"Süreç bitmez, Genel Sekreter yine deneyecek, TC-AB ilişkileri belirleyici olacak" 

Ersin Tatar “iki devletli çözüm”, Nikos Anastasiadis “Federasyon görüşürüm” dedi Cenevre'deki gayrıresmi toplantıda ortak zemin bulunamadı… Bundan sonraki süreçte neler yaşanacak?

Ersin Tatar “iki devletli çözüm”, Nikos Anastasiadis “Federasyon görüşürüm” dedi Cenevre'deki gayrıresmi toplantıda ortak zemin bulunamadı… Bundan sonraki süreçte neler yaşanacak? 

 

Uluslararası İlişkiler Uzmanı- Eski Müzakere Heyeti Üyesi İpek Borman:

“Önümüzdeki dönem kritik önem taşıyor, son bir fırsat kaldı”

“Önümüzdeki dönemde verilen bu fırsatın, belki de son fırsatın, taraflarca samimiyetle kullanılması kritik önem taşımaktadır”

BM Genel Sekreteri’nin zirvenin sonuçsuz kaldığına dair yaptığı açıklamayı  “beklenen açıklama” olarak yorumlayan Uluslararası İlişkiler Uzmanı İpek Borman  Genel Sekreter’in, sonuçsuz kalan zirvede bir çöküş ortaya koymak istemediğini ifade etti.

Borman, önümüzdeki 2-3 ay içerisinde yeni bir 5'li zirvenin yapılmasının önerildiğini, bunun görüşmedeki tüm tarafların da işine gelen bir durum olduğunu kaydetti.

Borman görüşmelerin ötelenmesini ise “Çünkü oradaki tarafların hiçbiri çözümün aciliyetini hissetmemekte ve öngörülebilir bir gelecekte Kıbrıs sorununa karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bulma iradesini taşımamaktadır” diyerek değerlendirdi.

Görüşmelerde ortak zemin yönünde bir ışık olmamasına rağmen, Genel Sekreter’in diyalogu devam ettirme perspektifinin önemine de vurgu yapan Borman, “Önümüzdeki dönemde verilen bu fırsatın, belki de son fırsatın, taraflarca samimiyetle kullanılması kritik önem taşımaktadır” yorumunda bulundu.


CTP Milletvekili Özdil Nami:

“Güney hedefine ulaştı. BM zemininden ayrıldığımızı kayda geçirdi”

“Güney hedefine ulaştı. BM zemininden ayrıldığımızı kayda geçirdi, artık bu zeminden ayrılanın Türk tarafı olduğunu gösterdi. Bu durum değişmediği sürece güney tanınacak, kuzey tanınmamışlıkla yoluna devam edecek. Çözümsüzlüğün faturası da bize kesilecek ve üzerimizdeki izolasyonların kaldırılması imkansız hale geldi”

Cenevre’deki zirvenin ortak zemin bulunamadığının tescil edilerek kapandığını ifade eden CTP Milletvekili Özdil Nami, “Bu, çözümsüzlük ortamına yaşamaya devam edeceğiz anlamı taşıyor.” dedi. Nami, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in zirveyi kapatırken yaptığı konuşmayı işaret ederek, “Konu Güvenlik Konseyi’ne aktarılacak. Oradaki kararlarda ise federal çözüm işaret ediliyor. Tıkanıklık bu nedenle önümüzdeki süreçte devam edecektir.” yorumunda bulundu.  

BM Genel Sekreteri’nin önümüzdeki üç aylık süreçte girişimlere devam edeceğini ifade etmesine karşın yine de bir sonuca ulaşılmayacağını anlatan Nami, benzer hataların geçmiş dönemlerde de yapıldığına dikkat çekti.

Nami, özetle şunları ifade etti:

“Güney hedefine ulaştı. BM zemininden ayrıldığımızı kayda geçirdi, artık bu zeminden ayrılanın Türk tarafı olduğunu gösterdi. Bu durum değişmediği sürece güney tanınacak, kuzey tanınmamışlıkla yoluna devam edecek. Çözümsüzlüğün faturası da bize kesilecek ve üzerimizdeki izolasyonların kaldırılması imkansız hale geldi. Benzer hatalar geçmişte de yapılmıştı ve üzerimizdeki ambargoların artmasına neden olmuştu. Bizi Sayın Tatar’ın döneminin karanlık bir dönem olacağının da ilanı bu şekilde yapılmış oldu.”


Uluslararası ilişkiler Uzmanı  Prof. Dr. Ahmet Sözen:

“Süreç çökmeyecek, zamana yayılacak”

“Süreç çökmeyecek, BM Genel Sekreteri bir veya 2 toplantı daha koyacak. BM ve Türkiye de çok zorlamadan zamana yaymaya çalıştı. Türkiye’nin batı müttefikleri ile ilişkileri bu günkünden daha iyi bir yönde ilerlerse Kıbrıs konusunda daha esnek davranabilir. Ama işler kötüye giderse Türk tarafı bu tutumda katı bir duruş sergileyebilir.”

Cenevre’deki gayri resmi Kıbrıs zirvesiyle sürecin çökmeyeceği, zamana yayılacağı yönünde görüş paylaşan Uluslararası ilişkiler Uzmanı  Prof. Dr. Ahmet Sözen, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bir veya iki kez daha gayri resmi toplantı yapacağını ifade etti. Gelişmeleri uluslar arası diğer bazı olayların da etkileyebileceğine değinen Sözen, şöyle devam etti:

“Süreç çökmeyecek, BM Genel Sekreteri bir veya 2 toplantı daha koyacak. BM ve Türkiye de çok zorlamadan zamana yaymaya çalıştı. Bundan sonraki ilişkiler nereye doğru evirilecek çok önemli. Haziran NATO zirvesi ile Eylül-Ekim BM toplantısındaki gelişmeler de süreci etkileyecektir. Bundan sonra yine ikili liderler ya da yine 5+1 şeklinde gerçekleşebilecek iki toplantı ayarlanabilir. Eğer Türkiye’nin batı müttefikleri ile ilişkileri bu günkünden daha iyi bir yönde ilerlerse Kıbrıs konusunda daha esnek davranabilir. Ama işler kötüye giderse Türk tarafı bu tutumda katı bir duruş sergileyebilir.”


Eski Özel Temsilci Erhan Erçin:

“Bu adımlar bölgesel dinamikler açısından önümüzdeki günlerde de birçok gelişmeye gebedir”

“Bu keskin değişikliğin ne sonuç vereceğine dair ortam hazırlansa bile, bu, yine de TC – AB ile ilişkileri veya bölgesel dinamikler açısından önümüzdeki günlerde de birçok gelişmeye gebedir.

Türk tarafının söylediği gibi çok keskin bir pozisyon masaya koyduğunu dile getiren Eski Özel Temsilci Erhan Erçin, bunun önümüzdeki dönemde sıkıntılar yaratamaya meyil vermek olduğu anlamına geldiğini belirtti.

“Bu adımlar bölgesel dinamikler açısından önümüzdeki günlerde de birçok gelişmeye gebedir” diyen Erçin, Cenevre zirvesini değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

“Yalnız Kıbrıs sorununda değil, bizim meselemize benzeyen dünyadaki diğer çetrefilli konularda da keskin pozisyon değişikliğine gidilmeden çok iyi bir hazırlık yapılması gerekmektedir. Bu gibi hazırlıkların, nabız yoklama hazırlıklarının yapıldığı ortamda bile sonuç alınmasının çok zor olduğu bilinmekte. Bununla birlikte böyle bir politika değişikliği sadece Kıbrıs sorunuyla ilgili de değil, uluslar arası ciddi bir politika değişikliğine gidileceği zaman dahi altyapısının çok iyi hazırlanması gerekiyordu.

Ama bizim ülkemizde sonuçlarının nereye varacağını bilmeden, daimi beş üye ve AB ile nabız tutulmadan ortaya konması önümüzdeki dönemde sıkıntılar yaratamaya meyillidir. Bu keskin değişikliğin ne sonuç vereceğine dair ortam hazırlansa bile bu yine de TC – AB ile ilişkileri veya bölgesel dinamikler açısından, önümüzdeki günlerde de birçok gelişmeye gebedir.

Kıbrıs konusu tarihi boyunca sadece bizim adamızla sınırlı bir mesele olmadı. Bundan dolayı keskin politika değişiklikleri nabız yoklayarak yapılır ama yapılmadı. Bu bağlamda nasıl sonuç doğuracağını bekleyip göreceğiz.”

İlgili Haberler

Röportaj Haberleri