“İrlanda’da bir kez daha anladık ki ana hedef kapsamlı çözüm olmalı”

CTP Genel Sekreteri Akansoy, Kıbrıs’ın kuzey ve güneyinden siyasi partilerin, “Good Friday” anlaşmasının 25. yıldönümünde İrlanda’da gerçekleştirdikleri çalışmaların detaylarını YENİDÜZEN’e anlattı.

Ertuğrul SENOVA

Kıbrıs’ın hem kuzey hem de güneyinden siyasi parti temsilcileri, İralanda’da 25 yıl önce imzalanan ve İRA’nın silah bırakıp mücadelesini sivil politikaya yöneltmesiyle sonuçlanan “Good Friday” anlaşmasının yıldönümünde Dublin ve Belfast kentlerinde temaslarda bulundu, “barış inşası” sürecini gözlemledi.

Kıbrıs Diyalog Formu tarafından 6 – 11 Kasım tarihleri arasında düzenlenen programa; CTP’den Genel Sekreter ve Milletvekili Asım Akansoy ve Dışilişkiler Sekreteri, Milletvekili Fikri Toros, UBP’den Genel Sekreter ve Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ile Mustafa Akbilen, DP’den Genel Sekreter ve Milletvekili Serhat Akpınar ve Ekonomi ve Dış ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı Salih Çeliker. HP’den Parti Başkanı, eski müzakereci Kudret Özersay ve Ahmet Tokatlıoğlu yanı sıra eski müzakereci, CTP eski Milletvekili ve eski Dışişleri Bakanı Özdil Nami katılım gösterirken, güneyinden ise AKEL, DİSİ, Yeşiller, DEPA temsilcilerinin yanı sıra eski müzakereci Andreas Mavroyannis, AKEL Merkez Yönetim Kurulu üyesi müzakereci Tombazos Çelebis katılım gösterdi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy, söz konusu ziyaret kapsamında gerçekleştirdikleri temaslar ile İrlanda’daki barış inşası sürecindeki “ara anlaşmanın” avantaj / dezavantajlarını Kıbrıs sorunu perspektifinden okuyarak YENİDÜZEN’e anlattı.

25 yıl önce imzalanan “Good Friday” (Hayırlı Cuma) anlaşması çevresinde yoğun bir çalışma gerçekleştiğini anlatan Akansoy, “Anlaşmanın hangi tarihsel bağlamda ve aşamalardan geçerek imzalandığı, yaşanan müzakere süreci ile hangi sosyo – kültürel zeminde gündeme geldiği, imzalandıktan sonra nelerin yaşandığı, anlaşmanın yeterliliği, sıkıntıları ile barış inşa süreci ve güncel durum gibi konular incelendi. 25 yıl önce müzakerelerde yer alan İrlandalı Diplomat ve İrlanda Başkanlık ofisi görevlilerinden Tim O’Connor, süreci tüm ayrıntıları ile aktardı.” dedi.

İlk olarak Dublin’de müzakere süreciyle ilgili yaşananları, zorlukları, beklentilerin nasıl aşıldığını, yaratıcı fikirlerin nasıl geliştirildiğini ve nasıl bir müzakere tekniği kullanıldığının aktarıldığını anlatan Akansoy,  soru üzerine; program süresince Kıbrıs sorunuyla ilgili resmi bir gündemin yer almadığını aktardı.

 

“Ana hedef, birleşmiş bir toplumsal düzenin birlikte kurulması, inşa edilmesidir”

Daha sonra önce Armagh ve sonra da Belfast programına geçildiğini anlatan Akansoy, şöyle devam etti:

“Armagh kasabası, imzalanan anlaşmanın yönetildiği Kuzey/Güney Bakanlık Konseyinde toplantılar yapıldı.

Burada, üç boyutlu bir planlama var. Biri Kuzey İrlanda içerisindeki ilişkileri (Cumhuriyetçi-Republican-Katolikler/İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmeyi öngörenler ile Birleşmeci-Unionist-Protestanlar/mevcut durumu yani Birleşik Krallığın parçası olarak kalmak isteyenler) kurumsal olarak yönetecek yapının nasıl kurulacağı ve kararların nasıl alınacağını belirleyen boyut, biri Kuzey ile Güney arasındaki ilişkiler, diğeri de İrlanda Cumhuriyeti ve İngiltere arasındaki ilişkilerin yapılandırılması. Bu yapıda, anlaşmanın hayata geçmesi için, ilgili tüm taraflara düşen sorumlulukların yanında, taraflar arası ekonomik, ticari, sosyal ilişkiyi ele alan, bunları yapılandırarak ileriye taşıyan, belirlenmiş ve hayata dair tüm konu başlıklarını kapsayan bir çerçeve içerisinde birlikte çalışma yapılmaktadır. Tüm taraflara düşen sorumluluklar gerekli toplantılarla ileriye taşınmaktadır. Ana hedef, birleşmiş bir toplumsal düzenin birlikte kurulması, inşa edilmesidir.”

“Belfast’ta hem Meclise gidildi ve Meclis Başkanı Alex Maskey ile görüşüldü, sunuşu dinlendi. Ardından eğitim ve tarih alanlarındaki projeleri yöneten kişilerle görüşüldü. Bunun yanında dönemin siyasi aktörleriyle bir aya gelindi. 25 yıl önce anlaşmada taraf olarak görev alan Cumhuriyetçi ve Birlikçi yani birleşmeden yana olan ve olmayan kişilerle bir araya gelindi. Deneyimleri konuşuldu. Varılan anlaşmadan dolayı ne ölçüde tatminler, süreç nasıl gelişti, toplumun tavrı ne, beklentileri karşılandı mı? Bundan sonra ne olacak? Bu soruların yanıtları verildi.”

“Herkes kanın dökülmemesinden memnun ancak toplumlar arası ilişkilerde sorunlar çözülmüş değil”

25 yıl öncenin siyasiler yanında, güncel gelişmeler de ele alınarak, bugün Parlamentoda görev yapan SINN FEIN, DUP, ALLIANCE, ULSTER UNIONIST PARTI ve SDLP Parti Milletvekilleri ile de ayrı ayrı görüşüldü.

Söz konusu anlaşmanın bir ara anlaşma olduğunu, Kıbrıs sorunu perspektifinden bakıldığını “kapsamlı çözüm” olmadığını vurgulayan Akansoy, “Kuzey İrlanda için kapsamlı çözüme ulaşmak ve taşları yerli yerine oturtup, İrlandalıların kendi kendilerini yönetecekleri bir düzen için yeni bir anayasa değişikliği gerekiyor. 25 yıl öce imzalanan anlaşmaya göre eğer halkın çoğunluğu referandum ile yeni bir anayasal düzen kurabilir.  Bugün ara anlaşmanın çeşitli unsurları hayata geçirilmeye çalışılıyor ancak ciddi zorluklar var. Elbette herkes kanın dökülmemesinden memnun ancak toplumlar arası ilişkilerde sorunlar çözülmüş değil. Dolayısıyla kendi içinde zorluklar olan bir durum var. ” dedi.

“En önemlisi, 25 yıl önce yapılan anlaşmayla, IRA silahını bıraktı”

Anlaşmayla ilgili “bugün için yeterli ancak siyasi ve hukuki bağlamda eksik” olduğunu söyleyen Akansoy, “Benim gözlemlerim ve anladığım; 25 yıl önce varılan mutabakata bağlı kurumsal yapı ve çalışmalar devam ettiği sürece toplumlar arası yakınlaşma kendini gösterecek ve bu dinamizm yeni bir anayasayı getirecek” şeklinde konuştu.

Akansoy, “İrlanda’daki yetkililerin Kıbrıs sorununa bakış açısının ne olduğuna” ilişkin soru üzerine, “Böyle bir tartışma içine girmedik. Daha çok kendi deneyimleri üzerinde duruldu. Genel anlamda bizimle kıyaslandığında, bir barış sürecinin kurumsal şekilde nasıl devam ettiği, ara anlaşmanın ne işe yaradığı, kapsamlı çözümle arasındaki farkı çok iyi şekilde konuştuk” dedi.

“En önemlisi, 25 yıl önce yapılan anlaşmayla, IRA silahını bıraktı, bir siyasi oluşum olarak kapasiteyi sivil siyasete entegre etti” diyen Akansoy, İrlanda’da, Kıbrıs’taki iki toplumlu komitelerin ötesinde, “alınan kararların hükümetler nezdinde uygulamaya konduğu” Konseyin varlığından bahsetti:

“3 boyutlu bir planlama var. Biri kurumsal yapı, biri Kuzey ile Güney arasındaki ilişkiler, diğeri de Kuzey ile İngiltere arasındaki ilişkilerin yapılandırılması.”

Yapılan ara anlaşmayla ilgili Akansoy, “Bize çok net şekilde gösteriyor ki, herhangi bir ara anlaşma, kapsamlı çözüme entegre olmadığı zaman sürüncemede kalıyor ve sıkıntılar barındırıyor. Orada yaşanan, 25 yıl önce imzalanan anlaşma, aslında ilk günden kapsamlı bir çözüme entegre olması gerekiyordu. Böylece bir anlam taşıyabilirdi. Ama bölgenin sosyo – kültürel ve tarihsel yapısı bunu doğurmadı. Başka bir şey doğurdu. Bu kapsamda, aslında Kuzey İrlanda’daki çeşitli kesimlerde bugün bir hedefsizlik, boşluk olduğunu görebiliyoruz. Bir süreç var ama bu süreç nereye bağlanacak? Bu konuda ciddi soru işaretleri var” dedi.

 

“İrlanda örneği gösteriyor ki ara anlaşma kapsamlı çözüme entegre olmalı”

Kıbrıs sorununa ilişkin müzakere sürecinin önemli maddelerinden birinin “her konuda anlaşılmadan, hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmaz” maddesi olduğunu anımsatan Akansoy, “bu bizde kapsamlı çözümü zorlayan bir maddedir. Bu maddenin kenara çekilmesi, ara anlaşmalara gidilmesi yönünde çeşitli önerler ve görüşler ifade ediliyor. Ama İrlanda örneği gösteriyor ki ara anlaşma çok güçlü şekilde kapsamlı çözüme dönüşüme entegre olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Ara anlaşmanın Kıbrıs’ta da tartışıldığı dönemler oldu” diyen Akansoy, “Ara anlaşmaların da ciddi zorluklar içerebileceğini gördük. Ana hedefin hiç sapmadan kapsamlı çözüm olması gerektiğini İrlanda’da bir kez daha anlamış olduk” dedi.

Akansoy son olarak, “Kıbrıs Diyalog Formu çok başarılı bir çalışma gerçekleştirmiş ve Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum siyasi partilerini hem bir araya getirmiş hem de çok güçlü bir programa dahil etmiştir. Bu bağlamda Erbay Akansoy, Maria Zeniou  ve Sotos Ktoris’e CTP olarak çok teşekkür ederiz.” diye ekledi.

Röportaj Haberleri