Şap yayılıyor, aşı ortada yok!

YENİDÜZEN ve Kanal SİM ekibi, şap hastalığının tespit edildiği Boğaziçi bölgesine gitti, virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirleri yerinde inceledi.

Recep DAL – Berivan BABAHAN

YENİDÜZEN ve Kanal SİM ekibi, şap hastalığının tespit edildiği Boğaziçi bölgesine gitti, virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirleri yerinde inceledi.

Hayvan üreticileri, Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş’un “3 gün önce geleceğini” açıkladığı aşıların hala gelmediğinden dert yanarken, bir üretici, virüsün kendi mandırasına sıçradığını, yapılan test sonuçlarının pozitif çıktığını ve 6 hayvanının şap nedeniyle hayatını kaybettiğini iddia etti.

Konuyla ilgili resmi açıklama yapılmadı…

Bakan Çavuş, Boğaziçi’ndeki yalnızca bir mandırada dört hayvanın test sonucunun pozitif çıktığını duyurmuş, şeffaflık sözü vermişti. Ancak bölgeden yükselen iddialar, hastalığın birden fazla mandıraya yayıldığını ve bazı hayvan ölümlerinin yaşandığına işaret ediyor..

Açıklamalar ile bölgedeki gerçekler arasındaki bu fark, “sürecin şeffaflık içerisinde işeltilmediği” iddialarını güçlendiriyor.

Boğaziçi mandıra bölgesinde başlayan şap vakaları hızla yayılırken, Boğaziçi ve yakınlarındaki Akova, Sınırüstü ve Aygün köyleri koruma alanı ilan edildi. YENİDÜZEN ve Kanal Sim ekipleri bölgeye giderek üreticilerle görüştü, hastalığın kontrol altına alınmadığına dair endişeleri yerinde tespit etti.

Bakan Çavuş, 15 Aralık Pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında, 500 bin doz aşının Pazartesi akşam saatlerinde ülkeye ulaşacağını ve aşılama işlemlerinin derhal başlayacağını ifade etmişti. Ancak aradan üç gün geçmesine rağmen aşıların henüz temin edilmediği ve aşılama sürecinin başlamadığı ortaya çıktı. Bu gecikme, sürecin yönetimine ilişkin ciddi soru işaretlerini beraberinde getirdi.

Yeni vakalara ilişkin bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmaması, şeffaflığa dair verilen güvenceleri boşa çıkarıyor. Mandıra bölgesine giriş ve çıkışlarda araçların dezenfektanlı sudan geçirilmesi gibi önlemler alınsa da, uygulamaların etkinliği sorgulanıyor; hastalığın yayılmasını önleyecek bütüncül bir planın bulunup bulunmadığı belirsiz.

Öte yandan bölgedeki şap salgınıyla sarsılan hayvan üreticileri YENİDÜZEN ve Kanal Sim'e konuştu, sıkıntılarını anlattı.

Hayvan üreticileri ne dedi?

Ali Yanmaz:

“Zararımızı tazmin edeceklerine inanmıyorum”

“Öyle bir vaka ki aynı toprakta yaşayan herkes etkilenebiliyor. Bu yüzden bütün Kıbrıs halkına geçmiş olsun. Bu harp gibi bir şey oldu. Bütün hayvancılar bu durumdan rahatsız. Bütün kuzularımı satmaya hazırlanıyordum, kasap almaktan vazgeçti. Zaten giriş çıkış da yasaklandı. Bu iş ne zaman bitecek onu da bilmiyoruz, çok zor durumdayız. Ben daha hayvan satmadım, bütün hayvanlar duruyor. Saman yok, balya yok. Bu işin sonu nereye gidecek, ben de bilmiyorum. Bu bulaşın nereden geldiğini dahi bilmiyoruz. Hayvandan mı geldi balyadan mı geldi yoksa arpadan mı geldi ben bunu bilemem. Hayvancı çok zordadır, sonumuz ne olacak diye düşünüyoruz. Yani ben bunu tazmin edeceklerine de inanmıyorum, kendilerine itimadım da yoktur. Bana ulaşan aşı falan da yok. Bakan Çavuş’un hiçbir şeyine inanmıyorum. Ben bu işten de üreticinin zarar göreceğine inanıyorum. Biz daha geçen yılın kuraklık paralarını bile alamadık. Türk parası her gün değer kaybediyor, onların vereceği 10 kuruşu da istemiyorum. Benim kendilerine diyecek başka da bir şeyim yok.”

Makbule Tekin:

“Önlemleri yeterli bulmuyoruz”

“Benim tahminim yurt dışından gelen balyalardan veya dışardan gelen şeylerden olduğunu düşünüyorum. Çünkü bugüne kadar hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştık. Mutlaka dışardan gelen ürünlerden olduğunu düşünüyorum. Gereken önlem alınmalı, yani burada hepimiz çok mağdur olduk. Sonuçta hepimizin emeği var burada daha fazla destek olunmalı, özellikle kadın üreticilere daha fazla destek olunmalı. Yani herkesin de daha fazla desteğe ihtiyacı var. Gerçekten çok mağduruz. Bu konuyla ilgili daha fazla destek bekliyoruz. Önlemleri yeterli bulmuyoruz. Biz burada kendi emeğimizle bir yerlere gelmeye çalışıyoruz ve çok mağduruz. Aşı gelmedi ama zaten geldiğinde de acaba yeterli olacak mı? Hepimizin soru işaretleri var bu konuyla ilgili. Bu aşı nedir, acaba hayvanları gerçekten iyileştirecek mi? yoksa daha fazla mağdur mu olacağız? Bunda da şüphe içindeyiz, aşı gelecek ama hayvanlarımızı kurtaracak mı? Aşı gerçekten tedavi mi? Ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Emeği ile bir yerlere gelmeye çalışan insanların daha fazla yanında durulması gerektiğine inanıyorum. Özellikle de kadın üreticilerin. Çünkü biz çok zor şartlarda çalışıyoruz, buradan çıkıp ekstra bir de markette kasiyerlik yapıyorum. Sürekli tempo halinde çalışıyorum. Böyle bir durumla da karşılaştığımızda ekstra mağdur olduk ve destek bekliyoruz. Zaten bir şekilde ayakta durmaya çalışıyoruz, özellikle kadınların yanında durulmasını istiyorum.”

Beyhan Akşahin:

“Aşılar bize ulaşmadı”

“Bu hastalık yemden bulaşabilir, havadan bulaşabilir. Onu veteriner daha iyi bilir. Benim küçükbaş hayvanlarım var. Herhalde aşı yapılacak, başka da bir şey bilmiyorum. Aşılar gelmiş ama bize ulaşmadı. Veteriner Dairesi’ne ulaşacak. Duyduğumuz kadarıyla 35 kişilik ekip oluşturulacak ve bunlarda çalışmalara başlayacakmış. Duyduğumuz bu. Veteriner Dairesi herhalde elinden geleni yapacaktır diye düşünüyorum.”

Ertan Bulut:

“Bulaşın önlenmesi için bir an önce aşının gelmesi gerekiyor”

“Virüsün nereden bulaştığı ile alakalı kimsenin bir fikri yok. Bakanlığın da bu konuyla alakalı herhangi söylediği bir şey yok. Herkes kendince fikirler üretiyor ama tamamen altı boş, bu konuyla alakalı hiçbir bilgi net değil. Bu hastalık ülkemizde 60-70 yıl önce yaşanmış. Ama bu yakın zamanda Türkiye’de görülen bir hastalıktı. Bunun öncelikle bir aşısı var, aşının etkili olabileceği ama bu aşı olana kadar bu hastalığın bulaştığı hayvanların antibiyotiklerle, ateş düşürücü ilaçlarla, a d vitaminleri ve minerallerle desteklenmesi gerekiyor. Hayvanların bir nebze ayakta kalabilmesi, beslenmesi ve daha canlı kalabilmesi için bunların yapılması gerektiğini söylediler bize. Biz de şu an mandıralarımızda bunları yapıyoruz. Ben kendi adıma bir nebze de olsa bunların artılarını gördüm. Şu an bizim köyümüzde var ama her yere bulaşma riskinin yüksek olduğu da söyleniyor. Bu hastalığın 200 kilometreye kadar etki edebileceği söyleniyor. Bulaşma ihtimaline karşın düşünüldüğünde diğer üretici arkadaşların hayvanlarını vitamin olarak desteklemelerini tavsiye ederiz. Gerçekten kötü ve ağır bir durum. Bunun dışında Tarım Bakanlığı’nın muhtemelen getireceği aşılar var. Bu aşılar da hızlı bir şekilde bulaş olmayan bütün mandıralarda veya çiftliklerde çok büyük önlem olacak. Umarım bu çok hızlı bir şekilde yapılır ve hayvancılar olarak çok ciddi bir problemle karşı karşıya kalmayız. Bu aşının ülke ekonomisi ve hayvancısı için çok hızlıca virüs olmayan bölgelerde yapılması gerekiyor. Türkiye’de konuştuğumuz veteriner arkadaşlarımızın da bize söylediği şey bu. Şu an bulaş olan bir iki mandıra var. Bunlarda da zaten bulaş olduğu için şu an aşı olamaz. Veteriner arkadaşların bize tavsiye ettiği ilaçları uygulamasını yaptık. Birkaç gün öncesine göre hayvanların durumunda iyileşme, iştahlarında açılma var. Tabi a ve d vitaminleri veya antibiyotikler bu hastalığı iyileştirmiyor, sadece hayvanı desteklemek amacı ile yapıyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz ve kendi başımızın çaresine bakmak adına Türkiye’de olumlu sonuç alınmış uygulamaları yapıyoruz. Bakanlık veya Veteriner Dairesi’nin bu konuda Türkiye’deki gerekli yerlerle bağlantı kurması gerekiyor.”

Özel Haber Haberleri