Sosyal Medya: Sosyal Ağlardaki Yerimiz

50’li yaşlardaki anne ve babalarımız aslında son 50 yılda olan tüm teknoloji devrimlerine şahitlik ettiler

 

Cenk Paşa

Akıllı telefonların hayatımıza girmesi ile günümüzde yaşanan teknoloji devrimi her yaşta insanı etkiledi. 50’li yaşlardaki anne ve babalarımız aslında son 50 yılda olan tüm teknoloji devrimlerine şahitlik ettiler. Renksiz televizyonlardan renkli televizyonlara ardından 3D modellere geçişi yaşamış bu nesil, Çağrı cihazlarından akıllı telefonlara geçişe de tanıklık ettiler.

Anne ve babalarımız telefonların olmadığı o yıllarda sosyalleşmek için telsizleri kullandıklarını anlatıyorlar. Şimdilerde “bana da bir instagram hesabı aç” diye çocuklarının kapısını çalıyorlar. Aslında ailelerimizin günümüz şartlarına kolayca ayak uydurduklarını gözlemliyoruz.

Çocuklarımız ve gençlerimize ise akıllı telefonlar sıradan ve yaşamak için nefes almaktan sonra gelen ilk şey. Bu durum iki tür aileyi beraberinde getiriyor. Bir grup aile çocuklarının sosyal medya kullanımını teşvik ederken diğer grup engellemeye çalışıyor. Aslında birşey değişmiyor, çocuklarımızın hemen hepsi bu mecralarda. Kabul etmemiz gereken sosyal medyanın artık hayatın bir parçası olduğu...

Çocuklarımızın hayatımızın bir parçası olan sosyal medya kullanmaları bu mecraların kendilerine tanıdığı özgürlükten geliyor. Özgürlüğün çekiciliği, hayatın gerisinde kalmama ve trendleri takip edebilme isteği çocuklarımızı bu mecralarda olmaları için itici güç oluyor.

Kullanım Alışkanlıklarımız

Global Web index verileri 2016 yılında 3.419 milyar kişinin internete bağlandığı, 2.307 milyar kullanıcının ise aktif olarak sosyal ağlarda yer aldığını gösteriyor. 1.968 milyar kullanıcı ise sosyal ağlara mobil cihazlar üzerinden erişim sağlıyor.

Raporda yer almayan ülkemizde net rakamlardan bahsetmemiz ne yazık ki mümkün olmuyor. Ancak ülkemizdeki internet kullanıcılarının %75 her gün online olduğu, %50 kullanıcının mobil cihazlardan sosyal ağlara eriştiğini, %40 Facebook, %25 whatsapp, %15 instagram ve %10 twitter  kullanıcısı olduğumuzu yakın coğrafyamızdaki internet aktivitelerinden öngörebiliriz.

Sosyal hayatımız artk telefonların içine girmiş durumda. Sosyalleşmek için bir ortamda arkadaşlarımız ile otururken dahi telefonu elimizden düşürmüyoruz. Aslında insanlar ile iletişim kurmamızı gözle görülür şekilde azaltı. İletişimi hızlandıran teknoloji ayni zamanda iletişim kurmamı da engelledi.

Arkadaşlarımız ile kahve içmeye gidiyoruz ama birbirimizin yüzüne bakmadan iletişim kurmaya çalışıyoruz, bunun adı da “sosyalleşme” oluyor. Öncelerde insanlar ile iletişim kurmak sosyalleşme olurken şimdilerde bir araya gelmek “sosyalleşme” için yeterli. Birlikte oturduğumuzda yüz mimiklerimizin değişimi telefonda okuduklarımız/gördüklerimiz ile alakalı oluyor,  yolda yürüken dahi telefonun içerisinden çıkamıyoruz. Yanımızdan geçen insanları önemsemiyor, selamlaşmıyor ve kimseyi farkedemiyoruz.

Sosyal Medya Faydalı mı?

“Sosyal” medya, sosyal hayatımızı sokaktan, yollardan,  parklardan alıp evimize, cep telefonlarımıza taşıdı. Hayatımız gözle görülür şekilde etkilendi ama sosyal medyayı “zararlı” ilan etmeden önce mutlaka sosyal medyayı anlamalıyız....                                                                                                             

Devam Edecek...

Dergiler Haberleri