“Asgari ücrete 'enflasyon operasyonu' yapıyorlar”

YENİDÜZEN’e konuşan Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı tarihinin yaklaşması nedeniyle hayat pahalılığının bilinçli şekilde düşük gösterildiğini iddia etti...

Recep DAL

Hür-İş Federasyonu ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamada, Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı’nın bu süreçte hayat pahalılığı oranını istişareli bir şekilde planlayarak olması gerekenden düşük gösterdiğini vurguladı.

Eylül ayında 5,39 olarak açıklanan hayat pahalılığı oranının Ekim ayında 1,09’a düşmesindeki temel sebebi ‘asgari ücret belirleme tarihinin yaklaşması’ olarak değerlendiren Serdaroğlu, bir diğer sebebin ise kamudaki borçlanma olduğuna dikkat çekti. Serdaroğlu, “Hayat pahalılığı oranı eğer doğru hesaplanıp daha yüksek çıksaydı, hükümetin giderleri de artacaktı.” dedi.

Serdaroğlu, hayat pahalılığı oranının hesaplandığı enflasyon sepetinin bir an önce güncellenmesi gerektiğini kaydetti. İstatistik Kurumu’nun da siyasetten bağımsız olması gerektiğine işaret eden Serdaroğlu, “İstatistik Kurumu, bağımsız olmazsa siyaseten yönetilecek. Şu anki zihniyette olanlar başa geldiğinde de bugün yaşadığımız sıkıntılar devam edecek.” ifadelerini kullandı.

Asgari ücretin belirlenme sürecine de değinen Serdaroğlu, konuya ilişkin mahkeme kararını hatırlattı; “Karara göre asgari ücretin bilimsel veriler ışığında belirlenmesi zorunludur.” diye konuştu. Serdaroğlu, asgari ücrette hayat pahalılığının tek unsur olmadığını, geçim endeksi, açlık sınırı, yoksulluk sınırı, gayri safi millî hasıla gibi birçok hususa dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

Serdaroğlu, adil bir vergi uygulaması olması gerektiğine de vurgu yaptı. “İnsanların kazanmadığı paranın vergisini almak hırsızlıktır. Bu bilinçle hareket edilmelidir.” ifadelerini kullanan Serdaroğlu, kamu maliyesindeki borç yükünün bedelinin resen vergi ile küçük-orta işletmelere, düşük açıklanan hayat pahalılığı ile de kamu çalışanlarına, emeklilere ve asgari ücretliye ödetildiğini söyledi.

UBP-DP-YDP Hükümeti’nin miadının çoktan dolduğunu kaydeden Serdaroğlu, “Yurttaşa verebilecekleri zararın en büyüğünü verdiler. Bu saatten sonra halkımız için tehdit haline geldiler.” açıklamasında bulundu. Serdaroğlu, “Israrla koltuklarda kalmak gibi bir niyetleri varsa biz de mücadeleye varız. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.” dedi.

Serdaroğlu, hükümet edenlerin devlet kurumlarını özelleştirme girişimine de sert tepki gösterdi. Türk Telekom ile imzalanan 25 yıllık Fiber Optik Protokolü’nü hayretle karşıladığını belirten Serdaroğlu, “Bunlar vatansever değil, vatana ihanet eden kişilerdir.” ifadelerini kullandı. Serdaroğlu, “Bugün öz kaynaklarımızı satanlar, yarın utanmadan bizi de satabilir.” diye konuştu.

Hür İşçi Sendikaları (Hür-İş) Federasyonu ve Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu, YENİDÜZEN’e çok özel açıklamalarda bulundu.

Hür-İş Federasyonu ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Eylül ayında 5,39 olarak açıklanan hayat pahalılığı oranının Ekim ayında 1,09’a düşürülmesinin tesadüf olmadığını, bunun arkasında yaklaşan asgari ücret belirleme süreci ile kamu maliyesindeki borçlanmanın bulunduğunu vurguladı.

“Enflasyonun düşük gösterilmesinin başlıca sebebi, asgari ücret belirleme tarihinin yaklaşmasıdır”

Enflasyon rakamlarındaki düşüşün nedenlerine işaret den Serdaroğlu, “Enflasyonun daha düşük gösterilmesinin en başlıca sebebi, asgari ücret belirleme tarihinin yaklaşmasıdır” dedi. Serdaroğlu, kamu maliyesindeki borçlanmanın da bunun arka planındaki etkenlerden biri olduğunu belirtti.

“Hayat pahalılığı oranı eğer doğru hesaplanıp daha yüksek çıksaydı, hükümetin giderleri de artacaktı.” diyen Serdaroğlu, Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı’nı bu süreçte hayat pahalılığı oranını istişareli bir şekilde planlayarak olması gerekenden düşük gösterdiğine dikkat çekti.

“Güncellenmeyen enflasyon sepetinden faydalanıyorlar”

Bu durumun, yıllardır güncellenmeyen enflasyon sepetinden faydalanılarak yapılabildiğini belirten Serdaroğlu, İstatistik Kurumu’nun da sepetin güncelliğini kaybettiğini kabul ettiğini söyledi; sepet içerisinde “CD ve milli piyango gibi insan yaşamında elzem olmayan ürünlerin” bulunduğunu aktardı.

Serdaroğlu, “Hesaplamaya bu ürünler de dahil olunca hayat pahalılığı düşük çıkıyor. Bu sepetin bir an önce gerçek verilerle güncellenmesi gerekiyor. Güncellenmediği sürece hükümet kendi çıkarını koruyarak hareket etmeye devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

“İstatistik Kurumu bağımsız olmalı”

İstatistik Kurumu’nun yapısal konumuna da değinen Serdaroğlu, kurumun bağımsız olması gerektiğini özellikle vurgulayarak, “İstatistik Kurumu, bağımsız olmazsa siyaseten yönetilecek. Şu anki zihniyette olanlar başa geldiğinde de bugün yaşadığımız sıkıntılar devam edecek.” diye konuştu.

Bu nedenle alım gücünün tehdit altında olduğunu belirten Serdaroğlu, açıklanan Ekim ayı enflasyonunun olması gerekenden düşük çıkmasına şaşırmadıklarını, bunun UBP-DP-YDP hükümetinin bilerek yapacağını bildiklerini ifade etti.

“Asgari ücret, bilimsel verilere dayanmak zorunda”

Yeni dönem asgari ücret belirleme sürecine ilişkin değerlendirmesinde Serdaroğlu, bu yıl yaşanan mahkeme sürecini hatırlattı ve mahkeme kararının bilimsel veriler ışığında asgari ücret belirlenmesinin zorunlu olduğunu emsal nitelikte tescillediğini belirtti.

Serdaroğlu, “Geçim endeksi, açlık sınırı, yoksulluk sınırı, gayri safi millî hasıla gibi birçok hususa dikkat edilmelidir. Hayat pahalılığı tek unsur değildir.” diyerek, Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nda diğer verileri de talep ettiklerini fakat hükümetin bunu masaya getiremediğini dile getirdi.

“Çünkü 2025 yılına ait hiçbir veri ellerinde yoktu. Çok geride kaldılar. Bu bir utançtır.” sözlerini kullanan Serdaroğlu, yeni ücret görüşmelerinde tüm istatistiki verileri, açılan ve kapanan şirket sayılarına ilişkin verileri ve reel ekonomik göstergeleri talep edeceklerini söyledi.

“Kazanılmayan paranın vergisini almak hırsızlıktır”

Vergi uygulamalarını da eleştiren Serdaroğlu, küçük işletmelere uygulanan resen vergi uygulamasının kaldırılması ve adaletli bir vergi sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

“İnsanların kazanmadığı paranın vergisini almak hırsızlıktır. Bu bilinçle hareket edilmelidir.” diyen Serdaroğlu, kamu maliyesindeki borç yükünün bedelinin resen vergi ile küçük-orta işletmelere, düşük açıklanan hayat pahalılığı ile de kamu çalışanlarına, emeklilere ve asgari ücretliye ödetildiğini vurguladı.

“UBP-DP-YDP hükümetinin miladı doldu; halk için tehdit haline geldi”

Hükümete yönelik çok sert ifadeler kullanan Serdaroğlu, “Mevcut hükümetin miladı çoktan dolmuştur. Yurttaşa verebilecekleri zararın en büyüğünü verdiler. Bu saatten sonra halkımız için tehdit haline geldiler.” açıklamasında bulundu.

“Israrla koltuklarda kalmak gibi bir niyetleri varsa biz de mücadeleye varız. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.” mesajı veren Serdaroğlu, muhalefet milletvekillerini de “mücadele dozunu artırmaya” davet etti.

“Devletin malını peşkeş çekmenin izahı olamaz”

Serdaroğlu açıklamalarında, devlet kurumlarının özelleştirilmesine yönelik girişimlere de geniş yer vererek, Türk Telekom ile imzalanan 25 yıllık Fiber Optik Protokolü’nü hayretle karşıladığını belirtti ve hükümet mensuplarını “vatansever değil, vatana ihanet eden kişiler olmakla” suçladı. Serdaroğlu, “Devletin malını peşkeş çekmenin izahı olamaz.” dedi.

Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın geçmişte yaşadığı süreçleri örnek göstererek, “Limanları, Telekomünikasyon Dairesi’ni ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nu özelleştirme adı altında peşkeş çekmeye çalışanlar da suçludur.” diyen Serdaroğlu, devlet olabilmenin temel şartının stratejik kurumlara sahip çıkmak olduğunu vurguladı.

“Bugün kaynaklarımızı satanlar yarın bizi de satar”

“Bir devlet iletişim, ulaşım ve enerjiyi özel sektöre devrederse tehdit altında olmaya mahkumdur. Bugün öz kaynaklarımızı satanlar, yarın utanmadan bizi de satabilir.” şeklinde konuşan Serdaroğlu, Meclis’i bu konuda karar üretmeye çağırarak, özelleştirme girişimlerinin devlet politikası olarak yasaklanmasını istedi.

“İhtiyat Sandığı sürecinde yargıya güvenimiz tamdır”

İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu üyeliği konusunda yaşanan sıkıntılarla ilgili de konuşan Serdaroğlu, mahkeme sürecinin devam ettiğini hatırlattı ve “Biz Hür-İş olarak İhtiyat Sandığı’nda işçiyi ve emekçiyi temsil ediyoruz. Yargıdan talebimiz, kamu yararı taşıyan davaların bir an önce sonuçlanmasıdır.” dedi.

Haberler Haberleri