TÜRKİLİZCE

Ulus olmak için dil, topraktan önemlidir. Topraklarımızı elimizden alırlarsa geri alabiliriz…

Neriman Cahit

Bir ulusu ulus yapan öğelerin başında dil gelir. Bir ülkeyi ilelebet köle yapmak istiyorsanız dilini yabancılaştıracaksınız…

Ama maalesef bugünün Türk insanı, özellikle kitle iletişim araçlarından kaynaklanan günlük yanlış anadili kullanımı bombardımanı altında… Sonradan kaç yabancı dili öğrenirse öğrensin, düşünsel yapısının temeli kalmayı hep sürdürecek olan anadilini yani Türkçeyi unutma yolunda… Bir dilin doğru kullanım biçimini zamanla unutmak, o dilin sözcüklerini unutmaya başlamakla eşanlamlıdır…

Sağlam veriler, günümüzde Türk insanının kendi dilinin yaklaşık 75 bin sözcüklük dev dağarcığı içerisinden günlük yaşamında sadece iki – üç yüz sözcükle idare ettiğini ortaya koyuyor. (En fazla kullanıyor olanlarsa 500-1000 sözcük arasında) Oysa, bilimsel temeller “her dilin bir dünya görüşü” olduğunu söylüyor. Ama günümüz Türk insanının genelde kendine özgü bir dünya görüşünü bir türlü geliştiremeyişi… Çevresine böyle bir görüşün boyutları içerisinde bakamayışı… Ya da dünya görüşü adı altında sürekli parçalanmışlıkları yaşayışı karşısında uzmanların tanımı: “Bir ulusun” dilinin sınırları, dünyasının da sınırları” olduğudur…

DİLİN DOĞURGANLIĞI

Eski Mısır’da dilin gücü şöyle dile getirilmiş: “Güçlü olmak istersen söz ustası ol! Dil yiğit elinde kılıç gibidir / İyi konuşan daha merttir iyi dövüşenden / iyilikle adaletle hüküm sürer. / Atalarının dilini iyi konuşan…” Dolaşmak yazınını incelemek imkânı bulduğum / birçok ülkede gelişmişlikle dil arasındaki doğrudan bağlantıyı yaşadım, hissettim. Gelişmemiş ülkelerin hemen tümünde dil de çok geriydi ve bunların çoğunda resmi dil yabancı bir dildi.

Kimileri Türkçeyi fakir buluyor… Nasıl ki insan sahip oldukları kadar değil, sahip olduklarından aldığı haz kadar mutluysa, dil de öyle…

Kişi dilini kullanabildiği kadar zengindir…

Dilin zenginliği sözlük sayısıyla ölçülmez… Doğurganlığıyla ölçülür. Doğurganlığı yanında Türkçe doğaya dönük bir dil. Ör. İngilizcede yeşil rengi tanımlayan sözcük sayısı beşi geçmiyor ama Türkçede ördek yeşilinden, çimen yeşiline, türbe yeşilinden zeytin yeşiline kadar 20’yi aşkın yeşil var. (İngilizce 550 bin, Fransızca 350 bin, Türkçe ise 75 binin üzerinde… Ama yeni sözcükler üretme zemini en az o diller kadar geniş, verimli…) Sevgili yazarlar, öğretmenler, iş size düşüyor:

“Son yıllarda basında, iletişim araçlarında gündelik konuşmalarımızda… Dahası dil bilinci olduğunu düşündüğümüz yazarlarda bile rastladığımız yabancı sözcük kullanma alışkanlığı son derece tehlikeli bir gidiş içinde… Gençlerimizi – ister okullu isterse iş güç sahibi olanları izleyin… Durum gerçekten içler acısı. Freni kopmuş bir taşıt gibi önüne geçilmezse geri dönüşü olmayan bir sonuç oluşacaktır.

Küreselleşme çığlıklarıyla ulus olmanın temel koşulunun dil olduğunu unutan okumuş kesim büyük bir aymazlık içinde Türkçe – İngilizce (Türkilizce) karması bir dil konuşup yazıyor…

DİL-TOPRAK

Ulus olmak için dil, topraktan önemlidir. Topraklarımızı elimizden alırlarsa geri alabiliriz… Ama dilimiz elden gittiği zaman onu yeniden kazanma olasılığı yok.

Dillerini yitiren uluslar… Dilleriyle birlikte kültürlerini de yitirdikleri için tarihten siliniyorlar…

Gittiğim okullarda girdiğim sınıfların birinde öğrencilerden biri: “Öğretmenim, nasıl olsa yakında bütün dünya İngilizce konuşacak… Ne güzel biz de hazırlanıyoruz” deyince onca yıl içi boş kahramanlık yığmalarının pek de bir işe yaramadığını – bilimden / ilimden uzaklaşmanın bize nelere mal olduğunu anlamıştım…

Türkçede (Prof. Ömer Demircan’ın öğrencilerine yaptırdığı) bir araştırma her şeyi ortaya koyuyor: Buna göre Türkiye’de yazılı Basının Dili: % 52 Türkçe, % 48 İngilizce ve yabancı sözcükler…

Maalesef Türkçe kartopunun yuvarlanması gibi gittikçe hızlanarak kirlenmeyi sürdürüyor.

Yabancı dil öğrenmekle… Yabancı dille eğitimi karıştırdığımız günden beri geldiğimiz nokta burasıdır…

-devamı var-

 

İlgili Haberler

Dergiler Haberleri