Kıbrıslı Türk İlkman, oyunculuk hayalinin peşinden gitti

Oyunculuk hayalinin peşinden giderek İstanbul’a yerleşen Alp İlkman, istediği kariyere ulaşmak için çok fazla süreçten geçti. Şu anda  İstanbul’da oyunculuk yapan İlkman, hayat serüvenini anlatıyor…

Dila ŞİMŞEK

Lefkoşa’da doğup büyüyen Alp İlkman, üniversite okurken radikal bir düşünceyle, oyunculuk yapmak istediğini ve bunu başarmak için çabalayacağına karar vermiş.

33 yaşındaki İlkman, bu isteğini gerçekleştirebilmek için birçok yere gitmiş, denemiş, eğitim almış ve sonunda başarmış.

Hayatta ne yapmak istediğini bulana kadar, hemen hemen her şeyle uğraştığını söyleyen İlkman, “Başlarda Kıbrıs’ta doğmuş olmayı dezavantaj olarak görüyordum. Hayallerimin sınırlı olması gerektiği için öfkeliydim. Ne yapacağımı bilmeden, kendimi üniversitede, Mimarlık bölümünde buldum. 3 yıl okuduktan sonra, bir ofiste hayatımı geçirmek istemediğimi anladım. Radikal bir karar alıp, okulumu ve bölümümü değiştirdim. Aslında sanat içimde her zaman olan ve gittikçe gelişen bir olguydu” diyor.

Kıbrıs’ta sanatçı olarak istediği kariyeri yakalamayacağı düşüncesinin, onu hayalinden uzaklaştırdığını ve sonrasında da Psikoloji bölümüne başladığını dile getiriyor.

“Bundan pişman olmadım çünkü psikoloji okuduğum yıllarda kendime daha açık olmayı öğrendim. Bütün bu karmaşanın içindeyken, askerlik zamanım geldi. Askerlik aslında bana iyi geldi. Komando birliğine seçildim ve gerçekten hayatı sorguladığım zor zamanlar geçirdim. Kendime bir söz verdim, ‘Yapamayacağım hiç bir şey yok ve sonuna kadar peşinden koşacağım’ diye…” diye devam ediyor.

“Ben önce çok iyi bir oyuncu olup, sonra da daha iyi bir oyuncu olmayı planlıyorum. Sonra da daha iyi bir oyuncu olmayı… Ulaşmak istediğiniz şey ne olursa olsun, yeterli sayıda girişim yapmalısınız. O girişimler sırasında, karşınıza çıkacak olan insanlar, fırsatlar ve olanaklar, sizi hedefinize yaklaştıracak. Yeterli potansiyele sahipseniz de, başaracaksınız.”

“Bir fotoğraf sayesinde, tüm dünyadan takipçiler ve film sektöründen bağlara ulaştım”

Askerlikten sonra, bir telefonla, Kıbrıs’ta dizi çekmek isteyen bir yönetmenin kendisiyle tanışmak istediğini öğrendiğini ifade eden İlkman, “Ömer Evre’yle tanıştık ve iki dizi çektik. İzleyici kitlemiz küçük olmasına rağmen, bu tecrübe bana eğitim oldu. Hem özgüvenimi hem de cesaretimi toplamıştım. Sabri Suat Sabri arkadaşımla, KANAL T’de ‘THAT 80’s SHOW’ adında bir TV SHOW kurguladık ve 13 bölüm çektik. Tüm bunlar beni kamera önüne hazırladı ve geliştirdi” şeklinde konuşuyor.

Yine Ömer Evre’nin çektiği bir Kıbrıs belgeseli için sakalını uzatması gereken İlkman, uzun sakallı haliyle fotoğraflar çekmiş. Amacının oyunculuk portfoliosuna bu fotoğrafları ekleyerek dönem dizilerinde şansını denemek olduğunu söyleyen İlkman, bu fotoğraflardan bazılarını Facebook’ta paylaşmış. Diğer günün sabahında fotoğrafta 3000’in üzerinde beğeni olduğunu kaydeden İlkman, “Amerika’nın beards.org adında 15 yıldır, erkeklerin sakallı olması gerektiğini savunan bir organizasyon fotoğrafı paylaşmış. Bu paylaşımla tüm dünyadan takipçiler ve film sektöründen bağlar kurdum. Bunu daha da geliştirmek için bir plan yaptım ve dünyanın dört bir tarafına açılmak için bir hareket başlattım. İtalyan arkadaşım Pietro Giunti’yi, Hindistanlı arkadaşım Jerry James’i ve Brezilyalı arkadaşım Maurillio Lima’yı plana dahil ederek, her ülkeden takipçi kazandığımız Beyond The Beard Facebook sayfasını kurduk. Şuan 650.000 takipçimiz var” diyor.

“Adım attığım şeyin bu kadar büyük bir şey olduğunu bilseydim, tekrar düşünürdüm”

İngiltere’de aldığı bir film teklifi ile hiç düşünmeden çıkıp gittiğini ifade eden İlkman, İngilizcesi iyi olmasına rağmen gereken aksana sahip olmadığı ve denemenin de kötü geçmesiyle, bununla pes etmek yerine eğitim almaya karar vermiş. “İstanbul’a gidersem, hem benim için daha kolay olacak hem de ana dilimde bu işi yapabileceğim diye düşünüp, İstanbul’a yerleştim. Adım attığım şeyin bu kadar büyük bir şey olduğunu bilseydim, tekrar düşünürdüm. Fakat o adım atıldı ve kendimi, çok zorlu bir yolda buldum. Sektörden kimseyi tanımıyordum ama tek bildiğim şey, yanlış adımlar atarsam, yanlış yerlere geleceğimdi. Hiçbir ajansa kayıt olmadım, ajansların tehlikeli olduğunu duymuştum. Eğitimler almaya başladım, bir yandan da geçinebilmek için çalışıyordum. Yine şive sorunu karşıma çıktı. Türkçe ana dilim olmasına rağmen, İstanbul şivesini öğrenebilmek için tonlarca para ve zaman harcadım. İstanbul şivesi konuşamayan bir oyuncu olamaz” diye yaşadığı zorlukları anlatıyor…

“Pes etmeye çok yakın olduğum zamanlar oldu”

İlkman, birçok projede yer alarak kendini hep geliştirmiş. “Serüven, Selen ERKMEN’in klibi ile başladı. 6 aydır İstanbul’da yaşıyordum ve pes etmeye yakındım. Bir gece telefon geldi ve oyunculuk eğitiminde tanıştığım bir arkadaşım beni yönetmene önermiş. Klibi çektik, ‘tamam şimdi bir adım attım ve yapabiliyormuşum’ dedim. Kral TV ve internette baya döndü ve klipteki model, sanatçıdan fazla dikkat çekti gibi yorumlar yazıldı. Hırsım katlandıkça katlandı ve DEEP ACADEMY, yani Türkiye’nin önde gelen dublör ve aksiyon akademisi ile tanıştım. Ali Bahçekapılı, Şahin Karakuş ve Mehmetali Karakuş, bana çok iyi dövüş eğitimleri vererek, dizilerde ve sinemada rol almamı sağladılar. 3 yıl bu ekiple beraber sayısız iş yaptık” diyor.

Netflix Türkiyede faaliyetlerini artırdığı dönemde, ‘İmparatorluklar Yükseliyor’ isimli docuseries, yani 2020’de yayına girecek olan Ottoman Rising dizisinde ana oyuncular arasında yer alan İlkman, “Bu projeye dahil olmamı sağlayan yine Deep Academy oldu. Dizi’nin dili İngilizce ve İngiltere’de İngilizcemin yeterli olmamasından dolayı geri çevrilmem, bütün bu yıllarda İngilizcemi geliştirmem için motive olmuştu. TRT ile çalışmaya başladığımda, SAVAŞIN EFSANE’leri belgesellerinde iki farklı karakter canlandırdım, GERRARD DE CRUSADER ve MAXWELL karakterleri” şeklinde konuşuyor.

“Ulaşmak istediğiniz şey ne olursa olsun, yeterli sayıda girişim yapmalısınız”

İlkman, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu yolculuk zor bir yolculuk ve boş kaldığım zamanlarda, sektörün diğer tarafında da çalışmalarımı sürdürdüm. Şu an bir menajerlik şirketinde hem oyuncu olarak hem de cast direktörü olarak çalışıyorum. NEVA ERGIN menajerlik olarak, yeni yüzlere ve yeteneklere şans verip, sektörde doğru adımlar atmalarını sağlıyoruz.  Ben yerinde duramayan, çok hırslı, biraz hayalperest ama o hayallere ulaşmak için de ilginç planları olan biriyim. Nasıl olsa Tanrı birçok rastlantıyı birleştirerek hedefe ulaşmamızı sağlıyor. Ben önce çok iyi bir oyuncu olup, sonra da daha iyi bir oyuncu olmayı planlıyorum. Sonra da daha iyi bir oyuncu olmayı… Ulaşmak istediğiniz şey ne olursa olsun, yeterli sayıda girişim yapmalısınız. O girişimler sırasında, karşınıza çıkacak olan insanlar, fırsatlar ve olanaklar, sizi hedefinize yaklaştıracak. Yeterli potansiyele sahipseniz de, başaracaksınız.”

Özel Haber Haberleri