Ödül AŞIK ÜLKER
Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD) Asbaşkanı Emete İmge ve Gençlik Federasyonu (GF) Fon ve Projeler Sekreteri Sıla Birdal, sağlık okuryazarlığının önemine vurgu yaparak, gençlerde sağlık okuryazarlığının düşük olmasının temel nedenlerinin yetersiz bilgilendirme, eğitim eksikliği ve sağlık sistemine erişimdeki yapısal zorluklar olduğunu söyledi.
Emete İmge, EHHD’nin 25 yıldır sağlık hakkı konusunda hak temelli çalıştığını belirterek, vatandaşlık, din, dil, ırk, sosyal güvence durumuna bakılmaksızın, sağlık hakkının herkesin hakkı olduğunun altını çizdi. İmge, “Sağlık Hakkı Herkesin” projesinde EHHD’nin gençlerle iş birliğini önceliklendirdiğini ve Gençlik Federasyonu ile birlikte çalıştıklarını anlattı.
“Bu projede, gençlerde sağlık okuryazarlığının önceliklendirilmesinin en önemli sebebi, sağlık okuryazarlığının, halk sağlığı açısından sağlıkta eşitsizlik yaratmada önemli bir faktör oluşudur” diyen İmge, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayanlarin, halk sağlığı konusunda sorumluluk listesinin ilk sırasına kamu idaresini koyduğuna dikkat çekti.
Sıla Birdal da, gençlerin önemli bir bölümünün, sağlık sistemi ve işleyişine ilişkin temel düzeyde bilgiye sahip olmakla birlikte, hasta hakları ve olası hak ihlalleri durumunda izlenebilecek resmî başvuru mekanizmaları hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını söyledi.
Birdal, “Sağlık sisteminde hasta hakları, koruyucu sağlık hizmetleri ve dijital sağlık araçlarına ilişkin bilgilendirme süreçleri çoğunlukla sistematik bir yaklaşımdan yoksundur. Okul müfredatlarında ve gençlere yönelik programlarda sağlık okuryazarlığını güçlendirmeye odaklanan içeriklerin sınırlı olması da bu bilgi eksikliğini pekiştirmektedir” diye konuştu.
Sosyoekonomik koşulların, kültürel dinamiklerin ve sağlık iletişiminde gençlere uygun dilin kullanılmamasının da sağlık okuryazarlığının gelişimini sınırladığını belirten Birdal, sağlık hakkının korunması bağlamında kamu kurumlarının daha aktif olmasının, kapsayıcı ve sürdürülebilir bilgilendirme çalışmaları yürütmesinin ertelenemez bir gereklilik olduğunu vurguladı.
İmge ayrıca, yapılan çalışmanın, sağlık okuryazarlığının ve kapsayıcı gençlik politikaları geliştirilmesinde önemli bir kaynak olacağına dair inancını belirtti.
Soru: “Sağlık Hakkı Herkesin” projesinin amacı ve projeyi başlatma ihtiyacını doğuran en önemli gözleminiz neydi? Neden özellikle gençlere odaklandınız?
İmge: EHHD, 25 yıldır sağlık hakkı temelinde hak temelli çalışmaktadır. “Sağlık Hakkı Herkesin” projesinde, bu ülkede vatandaşlık, din, dil, ırk, sosyal güvence durumuna bakılmaksızın, sağlık hakkının herkesin hakkı olmasından hareketle, bu çok geniş hedef kitlede, EHHD’nin hak temellilik politikaları kapsamında, gençlerle iş birliği ve kapsayıcılık önceliklendirilmiştir. Gençlerin sağlık alanındaki taleplerini duyurmalarında destek olmak, onları karar almada ve uygulamada tüm çalışmalarımıza dahil etmek projenin genel amacıdır. Bu projede, gençlerde sağlık okuryazarlığının (SOY) önceliklendirilmesinin en önemli sebebi, sağlık okuryazarlığının, halk sağlığı açısından sağlıkta eşitsizlik yaratmada önemli bir faktör oluşudur.
“Kamu sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar var”
Soru: Çalışmaya temel olan Koruyucu Sağlık Hizmetlerine Erişim Algı Araştırması’ndan ne gibi sonuçlar çıktı? Gençlerin en çok yanlış bildiği veya hiç bilmediği sağlık hakkı konuları nelerdi?
İmge: Koruyucu sağlık hizmetlerine ilişkin algıyı ölçmek amacıyla, ilki 2022, ikincisi 2024 yılında gerçekleştirdiğimiz iki araştırma, bu alanda Kıbrıs’ın kuzeyinde önemli sorunlar olduğunu ortaya koymaktadır. Veriler, bireylerin koruyucu sağlık hizmetlerine erişiminde ciddi sorunlar olduğunu göstermektedir.
Sağlık kontrolleri yeterince yaygın değildir. Nüfusun, yarısından azı, rutin muayeneden geçmektedir. Düzenli kan değeri ölçümü yapanlar azınlıktadır. Sağlık taraması için teşvik edilenler, nüfusun sadece dörtte birini oluşturmaktadır. Kanser taraması oranlarında da anlamlı artışlar yoktur.
Kamu sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar vardır. Randevu sorunları, uzman eksikliği, mesai saatlerinin uygunsuzluğu ve tıbbi cihaz eksikliği en çok dile getirilen problemlerdir. Ulaşım güçlüğü üç katlık artışla dikkat çekmektedir. Ayrıca nüfusun büyük çoğunluğu kamu hastanelerinden yeterince yararlanamamaktan şikayetçidir.
Bağışıklama yani aşılar konusunda genelde sorunlu bir tablo vardır. Buna karşın, 2024 araştırması görece iyi sonuçlara sahiptir. Grip aşısı yaptırma oranında üç puanlık, zatürre aşısı yaptırma oranında ise beş kat artış vardır.
“Çocukların %16’sı düzenli sağlık kontrolünden mahrum”
Her iki araştırmada da ebeveynlerin çocuklarını düzenli kontrole götürme oranı beşte dört düzeyinde saptanmıştır. Düzenli kontrole götürülmeyen çocukların ebeveynleri genellikle “ihtiyaç değil” iddiasındadır. Çocukların %16’sının düzenli sağlık kontrolünden mahrum olması üzerinde önemle durulması gereken bir sorundur. “İhtiyaç değil” iddiasındakiler yanında, muayene süreçlerine ilişkin çeşitli zorluklardan söz eden ebeveynler de vardır. Randevu alma güçlüğünden ve pahalılıktan yakınılmıştır. Anne-çocuk sağlığı açısından da araştırma verileri toplumda sağlık okuryazarlığı konusunda çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.
Hamilelikte, kontrol konusunda olumsuz bir gidişat vardır. 2022’ye kıyasla, 2024 araştırmasında “düzenli olarak kontrole gittim” yanıtları azalmış, “ara sıra gittim” yanıtları çoğalmıştır. 2022’de %83 olan düzenli muayene oranı, 2024’te %73’e gerilemiştir.
2024 araştırması, tıpkı 2022 araştırması gibi, Kıbrıs’ın kuzeyinde sigara ve tütün kullanma oranının oldukça yüksek olduğunu saptamıştır. Her üç kişiden en az bir tanesi tütün kullanıcısıdır. Üstelik kullanıcıların çoğunluğu, vazgeçme iradesine sahip değildir. Sigara ve tütün kullanmaktan vazgeçme iradesinin en düşük olduğu yaş grubunun 18-29 olması dikkat çekicidir.
Hiçbir sosyal güvencesi olmayanlar %18
2024 araştırması, nüfusun en çok sosyal sigorta ağına tabi olduğunu ortaya koymaktadır. Anket sonuçlarına göre, sosyal sigortalılar nüfusun %40’ını oluşturmaktadır. Özel sigortası olanlar %20 ile ikinci sıradadır. Hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan ve oransal olarak neredeyse nüfusun beşte birine ulaşan kesimin varlığı dikkat çekmektedir. “Sosyal güvencem yok” diyenlerin oranı %18’lerdedir. Oranın yüksekliği, sağlık hizmetleri konusunda son derece önemli bir toplumsal zafiyete işaret etmektedir. “Sağlık Hakkı Herkesin” projesinin yola çıktığı verilerden biri de budur. Araştırma kapsamında, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayanlar, halk sağlığı konusunda sorumluluk listesinin ilk sırasına kamu idaresini koymaktadır. Kamu idaresinden beklenti artmıştır.
“Gençler, hasta hakları hakkında yeterli bilgiye sahip değil”
Birdal: Gençlerin önemli bir bölümü, sağlık sistemi ve işleyişine ilişkin temel düzeyde bilgiye sahip olmakla birlikte, hasta hakları ve olası hak ihlalleri durumunda izlenebilecek resmî başvuru mekanizmaları hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Özellikle mahremiyet, bilgilendirilme ve ikinci görüş alma gibi temel hasta haklarının bilinmemesi, dikkat çekici bir bulgu olarak öne çıkmaktadır. Bununla birlikte, sağlık hizmetlerinde bir sorun yaşandığında başvurulabilecek şikayet mercilerinin bilinmemesi, gençlerin hak arama süreçlerine erişiminde ciddi bir boşluğa işaret etmektedir. Koruyucu sağlık hizmetleri ise gençler tarafından çoğunlukla yalnızca ihtiyaç duyulduğunda başvurulan hizmetler olarak görülmekte; düzenli sağlık kontrolleri, aşılama ve tarama programlarının öneminin farkında olunmasına rağmen, bu hizmetlerden yararlanma oranı oldukça düşük seviyede kalmaktadır.
“Düşük sağlık okuryazarlığını olan ebeveynlerin çocuklarında astım ve diyabet görülme riski daha yüksek”
Soru: Gençlerde sağlık okuryazarlığının düşük olmasının sebepleri sizce nedir?
İmge: Sağlık okuryazarlığı, bireylerin sağlık bilgisine erişme, anlama ve bu bilgiyi sağlık kararlarında kullanma becerilerini geliştirmeye odaklanır. Bunun yanında, sağlık okuryazarlığı çalışmaları, genellikle sağlık sistemini anlamayı, tıbbi bilgileri yorumlamayı, ilaçları doğru kullanmayı ve bireylerin sağlık hizmetlerini kullanırken, tedavi sürecine aktif katılımını sağlamayı destekler, gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmasına ve toplumda genel sağlık düzeyinin artmasına katkıda bulunur. Bence, gençlerde düşük sağlık okuryazarlığının en önemli sebeplerinden biri çocuğun ebeveyn ve bakım verenlerindeki düşük sağlık okuryazarlığıdır. Bunu kanıtlayan çok sayıda araştırma, düşük sağlık okuryazarlığını olan ebeveyn ve bakımverenlerin çocuklarında astım ve diyabet görülme riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
“Sağlık okuryazarlığının düşük olmasının temel nedenleri yetersiz bilgilendirme, eğitim eksikliği ve sağlık sistemine erişimdeki yapısal zorluklar”
Birdal: Gençlerde sağlık okuryazarlığının düşük olmasının temel nedenleri arasında yetersiz bilgilendirme, eğitim eksikliği ve sağlık sistemine erişimdeki yapısal zorluklar öne çıkmaktadır. Sağlık sisteminde hasta hakları, koruyucu sağlık hizmetleri ve dijital sağlık araçlarına ilişkin bilgilendirme süreçleri çoğunlukla sistematik bir yaklaşımdan yoksundur. Okul müfredatlarında ve gençlere yönelik programlarda sağlık okuryazarlığını güçlendirmeye odaklanan içeriklerin sınırlı olması da bu bilgi eksikliğini pekiştirmektedir.
Bunun yanı sıra, sağlık hizmetlerindeki karmaşıklık, dijital altyapı yetersizlikleri ve kurumlar arası koordinasyon eksiklikleri de gençlerin sağlık sistemine erişimini ve deneyimini olumsuz etkilemektedir. Randevu sistemlerinin etkin kullanılmaması, elektronik kayıt süreçlerindeki eksiklikler ve bilgiye erişimde yaşanan bürokratik engeller, gençlerin sağlık hizmetlerine olan güvenini ve kullanım isteğini azaltmaktadır.
Ayrıca, gençlerin sağlık hizmetlerini çoğunlukla “yalnızca ihtiyaç duyulduğunda başvurulan bir alan” olarak görmeleri, koruyucu sağlık hizmetleri, düzenli kontroller ve erken tanı uygulamalarına yönelik farkındalık düzeyini düşürmektedir. Sosyoekonomik koşullar, kültürel dinamikler ve sağlık iletişiminde gençlere uygun dilin kullanılmaması ise, bu durumu derinleştirerek, sağlık okuryazarlığının gelişimini sınırlamaktadır.
Etkinlikler...
Soru: Proje kapsamnda sağlık hakkı ve sağlık okuryazarlığı hakkında ne gibi çalışmalar yapıldı?
Birdal: EHHD görünürlüğünü artırmak ve gençlere daha etkin bir şekilde ulaşmak amacıyla bize ulaştığında, GF olarak büyük bir memnuniyet duyduk. Sağlık hakları alanında köklü bir geçmişe sahip bir dernekle iş birliği yapmak, Kıbrıs’ın kuzeyindeki gençlerin resmî temsilcisi olarak bizim için son derece değerliydi.
Bu iş birliği kapsamında iki sağlık okuryazarlığı atölyesi ve ardından bir Politika Geliştirme Atölyesi düzenlendi. GF olarak, gençlerin sağlık okuryazarlığı bilincinin artırılmasına katılımcı yöntemlerle destek olduk ve lobicilik çalışmalarına da aktif biçimde katkı sunduk.
Proje süresince GF Projeler Komisyonu, Sağlık Komisyonu ve Halkla İlişkiler Komisyonu ile üye derneklerimiz sürekli iş birliği içerisinde çalışarak projenin etkinliğini güçlendirdi.
Atölyelere katılan gençlerin, oldukça aktif ve ilgili olmaları, bizlere önemli bir gözlem imkânı sundu. Gençlerin, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan sağlık hakkı ihlallerine dair bilgi sahibi, öğrenmeye istekli ve çözüm arayışı içinde olduklarını görmek, bizler için hem umut verici, hem de ilham kaynağı olmuştur.
İmge: Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Sivil Alan’ın “Sivil Büyü” programı desteğiyle hayata geçti. Buradan Sivil Alan destek ekibine teşekkür etmek isteriz.
EHHD, bu projede sadece gençlik politikalarını çalışmakla kalmadı, hasta haklarının toplum tarafından öğrenilmesinde sinema sanatını kullandı. Hasta hakları kapsamında, hastaların ifade özgürlüğü, rıza ve onay hakkı, çocukların rıza hakkı, şikayet ve dava haklarını konu alan iki film seçildi. Bu filmler “Haklı Seyirler” adıyla Lefkoşa, Mağusa, Girne ve Lefke bölgelerinde halkla buluşturuldu. “Haklı Seyirler” etkinliklerimizin organizasyonuna katkı koyanlara, film sonrası hasta hakları üzerine yapılan konuşmalara destek veren avukat dostlarımıza teşekkürü borç biliriz. Elbette GF başkanı ve yönetimine de örnek iş birlikleri için teşekkür ederiz.
Sıla’nın işaret ettiklerine ilave olarak, gençlerin bu çalışmalara gösterdiği önem ve motivasyon, ülkemizin sağlıklı geleceğine dair umutlarımızın yükselmesine neden oldu. EHHD olarak, bizi en etkileyen konu budur. Gençlere güveniyoruz.
“Politika Belgesi ve Savunuculuk Stratejisi”
Soru: Ortaya çıkan “Politika Belgesi ve Savunuculuk Stratejisi”nin en kritik noktaları neler?
Birdal: Hazırlanan politika belgesi ve savunuculuk stratejisinin en kritik noktası, aslında iki yönlü; bir yandan dijital sağlık altyapısını güçlendirmek, yani elektronik sağlık kaydı, elektronik reçete ve randevu sistemlerinin kurulmasıyla hizmetlerin daha erişilebilir hale getirilmesi talebi; diğer yandan gençlerin sağlık haklarını bilmesi ve sürece aktif katılım göstermesi ön plana çıkıyor. Belge, veri güvenliği ve yasal çerçevenin oluşturulmasını, sağlık çalışanlarıyla birlikte gençlere yönelik bilinçlendirme çalışmalarını da içeriyor. En önemli farkı ise, sadece teknik çözümler önermekle kalmayıp, gençlerin kendi deneyimlerinden yola çıkarak, sağlık politikalarının şekillenmesine katkı sunmalarını sağlaması...
Lobicilik...
Soru: “Politika Belgesi ve Savunuculuk Stratejisi” yetkililerle de paylaşıldı mı? Nasıl tepkiler aldınız? Hak temellilikle ilgili başlatmış olduğunuz sürecin geliştirilmesi ve somut eylem planına evrilmesi noktasında ne yapmayı planlıyorsunuz?
Birdal: Lobicilik çalışmalarımıza geçtiğimiz hafta itibarıyla başladık. İlk ziyaretimizi, Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü Sayın Murad Aktuğ ile yaptık ve görüşmemiz oldukça verimli geçti. Hazırladığımız çalışmalar memnuniyetle karşılandı; mevcut durum, güncel projeler, mevcut imkanlar ve atılabilecek somut adımlar üzerine kapsamlı ve yapıcı bir değerlendirme yaptık. Bu olumlu geri bildirimler, sürecin ilerleyen aşamalarında da iş birliği ve diyalog zeminini güçlendireceğimize dair bizlere önemli bir motivasyon sağladı.
İmge: Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Müdürü ile geçen verimli görüşmede iki önemli unsur, ilgili makamın konuyu ciddiyetle sahiplenmesi, birlikte nasıl ilerleyeceğimizin başlıklarını sunması ve bu konuda yeni iş birliklerini işaret ederek, bizi yüreklendirmesidir. Bu görüşmenin ardına, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’ni de ziyaret edip, iş birliği talebinde bulunduk.
“Kamu kurumları daha aktif, kapsayıcı ve sürdürülebilir bilgilendirme çalışmaları yürütmelidir”
Soru: Sağlık hakkının korunması bağlamında bu çalışmanın topluma sağlayacağı en önemli katkı sizce nedir?
İmge: Herşeyden önce, gençler EHHD’yi tanıdı, hasta hakları ve sağlık okuryazalığı konusunda bilgi sahibi oldular. Bu gençlerin sağlık hakkı savunuculuk elçisi olacaklarına inanıyoruz. Gençlerin talepleri, EHHD ve GF’nun ortak çalışmalarıyla, toplumda ve karar vericiler nezdinde daha duyulur hale gelmiştir. Halk sağlığı konusunda eşitsizliklerin ortadan kalmasında minik ama önemli bir adım atılmıştır.
Birdal: Sağlık hakkının korunması bağlamında, bu çalışmanın topluma birden fazla önemli katkı sağlayacağına inanıyorum. Öncelikle, gençlerin sağlık konularında farkındalık ve bilinç düzeylerinin yüksek olmasına karşın, bilgiye erişim ve uygulama noktasında eksiklikler yaşadıkları görülmektedir. Gençler olarak öğrenmeye ve sürece katılmaya son derece açık bir topluluğuz; ancak bu alanda kamu kurumlarının da daha aktif, kapsayıcı ve sürdürülebilir bilgilendirme çalışmaları yürütmesi artık ertelenemez bir gerekliliktir. Bu çalışma, hem gençlerin sağlık hakları konusundaki farkındalığını güçlendirmekte, hem de kamunun gençlerle daha etkin bir iletişim ve iş birliği zemini oluşturmasına katkı sağlamaktadır. Bu verimli ortaklığın, özellikle Sağlık Komisyonu çerçevesinde devam edebilmesi için, şimdiden yeni çalışmalar başlatılmıştır.
Soru: Uzun vadede bu çalışmanın sağlık okuryazarlığı ve gençlik politikaları üzerinde nasıl bir etki yaratmasını bekliyorsunuz?
Birdal: Bu çalışmanın, farklı alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri arasındaki iş birliklerine örnek teşkil eden, gençlerin bilgi düzeylerini ve ihtiyaçlarını ortaya koyan önemli bir belge olarak yer alacağına inanıyorum. Aynı zamanda bu değerli çalışmanın, gelecekte izlenecek yolun belirlenmesinde yol gösterici bir kaynak ve pilot bir uygulama niteliği taşımasını bekliyorum.
İmge: Bu çalışmanın, ülkemizde sağlık okuryazarlığının ve kapsayıcı gençlik politikaları geliştirilmesinde, hem yasama ve politika yapıcıların, hem de Sıla’nın işaret ettiği gibi farklı alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin biraraya gelmesinde motive edici ve cesaretlendirici bir kaynak olacağına inanıyorum.
FOTOĞRAFLAR
- EHHD ve GF iş birliği kapsamında iki sağlık okuryazarlığı atölyesi ve bir Politika Geliştirme Atölyesi düzenlendi. Ayrıca hastaların ifade özgürlüğü, rıza ve onay hakkı, çocukların rıza hakkı, şikayet ve dava haklarını konu alan iki film, “Haklı Seyirler” adıyla Lefkoşa, Mağusa, Girne ve Lefke’de halkla buluşturuldu.