Siyah-beyaz bir mavi…

Siyah-beyaz bir mavi…

 

Gürkan Gökaşan

Hangi renk özgürlüğü anlatabilir sana? Ya da hangi renkle kaybolabilir, uçları kırık düşlerin?.. Bir renk, bu kadar mı kolay anlatabilir herşeyi? Her renk bir yanılsama değil miydi? Işığın bize oynadığı oyunlar, çocuk düşlerini anımsatabilir mi sana? Biz ne zaman büyüdük? Hangi ara, renkler siyah-beyazın eline düştü? Sadece hüznü mü anlatır siyah-beyaz?.. Peki, seni hangi renk anlatabilir? Yoksa karanlığın eline mi düştün sen de?..

Denize aksam…

Masmavi bir boşluk… Ucu bucağı görünmeyen o denize bıraksam ya kendimi! Bembeyaz bir yelkenli eşlik etse bana ve dökülse denizin taa derinine, ne kadar şiir varsa dilimde… Ne kadar sen, ne kadar ben varsa… Bir bir döksem, rakı bardağına dökercesine… Dalgaların misafir olduğu o mavilik… İşte, diyorum ya! Aksam, gitsem ve kaybolsam masmavi dalgaların, kıyıya aşık köpüklerinde…

Mavi bir aşk seç gökyüzünden

Nasıl da birbirine muhtaç, deniz ve gökyüzü… Biri varolmadan, diğeri yaşayamıyor. Belki de farklıdırlar birbirlerinden ama mavidir ortak kaygıları her daim. İki farklı, ama aynı mavi! Tıpkı aynaya bakarcasına, bakıyorlar yüzyüze ve bitmeyen bir aşk mecburiyetinde döküyorlar içlerini, birbirlerine… Ne gökyüzü denizsiz, ne de deniz gökyüzü olmadan yapamazdı. Haydi gel o zaman! Bir aşk seç gökyüzünden benimle. İçinde geçmiş zamanlı hiçbir yağmur bulutu olmayan… Gel, aşkı yaşayalım. Biraz siyah-beyaz, biraz da parçalı bulutlu…

Gel, mavi olalım.

Dergiler Haberleri