“Kültürümüzü daha çok kullanalım, bir akım haline getirelim”

Kıbrıs kültürünü kendi yaratıcı felsefesiyle harmanlayarak moda dünyasına atılım yapan Mert Özyürekliler, bu alandaki yolculuğunu ve Kıbrıs’ın kültürel mirasıyla ilgili düşüncelerini YENİDÜZEN’e paylaştı.

Ebru OSMAN

Kıbrıs kültürünü kendi yaratıcı felsefesiyle harmanlayarak moda dünyasına atılım yapan Mert Özyürekliler, bu alandaki yolculuğunu ve Kıbrıs’ın kültürel mirasıyla ilgili düşüncelerini YENİDÜZEN’e paylaştı. 11 Şubat 1998 doğumlu olan Özyürekliler, kariyer hayatına İngiltere’nin Kent bölgesinde güzel sanatlar okuyarak başladı. Bugün yaşamını Kıbrıs’ın kuzeyinde, Akdoğan bölgesinde sürdürüyor.

“Aklımda hiç moda yoktu”

2016 yılında İngiltere’ye okumaya giden Özyürekliler, “Güzel sanatlar bölümünden mezun olmama rağmen, aklımda hiç moda yoktu” diyerek modaya girişiminin ekstra bir iş ve kazanç elde etme amacıyla başladığını söylüyor. İngiltere’de eğitim alırken aynı zamanda çalıştığını belirten Özyürekliler, kendisine bir dikiş makinesi aldığını ve bu süreçte el işçiliğine yöneldiğini şu şekilde ifade ediyor; zaten elde dikiş yapıyordum, tütün cüzdanları veya çantalar üretiyordum, bir de dikiş makinesiyle bu işi denemek istedim. Özellikle hayır kurumlarından (charity) kumaşlar topluyordum, bu kumaşlarla gömlekler yapmaya başladım. İnsanlar ilgilenmeye başlayınca, sosyal medya üzerinden satışlara başladım ve bu işten ilk kez gelir elde ettim.”

“Son 5 senedir Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşıyorum”

Özyürekliler, üniversitesini bitirme evresi pandemi dönemine denk gelmesiyle birlikte, çalıştığı iş yerinin ve kendi alanında iş bulmak istediği sektörlerin bu dönemden etkilendiği için Kıbrıs’ın kuzeyine geri dönüş yaptığını şu sözlerle ifade etti; “Kıbrıs’ta fırsat eksikliği var ancak boş sektörlerimiz de var, neden kendi perspektifimi moda açısından buraya uyarlamayım dedim ve son 5 senedir Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşıyorum.” Özyürekliler, Kıbrıs’ın kuzeyinde geldiğinde pandemi süresince elindeki kumaşlarla ve nenesinin de kendisine vermiş olduğu kumaşlarla bir odanın içinde makinesiyle baş başa kaldığını ve farklı tasarımlara yoğunlaştığını söylüyor.

“Aldığım sanat eğitimlerinin moda hayatımda çok faydası dokundu”

Özyürekliler, okul hayatında aldığı sanat eğitimlerinin yaratıcı kimliğini geliştirmesinde önemli rol oynadığını şu şekilde dile getiriyor; “Almış olduğum sanat eğitimlerinin moda hayatımda çok faydası dokundu, çünkü yaratıcı bir kimlik zamanla oluşur. Bir sabah kimse muhteşem bir fikirle uyanmaz, bu yaratıcı kimlik dediğimiz şey sorgulamayla materyal öğrenimle, materyali nasıl manipüle ederiz… bunları öğrenmeyle gelişir”. Özyürekliler, bir sanatçı olarak bir felsefesi olması gerektiğini ve o felsefe doğrultusunda ilerlemesinin kendisini bu günlere getirdiğini söyleyerek, “yaptığım işin altı boş değil, hep bir amaçla ve bir perspektifle yapıyorum” diyor.

“Lapta tekniğini öğrenip inovatif bir şekilde kullanmaya başladım”

Özyürekliler, Kıbrıs’ta ‘Fashion Heritage Network’ adlı iki toplumlu bir projede 4 yıldır bir modacı olarak yer aldığını ve bu projenin iki toplumlu modacıları bir arayan getirmeyi hedeflediğini söylüyor. Projenin her yıl farklı temalarla sürdüğünü belirten Özyürekliler, bu projede Kıbrıs kültürüne dair öğretiler ve workshoplar düzenlediğini dile getiriyor. Geçtiğimiz yıl “Kıbrıs Mimarisi” temasıyla iki kıyafet tasarladığını, bu yılki temanın ise “Kıbrıs Kültüründeki Teknikler” olduğunu söyleyen Özyürekliler, “Sele sesta yapımı, embroidery nakış teknikleri, dokuma gibi başlıklar var. Bu projeye uygun ne yapabilirim diye düşünürken, Lefkara işini zaten çoğu kişi bildiği için Lapta işine odaklanmak istedim. Lapta işi daha alternatiftir, bu işi öğreneyim dedim.” Bu projede her modacıya bir zanaatkar ve sanatçı eşleştirdiklerini söyleyen Öztürkler, “Beni Behice Biran Sönmez’le eşleştirdiler ve hocam yaptılar. Behice hanım bandabulyada kendi lapta ve lefkara gibi her türlü zaanatı yapıyor ve benim aslen hocam odur. Bana Lapta işini öğreten kişidir. Ona dört ders gittim ve tekniği kavradıktan sonra ben bu tekniği ben biraz değiştirerek ve inovatif bir şekilde kullanmaya başladım.” Şeklinde konuşuyor.

“Kıbrıs kültürü çok zengin ve farklılıklardan bir araya geldi”

Kıbrıs kültürünün yalnızca geçmişten kalan bir anı değil, yaşayan ve dönüşen bir yapı olduğunu vurgulayan Özyürekliler, bu zenginliğin tarihsel etkileşimlerden kaynaklandığını şu sözlerle dile getiriyor; “Kıbrıs, bir sürü millet ve uygarlık tarafından bir şekilde ele geçirildi, gelen uygarlık kendi insanını getirdi dolayısıyla kültürünü de getirdi. Buradaki insanla, ülkemize gelen kültürler bir şekilde karıştı ve ortaya Kıbrıs kültürü diye bir algı çıktı, yani bizim kendi kültürümüz çıktı, ancak farklı farklı uygarlıktan kalma, Venedikler, Lüzinyanlar, Yunanlar, Osmanlılar, Asurlar, Maronitler, İngiliz uygarlıklarının burada bir etkisi oldu ve insanımızı kendi toplumsal karakteri geliştirdi aynı zamanda kültürümüzü değiştirdi. Çünkü kültür dediğimiz şey esnek bir şeydir, değişir, zamanla kendi kendine dönüşür, bizimki de bu şekilde kültürümüz dönüştü” dedi.

Kıbrıs kültürünün zenginliğine odaklanılması gerektiğini vurgulayan Özyürekliler, “Herşeyden önce Kıbrıs kültürü dediğimizde bence odaklanmamız gereken şey, kültürümüzün çok zengin olduğu, farklılıklardan bir araya gelmiş bir çorba olduğudur” diyor.

“Kıbrıs kültürünü araştırsınlar istiyorum”

Kıbrıs kültürünün kabareler ve kumarhanelerle bilinmesini istemediğinin altını çizen Özyüreklilier “Kıbrıs kültürünü araştırsınlar, buranın yerlisi ve yerli kültürü nedir, yerli zanaatı nedir, bunları öğrensinler. Bizim Kıbrıs insanımız yalnızca şivemizden ibaret değildir, çok şive komedisi yapıyorlar ancak hiç hoş bulmuyorum açıkçası, komik de bulmuyorum. O yüzden kültürümüzle daha çok öne çıkmamızın önemli olduğunu düşünüyorum. Benim de bu tarz moda olarak bunları yapmamın amacı budur.” Diye konuşuyor.

“Kıbrıs’taki yaratıcı insanlar için en büyük sıkıntı fırsat eksikliğidir”

Kıbrıs kültürünü yaşatmak adına nasıl çalışmalar yapılmalı sorusuna yönelik cevap veren Özyürekliler şu ifadelerini kullandı; “belirtmiş olduğum çift toplumlu projemiz var (Fashion Heritage Network) bu tarz projelere daha çok yardım edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer ki çift toplumlu projelere yardım edilmek istenmiyorsa, bu tarz projeler sadece Kuzey bazında yapılmalı. Bu tarz projeler bu tarz insanlar tarafından yapılsın ve bize bu şekilde fırsat versinler. Çünkü Kıbrıs’taki yaratıcı insanlar için en büyük sıkıntı fırsat eksikliğidir.”

“İnsanımızın teşvik edilmesi için daha çok projeler yapılması lazım”

Sanatla kendisini ön plana çıkartmak isteyen kişiler için bir platformun olmadığını söyleyen Özyürekliler, “insanımızın teşvik edilmesi için daha çok projeler yapılması lazım, ve ‘bu gençleri nasıl bu işin içine alabiliriz’ diye düşünülmesi gerektiğine inanıyorum” diye vurguluyor.

Genç tasarımcı Özyürekliler, yerel kültürün daha fazla araştırılması ve görünür kılınması gerektiğini vurgulayarak, “Bence Kıbrıslı insanların kültürünün daha çok araştırılması gerektiğine inanıyorum” diyor. Medyada yansıtılan Kıbrıs kültürünün farklı şekilde aktarıldığına dikkat çeken Özyürekliler, asıl zenginliğin köklerde olduğunu şu şekilde ifade ediyor; “Bizim kültürümüz nedir? İnsanlar ne yapardı? Mesela herkesin ailesinde bir terzi vardı, el işleriyle uğraşan biri mutlaka olurdu. Kıbrıs kültürümüz dediğimizde gerçekten köklere inelim istiyorum.”

“Kültürümüzü daha çok kullanalım, bir akım (mainstream) haline getirelim”

Kıbrıs kültürünün sadece nostaljik bir unsur olarak değil, geliştirilecek bir değer olduğunu savunan Özyürekliler, şöyle diyor; “Kıbrıs kültürünü daha çok araştıralım istiyorum. Kültürümüzü daha çok kullanalım, onu ana akıma taşıyalım, bir akım (mainstream) haline getirelim. Evet, şu anda da bu tarz çalışmalar yapılıyor ama insanların bunlara ilgi göstermesinin nedeni de bu, yeniliklerle birlikte kültürümüzü yeni döneme nasıl adapte edebiliriz, buna odaklanmalıyız.”

Milan Fashion Week hazırlığı…

Lapta işiyle sokak modasını birleştirmek istiyorum”

Yakın zamanda Milan Fashion Week kapsamında düzenlenecek olan, Dünya Sürdürülebilirlik Örgütü’nün moda etkinliğine katılmaya hazırlanan Özyürekliler, Kıbrıs’ın geleneksel el işlerinden biri olan Lapta işini bu uluslararası platforma taşımaya hazırlanıyor. Ancak bu taşıma, birebir bir kopyalama değil. Özyürekliler, bu geleneksel işçiliği modern formlarla yeniden yorumlamayı amaçladığını söylüyor, “Lapta işini oraya götürmeyi planlıyorum. Ama Lapta işini birebir uygulamıyorum ve kopyalamıyorum, bizim kültürümüz bu ve bunun dışına çıkmıyorum diye bir şey yok. Bu tekniği kullanarak kendi tarzımı uyarlıyorum ve benim yapmak istediğim şey; kendi kültürümüz olan ‘Lapta işiyle’ sokak modasını birleştirmek. ‘Street wear’ ve ‘urban wear’ gibi ama içinde Kıbrıs vurgusu olacak, make it cypriot, make it embroidery gibi…” Özyürekliler’in bu yaklaşımı, sadece bir moda anlayışı değil, aynı zamanda kültürel mirası koruyarak yapmış olduğu tasarımları yeni nesillere tanıtmayı ve aktarmayı hedefliyor.

Röportaj Haberleri