Özgür’den sağlık yorumu: SİYASİ İFLAS

CTP Milletvekili, sağlıkla ilgili düzenlemelerin görüşüldüğü Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi üyesi Birikim Özgür’den sağlıktaki reform süreci değerlendirmesi: Sağlıkta yapısal dönüşüm aksadı

Özgür, 1 Ağustos’a sağlık reformunun hayata geçirilemediği koşullarda girildiğini, bu durumun hükümet açısından ‘çözüm üretme kabiliyetsizliği’ ve‘siyasi iflas’ olduğunu vurguladı.

Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi üyesi Birikim Özgür, sağlıkta gelinen aşamayı “siyasi iflas” olarak değerlendirdi.
Maliye eski Bakanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Birikim Özgür, 1 Ağustos’a sağlık reformunun hayata geçirilemediği koşullarda girildiğini, bu durumun hükümet açısından ‘kaosu aşamama kabiliyetsizliği’ ve‘siyasi iflas’ olduğunu vurguladı.

Sağlıkta yapısal dönüşüm için gerekli adımlar atılamamasından dolayı 1 Ağustos sonrasında sağlık hizmetlerinin aksayacağını söyleyen Özgür, hastaların mağduriyet yaşayacağını, kamu sağlık çalışanları açısından hayatın daha da zorlaşacağını ve yaşanacak kaosun siyasi bir bedeli olacağını vurguladı.

“FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLEMEDİ”…Özgür, Yüksek Mahkeme’nin ‘sağlıkta ikinci iş’ ile ilgili verdiği mandamus emirnamesinin UBP-DP Azınlık Hükümeti tarafından fırsata dönüştürülmediğini ve kaosa sebebiyet verdiğini vurguladı

Özgür, Yüksek Mahkeme’nin ‘sağlıkta ikinci iş’ ile ilgili verdiği mandamus emirnamesinin UBP-DP Azınlık Hükümeti tarafından fırsata dönüştürülmediğini ve kaosa sebebiyet verdiğine dikkat çekti.

‘Yeni koşullarda’ siyaset kurumuna dünden çok daha inandırıcı bir şekilde bazı görevler düştüğünü söyleyen Özgür, sağlık hizmetlerinin herkesi kapsayıcı, erişilebilir, sürdürülebilir ve kaliteli olmasını sağlamasına ilişkin adımlar atması gerektiğini dile getirdi.

“SAĞLIK HİZMETLERİ AKSAYACAK”… Sağlıkta yapısal dönüşüm için gerekli adımlar atılamamasından dolayı 1 Ağustos sonrasında sağlık hizmetlerinin aksayacağını söyleyen Özgür, hastaların mağduriyet yaşayacağını, kamu sağlık çalışanları açısından hayatın daha da zorlaşacağını ve yaşanacak kaosun siyasi bir bedeli olacağını vurguladı.

“Reform için 5 yasal düzenleme şart”

Özgür, sağlık reformu kapsamının; Hasta Hakları Yasası, Kamu Sağlık Çalışanları Yasası, Özel Hastaneler Yasası, Sosyal Güvenlik Yasası ile Sosyal Sigortalar Dairesi Yasası (Genel Sağlık Sigortası), ve Döner Sermaye Yasası’ndaki düzenlemeden oluştuğuna da değindi.  

Genel Sağlık Sigortası ile ilgili Başbakan ve ilgili bakanının üzerlerine düşeni yapmamış olmalarının sağlık reformunu imkânsız hale getirdiğine vurgu yapan Özgür özetle şöyle devam etti:  Bu durum 1 Ağustos tarihinin de kaosla anılır olmasını beraberinde getirmiştir. Dolayısı ile ortada kolektif bir başarısızlık olduğundan söz edilebilir. Başbakanın süreci iyi yönetememesinden ve koordinasyon eksikliğinden kaynaklanan ciddi mağduriyetlerden bahsetmek dahi mümkündür.”

Özgür, CTP’nin Sağlık Bakanlığı görevini üstlendiği dönemde Türkiye ile imzalanan 2016-2018 Mali ve İktisadi İşbirliği Anlaşması’nın ekinde yer alan Yapısal Dönüşüm Programının (YDP) içeriğine de değindi.

Ayrıca Özgür, sağlık reformu hayata geçirilirken dikkate alınması gereken ilke ve esasları da paylaştı.

Reformun esasları ikinci planda tutuldu”

Özgür, UBP-DP Azınlık Hükümeti’nin reformun esaslarını ikinci planda tutarak, sadece 1 Ağustos eşiğine dönük ve üstelik ilke ve esaslardan uzaklaşarak çözümler üretme arayışına yöneldiğini de dile getirdi.

“Hükümeti, pasta değil bulamaç yapmayı tercih etti, üretilmeye çalışılan tüm çözümler, hükümeti yapısal dönüşümün özünden uzaklaştırdı” diyen Özgür değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“1 Ağustos ‘derdini’ atlatma mantığı ile birtakım yasal düzenlemeler Bakanlar Kurulundan geçirilerek önce Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde ardından da Genel Kurulda görüşülmek üzere Cumhuriyet Meclisi’ne sevk edildi. Sevk edilen yasaların sadece başlıkları yani isimleri reform sürecinde sözü edilen yasal düzenlemelerle örtüşüyordu. Birtakım kritik ilke ve esasların ise tamamen göz ardı edildiği hemen göze çarpıyordu.”

Özgür şöyle devam etti:

“Sağlıkta yapısal dönüşüm hedefinden uzaklaşan hükümet, ikinci iş yasağı ile birlikte “kamu hekimliğine tamam mı devam mı?” kararı vermesi beklenen doktorların kamu hekimliğine devam kararı üretebilmelerine yardımcı olma derdine düştü. Hâlbuki bu pekâlâ yapısal dönüşüm kapsamında düşünülebilecek ve ulaşılabilecek bir noktaydı ve böyle de olmalıydı.”

Meclis’e gönderilen yasal düzenlemeler: İlke ve esaslar göz ardı edildi

“Reform hedeflerinden uzaklaşılarak Cumhuriyet Meclisi’ne gönderilen tek yasal düzenleme Döner Sermaye Yasası da değildi. Bunun yanı sıra, yine doktorların kamu hekimliğine devam etme yönünde karar üretebilmelerine yardımcı olmak maksadıyla ve yine ilke ve esaslar göz ardı edilerek Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nda bazı değişiklikler gündeme getirildi” diyen Özgür, şöyle devam etti: “Genel Sağlık Sigortası’nın sağlık reformunun can damarı olduğu ve yıllardır bu reformun bir türlü hayata geçirilememesinin temel sebebi sayılan bütçe imkânlarına ilişkin zorluklar tamamen göz ardı edildi. Dolayısı ile Genel Sağlık Sigortası’nın finansmanını da zorlaştıracak biçimde Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nda yapılan değişikliklerle kamu hekimlerinin maaşları artırıldı.”

Özgür, bu düzenlemelerin sağlık reformunu başka bahara bıraktığını, reformla ilgili süreci bütçe açısından da zora soktuğunu ifade ederek,  bununla birlikte reform sonrasında elde edilebilecek birtakım kazanımların henüz reform gerçekleştirilmeden elde edilmesini ve buna bağlı olarak reforma ilişkin motivasyonun da düşmesi riskini beraberinde getirdiğini kaydetti.

Öte yandan yapısal dönüşümle birlikte sağlık çalışanları açısından oluşacak yeni olanakları ön planda tutarak, reforma ilişkin motivasyonu ve desteği güçlendirilmesi gerektiğine de işaret eden Özgür, bu stratejik yaklaşımın gözetilemediğini kaydetti.

İki önemli detay: Cumhurbaşkanı ve muhalefetin süreçteki rolü

Döner Sermaye Yasası’nın Cumhurbaşkanı tarafından henüz onaylanmadığını ifade eden Özgür, buna bağlı olarak kamu sağlık çalışanlarının maaşlarına ilave olarak sağlık fonunda biriken mali kaynaklardan yararlanıp yararlanamayacaklarına dair belirsizliğin sürdüğünü ifade etti.

Özgür ayrıca kamu hekimlerinin mesai sonrasında özel hasta bakmaları ile ilgili yasal zemin arayışlarının da devam ettiğini aktardı.

1 Ağustos gelmesine rağmen, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuyla ilgili cevabının Cumhurbaşkanına ulaşmadığını, yasanın henüz onaylanamadığına değinen Özgür, yasal zemin hazırlamak maksadıyla Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan tüzüğün de sürdürülebilir sonuçlar doğurmayacağı ve ne kamu hekimlerini ne de serbest çalışan hekimleri tatmin etmeyeceğini kaydetti.

 “Genel Sağlık Sigortası derhal yasalaştırılmalı”

Özgür komitedeki çalışmalara da değindi.

Komitedeki çalışmalara katkı yaparken, sağlıktaki sorunların çözümünün “yapısal dönüşüm” ile mümkün olabileceği üzerinde durduklarını söyleyen Özgür, Genel Sağlık Sigortası başta olmak üzere ilgili tüm yasal düzenlemelerin belirlenen ilke ve esaslar gözetilerek hayata geçirilmesi gerektiğini de ifade ettiklerini belirtti.

Özgür, Genel Sağlık Sigortası’nın başarıyla uygulanabilmesi için mali olarak sürdürülebilir bir yapı oluşturulması, gelir-gider dengesinin sistemin kendi içinde oluşmasını sağlayacak düzenlemeleri de içerecek şekilde Genel Sağlık Sigortası’nın derhal yasalaştırılmasını öngördüklerini belirtti.

“En büyük yanlış, sağlıkta yapısal dönüşüm hedefini unutarak günübirlik siyasetin esiri olmak”

Özgür, bu aşamada yapılabilecek en büyük yanlışın, sağlıkta yapısal dönüşüm hedefini unutarak günübirlik siyasetin esiri olmak olduğunu da söyledi, “Gelinen aşamada kamu hekimlerinin mesai sonrası özel hasta bakma konusundaki kaostan rahatsız ve mutsuzdur” dedi.

“Serbest çalışan hekimler de haklı olarak uzun yıllar süren bir dava sonucunda ortaya çıkan emirnameye uyulacağını görmek istemektedir” diyen Özgür, “Daha nitelikli sağlık hizmeti beklerken eldeki bulgurdan da olacak olan hastalar ise tabiri caizse Allah’a havale edilmiş durumdadır” şeklinde konuştu.

“Hastalar ciddi mağduriyet yaşayacak”

Özgür, 1 Ağustos sonrasında hastaların çok ciddi mağduriyet yaşayacağını kaydetti.

Sağlıkta yapısal dönüşümün hastalar başta olmak üzere tüm tarafları mutlu kılacağını söyleyen Özgür, bu sürecin tarafların ortak çıkarlarını sembolize etmesi nedeniyle de çok önemli olduğuna işaret etti.

Özgür, özetle şöyle devam etti: “15 aylık süre maalesef hükümetin siyasi irade noksanlığı ve kararsızlığı nedeniyle heba edilmiştir. Yaşananlardan ders çıkarabilmek bakımından hükümeti yanlışa sürükleyen ve genelde Kıbrıs Türk siyasetini kısırlaştıran iki popülist yaklaşımın altını çizmekte yarar vardır. Böyle gelmiş böyle gitsin anlayışı. Bu konu özelinde kendini, “diğer kamu çalışanları ikinci iş yapabiliyorken niye doktorlara bu ‘mağduriyet’ yaşatılıyor?” sorusu ile hissettirmiştir. Hem nala hem mıha anlayışı. Bu konu özelinde kendini, “bu süreci en az tepkiyle nasıl atlatabiliriz ki bir sonraki seçimde sıkıntı yaşamayalım?” sorusu ile var etmiştir.”

 

 

Siyaset Haberleri