Kıbrıs’ın en eski geleneklerinden şarapçılığın Kuzey Kıbrıs’taki öncü durağı: Etel Winery

Kıbrıs adasının ortak kültür mirasının çok önemli bir noktası olan ve  4 bin yıl öncesine dayanan şarap kültürünün yeni üreticilerinden Lin Gold ile konuştuk...

Murat OBENLER

Kıbrıs adasının ortak kültür mirasının çok önemli bir noktası olan ve  4 bin yıl öncesine dayanan şarap kültürünün( üzüm yetiştiriciliği-yapımı) en yeni üreticilerinden şarap yapıcısı/üreticisi Lin Gold ile 2017 yılında Kuzey Kıbrıs’ın Ilgaz bölgesinde açtıkları ve uluslararası ödüller alma noktasına gelen Etel Şarapçılık’ın heyecan verici hikayesini konuştuk. Bronz Çağından bugüne efsanelere, mitolojilere, kitaplara, şiirlere ve araştırmalara konu olan şarabın Kuzey Kıbrıs’taki öncü durağı Etel Winery’de buluşarak üzüm yetiştiriciliğinden şarap imalatına, üretimden pazarlamaya ve turistik tanıtıma uzanan zorlu süreci işin başındaki masterli şarap yapıcısı Lin Gold anlatımı ile sizlere sunuyoruz…

Sohbetimize sizin Etel Winery (Şarapcılık) önceki kariyeriniz ile başlamak istiyorum. Bu mesleğe nasıl başladınız, hangi eğitimleri aldınız, nerelerde çalıştınız?

Gold:2006 yılında biyoloji bölümünde okurken bir şaraphanede bitirme tezi olarak çalıştım. Bu çalışmadan sonra şarapçılığı keşfettim ve onun üzerine yoğunlaşma kararı verdim. 2008’de Avustralya’ya giderek bir yıllık (Enoloji ve Bağcılık) şarap yapımı ve şarap kültürü üzerine master eğitim aldım. Avustralya’da stajımı da tamamladıktan sonra İsrail’e döndüm ve sektör içinde farklı şaraphanelerde çalıştım. 2011 yılında baş şarap yapıcısı(yaratıcısı) oldum ve şaraphanenin tüm ürünlerinden ve süreçlerinden sorumlu olduğum bir üst seviyeye çıktım. 2015 yılında ise Gillham Vineyard ve Etel Vinery kurucularından Benzie Friedman ile tanıştım ve bu aileye katıldım.


“Kurucularla birlikte bu vizyonu paylaşmak ve bu hayali gerçeğe dönüştürmek çok heyecan verici bir süreçti”

Nasıl bir çalışma yaptınız başlangıç sürecinde? Ben açılışında hatırladığım tesis bu kadar büyük değildi…

Gold: Ben projeye dahil olduğumda burası daha kahıt üstünde çizimi yapılma ve hayal etme aşamasındaydı. Buraya ilk geldiğimde daha hiçbir şey inşa edilmemişti. Kurucularla birlikte bu vizyonu paylaşmak ve bu hayali gerçeğe dönüştürmek çok heyecan verici bir süreçti. İlk olarak bir üzüm serasına ihtiyaç vardı ve sonrasında da bunu işleyecek bir fabrikaya. Şarapları sunacağımız, tadım yapılacak ve satışını yapacağımız bir Etel Şarap Kültürü Turizm Merkezi yaptık. Daha sonra buna bir Wine Bar ve Hotel ekleme düşüncesi çıktı. Bunları da ekleyerek burasını bir şarap odaklı bir tesis olarak hayata geçirdik.

"Bir kültür-sanat muhabiri olarak Şarap Kültürü dendiğinde neler bilinmesi gerektiğini o kültürün yaratıcısından öğrenmek istiyorum…"

Kıbrıs gibi Çinde de Taylandda da Hindistanda da şarap bulabilirsiniz. Ancak şarap temel bir ürün değildir. Bazı özel günlerde kutlamak için, eğlenmek için şarap tüketilir. Mutfak kültürü başlığında (Yemek ve içmek konsepti altında) her ülkenin kendine özgü bir yemek ve yanında onu tamamlayan kendi şarabı çok yaşanılan bir tercihtir. Bu yemek ve içki o ülkenin kültürünün önemli bir yansımasıdır ve turistler bir ülkeye gittiğinde küçük ev yapımı şarapları tatmayı tercih eder. Büyük profesyonel fabrikalardan çıkan endüstriyel ürünler de vardır ve onlar da kalitelidir. Ama her balkonda şarap bulabileceğiniz küçük işletmelerin olduğu yerler de vardır. Bu kültür çok fazla çeşitlilik içerir. Bebeklikten şarapla tanıştığınız ve erken yaşlarda aile sofralarında kullanmaya başladığınız kültürel değerlere sahip ülkeler de vardır. Kıbrıs için de şarap çok önemlidir çünkü bu konular (şarap üretimi ve kullanımı) Akdeniz ve çevresinde başladı. Bu bölgenin şarap üretimi için doğal olması, üzüm yetişmesi için iyi şartlar taşıması, sulak bir alan olması, rüzgarlı, vadiler vs. olması binlerce yıl öncesinden insanoğlunu şarap üretmeye yöneltti. İnsanlar su kıtlığı olduğu dönemlerde şarap üretip su yerine tükettiler.

“Kuzey Kıbrıs'ta en çok ziyaret edilen şarap alanı olduğumuza ve bir çekim merkezi oluşturduğumuza inanıyorum”

Şarabın kutsal bir yanı da yok mu Akdeniz havzasında?

Gold: Evet vardır. Osmanlı döneminde her ne kadar şarap kullanımı baskılansa da daha sonrasında bu geleneklerimizin içine nüfuz etmiş bir meseledir. Günümüzde ise bu önemli kültürel değer tekrar yükseliştedir ve hak ettiği değeri görüyor. Biz de yerel bir işletme olarak bu şarapların dünya standartlarında üretimi ve satışı için büyük bir gayret gösteriyoruz. Sanıyorum şaraplarımız bu kültürün içerisinde yerini çok güzel bir şekilde alıyor. Yerli insanların bu kültüre ilgisi her geçen gün artıyor ve bu bizleri çok mutlu ediyor. Turistik olarak Kuzey Kıbrıs'ta en çok ziyaret edilen şarap alanı olduğumuza ve bu konuda bir çekim merkezi oluşturduğumuza inanıyorum.

“En güzel şey milliyeti ne olursa olsun şarabın ve bu kültürün insanları güzel bir ortamda buluşturmasıdır”

Ülkemizde bu Şarap Kültürü meselesinin kullanıcı/alıcı/müşteri ayağını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2017’de ilk ürün yılımızdı ve daha çok yurtdışından şarabı bilen insanlar geldi. Yerli olarak daha çok ilginç yerler görmeyi ve kalmayı tercih eden kişiler geliyor ve burada gerçekten farklı bir atmosfer bulabiliyor. Biz her türlü hizmette bu kültürü dengeleyerek ve destekleyerek sürdürmeyi hedefliyoruz. Örneğin Etel Wine Bar’da hem yerli hem de uluslararası sanatçılara yer veriyoruz. Pandemi döneminde uçuşlar durmuştu ve bizler de  hükümetin kısıtlamalarına uyarak zaman zaman tamamen kapandık zaman zaman da tedbirler alarak hizmet verdik. O dönemde yerli müşteri sayımızda artış oldu ve kapanmaktan bunalan insanlar farklı bir ortam için buraya gelerek konakladı.  Bu dönem bizim yerli insanlara kendimizi tanıtmamız adına bir dönüm noktası oldu.  Buraya birçok milletten insan geliyor ama en güzel şey milliyeti ne olursa olsun şarabın ve bu kültürün insanları güzel bir ortamda buluşturmasıdır. Milliyeti ne olursa olsun, dili ne olursa olsun, şarabı çok iyi biliyor veya hiç bilmiyor ve tanışmak istiyor olsun bizler gelen müşterilerimize rehberlik yapıyoruz ve onları bu kaliteli şaraplar ile tanıştırıyoruz, kaynaştırıyoruz. Biz bu kültürü Kuzey Kıbrıs’ta Ilgaz bölgesinde inşa ediyoruz.

Etel Şarapçılığa dönecek olursak siz bu projenin baş karakterlerinden birisin ve bu yolculuğu üzerine koyarak başarıyla sürdürüyorsun…

Şaraphane ve bağcılık konusunda kesinlikle öyle. Başından sonuna süreçlerimiz çok hassasiyet istiyor. Dikkatli, disiplinli ve ekip çalışması içinde bir üretim sürecini takip etmeniz gerekiyor. Bağları kurmak ve dikimden bağbozumuna, fermentasyondan şişelemeye kadar çok geniş ve uzun bir işlemler bütünü sonrasında bir ürün ortaya çıkıyor.

“40 hektarlık alanda bağcılık yapıyor, 8 farklı çeşit üzüm yetiştiriyoruz"

Hangi tür üzümler ekiyorsunuz, kaç çeşit şarap üretiyorsunuz?

Burada 8 farklı çeşit üzüm yetiştiriyoruz. 40 hektarlık alanda bağcılık yapıyoruz. 2017-18 sezonundaki Syrah ve Petit Verdot çeşitlerinden üretilen ürünlerimiz 2 ödül kazanmıştı. İlk yıl ürününden gelen bu ödüller bizi çok motive etti, mutlu etti.
Kırmızı olarak Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, Syrah, Petit Verdot, Merlot, Grenache Whites- Chenin Blanc ve Sauvignon Blanc yetiştiriyoruz. Sevgi dolu, iyi niyetle, umut dolu şaraplar yapıyoruz ve daha iyileri için de uğraşıyoruz. 2017’de bağlar çok çok gençti ve bağlardan % 25 verim alırken bugün % 100 verime ulaştık. Genç üzümlerin hasatından sonra yapılan şarapları büyük varellere koyup yaş almalarını sağlıyoruz. Bir yıldan sonra çıkarıp tadım yaparak nasıl bir çeşit olduğuna karar verip(renkler vererek) ilerliyoruz. Renkler vererek harmanlama işine geçiyoruz. Etiketleme işiyle beraber birçok farklı şarap çeşidi tüketiciye sunulma aşamasına geliyor. Bizim Gillham Red temel giriş şarabımızdır ve günlük kullandığımız bir şarabımızdır ama piramitte yukarıya çıktıkça farklı türde, yapıda ve fiyatta çeşitler de bulunabiliyor.

Gillham Şarap Kültürü’nün ve Şarapcılığın tanıtımında “Her bağ özeldir, her bağbozumu/ mahsul tektir ve her şarap kendince farklıdır.” cümlesi dikkatimi çekti. Bunun anlamını bir şarap yapıcısından dinlemek isterim.

Gold: Şarap yapımı bir Coca-Cola yapımı değildir. Ne bir tarifi vardır ne de bir ürün diğerine benzer. Mayıs ayı sonundayız ve yağmurlu bir günde konuşuyoruz. Bu hava şartları benim için bir önceki yıla göre yeni bir şeydir. Bu da bu yılki şarabın eşsiz ve kendine özel olacağına işarettir. Burada benim görevim tüm bu iç ve dış faktörleri harmanlayarak aynı kalitede ve aynı çeşitlilikte ürünler üretmektir. Ben değişiyorum, insanlar değişiyor, şarap üretim şartları değişiyor ama hedef aynı kalitede sürdürülebilir ürünler üretmektir. Tabi ki yenilikler, ilerlemeler ve masaya yeni ürünler koymak da kafamızda her zaman olan şeylerdir ve bunun için de uğraşıyoruz.

Şarap üretim ve şarapçılık yanında birçok aktiviteyi de beraberinde getiriyor ve dışarıdan baktığınızda bunlar birbirini tamamlıyor. Tanıtım turları, tadım etkinliği, dersler, Etel Wine Festival, bağbozumu turları vs. bunların bazıları. Bunun için de farklı bölümlerin senkronize çalışması gerekiyor değil mi?

Wine Culture Turism Center bizim turizmle ilgili bölümümüzdür. Farklı etkinliklerle şarabı, şarapçılığı anlatıyoruz, şarap rehberlerimiz ile turlar düzenliyoruz, farklı tadım etkinlikleri düzenliyoruz ve buradan satışını da yapıyoruz. Biz şarabın piyasaya satışını yapmıyoruz. Şarapçılığa büyük iş piyasası gözüyle bakmıyoruz. Çok az olarak hotel, restoran gibi yerlere veriyoruz. Evet sizin de en çok ilgilendiğiniz Etel Wine Festival ise sanatla şarabın çok güzel bir buluşması oluyor. Uluslararası ve Kıbrıstan önemli isimler ile burada farklı yoğun eğlenceli günler yaşanıyor. Tabi ki şarabımız tanındıkça yurtdışından da talepler geliyor. Belki ileriki yıllarda güvenilir partnerlerle bazı marketler açacağız. Bildiğiniz gibi Kuzey Kıbrıs’tan dünyaya bir şey ihraç etmekte sıkıntılar var, özellikle bu alkol ise daha da zor bir durum oluşuyor. Tüm bunlar bir süreç.

 

“Derslerin de verileceği küçük bir şarap okulu açma düşüncemiz var”

Kendinizi nasıl geliştiriyorsunuz?
Gold: Dünyadaki gelişmeleri takip ediyoruz. İşletme olarak kalitemizi hep yukarda tutuyoruz. Şarapçılık ve Şarap Merkezi’nde toplam 8 kişi çalışıyor. Kendimizi eğitiyoruz, geliştiriyoruz. Birçok yenilik düşüncemiz var. Birkaç ay önce bağda şarap, peynir, meyveli piknik sepeti ile piknik yapma etkinliğini ekledik. Derslerin de verileceği küçük bir şarap okulu da açma düşüncemiz var.

 

“Bizde de Güney Kıbrıs'ta olana benzer bir şarap turizmi yapılabilir”

Gelecekle ilgili planlarınız, hedefleriniz nelerdir?

Gold: Kuzey Kıbrıs’ın öncü profesyonel şarap üreticisi olarak bu bayrağı taşıyoruz ve taşımaya devam edeceğiz. Güney Kıbrıs'ta birçok şaraphane var ve bunlar turizmin oldukça içinde yer alıyorlar, devlet, turizm şirketleri ve şaraphane işletmeleri birlikte ve işbirliği içinde hareket ederek ülkeye gelen turistleri bu tesislere götürüyorlar ve bu hem ekonomik hem de kültürel olarak turizme büyük bir katkı sağlıyor. Bizde de buna benzer bir şarap turizmi yapılabilir. Uluslararası üzüm çeşitlerimiz var ama bu yıl yerel üzümlerden de üretim yapmak için ek yeni bir bağ ekimi yapıyoruz. Ülkede kültürel şarap turizmi yapılabilmesi için daha fazla ve büyük şarap üreticileri olması gerekiyor. Biz uluslararası platformda kendimizi hem Etel Şarapçılık olarak hem de Kuzey Kıbrıs şarabı diye tanıtıyoruz.

“International Wine Challenge 2023’de “Commended Wine Winner” ödülünü kazandık. Uluslararası haritada Kuzey Kıbrıs’ta Etel Winery adlı bir nokta da var artık.”

Finalde de aldığınız ödülü konuşalım lütfen…

Gold: Bu tür uluslararası yarışmaların önemli olduğunu düşünüyoruz. Buraya bir kayıt parası ödeyerek katılıyorsunuz. Londrada yapılan “International Wine Challenge 2023”, 63 ülkeden binlerce şarap örnekleriyle kişi/şirketlerin katıldığı dünya çapında önemli bir yarışmadır. Uluslararası ustalardan oluşan bir juri ekibi tarafından bir hafta boyunca zorlu bir değerlendirmeden, sınavdan geçiyorsunuz. Buraya Etel Primus 2017 ve Primus 2018 şaraplarımızla katıldık ve “Commended Wine Winner” ödülünü kazandık. Bu iyi bir iş yapıyorsunuz, iyi bir şarap üretiyorsunuz ve şarap tüketicilerine öneriliyor anlamına geliyor. Bizim için bu ödül bunlardan fazlasıdır. Kuzey Kıbrısta kurulmuş bir şarap şirketi olarak uluslararası platforma çıkmak ve ödül de almak çok önemli. Birçok insan orası tanınmamış bir yer, yoktur vs.vs. gibi yorumlarda bulunuyor ama bizim şaraplarımız gerçek ve uluslararası yarışmada ödül de alıyor.Bu ülke adına da gurur duyulması gereken bir ödüldür. Uluslararası haritada Kuzey Kıbrıs’ta Etel Winery adlı bir nokta da var artık. 

“Yerli şarap üretimimiz yoktu ama bu yıl bunun için de adım attık”

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Gold: Bu ödül bizler için büyük bir motivasyon yarattı. Uluslararası Yarışmalara katılmaya devam edeceğiz. Etel şarabı dünyada ne kadar tanınırsa bu ülkenin tanıtımına da o ölçüde katkı yapacaktır. Yerli şarap üretimimiz yoktu ama bu yıl bu konuda da adım attık ve Güney Kıbrıs’tan getirdiğimiz Öküzgözü ve birkaç çeşidi daha ekeceğiz. Ürün almamız 4 yılı bulur ama bir yerden başlayacağız. Günlük bazda da şarapçılık materyallerimizi çoğaltacağımız bir düzenek (altyapı) düşünüyoruz.

Yaşam Haberleri