“Ölün, devlete külfet oluyorsunuz” diyorlar

Örken Boytam bugün 63 yaşında ve sadece ‘nefes’ alıyor…

 

• Yaklaşık 6 yıldır sadece nefes alabilen eşinin tüm bakımını evinde sürdüren Alev Boytam’ın hem kendisi, hem de benzer durumda olan hastalar ve aileleri için tek isteği ‘savurganlık’ denerek kesilen tıbbı malzemenin yeniden verilmeye başlanması, ilaç ve medikal malzeme yardımı…

• 14 Ekim 2010 tarihinde kalp krizi geçiren 56 yaşındaki Örken Boytam, o sırada tam da hastane çemberinden geçmekte olduğundan hayata döndüğü için ‘şanslı’ olsa da, o tarihten bugüne yatağa bağlı, tepkisiz yaşıyor… Sadece ‘nefes’ alıyor…

• Devletin bir süre öncesine kadar eşinin kullandığı ilaç, mamalar ve medikal malzemeyi sağladığını ancak geçtiğimiz Şubat ayından itibaren ‘savurganlık’ olduğu gerekçesi ile medikal malzemeyi vermekten vazgeçtiklerini aktaran Boytam, kendileri gibi bir çok hasta ve hasta yakınının bu nedenle mağdur olduğunu ifade ediyor…


Meltem SONAY

2010 yılının Ekim ayı, Boytam Ailesi’nin tüm hayatını değiştiren tarih oldu.

14 Ekim 2010 tarihinde kalp krizi geçiren 56 yaşındaki Örken Boytam, o sırada tam da hastane çemberinden geçmekte olduğundan hayata döndüğü için ‘şanslı’ olsa da, o tarihten bugüne yatağa bağlı, tepkisiz yaşıyor… Örken Boytam bugün 63 yaşında ve sadece ‘nefes’ alıyor…

Kalp krizi geçirdiği sürece beyni oksijensiz kalan ve yaklaşık 6 yıldır sadece nefes alabilen eşinin tüm bakımını evinde sürdüren Alev Boytam’ın hem kendisi, hem de benzer durumda olan hastalar ve aileleri için tek isteği ‘savurganlık’ denerek kesilen tıbbı malzemenin yeniden verilmeye başlanması, ilaç ve medikal malzeme yardımı…

Neredeyse 6 yıldır sadece nefes alıyor…

Eşinin rahatsızlığına ‘Hipoksit’ dendiğini aktaran Alev Boytam, yaklaşık 6 yıldır hastane odasına çevirdiği evinin bir odasında yatan eşine bakıyor…

Eşini herhangi bir bakımevine vermeye kıyamadığını ifade eden Alev Boytam, “Hasta olur hastaneye götürmek bir dert, götürürsün eve getirmek başka dert… Ambulans haricinde eşimi hastaneye nakledemem…” diyor.

“‘Savurganlık’ dediler, medikal malzemeyi vermeyi kestiler…”

Devletin bir süre öncesine kadar eşinin kullandığı ilaç, mamalar ve medikal malzemeyi sağladığını ancak geçtiğimiz Şubat ayından itibaren ‘savurganlık’ olduğu gerekçesi ile medikal malzemeyi vermekten vazgeçtiklerini aktaran Boytam, kendileri gibi bir çok hasta ve hasta yakınının bu nedenle mağdur olduğunu ifade etti.

Konuyla ilgili ombudsmana da dilekçe yazdığını ifade eden Boytam, daha sonra Sağlık Bakanlığı’ndan arandığını ve ‘neden şikayet ettiği’ sorgulanarak, partizanlıkla da suçlandığını ileri sürdü.

“Ne partizanlığı Allah aşkına… Benim parti düşünecek ne halim, ne de zamanım var. Hiçbir zaman da aktif olarak hiçbir partide yer almışlığım yok” diyen Alev Boytam, tek derdinin eşinin sadece nefes alsa da, nefes aldığı sürece bakımını yapabilmek olduğunu kaydetti.

Boytam, bahsedilen medikal malzemenin de, idrar torbası, eşinin boğazını temizlediği aspiratör sondası, izotonik su, eldiven ve enjektör gibi eşinin yaşamını sürdürmesi için gerekli olan malzemeler olduğuna işaret etti.

Soluk borusu, sondalar, enjektörler… Ayda en az iki kez gelen doktor, her hafta gelen hemşire…

Mecbur kalmadıkça hastaneye gitmediğini aktaran Alev Boytam, yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Eşimin doktorlarını eve çağırıyorum, sağ olsun geliyorlar ücreti neyse de ödüyorum. Ayda birkaç kez idrar sonrası, midesindeki sonda değiştiriliyor. Haftada bir banyo yaptırmak ve genel temizliği için hemşiremiz geliyor. Günlük temizliğini yapsam da banyo yaptırabilmek için yardıma ihtiyacım var.

Ayda birkaç kez boğazındaki soluk borusunu değişmek için Kulak, Burun Boğaz Doktorumuz geliyor. Vücudunda yaralar olmaması için de sürekli birçok ilaç kullanıyorum. Altının bezi, ıslak mendilleri, gaza bezleri, hasta olduğunda aldığım antibiyotikleri, tahlilleri… Bunların hiçbiri bedava değil. Aynı zamanda cilt kanseridir de… Tanı için iki kez özelde biyopsi yaptırdım, buna rağmen bize savurgan dediler…”

“Söz konusu para da 100 TL’ydi... O gün her şeyi savurdum, bir daha da gitmedim”

Eşinin 30 yıldan fazla sosyal sigortalı olarak çalıştığının, tüm yatırımlarını da yaptığının altını çizen Alev Boytam, eşi imza atamadığı için Sosyal Sigortalarda yardım istediği, ‘bana yol gösterin’ dediğini, oradaki bir memurun da bir belge vererek muhtardan onaylatmasını tavsiye ettiğini aktardı.

Belgeyi onaylattıktan sonra Sosyal Sigortalara gittiğini, oradaki bir memurun da ‘paranızı vezneden alabilirsiniz’ demesine karşın, veznedeki memurun kendisine ‘Bu parayı asla size vermeyiz. Allah bilir bu parayı ne yapacan’ dediğini aktaran Boytam, “Söz konusu para da 100 TL’ydi... O gün her şeyi savurdum, bir daha da gitmedim. Yapabildiğimi kendi kartımla yapıyorum” dedi.

“Nefes aldığı sürece yatacak… Bu sürecini acı çekmeden geçirmesi için elimden geleni yapacağım”

İşte fedakar bir eşin isyanı:
“37 yıllık eşim… Nefes aldığı sürece yatacak… Bu sürecini acı çekmeden geçirmesi için elimden geleni yapacağım. Zaten her gün gözümün önünde eriyor ama erimemesi, çürümemesi için çabalıyorum. Ben hasta olmaktan korkarım… Bana bir şey olursa, ona ne olur?..”

“Resmen ‘hasta olmayın ölün, devlete külfet oluyorsunuz’ diyorlar”

“Ömrüm neredeyse bu dört duvar arasında geçiyor. Uzun süre onu yalnız bırakamam. Bunlar herkesin başına gelebilecek şeyler, hükümet edenler bir gün yaşlanmayacaklarını mı sanıyorlar?

Resmen ‘hasta olmayın ölün, devlete külfet oluyorsunuz’ diyorlar… ‘En iyi hasta erken ölmeyi becerebilen hastadır’ diyorlar…
Benim de maaşım var, eşimin de var güçlükle bakımını yapmaya çalışıyorum… Ya hiç imkânı olmayanlar? Onlar nasıl yapabilir? Sadece bizim için değil, bu durumdaki bütün hastalar ve hasta yakınları için isteğim. Devlet neden bu insanları hep unutuyor? Bizi biraz rahatlatmayı düşüneceklerine, ızdırabımıza ızdırap katıyorlar.”

Özel Haber Haberleri