Jürgen Habermas

Jürgen Habermas


Cansu Nazlı
cansunazli@yahoo.com

“Bir vakitler aleniyetin, monarkların gizlilik politikasına karşı kabul ettirilmesi için uğraşmak gerekmişti:  Aleniyet, şahsı veya meseleyi kamusal akıl yürütmeye tabi tutuyor ve siyasal kararları kamu oyu mercii önünde değiştirilebilir kılıyordu. Bugünse tersine aleniyet, çıkar sahiplerinin gizlilik politikası aracılığıyla hayata geçiriliyor: Bir şahsa veya meseleye kamusal prestij temin ediyor ve böylece kamusal-olmayan bir oy ve görüş ortamında destek bulabilmesini sağlıyor. “Kamu oyu çalışması” kelimesi bile, bir vakitler temsilcilerinin konumuyla birlikte verili olan ve sürekliliği sağlam bir geleneğin simgeselliği ile güvencelenmiş bulunan kamusallığın, artık ancak gerektikçe ve vakadan vakaya imal edilmesi gerektiğini ele veriyor. Bugün özdeşleşme vesilelerinin yaratılması gerekiyor-  kamusallık “yapılmalıdır”, artık kendiliğinden “olan” bir şey değildir o.
Bu aleniyet, tüketici davranışlarını belirlemenin ötesinde, siyasal bir baskıya da yarar. Çünkü gerektiğinde plebisiter biçimde tanımlanmış bir desteğe çevrilebilecek, telaffuz edilmemiş bir tasvibe amadelik potansiyelini seferber eder. Böylelikle yeni kamusallık, burjuva kamusuyla, ancak onun meşrulaştırıcı kurumsal biçimleri devrede olduğu ölçüde ilintili kalır; gösterisel aleniyet de, ancak potansiyel seçmen tercihlerinden müteşekkil bir sermayeyi inanılır kılabildiği veya sahiden tahsil ettirebildiği ölçüde siyasal etkililik kazanır. “Tahsilatın” yapılması ise partilerin işidir artık. Bu işlev değişimi siyasal işlev gören kamusallığı tümüyle teslim alır: Kamusal topluluğun (umumun), partilerin ve parlamentonun merkezi ilişkileri de buna tabidir.”  J. Habermas, Kamusallığın Yapısal Dönüşümü

Dergiler Haberleri