1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Kıbrıs Türk toplumunun geleceği ile dalga geçiliyor ve oyun oynanıyor
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Kıbrıs Türk toplumunun geleceği ile dalga geçiliyor ve oyun oynanıyor

A+A-

Son derece şuursuz ve son derece şova yönelik bir takım saçmalıklar yaşıyoruz… 
Nasıl mı?
Anlatalım…
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM), Türkiye ile bir Kıbrıslı Rum şirket arasında devam eden davada, KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nin Maraş ile ilgili bir kararını deli olarak sunmadık mı? (Daha geçen sene yaptık bunu)…
“… Kıbrıs Türk tarafı, Kapalı Maraş’ta 1974 yılı tapularını kabul ediyoruz ve edeceğiz” demedik mi?
Bu konuda “yazılı belge” sunmadık mı?
Dedik ve de sunduk!

-*-*-

AİHM’e taahhüt verdik!
Dedik ki, “1974 tapuları neyse o…”

-*-*-

Peki Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), geçtiğimiz Cuma günü neyi açıkladı?
TMK dedi ki, “… Kıbrıs Vakıflar İdaresi yani Evkaf, Maraş bölgesindeki bir taşınmaz mülkle ilgili olarak taraftır…”

-*-*-

Diyemez mi?
Der tabii ki!
Analar ne aslanlar doğuruyormuş, Dünya da AİHM de, ebem de aslanları bir kez daha görsün efendim, şikayetim yok!
Şikayetim yok da… 

-*-*-

TMK, bu ülkede bütün saçmalıklarımıza rağmen bunca yıldır asla “garagöz” olmamıştı!
Yargımız, asla güven yitirmemişti…

-*-*-

Şimdi, AİHM’e verdiğimiz taahhüt ortadayken, Maraş’ta Evkaf’ı “taraf” kabul etmek, nasıl bir olaydır, doğrusu merak ediyorum…

-*-*-

Haaa diyebilirsiniz ki, “… Her olay, her dava ayrı değerlendirilir”…
Olabilir de 1974 tapularında Evkaf’ın işi ne?

-*-*-

Gerçekten bana geliyor ki, sanki birileri bizi isteyerek rezil etmek için çabalıyor…

-*-*-

Ersin Tatar, İngiliz Yüksek Komiseri ile görüşmüş ve O’na demiş ki; “… Be gardaş, be gardaş, be gardaş, söyle yahu sizinkilere, beni ve Anastasiadis’i Londra’ya davet etsinler, gayrı resmi görüşelim”…
Hundred percent şuur noksan!

-*-*-

Bir: Diyelim ki davet ettiler, Anastasiadis, hangi sıfatla davet edilecek? 
İki: Tatar hangi sıfatla davet edilecek?
Üç: “İki toplum lideri” sıfatıyla davet gelirse bile ki gelmez, BM şemsiyesi dışında bu unvan geçerli değildir; Anastasiadis gitmeyecek… 
Dört: Ersin Tatar, “toplum lideri” sıfatıyla davet edilmeyi kabul mu edecek?
Beş: Egemen eşit KKTC nerede peki?

-*-*-

Açık ve de seçik bir şekilde görülüyor ki, Evkaf’ın TMK’da bir davaya taraf kabul edilmesi de, Tatar’ın acayip teklifi de “çözümsüzlüğü inat ve ısrarla arzuladığımızla” alakalıdır…

-*-*-

Oysa, havada asılı ama mantıklı bir teklif dolaşıyor son günlerde…
“Maraş’ı yasal sahiplerine iade etme karşılığında, Ercan ve Mağusa’yı, BM denetiminde uluslararası uçuş veya gemilere açmak…”
Haaa buradaki teklifi “ben egemen eşit devletim, ne demek BM?” diye kızarak reddediyorsun ama “Londra’ya beni toplum masgarası pardon lideri olarak çağırın” mı diyorsunuz?

-*-*-

Ercan ve Mağusa değil BM, ya da AB; ELAM’ın kontrolüne verilse; yolcular, turistler bize gelmeyecek mi?
Yooook, “benim devletim, benim limanlarım, benim bayraklarım” mı diyorsunuz?
Vallahi buyurun deyin, zaten gelecek olan yolcu, Larnaka veya Baf’tan gelmiyor mu?

-*-*-

Doktor Küçük…
Rauf Denktaş…
Mehmet Ali Talat…
Doktor Eroğlu…
Ve Mustafa Akıncı…

-*-*-

Bu toplum, 1958’den bu yana beş tane seçilmiş lider gördü; hiç biri, seviyeyi bu derece aşağıya çekmedi… 
Severdiniz, sevmezdiniz başka mesele…
Sevmesek de hepsini çok saydık…
Biz saygı gösterdik; Türkiye saygı gösterdi; Rum tarafı saygı gösterdi; Dünya saygı gösterdi…  
Hiç biri, Türkiye nezdinde bu seviyede mütekabiliyet aşağılamasına uğramadı, uğratılmadı… 
Hiç birinin döneminde de bu seviyede gariplikler ya da garagözlükler yaşanmadı… 

-*-*-

Bu saçmalıklar ve garagözlükler, Türk dış siyasetinin talimatıysa ve kendilerine göre oynayacakları bir “kukla” buldukları için mutluysalar; onlara daha çok yazıklar olsun…
Kıbrıs Türk toplumunun geleceği ile resmen dalga geçiliyor ve oyun oynanıyor

 



Evden işe giderken KKTC gerçekleri!


Yenikent Gönyeli’den yola çıktım… 
Yağmur yağdığında logarlardan dışkı fışkıran bölgeler var…
Dereler ıslah edilmemiş, ortalık çöple dolu… 

-*-*-

Göçmenköy farksız…
Birkaç kilometrelik yol, çukur bol!

-*-*-

Trafik kötü…
Kural tanımayan şoför sayısı bir hayli yüksek…
Hatta “kural bilmeyen” şoför sayısı, çok iddialıyım ki aynı seviyede yüksek…
Mesela, “silik” de olsa bazı yerlerde yaya geçidi var, ülkede araç kullanan nüfusun yüzde 80’inin “yaya geçidi nedir?” sorusuna, “pas” yanıtını vereceğinden eminim!

-*-*-

Neyse, Göçmenköy’den çıkıp, Yakın Doğu Bulvarı’na döneceksiniz, sonra da Atatürk Spor Kompleksi içindeki çukurlara çok dikkat ederek, Lefkoşa Sanayi’ye gireceksiniz…

-*-*-

Mağusa istikametinden gelip Yakın Doğu’ya dönecek olanların kuyruğu taaa ışıklarda…
Siz yola çıkıp o sıraya mı gireceksiniz?
Çok zor!
Bekledim, bekledim, arkadaşı birkaç araba “biip baaap” korna basınca, hızla çıktım, Gönyeli istikametine yöneldim ama kuyruğu kaynaklayıp aradan Yakın Doğu’ya daldım.
Bir yığın insanla da akraba oldum tabii ki!

-*-*-

Ve dediğim gibi, yolda çukurlar, su birikintileri…
Derken, sürü halinde köpekler…
Sokak köpekleri…

-*-*-

Akşam da elektrik kesintisi…
Elektriğe yüzde 40 zam beklentisi…

-*-*-

Sonuç mu?
Eşit egemen KKTC gerçeği!
Hade yahu siz da!
 


kass.jpg

Güney Kıbrıs’ın “Yeniden” Dışişleri Bakanı İoannis Kasoulides (Fotoğraf), ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in daveti üzerine çalışma ziyaretinde bulunmak amacıyla pazar günü Washington’a gitti… Kasoulides ve Blinken arasında yapılacak görüşmede Kıbrıs sorunu ve müzakerelerin yeniden başlaması konusu ile enerji konularının ele alınması bekleniyor… Demek ki neymiş? “Eşit ve de egemeniz” derken, dikkatli sallamanız gerekiyormuş, çünkü değilmişiz!

 

Bu yazı toplam 2671 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar