu.

İstihdam gündeme geldiği andan itibaren çok sayıda engelli üyemiz bize başvurdu ve sürecin nasıl ilerleyeceğini sordu. Gelen taleplerin yaklaşık 10-15 katı kadar bir talep vardı ve bunların büyük çoğunluğunu ilgili kurum ve yetkililere ilettik. Bu süreçte istihdam edilenler oldu, çok mutlu olanlar da üzülenler de… Uzun bir süreden sonra atılan bu adımın can suyu niteliğinde ve faydalı olduğunu düşünüyorum.”

“Engelliler, fiziki şartların uygun olduğu bölümlerde çalışmak zorunda kalıyor”

SORU: İş hayatında karşılaşılan en büyük sorunlar nelerdir?

“İş hayatında ve gündelik yaşamda engelli bireylerin karşılaştığı ortak problemler var. En başta erişilebilirlik öne çıkıyor. Özellikle ortopedik ve görme engelli bireyler istihdam edildikten sonra ciddi sorunlarla karşılaşıyor. Örneğin, tekerlekli sandalye kullanan bir engelliyi asansör veya rampa olmayan bir devlet dairesinde çalıştırmak hem iş hayatını hem de gündelik yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.

Benzer durum eğitimde de yaşanıyor. Tekerlekli sandalye kullanan bir öğrencinin sınıfı, asansör olmadığı için geçici çözümlerle birinci kata alınabiliyor. Devlet dairelerinde de engelliler, kapasitesine en uygun bölümde değil, fiziki şartların uygun olduğu bölümlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu, iş hayatında engelli bireylerin karşılaştığı en temel problemdir.”

“Beklentimiz, yeni bir hastanenin açılmasıyla fiziki şartların uygun hale gelmesi”

SORU: Engelli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimde yaşadığı sıkıntılar neler?

“Sağlık hizmetlerinde de iş hayatı ve eğitimde verdiğim örneklerle benzer bir sorun söz konusu. Fiziki şartlar yetersiz olabiliyor, ancak bu alanda bazı iyileştirmeler yapıldı. Beklentimiz, yeni bir hastanenin açılmasıyla fiziki şartların günümüz standartlarına uygun hale gelmesi ve ilaç ile medikal ürünlerin daha sosyal devlet anlayışına ve ülkemize yakışır şekilde sağlanabilmesidir.”

“Sosyal politikalarımızı güçlendirmeliyiz”

SORU: Sizce hükümetin veya belediyelerin engelli bireyler için alması gereken önlemler nelerdir?

“Belki hükümeti ve belediyeleri ayrı ele alabiliriz, ancak en önemli nokta sosyal politikalarımızı güçlendirmemizdir. Sosyal devlet anlayışıyla geliştirilen politikalar sayesinde devletin tüm kurumları ve yerel yönetimler ortak paydada hareket edebilir ve bu politikalar sonuç verir. Küçük ülkelerde sık seçimler sosyal politikaların sürekliliğini etkileyebilir; ancak kalıcı ve koordineli sosyal politikalar oluşturulduğunda birçok sorun ortadan kalkar çünkü bunların takibini yapacak bir sistem oluşur.”

“Asıl engel, empati yoksunluğu”

SORU: Son olarak topluma ve hükümete çağrınız nedir?

“Aslında benim çok sıklıkla vurgulamaya çalıştığım, her ortamda, platformda ifade ettiğim genel bir şey var. Bugün biz engel kavramını konuşuyorsak, engelleme kavramını ifade ediyorsak bilmeliyiz ki bizim empati yoksunluğumuz yani biz insanların empati yoksunluğumuzdan dolayı bunu vurguluyoruz. Bugün ben bir görme engelli olarak ülkemde yaşadığım şehrin sokaklarında tek başıma hareket etmekte zorlanıyorsam bu benim değil, aslında yaşadığım şehrin çevrenin engeli. Yani karşılaştığımız problemlerin tamamını aslında biz insanlar çıkarıyoruz. Evet, vücut yetersizlikleri var, uzuv yetersizliklerinden kaynaklı hayatlarına devam eden binlerce insanımız var ama asıl engel bu değil. Asıl engel, empati yoksunluğu sonucunda bizim ortaya çıkardığımız sıkıntılar. Örneğin, bugün bir belediye kaldırımı inşa ederken tam anlamıyla planlı programlı olunsa, o bölgede, o şehirde yaşayan her birey düşünülse, o kaldırımı inşa eden mimar, mühendis bu bakış açısına tamamen sahip olsa, yine o kaldırımın üzerine arabasının gelişi güzel, park eden vatandaşın bakış açısı çok geniş pencerede olsa yani bu sadece kaldırım örneği bile inanın bize çok şeyi tek başına özetliyor.  Kaldırımın hayatımızdaki aslında önemi birçok pencereden baktığımızda bile hayatı karşılaşılan problemleri özetlemesi.”

“Sadece günü kurtarmayı değil, yarınları da düşünerek politikalar geliştirilmeli”

“Empatiyle baktığınızda hayata, ‘karşımdaki bireyi ya da çevremdeki bireyleri nasıl etkilerim?’ sorusunu sorabilirsek geliştirdiğimiz politikalarda, yapılacak yasal düzenlemelerde sadece günü kurtarmayı değil, yarınları da düşünmüş oluruz.

Belediyelerin çevre düzenlemelerinde, başkanın görev süresiyle sınırlı kalmayıp, geleceği düşünerek attığı adımlar kalıcı engellerin önüne geçer. Örneğin, bir vatandaşın kaldırımı işgal etmemesi, engelli park yerine aracını koymaması veya engelli bireyle doğru iletişim kurması, ülkemizdeki engellerin büyük çoğunluğunu ortadan kaldırır. Gerçek engel vücut yetersizliğinde değil, bakış açısındadır; bunu aşabildiğimizde problemlerin çoğunu çözmüş oluruz.”

Özel Haber Haberleri