Özersay, Maraş için ne önerdi?

Kudret Özersay, kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetimi altında açılabileceğini söyledi

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklayan Kudret Özersay, müzakerelerin askıya alındığı böyle bir dönemde kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetimi altında açılarak, eski mal sahiplerine bazı şartlara bağlı olarak mal iadesi yapılabileceğini; bu şekilde hem Mağusa, hem de genel olarak KKTC ekonomisinde bir canlanma elde edilebileceğini söyledi.

Konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, kapalı Maraş’ın Mağusa Belediyesi’ne bağlanarak, açılması durumunda, kendisine malı iade edilecek kişilerin vergisini KKTC’ye vermesinin ve ihtiyaç duyulacak tüm inşaat malzemesi ve hizmeti de kuzey Kıbrıs’tan satın almasının sağlanabileceğini söyleyen Kudret Özersay, tüm bunların Evkaf’ın haklarına halel gelmeden yapılabileceğini belirtti.

Özersay şöyle devam etti:
“Müzakerelerin askıya alındığı böyle bir dönemde, halktan siyasi yetki alarak seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olsaydım, kapalı Maraş’ın Mağusa Belediyesi’ne bağlanmasını sağlar, hayatımızdaki kara deliklerden birisini adım adım ortadan kaldırırdım.
10 yıl önce Kıbrıslı Türklere söz verilen doğrudan ticaret ve limanlar konusunda herhangi bir olumlu gelişme yaşanmazken, şimdi kalkıp da birileri “Maraş’ı Kıbrıs Rum tarafına verelim ve karşılığında da limanımız açılsın” diyorlarsa, bu olsa olsa Kıbrıslı Türkleri enayi yerine koymak olur.”

“VERGİLER KKTC’YE VERİLECEK, MAL VE HİZMETLER KKTC’DEN ALINACAK”

Kudret Özersay, kapalı Maraş’ın yönetiminin KKTC’de kalacağı, eski mal sahibi Kıbrıslı Rum ve yabancıların ise belirli şartları yerine getirmeleri kaydıyla Mağusa Belediyesi’ne bağlanacak ve askeri bölge statüsünden çıkarılacak bu alan içerisindeki taşınmaz mallarını kullanabilecekleri bir model önerdi.

Özersay bu önerisini şöyle açıkladı:
“Bir başka ifadeyle bu alanın yönetimi KKTC’de kalacak, taşınmaz mallar ise Evkaf İdaresinin haklarına halel gelmeyecek şekilde iade edilebilecek. Bu öneriye göre taşınmaz malını almak isteyen eski mal sahibi öncelikle KKTC’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurarak malın kendisine ait olduğunu kanıtlayacak. Taşınmaz malı iade edilen kişi, malı ile ilgili herhangi bir tamirat veya yeniden inşa işlemi yapacaksa tüm inşaat malzemesini ve inşaat hizmetini KKTC’den almak zorunda olacak. Emlak vergisi ve diğer vergiler de KKTC kurumlarına yatırılacak. Bu alan içerisindeki güvenlik Kıbrıs Türk polisi, beledi hizmetleri ise Mağusa Belediyesi tarafından sağlanabilecek.
Bu yolla yeni bir istihdam alanı açılabilecek, ülke ekonomisinde bir canlanma olabilecek”

“EVKAF İDARESİ’NİN HAKLARINA HALEL GELMEYECEK”

Bahse konu malda Evkaf İdaresi’nin herhangi bir hakkı olduğu KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu tarafından tespit edilirse, bu hakkın taşınmaz malın iadesini almak isteyen eski mal sahibi tarafından da kabul edileceğini belirten Özersay şöyle devam etti:
“Bir yanda Evkaf İdaresi'ne ait olan ve hukuka aykırı şekilde el değiştiren taşınmaz mallarda Evkaf İdaresi’nin hakları, öte yanda ise zaman içerisinde bu taşınmazları kullanan bireylerin kullanımdan kaynaklanan bazı hakları söz konusu. Bu yarışan haklar arasında adil bir denge bulmak gerekir. Taşınmaz Mal Komisyonu iade kararı alacaksa, Evkafın hakkını da tescil etmiş olacak ki bu işlem, uzun vadede kapsamlı Evkafın haklarının çözümde de daha kolay ve etkili şekilde gündeme getirilebilir olmasını sağlayacak.”

“RUM LİDERLİĞİ KAÇIYORSA, RUM TOPLUMUNA ULAŞMAK GEREKİR”

“Kıbrıs Rum liderliğinin belirli bazı konularda uzlaşmaya varmak yerine süreçleri uzatmasının bizi yıldırmasına müsaade etmeyerek, Kıbrıs Rum liderliği yerine Kıbrıs Rum toplumuna ulaşacak bazı mesajlar vermek gerek” diyen Özersay şunları söyledi:

“Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk idaresi altında açılması ve bazı yabancılarla Kıbrıslı Rumlara mallarının bazı şartlara bağlı olarak iade edilmesi, Kıbrıs Rum liderliği ne kadar karşı çıkarsa çıksın Kıbrıs Rum toplumu açısından çekici bir seçenek olacaktır. Aynen Taşınmaz Mal Komisyonu örneğinde olduğu gibi başlangıçta Rum yönetimi bireylerin gelmesine engel olacak ancak kısa süre sonra bu engellemeler fayda etmeyecektir. Aradan 40 yılı aşkın bir süre geçtiğini, Kıbrıslı Rumların taşınmaz mallarını geri alma konusunda hızla umutlarını yitirmekte olduklarını kimse göz ardı etmesin. Tüm bunlara güneydeki ekonomik kriz de eklendiğinde, çok sayıda Kıbrıslı Rumun ve yabancının Kıbrıs Türk yönetiminde de olsa Maraş’a geleceği ortadadır. Kaldı ki geçmişte bazı Maraşlı Kıbrıslı Rumun bu yönde açıklamaları da olmuştur. Kamuoyu önünde bugün ‘biz Kıbrıs Türk yönetimi altında olursa gelmeyiz’ diyen çok sayıda Kıbrıslı Rum’un, yarın bu adım hayata geçirildiğinde buna ilgi göstereceğini Taşınmaz Mal Komisyonu örneğine bakarak görebiliriz” dedi.

“GÜVENLİK KONSEYİ KARARLARI ENGEL TEŞKİL ETMEZ”

Kapalı Maraş konusunda böyle bir adım atılmasının geçmişte alınan BM Güvenlik Konseyi kararları açısından yeni ve Kıbrıs Türk tarafını zorda bırakacak farklı bir durum yaratmayacağını vurgulayan Kudret Özersay, “hatta böyle bir adım, eski mal sahiplerine mallarının iade edilmesini de içereceğinden uluslararası toplum tarafından da kabul görecektir” dedi. 1984 yılında alınan 550 Sayılı Konsey kararını anımsatan Özersay, Maraş’ın eski sakinlerine vurgu yapıldığını, Kıbrıs Türk tarafınca atılacak böyle bir adımın ezber bozan ve hayata geçirilmesi mümkün olan bir düşünce olduğunu ileri sürdü.

“RUM TARAFININ İRADESİNİ BEKLEMEK, ÖZGÜVENİMİZİ YOK EDİYOR”

Bugüne değin gerek kapsamlı çözüm, gerekse Maraş konusunda çok sayıda müzakere yapıldığını ama herhangi bir somut sonuç elde edilemediğini söyleyen Kudret Özersay şunları belirtti:
“Artık bizim dışımızdaki tarafların iradesini beklemeden bazı konularda olumlu tek-yanlı adımlar atmalı ve somut bir şeyler üretmeliyiz. Biz yıllardır Kıbrıs Rum tarafının iradesine bağlı olan bir konuyu, yani çözüm müzakerelerini, sonuca gitmeyeceğini çok iyi bildiğimiz dönemlerde dahi hayatımızın merkezi haline getirdik.

Artık bu yaklaşımı terk edip, kendi irademize dayalı olarak bazı olumlu ama tek-yanlı adımlar atmamızın gerekli olduğunu düşünüyorum. Bunu yaparsak artık somut sonuç alabilir, toplumsal olarak özgüvenimizi yeniden kazanabiliriz. Çözüm konusunda Rum tarafının iradesini beklemek, izolasyonların kaldırılması konusunda ise uluslararası toplumun iradesini beklemek toplumsal özgüvenimizi yitirmemize neden oldu. Maraş konusunda atacağımız bu türden bir adım Kıbrıs Türk halkının kendine olan güvenini yeniden kazanmasına yardımcı olabilecek, bir silkinme yaratacaktır.”

2003 yılında geçiş kapılarının da aynı yöntemle açıldığını, Kıbrıs Türk tarafının attığı tek yanlı ama olumlu bir adımın birden bire Kıbrıs Rum tarafını da olumlu bir adım atmak zorunda bıraktığını ve bunun da zaman içerisinde bir “kapı açma modalitesi” gelişmesine neden olduğunu ifade eden Özersay, “tek-yanlı ama olumlu adımlar Rum tarafının iradesinin ortaya çıkmasını bekleyerek yitirdiğimiz özgüvenimizi yeniden kazanmamıza yardımcı olacaktır” dedi.
 

“KAPSAMLI ÇÖZÜM İÇİN ŞERH DÜŞÜLEBİLİR”

Kapalı Maraş’ın, müzakerelerin devam etmediği bir dönemde Kıbrıs Türk yönetiminde açılmasının doğal olarak Kıbrıs Rum liderliğini harekete geçireceğini ve “demek ki Kıbrıslı Türkler çözüm halinde bize Maraş’ı dahi vermeyecekler” benzeri bir propaganda yürütmeye başlayabileceğini söyleyen Kudret Özersay açıklamasını şöyle bitirdi:
“Ancak bu önemli bir sıkıntı yaratmaz. Çünkü her şeyden önce müzakereleri askıya alan Kıbrıs Rum tarafıdır, kapsamlı çözüm vizyonunu görünür olmaktan çıkarmıştır. Ama bu adımı atarken Kıbrıs Türk tarafının ‘Maraş’ın çözüm öncesinde Kıbrıs Türk yönetimi altında açılıyor olması çözüm hükümleri bağlamında üzerinde uzlaşmaya varılacak düzenlemelere herhangi bir biçimde halel getirmeyecektir’ şeklinde bir açıklama yapması sıkıntı çıkma ihtimalini bütünen ortadan kaldıracaktır.”
(tak)

Siyaset Haberleri