Didem Menteş
Dipkarpaz’da Altınkumsal sahilinde özel sit alanında bulunan 'izinsiz yapılarla' ilgili yargı süreci devam ediyor.
Geçtiğimiz Temmuz ayında İskele Kaza Mahkemesi’nde görüşülen davada, Altınkumsal içerisinde işletmeleri bulunan Burhan Kalın ve Gültekin Erdoğan’ı,‘yetkili makamlardan izin almadan sit alana müdahale etme’ ve ‘izinsiz inşaat yapmak’ davalarından suçlu bulunmuştu.
10 Temmuz’da görüşülen karar duruşmasında, sanıkların avukatı Mahkemeye, sanıkların aleyhine getirilen davaların içerdiği ‘cezaların suçla orantılı olmadığı’ gerekçesiyle söz konusu yasa maddelerinin görüşülmesi için Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmesini talep etmişti.
Mahkeme, bu talebi kabul ederek, sanıklara haksızlık yapılmaması adına ilgili yasa maddelerin görüşülmesi için konuyu Anayasa Mahkemesi’ne havale etmişti.
Davadaki maddelerin Anayasa Mahkemesi’nde görüşülmesi için Savcılığın müdafaasını yapması bekleniyor. Avukat Öner Şerifoğlu’nun, konu yasadaki ‘cezaların suçla orantılı olmadığı’ yönündeki iddialarına, Savcılık, 2 Kasım Pazartesi gününe kadar müdafaasıyla cevap verecek.
Tarafların müdafaaları ardından Mahkeme, usul gereği söz konusu maddeleri görüşmek üzere duruşma günü için tarih verecek.
Davalar
Orman Dairesi’nden “tarımsal faaliyetler için veya büfe ve duş/tuvalet amaçlı” kiralanan arazilere zamanla “izinsiz konaklama tesisleri” inşa eden 9 işletmeci hakkında açılan davalardan ikisi 7 Temmuz Salı günü karara bağlanmıştı.
Altınkumsal içerisinde işletmeleri bulunan Burhan Kalın ve Gültekin Erdoğan Mahkeme tarafından suçlu bulunmuştu. Sanıklar aleyhine ‘Eski Eserler Yasası’na bağlı ‘sit alana izinsiz müdahalede bulunmak’, Çevre Yasası’na bağlı ‘Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisindeki ekolojik etki değerlendirmesi olumlu görüş izni olmaksızın inşaat yapmak’ ve ayrıca sanık Burhan Kalın’ın Karpaz Emirnamesi aykırı yetkili makamlardan izinsiz yapı inşa etmek’ davaları getirmişti.
Her iki sanık da ‘Sahilleri Koruma Yasası’na aykırı sahile inşaat ve benzeri izinsiz yapı yapmak’ suçlarından beraat ederek, diğer suçlardan mahkum olmuştu.
Talep ve itiraz
7 Temmuz’daki kararda, sanıkların avukatı Öner Şerifoğlu, Eski Eserler Yasası’na bağlı ‘sit alana izinsiz müdahalede bulunmak’, Çevre Yasası’na bağlı ‘Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisindeki ekolojik etki değerlendirmesi olumlu görüş izni olmaksızın inşaat yapmak’ davalarını içeren cezaların Anayasa’nın 1’inci, 8’inci ve 18’e 1 maddelerine aykırı olduğunu beyan etmişti.
Avukat, ‘sit alanına müdahale etme’ suçunun 8 yıla kadar hapislik ve şimdiki parayla günlük 250 TL para cezasına denk geldiğini, ‘özel koruma alanına izinsiz inşaat yapma’ suçunun ise 4 yıla kadar hapislik ve asgari ücretin 10 katına kadar para cezası içerdiğini söylemişti.
Bu cezaların Anayasa aykırı olduğunu savunan Avukat, verilecek cezanın suçla orantılı olmadığını bu nedenle Anayasa’nın 148. maddesine göre Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmesini talep etmişti.
Savcı ise talebe yönelik ilgili hukuki gerekçeleri açıklayarak, uzlaşmada uyuşmazlık olduğu için Avukatın bu talebine itiraz etmiş ve avukat talebinin ret edilmesini istemişti. Savcı, sanıklara kamu yararı prensipleri ön planda tutularak caydırıcı ve ibret verici cezalar verilmesini de talep etmişti.
Mahkeme, bunun üzerine ara kararı okumak üzere son kez oturumu 10 Temmuz’a tehir etmişti.
10 Temmuz günü gerçekleşen karar celsesinde, Yargıç, Şubat 2013’de yapılan ihlallerin değerlendirilmesi gerektiğini aktararak, Çevre Yasası’nın yürürlüğe girdiği tarihlerde son 20 banglovun yapıldığını, uyuşmazlık konusunda karara bağlanmasının etken olmadığını ifade etmişti.
Anayasa’nın davayla ilgili yasa maddelerinin görüşülmesi için daha önce benzeri olabilecek 1-2 karar verildiğini söyleyen Yargıç, hukuki prensipleri aktarmıştı.
Yargıç, sanıklara haksızlık olmaması için yasanın Anayasa Mahkemesi’nde görüşülmesi için havale edilmesine karar ve çıkacak olan karara kadar Altınkumsal sahilindeki ‘izinsiz yapılarla’ ilgili işlemlerin durdurulmasına emir vermişti.