HP köy ziyaretlerine başladı

Halkın Partisi yetkilileri Sipahi ve Erenköy’ü ziyaret etti

 

Halkın Partisi yetkilileri, Sipahi ve Erenköy’e giderek vatandaşın sorunlarını dinledi ve sorularını yanıtladı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, bu ziyaretlerde konuşma yapan HP geçici Başkanı Kudret Özersay, bölgedeki en önemli sorunlardan olan işsizliğin önlenmesi ve vatandaşların yaşadıkları topraklarda kök salmalarının önemine değindi.

Özersay, “Yıllarca buralarda bir belirsizlik havası estirildi. Özellikle siyasiler sürekli olarak bir belirsizlik tablosu çizdi. Oysa yapılması gereken şey çözüm olacaksa, o gün gelinceye değin vatandaşların sorunlarını çözüp, oralarda kökleşmelerini sağlamak, belirsizlik ortamını ortadan kaldırmaktır” dedi.

Kudret Özersayi şöyle devam etti:“Halkın Partisi bir yandan bölgedeki otellerde çalışma hayatının kurallarının uygulanmasını mümkün kılıp o bölgenin gençlerinin istihdam edilmesini zorunlu olarak hayata geçirecek, diğer yandansa gerekli planlamayı yaparak o bölgeye uygun üretim yapılmasında öncülük edecek. Artık akılcı olmayan bitki ve hayvan türleri yerine gerek iç piyasa gerekse dış Pazar bulmanın mümkün olduğu türlere geçilmeli. Ama burada kritik nokta devletin teşvik vermesinden ziyade teknik destekle bu üretimin profesyonel şekilde hayata geçirilmesi ve yine devletin de yardımıyla gerek içeride gerekse yurt dışında pazar bulunmasının kolaylaştırmasıdır”

Özersay bir yandan tarihi eser kalıntıları nedeniyle sit alanı ilan edilen arazilerin, diğer yandansa emirname ile geliştirilmesi yasaklanan malların ciddi bir mağduriyet yarattığını söyledi. Göreve gelmeleri halinde siyasiler eliyle yaratılan bu mağduriyeti gidereceklerini vurgulayan Özersay, bu bağlamda tarihi eserlerden ya da doğadan vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.

Kudret Özersay şöyle devam etti:

“Devletseniz, hukuk devletiyseniz, bu taşınmazları vatandaşa verdikten sonra yarattığınız değer kaybı (emirname yayınlayarak ya da sonradan sit alanı ilan ederek) sizin sorumluluğunuz olmalıdır. Vatandaşın bu kaybının giderilmesi gerekir. Bunu ya alternatif bir mal vererek ya da tazminat yoluyla gidermelisiniz. Biz bunu yapacağız. Üstelik de bu, bazı açılardan belediyelerin gelir kaynaklarını artırmak için öngördüğümüz şerefiye vergisinin mantığı ile örtüşmektedir. Kendi işlemi ile bir malın değerinin artmasına neden olan kamu otoritesi nasıl ki bunun için ilave bir vergi alabilir, yine kendi işlemi ile mağduriyet ya da malda değer kaybı yaratmış olan kamu otoritesi bu mağduriyeti gidermekle yükümlüdür. Bunun için vatandaşlara dilersen mahkemeye git demek yerine, insanları o şekilde yıldırmak yerine, bu süreçleri beklemeden devlet adım atmalıdır. Biz bu adımı, devletin dava edilmesini beklemeden atacağız. Zaman zaman gerek sit alanları içerisinde gerekse emirname bölgeleri içerisinde bazı şahıslara istisnalar yaratıldığını, yani partizanlık ve kayırmacılık yapıldığını ve inşaat izni verildiğini biliyoruz. Bu konularda da hesap soracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu şekilde rant sağlayanlar olduğu çok aşikardır”

Özersay, son günlerde Sayıştay raporlarına da yansıyan belediyelerdeki usulsüz harcama iddialarına da değindi. Çzersay konuyla ilgili şunları söyledi:

“Neredeyse her kurumdan kötü kokular geliyor, partizanlık ülke yöneticilerinin ve özellikle siyasilerin iliklerine kadar işlemiş durumda. Partizanlık bu halka ihanettir. Bir belediyede usulsüzlük yapılıp, bu durum Sayıştay raporunda tespit edildiğinde, uzun yıllar kimse ceza almadığı için diğer belediyelerde de usulsüzlük yapılmasında kimse bir sakınca görmüyor. Bu, olabilecek bir şey değildir. İhale gerektiren durumda yüzlerce işi ihalesiz yaparsanız orada keyfilik, orada usulsüzlük ve potansiyel bir yolsuzluk var demektir. Usulsüzlük çoğu zaman kamu kaynaklarının birilerine haksız yere verilmesi ve kamunun da genel anlamda memleketin de çökertilmesi demektir”

(tak)

Siyaset Haberleri