Sözde Değil… Özde… AVRUPALI OLABİLMEK…

Sözde Değil… Özde… AVRUPALI OLABİLMEK…

 

Neriman CAHİT

“Avrupa Birliği” ile ilgili gerek sözlü gerekse yazılı ‘tartışmalarda - Yayınlarda’  dikkat ediyorum, her zaman: “Konunun Ekonomik ve Politik yanı “ ağır basıyor. Olayın: “Kültürel Boyutundan” hemen hemen hiç söz edilmiyor. Oysa: “Batı Kültürü’nün Avrupa demek olduğu” savını etraflıca düşünmek gerek…
Konuyu, örneklemek gerekirse: 19. yüzyılın sonlarında,  Dostoyevski’nin yaptığı bir konuşmaya bakalım: “İnsanların, evrensel düzlemde birleşme düşüncesi, bir ‘Avrupa İnsanlığı’ düşüncesinden başka bir şey değildir…
İnsanlık, uygarlığını Avrupa’ya borçludur…

KONUYU BİZE İNDİRGEYELİM…

Gelin konuyu ‘bize’ indirgeyelim: Bugüne dek, laf kalabalığının ötesinde: Bu konu, sağlıklı ve bilimsel bir şekilde ortaya konmuş mudur…
Bugünlerde, fırsat buldukça, Avrupa’nın önemli “Kültür Tarihçilerinden”: İvar  Lissner’in: “Avrupa Biziz” kitabını okuyorum: “Bu Kültürün  Kökeni” konusunda şu ilginç yaklaşımlarda bulunuyor:
• “Ne olduğumuz, Avrupa’nın kökenlerini anlamaktan geçer: Sümerlerden, Asurlulardan, Babillilerden, Mısırlılardan, Fenikelilerden, Giritlilerden, Romalılardan bize gelen sayısız: “Kültür Değerlerine” ulaşmakla mümkündür…
Bu ise, Avrupalılarca bile – yeterince - yapılmamıştır… 

VAROLAN  BİR  TEHLİKE…

• Her şeyden önce, okullarda var olan bir tehlikeyi görüyorum: Çoğu okullarda, öğrencilerin bağımsız düşünmeleri: “Kendi düşüncelerinin bulunması öngörülüyor. Ama, insanın – kendisinin – düşünce üretebilmesi – ancak – başkalarının, insanlığın en büyüklerinin (de) ne düşünmüş olduklarını bilmesi koşuluna bağlıdır…
Demek ki – gençlikte, genelde eksik olan bilgidir. O bilginin özü de: “Avrupa’nın nasıl oluştuğuna – ‘Avrupa Kültürü’ denen mucizeyi yaratmış olanlara ilişkin bilgidir..”
• BU  NEDENLE: Bence, salt bilimi biraz azaltmaları, buna karşılık daha çok: “GENEL  KÜLTÜR” vermeleri gerekir…
Tabii ki, Avrupa’nın da – bizzat kendisi ve o kültüre girecekler için, bir: “BU KÜLTÜR HESAPLAŞMASI” yapması da çok önemlidir…
YANİ ÖZETLE: “Tüm bunlar okullarımızda okutuluyor ama sadece “KURU COĞRAFİK ve TARİH BİLGİLERİ OLARAK…
Ör. Avrupalı, kendi uygarlığının – bile – beşiği saydığı: “Mezopotamya Uygarlığını” didik didik ederek araştırırken… Ona çok yakın olan “KÜLTÜRLER”  sadece aktarmacılıkla yetiniyorlar.
Evet… Avrupa Kültürünün çıkış noktası: Fırat ve Dicle arasındaki verimli topraklardır…

SANATSIZ YAŞAM OLMAZ…

“Sanatsız yaşam olmaz!..” diyen Euripides’e sahip çıkmakta gösterdiği kararlılıkta… Euripides’ten binlerce yıl önce oluşmuş, Avrupa’nın çok uzağındaki topraklarda filizlenmiş bir destana da sahip çıkabilen Avrupa… Dünya üzerinde rastlanmış bütün  ‘tinsel ve düşünsel zenginlikleri görkemli bir sentezde birleştirerek: “AVRUPA” adını almış bir olgudur…

***
Hiçbir önyargının ve yoldan geçici sapmaların geçerliliğine son vermeyeceği bu olgunun… Tüm geçmişiyle hesaplaşmadan, bugününün Avrupalısı olmaya kalkışmak yerine… Gerçeklere varmak, gerçeklerle donanmak çabalarına yönelmek, boşuna yorulmak ve üzülmekten kurtarır:
• BİR İNSANI DA…
• BİR ULUSU DA…

NE DERSİNİZ…

Dergiler Haberleri