Özersay: “Temmuz’da ‘yasaklılar listesi’nin açıklanmasını istemiştik”

Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Ali Kişmir’in Türkiye’ye alınmamasını eleştirdi, olayın detaylarının araştırılması gerektiğini savundu.

Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Ali Kişmir’in Türkiye’ye alınmamasını eleştirdi, olayın detaylarının araştırılması gerektiğini savundu. ‘Yasaklılar Listesi’nde adı geçen kişilerin belirlenmesi ve bu konuda gerekli adımların atılması için Temmuz’da da çağrı yaptıklarını vurgulayan Özersay, bu sorgulamanın yapılmaması halinde iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni güvensizlikler oluşacağının altını çizdi. Özersay parti olarak Temmuz’da yaptıkları açıklamayı paylaştı, açıklamada “umarım hükümet ve Cumhurbaşkanı bu konunun aydınlığa kavuşması için tez zamanda adım atar” cümlelerine yer verildiğini hatırlattı.

 

İşte Özersay’ın sosyal medya açıklaması:

“İki ay önce Türkiye’ye girişine izin vermeme hadisesi bir başka vatandaşımızla ilgili olarak yaşandığında aşağıdaki açıklamayı yapmış, Cumhurbaşkanlığına ve Hükümete bazı önerilerde bulunup çağrı yapmıştık.

Belli ki iki ülke arasında güvensizliği tetikleyen bu konuda hiç bir şey yapılmadı, bir arpa boyu yol katedilmedi. O dönemde Dışişleri bir açıklama yapıp girişim yaptık demişti ancak sonucu ne oldu? Kimlere giriş yasağı konuldu? Hangi gerekçeyle konuldu? Kıbrıs Türkü uluslararası seyahatinde onca sıkıntı çekerken şimdi bir de Türkiye’ye seyahatinde diken üstünde otursun ve kaygı mı yaşasın?

Temmuz 2021: “Her devlet kendi ulusal güvenlik tanımı, algısı çerçevesinde bazı yabancıların ülkesine girişine izin vermeyebilir, bu isimleri stop-list’e dahil edip ülkeye girişini engelleyebilir. Geçmişte görevde olduğumuz dönemde yurt dışından dönüşlerinde Türkiye üzerinden transit geçiş yapacak olan ya da Türkiye’ye giriş yapan bazı akademisyenlerin Türkiye’de sorgulanmak üzere gözaltına alındıkları, haklarında soruşturma başlatıldığı örnekler yaşadık. O dönemde Bakanlık olarak Türkiye’nin ilgili şehrinde konsolos olan arkadaşlarımızla temasa geçerek vatandaşlarımıza yardımcı olmaya, durumu öğrenmeye ve vatandaşlarımızı da bilgilendirmeye çalıştık.

Dün akşam geçmişte Cumhurbaşkanlığında iletişim sorumlusu olarak görevli olan Ali Bizden’in Türkiye’ye alınmamasıyla ilgili olarak yaşananlar ertesinde KKTC Dışişleri Bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle temasa geçip bunun sebebini öğrenmeye ve vatandaşımıza yardımcı olmaya çalıştı mı bilmiyorum ama bunun yapılması gerekirdi.

Türkiye’ye giriş izni verilmeme nedeni nedir henüz bilmiyoruz ancak iddia edildiği gibi önceki görevi ya da siyasi görüşü nedeniyle bu muamele ile karşı karşıya kalmışsa bu uygulama demokrasi açısından doğru değildir. Geçmiş yıllarda KKTC’den siyasilerin Türkiye’deki siyasi iktidarı ya da Türkiye’nin politikalarını eleştirmeleri nedeniyle Türk pasaportlarının iptal edildiği kötü ve kırıcı örnekler yaşadık. Özker Hoca böyle bir muameleye maruz kalmıştı. Eğer buna Türkiye’deki siyasi iktidarları eleştiriyor diye Türkiye’ye girişlerini yasaklama uygulaması ekleniyorsa gidişat demokrasiyi ve Türkiye ile olan ilişkileri önemseyen herkesi rahatsız eder, etmelidir.

Türkiye’nin pek çok KKTC vatandaşı açısından ulaşımda dünyaya açılan pencere olduğu, bize uygulanan seyahat kısıtlamalarını aşmamıza yardımcı olduğu dikkate alındığında günün birinde bir başka vatandaşımızın da başına bu ve buna benzer şeylerin gelmeyeceği ne malum? O halde hükümet edenler ve Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle sadece bu olay özelinde değil genel anlamda bu konularla ilgili oturup konuşmalı KKTC vatandaşlarının hangi sebeple Türkiye’ye girişinin engellendiği ya da kimlerin girişinin engellendiği noktasını açıklığa kavuşturmalıdır. Aksi halde şeffaf olmayan bu ve benzeri süreçler iddialarla yoğrulmuş bulanık sulara dönüşür ve iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni GÜVENSİZLİKLERİ tetikler.

Kıbrıs Türkünü endişelendirecek, kaygılandıracak bu uygulamalar yerine güven verecek şeffaf ilişkilere ihtiyacımız var. Umarım hükümet ve Cumhurbaşkanı bu konunun aydınlığa kavuşması için tez zamanda adım atar ve umarım kimse bu yaşananları siyasi olarak istismar etmeye, bunun üzerinden yeni gerginlikler yaratmaya kalkışmaz."

Haberler Haberleri