Külliye açıklaması: Hadsiz, saldırgan, zehirli (!)

Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi bina projeleriyle ilgili yöneltilen suçlamaların “gerçek dışı, haksız ve hadsiz” olduğunu savundu

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adayı ziyaretinde açıkladığı “Külliye” projesine yönelik eleştirilere yanıt KKTC Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan geldi.

586 milyon Türk Lirası kaynağın “Külliye Projesi” için ayrılması yönündeki eleştiriler, “haksız, haddini aşan ve manipülasyonla bezenmiş zehirli bir dil” sözleri ile yanıtlandı.

Projenin, KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binasının yenisini içereceği belirtildi, “halka açık amfi tiyatro, botanik bahçesi, bisiklet ve yürüyüş yolları” içereceği savunuldu.

Mevcut binanın “can güvenliğini tehdit ettiği” iddiaları da ortaya konurken, projenin, KKTC-TC Ekonomik ve Mali İş Birliği Protokolü’ndeki Ankara kaynaklı projelerden biri olduğu ifade edildi.

Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halka İlişkiler Bürosu, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi bina projeleriyle ilgili  suçlamaları yanıtladı. Açıklamanın tam metni şöyle:

“KKTC-TC Ekonomik ve Mali İş Birliği Protokolü’ndeki Ankara kaynaklı projelerden biri olan, 350 dönüm halka açık Milli Park’ın, fiziksel koşullarıyla bugün artık yetersiz kalan KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binasının yenisinin de yer alacağı projelerle ilgili kamuoyunda bazı radikal odaklar tarafından art niyetle yaratılmaya çalışılan olumsuz algı; üzülerek şahit olmaktayız ki genel seçim arifesinde olduğumuz şu günlerde bayağı, hasmane bir üslup ve tavırla Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın şahsında bir seçim propagandasına dönüştürülmeye çalışılmaktadır.

Konferans salonu, kütüphanesi, araştırma ve geliştirmeye olanak sağlayan fiziksel imkânları ile KKTC Devleti’nin bir nişanesi olacak yeni KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binasıyla halka açık amfi tiyatro, botanik bahçesi, bisiklet ve yürüyüş yollarının yer alacağı ilgili proje konusunda muhalif olan odakların, kendi fikirlerini “meşru” sayarak saldırgan bir tavırla Cumhurbaşkanı Tatar’a haksız, haddini aşan ve manipülasyonla bezenmiş zehirli bir dil kullanmaları, toplumsal barışa büyük zarar verirken; siyaseti bir icra ve sorun çözme makamı olmaktan ziyade, bir çatışma alanına dönüştürme çabasından başka bir şey değildir.

Olaya mali açıdan bakıldığında, Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı’nın tadilatı için devletin kasasından düzenli aralıklarla yapılan harcamalar da hiç de azımsanacak rakamlar değildir.

Cumhurbaşkanlığı binasının bugünkü fiziksel durumu, çalışanlarımızın ve binaya günübirlik dışarıdan gelen vatandaşlarımızın can güvenliği açısından ciddi anlamda risk arz etmektedir.

Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde bulunan, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın konut olarak kullandığı bina, 2018 yılında devletin ilgili kurumlarının teknik incelemesi sonucu, can güvenliği açısından tehdit arz ettiği için aynı sene içinde yıkılmıştı. Tüm bu yaşananları reddeden bir anlayışla sırf popülizm uğruna çalışanlarımızın ve ziyaretçilerin can güvenliğini hiçe saymak; etik, vicdan ve akılla bağdaşmayan, kabul edilemez bir yaklaşımdır.

Sağduyu sahibi, toplumsal uzlaşıdan, Anavatan Türkiye ile ilişkilerimizin ve kardeşlik bağlarımızın güçlenmesinden yana olan herkes, KKTC-TC Ekonomik ve Mali İş Birliği Protokolü’ndeki Ankara kaynaklı projelerden biri olan, 350 dönümlük halka açık Milli Park’ın da içerisinde yer alacağı KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binasıyla ilgili yürütülen manipülasyonlara itibar etmemektedir.

Ülkemizde oluşan, yılların birikimi yapısal bazı problemleri, Ankara kaynaklı projelerle bağdaştırmak hem bir mantık hatası hem de bir art niyet kaynağıdır.

Ne Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, ne de bir başka siyasi şahsiyetin kişisel mülkü olacak olan bu yeni binalar; toplumun öz değeri, bu topraklardaki varlığımızın nişanesi, egemenliğimizin göstergesinden başka bir şey değildir.

Unutulmamalıdır ki; bir seçim malzemesi yaratmak uğruna “mal bulmuş mağribi” tavırlarla etik ve vicdandan yoksun yaklaşımlarda bulunarak toplumsal uzlaşı kültürünü dinamitleyip kutuplaşma siyaseti gütmenin yaratacağı muhtemel sonuçların telafisi çok zordur. Seçimde kazanılacak bir başarı, toplumsal barıştan daha önemli değildir.

Tüm bunların ışığında, halkın malı olacak olan KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binasıyla ilgili halkımızın büyük bir çoğunluğunun sergilediği sağduyulu tavır; yürütülen manipülasyon ve saldırgan tutumlar karşısında üstün gelecektir. Akıl, sağduyu ve vicdan bunu emretmektedir.”

 

Erhürman: "Zehirli dil gibi ifadelerle siyasetin dilini zehirlemeye kalkmayın"

Öte yandan Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ülkenin içerisinden geçtiği bu ekonomik darboğazda Külliye'ye harcanacak 586 Milyon TL'nin birçok kişi tarafından onaylanmadığını ifade etti, 'zehirli dil' benzetmesi yapan Tatar'ı eleştirdi. "Biz siyasette böyle bir dil tercih etmiyoruz" ifadelerini kullanan Erhürman, şunları aktardı: "Memlekette bunca ekonomik sıkıntının ortasında sağlanan 586 milyon TL tutarındaki dış kaynağın külliye yapımına ayrılmasını doğru bulanların sayısı iki elin parmaklarını geçmezken, Sn. Tatar bu konudaki eleştirilere içerlemiş. Eleştiri yapanları "zehirli dil" kullanmakla suçlamaya kadar vardırmış işi. Biz buralarda böyle bir siyasi dili tercih etmiyoruz Sn. Tatar! Yaptığınız ve yapmadığınız onca şeyden sonra bir de "zehirli dil" gibi ifadelerle siyasetin dilini zehirlemeye kalkmayın".

Haberler Haberleri