“Kocamı, bir askerin arabası takip ediyordu”

İnönü’de 19 Ocak 1990 yılında ağılında acımasızca öldürülen 65 yaşındaki Halil Mulla cinayetinde bu kez eşi Ziver Mulla anlattı...

İnönü’de 19 Ocak 1990 yılında ağılında acımasızca öldürülen 65 yaşındaki Halil Mulla cinayetinde bu kez eşi Ziver Mulla anlattı... Eşinin takip edildiğini, kendisini öldüreceklerini bildiğini ama mandırasında kalmaya devam ettiğini söylüyor. Birkaç kez öldürmek için eşine pusu kurulduğunu anlatıyor… Kocasını takip eden aracın bir askere ait sivil araç olduğunu duyuyor… Ve 19 Ocak’ta sabaha yakın eşine yardım etmek için gittiği ağılda cansız bedeniyle karşılaşıyor… “Eşinin katillerinin bilinmesine rağmen” dosyanın kapatıldığını iddia ediyor…


Didem MENTEŞ

İnönü’de 18 Ocak 1990’da evden çıkan eşini bir kez daha göremedi Ziver Mulla. Hayvanları çalınmasın diye ağılda yatıp kalkan eşine yardım etmek için sabaha yakın gittiği ağılın dışında cansız bedenini buldu… Vurulmuştu… Kocasını kanlar içinde gören Ziver Mulla, traktörüne atlayıp köye vardı, evlatlarına “babanızı vurdular” diyerek haykırdı… 28 yıl önce yaşadığı şok nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başladı Ziver Mulla… Yıllarca kocasının katillerini aradı... Her ağızdan bir şey çıktı, polis soruşturmayı kapattı… 28 yıl içini yakan kor da isyanı da hiç tükenmedi Ziver Mulla’nın: “Öldürüleceğini biliyordu… Katilleri bu zamana kadar ortaya çıkarılmadı…”

 

“Mandıraya geldiğimde ölü buldum”

Bir zamanlar Türk Mukavemet Teşkilatı’nda olan eşinin örgüte çok emek verdiğini, örgütle ilgili çok şeyler bildiğini anlatan Ziver Mulla, eşinin zaman içerisinde Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)’li olduğunu söyledi.

“Kocamı düşman bellediler. Her gün takip ederlerdi. Yine bir gece yarısı arkasına düştüler. Akşam evde yedi yemeğini kalkıp mandıraya gitti zaten orada kalırdı. Bana ‘sabah biraz erken gel de koyunları sağalım da Osman kuzuların parasını sabah getirsin, gidelim arpa alalım’ dedi. Çıkıp gitti.  Zaten takip ederlerdi… O gece köpeğe ekmek keserken öldürdüler. Sabah saat 04:00’te mandıraya gittiğim zaman onu ölü buldum. Traktörle gittim köye, çocuklara ‘babanızı vurdular’ dedim oraya düştüm. Kocamın elinde çakı vardı da bahçada buldular çakıyı...”

 

“Adamlar gidip ne aldığını sordular”

Ziver Mulla, kocası öldürülmeden önce köpeklerine 2 ekmek aldığını, onu izleyenlerin aşağı inerek, bakkaldan ne aldıklarını sorduklarını savundu. “Kocam o gün Hayrettin’e gitti ekmek aldı. Adamlar daha sonra gidip ne aldığını sordular. Hayrettin’in İngiliz kaynanası her gece köpeklerine 2 ekmek aldığını söylemiş. Daha sonra polis soruşturmaya gittiğinde kadın, ‘ben bilmem yabancıyım, kimdir onlar’ demiş. Kocası kim olduklarını söylemesine izin vermemiş”

 

“Tavukları dürterlerdi ki kocam dışarı çıksın da vursunlar”

Eşinin kendisini öldürüleceklerini bildiğini birçok kez bunu dile getirdiğini anlatan Ziver Mulla, “Kocamı bütün gece yatırtmazlardı. Tavukları, horozları dürtelerdi ki kocam tilki zannedip dışarı çıksın ve vursunlar kendini. Bir gün bana ‘gider gelirler beni her gün yolda takip ederlerdi. Bir araba var her gün kaçta gelirim kaçta giderim bakar’ dedi. Bir gece de düşmüşler arkasına, tepeye yakın durmuş bu içeri girmiş ve kapıyı örtmüş. Araba da köye geçmiş gitmiş” dedi.

 

“Askere ait bir araçtı…”

Eşi Halil Mulla’nın öldürülmesinde gri renk bir arabanın kullanıldığını ve bu aracın askere ait bir sivil araç olduğunu anlatıyor Ziver Mulla... “Kocamı takip eden bir arabaydı ama başka bir tane kurşuni (gri) renk araba vardı. Bir askerin arabasıydı. Köyde bu arabayı görenler var. Bu işin içinde köyden de birileri vardı. Yapanlara yardım ettiler. O arabayı görenler vardı ama polis ne yaptı. Hiç kimseyi tutuklamadılar. Davayı kapattılar. Olayı çözen polisi de koymadılar”

 

“Gece uyutmazlardı kendini”

Ziver Mulla, eşiyle geçen bir konuşmasını da şöyle anlatır: “ Bir gün mandıraya gittiğim de Mulla daha yatırdı. ‘Ne kalkman ama’ dedim, ‘akşam tilki çıktı dama bütün gece çinkoların üzerinde gezdi de uyutmadı beni’ dedi. Ben de ‘dikkat et da tilki değil 2 ayaklıdır sana şey eden’ dedim. O da güldü… ‘Aklın kesti be garı. Yola bakardım, beklerdim gelesin’ dedi. Benim kocam Denktaş’a çok işledi. O dönem TMT’deydi. Gece uyutmazlardı kendini, bütün gece köyleri gezdirirlerdi. ‘Nerdeydin’ diye sorardım, ‘söyleyemem garı’ derdi. ‘Bu işin ucunda ölüm var, konuşamam sorma’ derdi. Girer yatardı birazcık sonra çıkıp hayvanlara giderdi”

 

“Katilleri bu zamana kadar ortaya çıkarılmadı, bundan sonra da çıkarılmaz”

Eşinin hayvanları çalınmasın diye mandırada yatıp kalktığını bunun da canına mal olduğunu söyleyen Mulla, “Mandıra da yatar kalkardı ya malını kıymadı da canını kıydı…  Parayı getirecek Osman dedi, yanaştırdı yanına kendilerini, canından oldu.  Eskiden koymazlardı insanları rahat. Şimdi kimseye karışmazlar. Onların bize ne yardımı oldu ki, eşim CTP’ye geçtiği için öldürdüler? Bizim ne çektiğimizi bilmezler. Benim kocamın kime zararı vardı? Hiçbirine zararı yoktu…

Ne deyim… 28 sene bitti… Öldürdüler de ne oldu? Dünya kendilerine kaldı? Katilleri bu zamana kadar ortaya çıkarılmadı, bundan sonra da çıkarılmaz…”


YARIN: Halil Mulla'nun arkadaşı Salih Ceral o dönemi anlatıyor…

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri