“Hayat pahalılığı arttı, aslında bütçe küçüldü”

YENİDÜZEN’e konuşan KTAMS Genel Sekreteri Devrim Barçın, UBP-HP Hükümeti’nin hazırladığı 2020 Bütçe Yasa Tasarısı’nı yorumladı

Fayka Arseven Kişi

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Genel Sekreteri Devrim Barçın, UBP-HP hükümetinin hazırladığı 2020 Bütçe Yasa Tasarısı’nın, hükümetin hedefleri ile uyuşmadığını vurguladı.

Barçın, “UBP ve HP bütçesi rakamsal olarak belki artıyor ama enflasyonun 10.71 iken yüzde 6.11’lik artış reel anlamda aslında bütçemizin küçüldüğü anlamına geliyor. O nedenle ilk tespitin UBP-HP’nin hazırladığı bütçe küçülecektir. Bütçenin küçülmesi demek ülkedeki tüm ekonomik işbirliği ağlarının daralması demektir” dedi.

KTAMS Genel Sekreteri Devrim Barçın, YENİDÜZEN’in sorularını yanıtladı, 2020 Bütçe Yasa Tasarısı’nın öne çıkan kalemlerini yorumladı.

  • YENİDÜZEN: 2020 Bütçe Tasarısı ile ilgili ilk değerlendirmeniz nedir?
  • Devrim BARÇIN: Bütçe, bir yasa tasarısı olarak hükümet tarafından hazırlanır. Normal bir yasa tasarısı gibi Bakanlar Kurulu’ndan geçirilir. Meclis’te ön görülen sürede onaylanarak, yürürlüğe girer. Bütçe, onaylanan yılın öngörüsünü yapar. Gelir ve giderler konusunda Maliye Bakanlığı uzmanları bütçede öngörüde bulunur.  Eğer bu öngörülerinde de bir değişme olursa bütçede değişiklik yapmak için de tekrardan Meclis’e yasa tasarısı sunulur ve Meclis’ten tekrar onaylanır.
    2018’de 4’lü hükümet döneminde 2019 bütçesi Anayasa süreleri zarfında uygulandı, yürürlüğe girdi, gelir ve giderlerdeki artış öngörüsünden dolayı da 9 Nisan 2019 tarihinde Meclis’te yapılan oylamayla 2019 bütçesi tadil edildi.

“2019 yılında tadil edilen bütçe sonrası bütçemiz 8 milyar 306 milyon 200 bin TL olarak öngörüldü. UBP-HP’nin yaptığı bütçe tasarısında ise öngörülen rakam 8 milyar 814 milyon TL’dir. Yani 2019 tadil bütçesinden sonra 2020 bütçesinde öngörülen artış oranı yüzde 6.11’dir.”

Hükümet değişikliği sonrası UBP-HP 2020 bütçe yasa tasarısı hazırladı. Bu tasarı 31 Ekim tarihinde Meclis’e sevk edildi.
Bütçe şu anlamıyla çok önemlidir; ilgili hükümetin siyasetten ve ekonomik anlamda vatandaşa, sermayeye, kamu çalışanına ve bu ülkede yaşayan herkese bakışını bir projeksiyon olarak önümüze koyan bir yasasıdır. Dolayısıyla bütçelerdeki rakamlar çok teknik gözükse de aslında hükümetlerin vatandaşa nasıl baktığını gösterir.

 “UBP ve HP bütçesi rakamsal olarak belki artıyor ama enflasyonun 10.71 iken, bütçede yüzde 6.11’lik artış reel anlamda aslında bütçemizin küçüldüğü anlamına geliyor.”

2019 yılında tadil edilen bütçe sonrası bütçemiz 8 milyar 306 milyon 200 bin TL olarak öngörüldü. UBP-HP’nin yaptığı bütçe tasarısında ise öngörülen rakam 8 milyar 814 milyon TL’dir. Yani 2019 tadil bütçesinden sonra 2020 bütçesinde öngörülen artış oranı yüzde 6.11’dir. Ama şuan 10 aylık hayat pahalılığı ise yüzde 10.71’dir. Dolayısıyla UBP ve HP bütçesi rakamsal olarak belki artıyor ama enflasyonun 10.71 iken yüzde 6.11’lik artış reel anlamda aslında bütçemizin küçüldüğü anlamına geliyor. O nedenle ilk tespitin UBP-HP’nin hazırladığı bütçe küçülecektir. Bütçenin küçülmesi demek ülkedeki tüm ekonomik işbirliği ağlarının daralması demektir.

 “Ya hükümetler gelirlerini büyük ihtimalle Türkiye’den para almak için gizleme çabası içerisindedirler. Ya da bilimsellikten uzak bir bütçe hazırlayan bir maliye bürokrasisi vardır. Bunun başka cevabı olamaz.”

  • YENİDÜZEN: Bütçede böyle bir daralmanın sebebi sizce nedir?
  • Devrim BARÇIN: Maliye Bakanlığı’nın rakamları nereye göre öngördüğünü benim bilmem mümkün değil. Ancak bu ülkedeki bütçe hazırlanma sürecinde 2019 bütçesini hazırlayan bürokrat yapısıyla 2020 bütçesini hazırlayan bürokrat yapısı aynıdır.
    Çok ilginç bir örnek vermek isterim; bu hazırlanan bütçelerdeki rakamların nasıl yıl içinde değişebileceğini gösteriyor. 2019 bütçesi hazırlanırken, kurumlar vergisi 268 milyon 200 bin olarak öngörüldü. Sonra bunun artacağı öngörülmüş ve Nisan’da yapılan tadilat bütçesinde bunu 10 milyon TL artırarak, 278 milyon 200 bin TL olacağı öngörüsü yapıldı.  Maliye Bakanlığı sitesinde gerçekleşen gelir ve gider tablolarını yayınlar. Bu kalemde 2019’daki 9 aylık rakam 346 milyon 547 bindir. Böylesi bir öngörüden yoksun bütçe hazırlama hangi tekniğe göre yapılır çok merak ederim.
    Burada hükümetler gelirlerini büyük ihtimalle Türkiye’den para almak için gizleme çabası içerisindedirler. Onun yorumu ya budur ya da bilimsellikten uzak bir bütçe hazırlayan bir maliye bürokrasisi vardır. Bunun başka cevabı olamaz.

 “2020 bütçesi diyor ki; devlet döner sermaye gelirleri 2019 bütçesine göre yüzde 14 azalacak. Yani burada aslında hükümet özelleştirmenin yolunu açmak istiyor.”

  • YENİDÜZEN: Bütçeyi kalem kalem inceleme fırsatınız olmuştur. Nedir tespitleriniz?
  • Devrim BARÇIN: Bütçe hükümetlerin, hayata, topluma, ekonomiye nasıl baktığını gösterir. Bir Örneğin; bizim ülkemizde döner sermaye gelirleri var. Tarım Bakanlığı bünyesinde döner sermayeden gelir elde etme noktasında ekonomi politikasını da belirleyen o kurumların başına siyaseten atanan kişilerdir. Şimdi 2020 bütçesi diyor ki; devlet döner sermaye gelirleri 2019 bütçesine göre yüzde 14 azalacak. Yani burada aslında hükümet özelleştirmenin yolunu açmak istiyor. Dörtlü koalisyon döneminde döner sermaye geliri 6 milyon 800 bin iken tadilat bütçesinde 11 milyona çıkartılmış. Yani kamu mülkiyetinde ve yönetiminde olan bir işletmenin geliri tadilat bütçesiyle yüzde yüze yakın bir rakam arttırılıyor. Çünkü kamu yönetiminde toplumsal fayda öngören CTP Başbakanlığı ve Tarım Bakanlığı vardı. Ama şuan 2019’a göre yüzde 14 döner sermaye gelirinin azalması öngörülüyor. Bir işletmede bütçe hazırlarken, bir önceki yıla göre ‘yüzde 14 gelirlerim azalacak’ diye söyler misiniz? Söylerseniz, o işletmeyi kapatın dersiniz. Ki buraya daha enflasyonu da koymadık. Yüzde 14 azalış var bir de gerçekleşen enflasyon var. Yani yüzde 25’e yakın reel anlamda bir daralma var. Buradan soruyorum Maliye ve Tarım Bakanlığı neden döner sermaye gelirlerinin azalacağını öngörüyor?

 “Bir önceki hükümet 145 milyon 600 bin tapu harcı elde etmeyi öngörürken şu andaki UBP-HP hükümeti tapu harçlarından 112 milyon 400 bin TL gelir elde etmeyi öngörüyor.”

İnşaat sektörü bu ülkede gerek istihdam gerekse yan sektörleri anlamında ekonomide önemli bir role sahiptir. Bizim inşaatlar üzerinden satış yapılacağında gerek sıfır inşaatlarda gerekse 2’nci el mülkiyet değişikliğinde tapuya gidilir, harç ödenir. Bu harçlardan elde edilecek gelir 2019’a göre yüzde 22 azalması öngörülüyor. Bir önceki hükümet 145 milyon 600 bin tapu harcı elde etmeyi öngörürken şu andaki UBP-HP hükümeti tapu harçlarından 112 milyon 400 bin TL gelir elde etmeyi öngörüyor. Bu da demektir ki; ya tapu harçları düşürülecek ki bu yapılırsa şu söylenir; bu bütçe 500 milyon açıkla geçecekse tapu harçlarında indirime gidip açık vermenin ve bunun bedeli faizli borçlanmanın ne anlamı olur? Bütçenin açık verdiği bir noktada yüzde 22 indirim de yapmazsınız. İndirime gitmekten öte UBP-HP hükümeti inşaat sektöründeki bir krizi şimdiden öngörüyor. Hem ev satışlarında hem de 2’nci el emlak sektörü anlamında bir gelir azalması öngörüyor. Bu anlamda inşaat sektörünün 2020 içerisinde bütçeye göre ciddi bir krize gireceği öngörüldü.

“Bütçedeki rakamlar, turizm hedefiyle uyuşmuyor. Benim buradan okuduğum Ercan’ın gelirleri noktasında ya birilerine peşkeş çekiliyor ya da Turizm Bakanlığı’nın ortaya oyduğu hedefi Maliye Bakanlığı gerçekçi bulmuyor. Uçuşların ve bu ülkeye gelen turist sayısının daha da azalacağını öngörüyor.”

 “Hedef 2 milyon turist ama bütçede gelir azalıyor”

  • YENİDÜZEN: Turizm Bakanlığı 2 milyon turist hedefi koydu ancak bütçeye bu yansımadı sanırım. Bir anomalilik mi var?
  • Devrim BARÇIN: Ercan Havaalanı olayı çok ilginçtir. Ercan Havaalanı işletmesi özelleştirilmiştir. İşletmenin özelleştirilmesi sonrası Taşyapı’dan alınan para Ercan Havaalanı Özelleştirme Geliri olarak adlandırıldı. Bu 2018’den 2019’a geçeceğimiz döneminde Dörtlü Koalisyon Hükümeti’nde yaklaşık 70 milyon bu gelirin artacağı öngörüyorken, 2019’da bu gelir bir önceki yıla göre 70 milyon artış öngörülerek, 197 milyon olarak bütçeye konuldu. Bu hükümet ise 2020’de bunu sadece 200 milyon olarak öngörüyor. Sadece 3 milyon yani yüzde 3.33’e tekabül ediyor. Bunu anlamak mümkün değil. 2 milyon turist hedefi konduğu bir noktada 3.33 artış öngörüyor ama enflasyonda var 10.71, reel anlamda elde edeceğimiz gelir azalıyor.
    Devletin yine aldığı sivil havacılık yer hizmetleri geliri var. Bunun da 3 milyondan 3 milyon 100 bine çıkması öngörülüyor. Yine ortaya konan turizm hedefiyle uyuşmuyor. Benim buradan okuduğum Ercan’ın gelirleri noktasında birilerine peşkeş çekiliyor ya da Turizm Bakanlığı’nın ortaya oyduğu hedefi Maliye Bakanlığı gerçekçi bulmuyor. Uçuşların ve bu ülkeye gelen turist sayısının daha da azalacağını öngörüyor.

 “2019’da öngörülen kimlik kartını yenileyecek veya ilk kez alacak olanlardan elde edilecek gelir 2 buçuk milyon iken şu andaki öngörü 4 milyon 800 bindir. Bunun iki sonucu var; Ya ‘çok vatandaş yapacağız yeni kimlik kartı vereceğiz’ ya da yüzde yüz zam yapılacak”

 “Vatandaş mı yapılacak, yoksa yüzde yüz zam mı?”

  • YENİDÜZEN: Kimlik kartı harçlarındaki gelir artışı dikkat çekiyor. Bunun açıklaması nedir?
  • Devrim BARÇIN: Bu ülkede gidip kimlik kartını yenileyen yıllık ortalama sayı bütçeyi hazırlayanların elinde vardır. 2019’da öngörülen kimlik kartını yenileyecek veya ilk kez alacak olanlarından elde edilecek gelir 2 buçuk milyon iken şu andaki öngörü 4 milyon 800 bindir. Yani hükümet  bundan artı bir değer elde etmeyi öngörüyor. Bunun iki sonucu var; ‘ya çok vatandaş yapacağız yeni kimlik kartı vereceğiz’ ya da yenilecek olan kimliklerin rakamı ortalama bellidir. Bunu nasıl artırabilir yüzde yüz zam yaparak artırabilir.

 “Seyrüsefer harçlarından bir önceki yıla göre yüzde 33.52 bir artış öngörülüyor.  Ya af çıkartılıyor, ya da 2017’de yaptıkları gibi yine yasayı değişip yasadaki kilogram başındaki rakamlar artırılacak."

Aynı şey seyrüsefer için de geçerlidir. Motorlu Taşıtlar Yasası’na göre bir seyrüseferin ücretinin ne olacağının sabit rakamları o yasada yazar.  DPÖ’nün belirlediği HP’den fazla bir artışla o rakamı artıramazsınız. Örneğin yasa 2017’de geçtiğinde 10 lira iseydi, bir kilo başına alınan harç 2018’de gerçekleşen HP yüzde 30 olduysa 13 liradan fazla yapamazsın. 13 liraysa ve HP şimdi yüzde 10.72 ise bundan fazla yapamazsın. Ama seyrüsefer harçlarından gelir öngörüsüne bakıyoruz bir önceki yıla göre yüzde 33.52 bir artış öngörülüyor.  Seyrüsefer harçlarında hükümetin iki sebebi olabilir; ya af çıkaracak ki oradaki gelirleri artırsın. Böyle bir şey de yapılacaksa Maliye Bakanı söylesin af çıkacaksa hiçbirimiz ödemeyelim. Ya da 2017’de yaptıkları gibi yine yasayı değişip yasadaki kilogram başındaki rakamları artıracak ve yüzde 33’lük artışı yapacak. Ki bu 2009, 2015, 2017’de yapıldı. Yani ya yasa değişikliği ile bir zam yapılması planlanıyor ya da bir af çıkararak bir gelir artışı öngörüyorlar.

“‘Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 78 maaşlara ödenmiyor’ söylemi tamamen yalan bir söylemdir. Rakamsal olarak da bunu tartışmaya hazırız. Bu söylem kamu görevlilerini toplum nezdinde “haklarını keselim” amacını meşrulaştırmak için yapılan bir politikadır.”

 

Önemli konulardan bir diğeri bütçenin yüzde 78’nin maaşlara ödendiği söyleniyor. Bunu bir vatandaş söylerse anlarım ve derim ki teknik olarak bilgisi olmayabilir. Ama bunu bu yasayı hazırlayan siyasetçiler ve yürütme erki diyorsa burada ciddi anlamda sorun var demektir.  Bu da gerek mevzuatı ve yasayı bilmemekle ilgilidir.
2020 bütçe tasarısında gider kalemleri tek tek yazılmıştır. Bakanlık ve bakanlıklara bağlı daireler vardır. Oralara da maaş ödüyoruz. Oralara ödenen maaş da bütçenin yüzde 33.58’ne tekabül etmektedir.  Bunun yüzde 26.93’ü sivil savunma, GKK ve polise ödeniyor. Yani maaş anlamında bir emek karşılığı ödenen aslında polise, askere, GKK’ya ödeniyor. Dolayısıyla ‘bütçenin yüzde 78’nin maaşlara ödendiği’ noktası tamamen hükümetin kamu görevlilerinin itibarını toplum bazında olumsuz etkilemektir. Bu söylemler yalandır. Katma bütçeli kurumlarımız da vardır. Maaş ödeme noktasında Maliye Bakanlığı oralara da aktarım yapmaktadır, bu oranları da içerisine koyduğumuzda dünya ortalamasının üzerinde olmadığımızı iddia edebilirim. ‘Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 78 maaşlara ödenmiyor’ söylemi tamamen yalan bir söylemdir. Rakamsal olarak da bunu tartışmaya hazırız. Dolayısıyla kendisinin bu söylemi kamu görevlilerini toplum nezdinde bütçenin üzerindeki kambur, onların HP’sini, haklarını keselimi meşrulaştırmak için yapılan bir politikadır.

  • YENİDÜZEN: Neden böyle bir bütçe ortaya kondu?
  • Devrim BARÇIN: İlk başta söylediğim gibi 2 sebebi olabilir. Ya gerçekten kurumlar vergisinde verdiğim örnekten anlaşılacağı üzere öngörünün çok üzerinde gerçekleşen bir kurumlar vergisi var. Ya bu bütçeyi hazırlayan bürokrasi bilimsellikten uzak öngörü yapıyor, ya da gerçekten Türkiye’den para almak adına ‘bizim gelirlerimiz düşük, bütçe açığımız var’  deniliyor. Sayın Maliye Bakanı çok zeki geçinir. Bütçeyi kendisinin toparladığı iddiası vardır. Bu iddiasını siyasi kariyerinde kullanmak adına gelirleri düşük göstererek, 3-4 ay sonra piyasaya çıkıp ‘bakın biz 500 milyon açık öngördük ama 4 ayda bu açığı kapattık’ gibi bilinçli olarak rakamları düşük göstererek daha sonra başarısını siyasi kariyerinde kullanmak adına film yapıyor.

 

 

İlgili Haberler

Röportaj Haberleri