Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerin ortak mücadelesi...

Pantelis Varnava, Kıbrıslı Rum yazar, madenci... Lefke'de CMC'de çalıştığı yıllarda gördüklerini, tecrübesini, Kıbrıslı işçilerin birlikte çektiği çileyi ve mücadeleyi kitaba döktü.

Dila Şimşek

Pantelis Varnava, Kıbrıslı Rum yazar, madenci... Lefke'de CMC'de çalıştığı yıllarda gördüklerini, tecrübesini, Kıbrıslı işçilerin birlikte çektiği çileyi ve mücadeleyi kitaba döktü. Yazdıkları belgesel niteliğinde, tarihi anlatan kitabının ismi Kıbrıslı Rum ve Türklerin Ortak İşçi Mücadeleleri…

Varnava, 1916'da doğdu, 2013'te hayata gözlerini yumdu. Oğlu Andreas Varnava, babasının kitabını ve Kıbrıs tarihini, kültürünü anlatmak için kitabı elinden geldiği her yere ulaştırdı. Adres Kıbrıs'la iletişime geçen Andreas Varnava, babasının yazdığı kitabı tüm halka yaymak istediğini, kâr amacı gütmediğini, isteyen herkese ücretsiz olarak PDF dosyasında verebileceğini anlattı. Kitap sadece tarihi önemi olan yazıları değil, altın değerinde, görülmemiş, bilinmeyen fotoğrafları da içeriyor. Kitap Rumca yazılsa da, zamanla İngilizce ve Türkçeye çevrilmiş.

Kitapta yer verilen fotoğraflar, Kıbrıslı Rum ve Türk işçilerin o eski yıllardaki zor çalışma şartlarını ve ekonomik – sosyal sorunların çözümü için yürütülen mücadeleleri gösteriyor. Ayrıca, sendikal organlarının Kıbrıs sorununa adil ve yaşayabilir bir çözüm bulma gayretlerini de ortaya koyuyor.

 

Pantelis Varnava kimdir?

Yazar Pantelis Varnava, 1916 yılında Trikomo'nun Pervolya köyünde doğdu. İlkokulu bitirir bitirmez çalışmaya başladı. 1934'ten önce Skuriotisa ocağında, sonrasında ise Mavrovuni ocağında çalışmaya başladı. 1948'e kadar maden işçisi olarak çalışan Varnava, 1945'ten 1952'ye kadar Ksero Maden İşçileri Sendikası (PEO) sekreterliğini yaptı. Bu süreçte Maden İşçileri Merkez Bürosu Sekreteri olarak da görev aldı.

1944'te Eşel Mobil Sistemi mücadelesine destek veren Varnava, Mavrovuni ocağının maden işçilerinin 1946, 1947 ve 1948'teki grevlerine katıldı.

1940 ve 1948 yılları arasında mücadele veren Kıbrıslı sendikacılar arasında yer aldı. 1941’de AKEL’e katılarak partinin çeşitli organlarında hizmet veren Varnava sendikal sorunların çözümü için de yıllarca uğraş verdi.

1955’in Aralık ayında Halk Hareketinin diğer 135 öncüsü ile birlikte İngiliz sömürgeciler tarafından tutuklandı ve Dikelya, Pile, Kokinotrimitya ve Merkez Cezaevinde 18 ay hapis yattı.

1987’de emekliye ayrıldıktan sonra PEO tarafından yayımlanan ‘Bir Madencinin Anıları’, ‘Yaşam Kavgası’ ve ‘Kıbrıs Madenleri’ adlı kitapları yazdı. PEO müzesinin kurulmasına ve PEO arşivinin düzenlemesinde emeği geçti. Çeşitli gazete ve dergilerde sendikal konular üzerine yazdı. 2013’te ise yaşama gözlerini yumdu.

 

Kitaptan alıntılar...

“Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler birlikte çalıştı, birlikte yaşadı, ortak sorunlarla baş etti”

“Kıbrıslı Türk işçiler daima Kıbrıs işçi sınıfının ayrılmaz bir parçasını oluşturmuştu. Yıllar boyunca maden ocaklarında, limanlarda, ambalaj depolarında, tarlalarda, inşaatlarda, devlet ve askeri şantiyelerde, imalathanelerde, fabrikalarda ve ekonomimizin diğer sektörlerinde Kıbrıslı Rum işçilerle yanyana çalıştılar. Aynı mekanlarda, aynı mahallelerde, aynı köy ve şehirlerde, aynı maden ocağı yerleşim birimlerinde ve özellikle de Skuryotissa, Mavrovuni ve Ksero maden ocaklarındaki yerleşim birimlerinde Kıbrıslı Rum işçilerle yanyana yaşadılar.

Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler birlikte çalışıp birlikte yaşadıkları her yerde, ortak sorunlarla baş etmek zorunda kaldılar. Zorlu ve aşırı çalışma saatleri, çok düşük maaşlar, hastalık, iş kazası veya yaşlılık durumlarında kendileri ve ailelerinin durumu gibi sorunlar herkes için geçerli idi. Herkes aynı çileyi çekiyor ve insanca bir yaşam istiyordu. Bu yüzden de mücadele kaçınılmaz olarak ortaktı ve bu mücadeleye çoğu kez kadın ve çocuklar da katılıyordu.”

 

“Kıbrıs’ın her yerinde özgür dolaşım ile özgür istihdam hakkı…”

“Kıbrıs sorununun çözümü Federal Demokrat bir sisteme, Doruk Antlaşmalarına ve Birleşmiş Milletlerin ilgili kararlarına dayanmalı. Sorunun çözümü ile, Uluslararası Çalışma Örgütü ve diğer Uluslararası Kuruluşların konvansiyonlarında yer alan ilkeler doğrultusunda, tüm İnsan Hakları ve Sendikal Haklar güvence altına alınmalı. Bunların hayata geçirilebilmesi için Federal Devlet’te tek bir Sosyal Sigorta Sistemi bulunmalı, maaş ve yövmiyeler için tek bir düzey olmalı, istihdam ve ödemelerde etnik köken, din, dil, ırk ve renge dayalı herhangi bir ayırıma yer verilmemeli ve Kıbrıs’ın her yerinde özgür dolaşım ile özgür istihdam hakkı yaşama geçirilmeli.”

 

“İki toplum arasındaki yıllar ve asırlar süren uyumlu ilişkiler şövenizm ile büyük yara aldı”

“İnanıyoruz ki, bu kitap, Kıbrıs için son derece büyük bir öneme sahip olan bu konuyla, Kıbrıslı Rumlarla Türklerin birlikte yaşaması konusuyla ilgilenenlere önemli ve yararlı bir kaynak teşkil edecektir. Kitapta gördüğümüz gibi Kıbrıslı Rum ve Türk işçiler, işçi sınıfının Kıbrıs ekonomisinin çeşitli dallarında varlığını hissettirmeye başladığı yüzyılımızın ilk yıllarından itibaren, birlikte çalışıp sorunların çözümü için birlikte mücadele verdiler. 20’li, 30’lu, 40’lı ve 50’li yıllar büyük özverilerle dolu bu ortak mücadeleden örneklerle doludur. İşçi sınıfının mücadelesi Rum – Türk ortak mücadelesinin tek örneği değildir. Çiftçiler, küçük meslek sahipleri ve Kıbrıslı Türklerin de bulunduğu diğer sektörlerde çalışanlar da ortak mücadeleler yürüttüler. Fakat Rum – Türk ortak mücadeleleri Kıbrıs İşçi Sınıfı ve Sendikal Hareketi ortaya çıkmadan önce de mevcuttu. Bu örneklerin çokluğuna rağmen, biz bu çalışmamızda, bugüne kadar yazılanları tamamlayacağı ve de gelecekteki araştırmalara yardımcı olacağı inancıyla, sadece İşçi Sınıfı ile onun Sendikal Hareketine değindik. İki toplum arasındaki yıllar ve asırlar süren uyumlu ilişkiler ve özellikle de işçi hareketi arasında oluşan bu muhteşem ortak mücadeleler, demin de belirttiğimiz gibi, yabancıların siyaseti, Türkiye’nin yayılmacı politikası ve de iki toplum içinde de bulunan şövenizm ile büyük yara aldı. 1950li yıllarda başlayan ve günümüze dek devam eden trajik olaylar az önce sözünü ettiğimiz sebeplerden bağımsız değildir.”

               

“Bu, Kıbrıs Sorunu ile doğrudan bağlantılı olan ve de Kıbrıslı Türk işçi ve memurlara karşı yapılan büyük bir haksızlıktır”

“Kıbrıs İşçi ve Memur Sınıfı, bugün, 1940’lı yıllarla kıyaslanamayacak kadar iyi çalışma şartları ve de yüksek yaşam standartlarına kavuşmuştur. Bu büyük değişim İşçi Sınıfı ile Sendikal Hareketinin uzun ve zorlu mücadeleleri sayesinde olmuştur. Kıbrıslı Türklerin de bu değişime katkıları büyüktü ve birçok kez de kritik öneme sahipti. Oluşan malum durum nedeniyle Kıbrıslı Türk işçi ve memurlar (ekseriyet oluşturan bazı durumlar dışında) uzun yıllardır Kıbrıslı Rum meslektaşlarıyla birlikte çalışmamakta, kazanımları da onlarınkinden çok daha düşüktür, bunun sonucu olarak da yaşam standartları Kıbrıslı Rumlarınkinden çok alt seviyelerdedir. Bu durum, Birleşmiş Milletler kararları ile Doruk Antlaşmalarına uygun olarak çözüleceğini dilediğimiz Kıbrıs Sorunu ile doğrudan bağlantılı olan ve de Kıbrıslı Türk işçi ve memurlara karşı yapılan büyük bir haksızlıktır.”

 

“Ortak sorunlar işçileri etnik köken, din, dil ve ırktan bağımsız olarak mücadelelerde birleştirmektedir”

“Bu kitapta, çeşitli yollarla işçi mücadelelerinde aktif biçimde yer alan birçok kişiye ismiyle atıfta bulunuluyor. Bu insanların büyük bir bölümü bugün hayatta değildir. Bu insanlara isimleriyle atıfta bulunmak, İşçi Sınıfının çıkarları için yapılan o mücadelelerdeki katkıları nedeniyle, onlara karşı bir namus borcudur bir anlamda. Aynı şey, o eski zorlu yıllarda İşçi Sınıfının mücadelesine katılan, büyük özverilerde bulunan ve bu kitapta isimleriyle anılmayan tüm Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türkler için de geçerlidir. İnancımız odur ki, bu kitapta sözü edilen Kıbrıslı Rum ve Türk işçilerin ortak sorunları, ortak mücadeleleri ve ortak özverileri tüm Kıbrıs Halkına bir takım önemli mesajlar vermektedir.

Dergiler Haberleri