‘Yasa dışı kürtaj’ davasında deliller mahkemede

Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen ‘yasa dışı kürtaj’ davasıyla ilgili tahkikat çavuşu şahadet vermeye başladı, sanıkların ifadelerini okudu. Fahri Karagözlü’nün ifadesi dikkat çekti: "Aziz gömdüğü fetüsleri telefonla çekip, bana gönderirdi…"

 

• Soruşturma aşamasında hastanede yatmakta olan sanık Fahri Karagözlü’nün yanına gittiğini söyleyen polis çavuşu, Karagözlü’nün “Galiba o büyük bebek nefes aldı ve öldü. Ben cezaevine giremem ölürüm” dediğini aktardı. Bunun üzerine sanık Karagözlü’ye yasal ihtarda bulunduğunu belirten Baz, sanığın “Tam hatırlamıyorum” dediğini beyan etti

Didem MENTEŞ

Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen ‘yasa dışı kürtaj’ davasıyla ilgili detaylara girildi. Meselenin tahkikat çavuşu mahkemede ilk tanık olarak dinlenmeye başlanırken, sanıkların ifadelerini okudu. Sanık Fahri Karagözlü’nün ifadesi mahkemeye damga vurdu: “Doktorluğumun ilk yıllarından beri bu ameliyatları Sağlık Bakanlığı’na bildirme yükümlülüğüm olduğunu bilmiyordum, bugüne kadar bu işlemi yapmadım. Ayşegül’de bu ameliyatlara girdi, başka hemşirelerde girerdi.

Ameliyat sonrası fetüsler tıbbi atık olarak hemşireler tarafından ameliyathaneden çıkarılır. Tıbbi atık sepetine kediler girer, fetüslerin ortada olması iyi olmaz diye Aziz Doğgün gider gömerdi. Aziz bir iki defa gömdü ve cep telefonu çekerdi ve bana gönderip işgüzarlık yapardı. Bazı hastalarım kürtaj olduğunu bilinmesin diye bildirim yapılmasını istemezdi. Gayri yasal işlem yaptığımı zannetmiyorum”

Deliller mahkemede

Tahkikat Çavuşu Namık Baz, mahkemeye bazı sanıkların açık ifadesi ve gönüllü ifadelerini mahkemede okurken, 49 tane delili mahkemeye sundu.
Bu arada yargılama süreci başlanan davaya, meseleyle ilgili toplanan tüm deliller Mahkeme salonuna getirildi. Bebek ve fetüslerin sarılı bulunduğu ameliyathane önlükleri, bezler, poşetler ve birçok emare ibraz edildi.
Mahkeme, ilk tahkikat duruşmasına devam edilmek üzere davayı 29 Eylül Perşembe günü saat 10:30’a erteledi.

Taraflar hazır bulundu

Sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Ayşegül İşbilen, Taner Okburan, Fahri Karagözlü ve Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarıldı.
Başkan Fatma Şenol, üye yargıç Murat Soytaç ve üye Yargıç Seran Bensen huzurundaki davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu. Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’i Avukat Serhan Çınar, sanık Verda Tunçbilek’i Avukat Mustafa Şener adına Avukat Hüseyin Çelik, sanık Taner Okburan ile Ayşegül İşbilen’i Avukat Emre Kadri, sanık Fahri Karagözlü’yü Avukat Güneş Menteş ve sanık Rasiha Serdaroğlu’nu Avukat Tahir Seroydaş ve Ömer Başay temsil etti.

Polis: “Yasa dışı kürtaj yapıldığı bilgisini aldık”

Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, davanın ilk tanığı olarak meselenin tahkikat memuru Polis Çavuşu Namık Kemal Baz’ı mahkemeye dinletti. Namık Baz, mahkemeye yeminli şahadet vererek, davayla ilgili olguları aktardı. Baz, 25 Şubat 2016 tarihinde Girne’de faaliyet gösteren Ada Hospital isimli özel hastanede ‘yasal sınır olan 10 haftadan büyük fetüslerin kürtajla alındığını’ öğrendiğini söyledi. Bunun üzerine bir ekiple söz konusu hastaneye gittiğini, hastanede çalışan Aziz Doğgün’e yaptığı soruşturmada, Doğgün’ün kendisine Dr. Fahri Karagözlü ve Ayşegül İşbilen’in kürtaj yaptıklarını söylediğini aktaran Baz, Doğgün’ün kürtaj kalıntılarını da Hz.Ömer Türbesi ve Karakum’da bulunan yağ fabrikasının bulunduğu bölgeye gömdüğünü söylediğini aktardı.

“Kız bebek bulundu”

Ardından Aziz Doğgün’ü de alarak bir polis ekibiyle birlikte, önce türbenin olduğu yere gidildiğini ve orada fetüs ve fetüs kalıntıları bulunarak emare alındığını kaydeden Baz, daha sonra Karakum’a giderek orada yapılan kazıda da bir poşet içerisinde yatak örtüsüne sarılı bir ‘kız bebek’ bulunarak emare alındığını dile getirdi. Aziz Doğgün’ün fetüsleri ve bebeği olaydan 1 ay önce Ada Hospital’e ait bir çapa ile kendisinin gömdüğünü söylediğini anlatan Namık Baz, söz konusu çapanın hastanede bulunarak alındığını belirtti.  Şahadetinde belirttiği hususlara bağlı olarak Namık Baz, soruşturma kapsamında elde ettiği emareleri (delilleri) tek tek açıkladı. Dünkü duruşmada 49 tane emareyi mahkemeye sunan Baz, bazı sanıklara ait ifadeleri de okudu.

Mehmet Ali Tunçbilek: “Ben hastanenin idari konularıyla ilgilenirim”

Baz, ardından olayla ilgili olarak sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in karakola sevk edilmesini, Ayşegül İşbilen’in celp edilmesini sağladığını söyleyerek, sanık Verda Tunçbilek’in de arabasıyla merkeze geldiğini belirtti. Tunçbilek çiftinin hastanedeki odalarında bulunan kamera kayıtlarını emare aldığını aktaran Baz, sanık Mehmet Ali Tunçbilek’ten açık ifade alındığını söyledi.
Baz, Tunçbilek’in açık ifadesini okudu: “Hastaneye dışarıdan iki anestezi uzmanı gelir. Oktay Bey ve Rasiha Hanım çalışmaktadır. Hastanede kürtaj işini Fahri Bey ve eşim yapmaktadır. Yasal prosedür konusunda bir bilgim yoktur. Ben hastanenin idari konularıyla ilgilenirim…” Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in ifadesi tanıtma A olarak mahkemeye sunuldu.

“Fahri Bey kayıtları kendi tutar”

Namık Baz, ardından sanık Karagözlü ve sanık İşbilen’in derdest emriyle tutuklandığını belirterek, aynı gün Tunçbilek çiftinin, Karagözlü’nün, İşbilen’in, Doğgün’ün ve sekreter Cemaliye Ölmez’in cep telefonlarının emare alındığını ifade etti. Daha sonra Mehmet A. Tunçbilek’in gönüllü ifade vermek istemesi üzerine, ifadenin alındığını söyleyen Baz, gönüllü ifadeyi emare olarak sundu ve ifadeyi okudu: “7 yıl devlet hastanesinde çalıştıktan sonra eşim ve ben, bizim hastanede çalışmaya başladım. Bildiğim kadarıyla Fahri Bey ve eşim yasal sınırlar içerisinde kürtaj yapmaktadır. Fahri Bey kendine gelen hastaları ayarlar ve ameliyatları yapar. Kayıtları kendi tutar. Makul ücret altında ödeme yapılır, 1000 TL’yi geçmez. Başhekim ücreti alır” 

Polis: “Bir defterde kesik sayfalar var”

Namık Baz, ardından hastaneye ait ameliyathane kayıt defteri başta olmak üzere çeşitli kayıtların tutulduğu 10 defter ve 3 ajandayı emare olarak sundu. Hemşire nöbet defterinde özellikle bazı sayfaların eksik olduğu ve bu sayfalarda 34 haftalık bebek ile ilgili bilgiler de olabileceğini düşündüğünü aktaran Baz, hemşire nöbet çizelgesinde değişiklikler yapılarak ameliyat olan gecelerde sanık Ayşegül İşbilen’in adının yazılı olduğunun görüldüğünü aktardı.

------------------------------------------------------------


Sanık Karagözlü: “Fetüslerin ortada olması iyi olmaz diye Aziz gömerdi”

25 Şubat 2016’da ise Sanık Fahri Karagölü’nün ifadesinin alındığını belirten Baz, ifadeyi okudu: “Ben Ada Hospital’da Kadın Doğum Uzmanı ve Başhekim olarak çalışıyorum. Rahim alımı, kürtaj ve benzeri hastalıklar gibi tedaviler uyguluyoruz. Bu söylediğim tedaviler ışığında acil müdahaleler yaptım. 10 haftanın üstünde hamile olan kadınları, anomali, sakat, ölü ya da annenin hayatı tehlikede olan ameliyatları sonlandırma yapıp aldığım durumlar oldu. Bu ameliyatlara Rasiha Hanım, O.A ve ismini hatırlamadığım bir doktor ameliyata girdi. Hamileliği sonlandırma ameliyatına iki doktor girerdi. Doktorluğumun ilk yıllarından beri bu ameliyatları Sağlık Bakanlığı’na bildirme yükümlülüğüm olduğunu bilmiyordum, bugüne kadar bu işlemi yapmadım. Ayşegül’de bu ameliyatlara girdi, başka hemşirelerde girerdi. Ameliyat sonrası fetüsler tıbbi atık olarak hemşireler tarafından ameliyathaneden çıkarılır. Tıbbi atık sepetine kediler girer, fetüslerin ortada olması iyi olmaz diye Aziz Doğgün gider gömerdi. Aziz bir iki defa gömdü ve cep telefonu çekerdi ve bana gönderip işgüzarlık yapardı. Benim hastalarım Türkiye’den gelirdi, isimlerini hatırlamıyorum. Mehmet Ali Bey ve Verda Hanım’ın bu hastalardan haberi yoktur. Bazı hastalarım kürtaj olduğunu bilinmesin diye bildirim yapılmasını istemezdi. Gayri yasal işlem yaptığımı zannetmiyorum”

Verda Tunçbilek: “Fahri Bey’in dosyalarında ne vardı bilgim yok”
Namık Baz, 26 Şubat’ta ise sanık Verda Tunçbilek’in gönüllü ifade verdiğini belirterek, ifadeyi mahkemede okudu. Tunçbilek ifadesinde, hastanede çalışan doktorların isimlerini belirterek, bazı doktorların dışarıdan gelerek ameliyathaneleri kullandığını yazdı.  Başhekim olan Fahri Karagözlü’nün 3 bin 500 TL aylık maaş aldığını, Karagözlü’nün kendi hastaları için ameliyathaneyi kullanması nedeniyle 1000 TL ücret verdiğini anlatan Tunçbilek, Fahri Karagözlü’nün yaptığı ameliyatlardan bilgi sahibi olmadığını aktardı. Karagözlü’nün dosyalarını hemşirelerin hazırladığını ve bu dosyalarda ne olduğunu bilmediğini ifadesinde belirtti.  

Sanık Okburan: “Ne ameliyatı olduğunu sormam”
Ardından sanık Taner Okburan’ın da tutuklandığını kaydeden Baz, Okburan’ın verdiği izahati ve gönüllü ifadesini mahkemeye okudu. Anestezi hemşiresi olan Okburan, ameliyat başı 200 TL aldığını, Fahri Karagözlü’nün kendisini aradığı zamanlar ameliyata girdiğini, sezaryenlerde sadece asibire işlemi yaptığını, bebekleri görmediğini aktardı. Ayrıca kendisinin girdiğin ameliyatlara Ayşegül İşbilen’in, Rasiha Serdaroğlu’nun ve diğer bazı doktorların da girdiğini ifadesinde belirtti.

-------------------------------------------------

Karagözlü: “Galiba o bebek nefes aldı ve öldü”

Aynı gün hastanede yatmakta olan sanık Fahri Karagözlü’nün yanına gittiğini söyleyen Namık Baz, Karagözlü’nün “Galiba o büyük bebek nefes aldı ve öldü. Ben cezaevine giremem ölürüm” dediğini aktardı. Bunun üzerine sanık Karagözlü’ye yasal ihtarda bulunduğunu belirten Baz, sanığın “Tam hatırlamıyorum” dediğini beyan etti. Namık Baz, meseleyle ilgili otopsi raporunu aldığını, raporda 7 adet fetüs mevcut olduğunu belirterek söz konusu raporu mahkemeye emare olarak sundu.

Karagözlü’ye ait çek defterleri ve post cihazı Tunçbilek’in arabasında
Daha sonra sanık Mehmet A. Tunçbilek’in arabasında arama yapıldığını, araçta Fahri Karagözlü’ne ait post cihazı, banka defteri ve çek defteri bulunduğunu söyleyen Baz, ayrıca hastanenin hissedarlarıyla ilgili kayıt belgelerinin temin edildiğini anlattı. Baz, dünkü duruşmada 49 emareyi mahkemeye sundu. Yargıç Fatma Şenol, dava duruşmasına devam edilmek üzere 29 Eylül Perşembe günü saat 10:30’a ertelendi.

Özel Haber Haberleri