Havadis’e haciz

KIBRIS gazetesi eski yöneticisi, iş insanı Bilge Nevat’ın tazminat davası sonrasında icra memurları Havadis gazetesine haciz işlemi uyguladı, gazetedeki mefruşata el kondu, bilgisayarlar da alınmak istendi

KIBRIS gazetesi eski yöneticilerinden Bilge Nevzat ile davalık olan Havadis gazetesine dün tazminatı ödemediği gerekçesiyle icra memurları gitti, haciz işlemi yaptı.

K.T Gazeteciler Birliği ve Basın Sen, Anayasa’nın “Basın Araçlarının Korunması” başlıklı 29’uncu maddesini anımsattı, “Bu girişim Anayasamıza da aykırıdır” dedi.


Didem MENTEŞ


KIBRIS gazetesi eski yöneticisi, iş insanı Bilge Nevat’ın tazminat davası sonrasında icra memurları Havadis gazetesine haciz işlemi uyguladı, gazetedeki mefruşata el kondu, bilgisayarlar da alınmak istendi.
Kıbrıs Gazetesi sahibi Asil Nadir'in eşi Neriman Nadir'in, Bilge Nevzat hakkında Türkiye basınına yansıyan kimi açıklamaları, Havadis tarafından da iktibas edilmişti. Bu yayın sonrasında Bilge Nevzat tarafından 2015 yılında açılan dava, bu yılın mart ayında Havadis aleyhine tazminatla sonuçlanmıştı. Havadis, tazminat kararını istinafa taşırken, haciz işlemi de uygulandı. Tazminatın ödenmediği gerekçesiyle Bilge Nevzat’ın avukatı Levent Kızılduman tarafından gazeteye icra memurları gönderildi.
Havadis avukatları icranın durdurulmasıyla ilgili de istinaf başvurusu yaptı ancak başvuru görüşülmeden, icra işlemleri başladı.

Mukayyidin yaptığı değerlendirme ışığında Havadis’ten yaklaşık 26 bin TL’lik taşınır mala el konuldu.

Kızılduman: “Anayasanın 29. Maddesi ceza davarıyla ilgilidir. Bu maddenin yorumlanması Anayasa Mahkemesinin bir kararında yapılmıştı. Zaten Havadis’in basın araçlarına el konulmamıştır.”

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Sami Özuslu ve Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, “Son dönemlerde çeşitli kesimlerden basın kuruluşlarına karşı yürütülen planlı saldırılardan rahatsızlık duyuyoruz.”
 

 

Kızılduman: “Aylardır ödeme yapılmadı, icra gönderdik”

YENİDÜZEN’e konuşan davacı Bilge Nevzat’ın avukatı Levent Kızılduman, 2015 yılında Bilge Nevzat’ın şahsi haklarına müdahale edildiği ve hakarete uğradığı için zem ve kadih (hakaret ve sövme) davası açtıklarını, davanın Mart ayında sonuçlandığını söyledi. Mayıs ayında Havadis gazetesine icra yapıldığını ancak bugüne kadar 25 bin TL ve faizlerinin ödenmediğini belirten Kızılduman, icranın dün gerçekleştiğini ancak basın araçlarına el konulmadığını söyledi.

“Anayasanın 29. Maddesi ceza davarıyla ilgilidir. Bu maddenin yorumlanması Anayasa Mahkemesinin bir kararında yapılmıştı. Zaten Havadis’in basın araçlarına el konulmamıştır.”

 

Düzgün: “İcranın durdurulmasında ısrarcı olacağız”

Havadis Gazetesi avukatlarından Deniz Düzgün, icranın durdurulmasıyla ilgili yaptıkları başvurunun Mahkemede görüşülmeden icra yapıldığını, Havadis’ten 26 bin TL’lik taşınır mal alındığını söyledi. Taraflar arasında bir anlaşma söz konusu iken icranın hızlandırılmasının ‘kötü niyet’ taşıdığını söyleyen Düzgün, icranın durdurulmasında ısrarcı olacaklarını belirtti.

 

Şefik: “Anayasa’nın 29’uncu maddesine aykırı değil”

Basın araçlarına el konulması girişimiyle ilgili olarak Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Anayasa’nın 29’uncu maddesine aykırı olmadığını belirtti. Şefik, Anayasa’nın 29’uncu maddesini yorumlayan bir Anayasa Mahkemesi kararı olduğunu, bu kararın ‘ceza’ davalarını kapsadığını, ‘zem ve kadih (hakaret ve sivme) davalarında alınan hükmün engelleyici olmadığını söyledi.

Bilge Nevzat ve Havadis Gazetesi arasındaki dava süreciyle ilgili de bilgi veren Şefik, Havadis gazetesinin icranın durdurulmasıyla ilgili yaptığı istinaf başvurusu hakkında Bilge Nevzat’a ‘tebliğ’ gönderilmesinde gecikme yaşanmasından dolayı sürecin bu noktalara taşındığını belirtti.

Şefik, Bilge Nevzat’a 1-2 gün önce tebliğin ulaştığını öğrendiğini belirterek, “burada aksayan ve bu işin bu kadar gecikmesine neden olan icra talep eden başvurunun karşı tarafa tebliğ edilememesidir. 18 Haziran’dan 22 Ekim’e kadar istida tebliğ edilmedi, tebliğ edilmesindeki kusur Mahkemenin değil, avukatın Bilge Nevzat’ın Girne adresini 17 Ekim 2018 tarihinde vermiş olmasından kaynaklanır” dedi.

 


 

Av. Kızılduman: “Ödeme yapılmayacağı söylendi, icrayı yaptık”

 

Davacı Bilge Nevzat’ın avukatı Levent Kızılduman, süreci şöyle aktardı:  2015 yılında Bilge Nevzat’ın şahsi haklarına müdahale edildiği ve hakaret edildiği için bu davayı açtık. Neticede davayı açtık. Davayı kazandığımız Başaran Düzgün’ün bilgisindeydi. Düzgün’ün avukatları, gazetenin yazı işleri müdürü davada şahadet verdi ama Başaran Düzgün hiçbir zaman mahkemeye gelmedi, açıklama da yapmadı. Hüküm Mart ayında çıktı, Mayıs ayında icrayı yaptık. Hükmün verdiği günün ertesi günü ödeme yapmasını bekledik, gelmedi. Mayıs ayında icra yaptık, gelip ödeme yapmasını bekledik ve yine gelmedi. İcra memuru gitti yine ödeme yapılmadı. Bugün (dün) sabah hem icra memuru hem sekreterimiz gitti yine ödeme yapılmadı. Kendisine, ödeme yapıp yapmayacağı soruldu ve ‘ödemeyeceğiz’ dedi. Ben kendisine sordum ve kesinlikle yapmayacağını söyledi.

Bu benim yasal görevimdir. Nasıl ki yargıç koltuğuna oturarak görevini ifa ediyor, ben de avukat olarak cübbemi giyip görevimi ifa ediyorum. Ama sırf kendim iyi niyetimi göstermek amacıyla ne Başaran Düzgün’ü ne de Hüseyin Ekmekçi’nin evine icra da yapmadım, arabalarına elde koymadım. Doğrudan doğruya bunu gazetenin ödeyeceğini düşünerek, icramı Havadis Gazetesi’ne yaptım. Bugün itibariyle mahcup olmaları,  yüzlerinin kızarması gereken bir durumda, Mahkeme gereğince ödemelerini yapmaları gerektiği halde haksızlığa uğramış gibi feryat etmelerini anlayamıyorum. Mağdur edebiyatı üzerinden halk nezdinde sempati toplamaya çalışmalarını anlayamıyorum.

Bu arada Başaran Düzgün bu haberin Milliyet gazetesinde yapıldığını söyledi. Bu haber Milliyet gazetesinde yapılmadı ki başka bir gazetede yapıldı. Hüseyin Ekmekçi mahkemeye geldiğinde, haberi internette gördüğünü ve manşete taşıdığını söyledi. Ayrıca zem ve kadih (hakaret ve sövme) davalarında, hakaret içeren yayını başkasının söylediğini ifade etmek, bir savunma değildir. Bu doğrudan yasada yazar. Nitekim yargıç da bunu kararında göz önünde bulundurdu. Başaran Düzgün ömrü boyunca birçok davaya katıldığını ve kaybettiğini bana söyledi. Başkasının söylediğini, ben ifade ettim demek kimseyi, zem ve kadih içeren bir davada kurtarmıyor. O yüzden Bilge hanımın Türkiye’deki bir yayın organını dava edip etmemesinin hiçbir anlamı yoktur. Kaldı ki Türkiye’de zem ve kadih yapıldıysa orada açılması gerekir. Kaldı ki Bilge hanımın itibarı Kıbrıs’ta sarsıldığı için biz bu davayı açtık.

 


 

Av. Düzgün: “İcranın durdurulmasına ısrarcıyız”

 

Havadis Gazetesi avukatlarından Deniz Düzgün, icranın durdurulmasında ısrarcı olacaklarını belirterek, şunları söyledi:

“Biz bu karar okunduktan bir süre sonra istinaf ve icranın durdurulmasıyla ilgili başvuru dosyaladık. Haziran ayından beridir, karşı tarafa tebligatı gerçekleştirmeye çalıştığımız bir başvurudur. Birçok meselede biliniyor ki icranın durdurulması, sulhen tarafların anlaşması koşuluyla mümkündür. Fakat bu meselede davacı avukatının sözü olarak böyle bir anlaşmaya gitmeyeceğini beyan etmesi üzerine hemen ardından icra memurlarını gazeteye yollamış ve icra için işlemler başlatmıştır.

İlk olarak icraya tabi mallara ilişkin geçici envanter dosyalandı. Daha sonra bu başvuru mahkemede görüşülmeden bugün itibariyle icraya gidildi. Mukayyidin yaptığı değerlendirme ışığında aşağı yukarı Havadis’ten 26 bin TL’lik taşınır mal alındı. Anayasaya aykırı olmasına rağmen bilgisayarlara el konulmaya çalışıldı. Fakat buna izin verilemedi. Bu süreçte bilinen bir gerçek var ki taraf avukatları da taraflar olarak da oturup bir görüşme yaptık, teminat yatırılma durumu söz konusu olabilirken, bu icranın bu kadar hızlandırılması kötü niyetlidir. Özellikle bilgisayarların alınmaya çalışılması kötü niyetin de göstergesidir. Şuanda istinaf için gün beklemekteyiz. İcranın durdurulmasında ısrarcı olacağız. Artık Söz mahkemede… Davacı hükümlü olarak Havadisten alması gereken meblağı almıştır. İstinafta icra durulması söz konusu olursa satış gerçekleşmeyecektir. Eğer bir anlaşma sağlanmazsa, Mahkemenin de  fikri durdurulamayacağı yönündeyse, Havadis’ten alınan eşyalar açık artırma yöntemiyle satılacaktır. Bugüne dek Yenidüzen’den sonra basına yapılan ilk icradır. Bu arada Başaran Düzgün ve Hüseyin Ekmekçi direktör sıfatıyla davalı olmalarına rağmen davacı avukatı şirketin üzerine gitmeyi tercih etti. Bu da Havadis’i susturmak içindir”

 


 

Şefik: “Anayasa’nın 29’uncu maddesine aykırı değil”

 

Anayasa Mahkemesi’nin Anayasanın 29’uncu maddesini yorumlayan bir kararı olduğunu belirten Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, “Anayasa Mahkemesi’nin 10 Haziran 1988’de (dağıtım 7/ 1988) verilen bir kararında bu madenin ‘ceza’ konularını kapsayan ve hüküm alındığında, zem ve kadih davlarında alınan hükmün icra edilmesini engelleyici bir madde olmadığına yönelik kararı vardır” dedi.

İki gazete arasında bir kavganın olmasının hoş bir şey olmadığını söyleyen Şefik, gazetenin eşyalarının icraya tabi tutulmasına gidilmesinin de hoş bir şey olmadığını belirtti.

Şefik, “bir Mahkeme karar verdiğinde bir taraf memnun olur, bir taraf memnun olmaz ve doğal olarak bir tarafın istinaf etme hakkı vardır” diyerek Havadis Gazetesi’nin de bu hakkını kullandığını söyledi. İstinaf etmenin mevcut hükmü ortadan kaldırmadığı için tek başına icrayı durdurmamakta olduğunu belirten Şefik, bunun hukuki usul olduğunu söyledi.

 

“Adrese tebliğ edilmede gecikme yaşandı”

İstinaf başvurusu ilgili Bilge Nevzat’a ‘tebliğ’ gönderilmesinde gecikme yaşanmasından dolayı sürecin bu noktalara taşıdığını söyleyen Şefik, şunları aktardı: “Eğer icranın durdurulması istenirse bunun mahkemeden talep etmek gerekir. Bu davada da 8 Haziran’da tek taraflı olarak böyle bir talep yapılmış. Mahkeme tek taraflı karar vermeyi uygun görmeyerek dava dilekçesinin (istida) Bilge Nevzat’a tebliğ olması için 18 Haziran’a davayı ertelemiş. 18 Haziran’da tebliğ olmamış, yine tebliğ için 5 Temmuz, 19 Temmuz, 7 Ağustos, 19 Eylül, 22 Ekim tarihlerine ertelenmiş. Ben de yıllardır icra ve tebliğde sorun olduğundan şikâyette bulunduğum için Bilge Nevzat’ın nasıl bulunamadığını sordum. Bana verilen cevap şu; davada Bilge Nevzat’ın adresi Kıbrıs gazetesi olarak gösterilmiş. Lefkoşa İcra Bölümü tebliği için Kıbrıs gazetesine gitmişler. Bilindiği gibi Bilge Nevzat artık Kıbrıs gazetesiyle bağlantılı değil. O nedenle tebliğ iade edildi. Bunun üzerine Havadis gazetesinden Bilge Nevzat’ın geçerli adresi talep edildi. Mahkeme kendi kendine adres bulmaz. Avukatın vermesi gerekir. Maalesef bu adresin verilmesinde gecikildi ve Bilge Nevzat’ın yeni adresi 17 Ekim 2018’de Mahkemeye verildi. 17 Ekim’de adres verildikten sonra tebliğ, 1-2 gün önce yapılmış. Ancak bu aşamada istida Mahkemenin huzurunda 22 Ekim Pazartesi’ne tayinlidir. 8 Haziran’da icrayı durdurmak istediler ki icrayı durdurmak çok doğaldır. Bilhassa genellikle teminat mektubu verirler. Ben istinafı kaybettiğimde bunu ödeyeceğim, bulamazsanız gidip de bankadan alın diye teminat mektubu yazılır. Genellikle çok acil bir şey olmadığında icrayı durdurmazsa ölümcül bir şey olmayacaksa, icrada karşı tarafa tebliğ yapılır söz hakkı verilir. Ve bir şekilde taraflar anlaşır ya da bir bankaya teminat mektubu yazılır bu da bizim usulümüzdür. Burada aksayan ve bu işin bu kadar gecikmesine neden olan icra talep eden istidanın karşı tarafa tebliğ edilememesidir. 18 Haziran’dan 22 Ekim’e kadar istida tebliğ edilmedi, tebliğ edilmesindeki kusur Mahkemenin değil, avukatın Bilge Nevzat’ın Girne adresini 17 Ekim 2018 tarihinde vermiş olmasından kaynaklanır. İstida daha yenile tebliğ oldu ve icranın durdurulması 22 Ekim’e tayinlidir”

 

“Mahkeme kim nerededir araştırmaz”

Dava dilekçesinin karşı tarafa geç tebliğ edilmesini ne KKTC için ne yargı için ne de basın için hoş bir şey olmadığını belirten Şefik, “hukukçu olmayanın ilk aklına gelen şeyin, neden gazeteden adresi istiyorlar denilebilir. Ama usul öyle değil. Mahkemeden talep eden nere tebliğ edileceğini de vermek zorundadır. Mahkeme kim nerdedir araştırmaz, bilse dahi… Onun verildiği adrese gider” dedi.

Havadis gazetesinde icranın tümüyle yapıldığını tahmin etmediğini söyleyen Şefik, “bildiğim kadarıyla gazetenin yayınlanmasında kullanılacak bilgisayar serverleri alınmamıştır. Alınan eşyaların hüküm konusu yüksek bir rakam da değildir. Alınan eşyaların o rakamı tatmin etmeyeceği söyleniyor. O nedenle bugün (dün) icra tamamlanmış değildir. Onun için 22 Ekim Pazartesi günü istida Mahkemenin huzurunda olacaktır. O bugüne kadar gelişen bütün olguları dinleyecektir. Mahkeme alt mahkemenin verdiği kararı da gözden geçirecektir”

 


K.T Gazeteciler Birliği ve Basın Sen:
 

“Her türlü yasal ve örgütsel gücümüzü kullanacağız”

 

 

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği ve Basın Emekçileri Sendikası, Havadis Gazetesi’ne gelen icrayı değerlendirerek “Basının susturulmasına ve basın özgürlüğüne halel gelmesine karşı her türlü yasal ve örgütsel gücümüzü kullanacağız” açıklaması yaptı.

Konuyla ilgili Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Sami Özuslu ve Basın Emekçileri Sendikası Başkanı Ali Kişmir’in yaptığı ortak açıklamada “Son dönemlerde çeşitli kesimlerden basın kuruluşlarına karşı yürütülen planlı saldırılardan rahatsızlık duyuyoruz” ifadelerine yer verildi. 

“Bir gazetemize veya bir TV kuruluşumuza veya bir basın mensubumuza yapılmış olan saldırıyı, hepimize yapılmış bir saldırı olarak değerlendirmeliyiz” denilen açıklama şöyle devam etti:

“Bu, hepimize düşen en büyük görevlerden bir tanesidir. Bu bağlamda Havadis Gazetesi’ne yönelik icra memurlarının bugün haciz işlemlerine başlaması ürkütücü bir durumdur. Geçmişte anayasamıza aykırı olmasına rağmen bu yönde adımlar atılmış ve bazı gazetelerimiz susturulmaya çalışılmıştı. Edindiğimiz bilgilere göre, icra memurlarının gazetede bulunan bilgisayarlar ve serveri haciz etme girişiminde bulunması, anayasamızın 29’uncu maddesinde bulunan basın araçlarının korunmasına da aykırılık teşkil etmektedir.”

Basın Emekçileri Sendikası ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nin bu süreci yakından takip ettiği ve tüm taraflarla istişare içinde olduğu da dile getirilen açıklamada Anayasa’nın “Basın Araçlarının Korunması. Madde 29: Yurttaşlara ait basımevi ve eklentileri ve basın araçları, suç aracı oldukları gerekçesiyle de olsa, zorla alınamaz veya e konulamaz veya işletilmekten alıkonamaz” ifadelerini içeren 29’uncu maddesi de paylaşıldı.

Açıklamada ilgili madde şu sözlerle değerlendirildi:

“Yukarıda da bahsedildiği gibi, Havadis Gazetesi’ne yönelik yayınlarının durdurulması amacıyla davalı tarafından başlatılan bu girişim, Anayasamıza da aykırıdır. Geçmiş bizlere tedbirli olmamız ve Anayasa’nın 29’uncu maddesini tüm kamuoyuna hatırlatmamız gerektiğini söylüyor. Umarız Anayasa’nın 29’uncu maddesine aykırı olan bu girişim daha da ileri götürülmesi ve bizlerin de içerisinde olacağı hukuksal bir savaş süreci başlatılmaz. Yargımıza güveniyoruz ve de güvenmeye devam etmek istiyoruz.
Basının susturulmasına ve basın özgürlüğüne halel gelmesine karşı her türlü yasal ve örgütsel gücümüzü kullanacağız.”

İki örgüt, icra nedeniyle Havadis'in bazı demirbaşlarına el konuluşunu gösteren fotoğrafları da basınla paylaştı.

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri