Didem MENTEŞ
Bir süredir tartışmalara neden olan “ek bütünleme sınavları” haftaya yapılıyor. Eğitim Bakanlığı bin 956 öğrencinin bir üst sınıfa geçmesi için ek bütünleme sınav hakkından yararlanabileceğini açıkladı. Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ise yapılması planlanan ek bütünleme sınavlarına tepki göstererek, görev almayacaklarını belirtti.
Eğitim uzmanları da ek bütünlemeleri doğru bulmayarak, rehberlik ve idari yönlendirmeye dayalı bir eğitim için sistem de değişikliğin şart olduğunu vurguladı.
Yönel: “Sınavlar haftaya yapılıyor”
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Ali Yönel, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamada ‘ek bütünleme sınavlarının’ haftaya yapılacağını belirterek, sınav tarihinin bugün yapılacak basın toplantısıyla duyurulacağını söyledi. Bakanlar Kurulu’nun önergesiyle ek bütünleme sınavlarının yapılması için karar alındığını belirten Yönel, ek sınav hakkından 4 ders ve altı dersten takıntısı olan öğrencilere bu hakkın tanınacağını belirtti. Yönel, en fazla 9’uncu sınıflarda yoğunluk yaşandığını belirterek, Mesleki Teknik Liselerin de 173 öğrenci olmak üzere toplam bin 956 öğrencinin ek bütünleme sınavlarına gireceğini söyledi.
Arabacıoğlu: “Büyük bir yığılma söz konusu”
Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu, da önceki gün verdiği bir demecinde okullarda meydana gelen yığılmaların önünü açmak ve yığılmaları gidermek için ek sınavı yapacaklarını belirterek, “özellikle 9’ncu sınıflarda büyük bir yığılma olduğunu ancak gelecek yıl ek bütünleme sınavlarının yapılmayacağını açıklamıştı.
KTOEÖS ise yapılacak ‘ek bütünleme sınavı’na tepki gösterdi. Başkan Tahir Gökçebel, ek bütünleme sınavlarının “siyasi rüşvet anlamıyla verildiğini; bilimsel hiçbir kaygı taşımadığını” öne sürerek, ek bütünleme sınavlarını yapmama, görev kabul etmeme kararı alındığını açıkladı.
Uzmanlar: “Ek sınavların yapılması doğru değil”
Ek bütünleme sınavlarıyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Eğitim Uzmanı Hasan Alicik ise eğitim içerisinde ek bütünlemelerin ortaya çıkması, eğitim sisteminin kendi içerisinde yönlendirici olmadığını gösterdiğini dolayısıyla eğitim sisteminde acilen rehberlik hizmetlerine dayalı yönlendirici ve destekleyici bir yapının gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.
Bir diğer Eğitim Uzmanı Salih Sarpten de akademik takvimde ön görülmüş uygulamalarla ilgili kararlar alınırken iyi etüt edilmesi gerektiğini vurgulayarak, yeni eğitim yılının başında ek bütünleme sınavının yapılmasının çok sağlam bir durum olmadığını ifade etti.
***
Arabacıoğlu: “Ek sınavlar bu yıl son kez yapılacak”
Bir süredir tartışmalara neden olan ve birçok öğrencinin beklediği ek bütünleme sınavlarının yapılacağı açıklandı. Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu önceki gün verdiği bir demeçte, ek bütünleme sınavlarının yapılması ile ilgili olarak öğrencilerden ve ailelerden talep geldiğini belirterek, 2 yıldır Bakanlar Kurulunun aldığı karar uyarınca ek sınavların okullarda verildiğini, bu yıl da aynı uygulamanın yapılacağını aktardı.
Arabacıoğlu, ek bütünleme sınavlarının bu yıl son kez yapılacağını vurgulayarak, gelecek yıl ek bütünleme sınavlarının yapılmayacağının altını çizdi.
Arabacıoğlu şöyle konuştu: “Okullarda meydana gelen yığılmaların önünü açmak ve yığılmaları gidermek için ek sınavı yapıyoruz. Özellikle 9’ncu sınıflarda büyük bir yığılma olduğunu gözlemledik. 2013 – 2014 ders yılı sonunda ek sınavların yapılmayacağını bu yıl ders kayıdı yapan öğrenciler bilecek ve ona göre hareket edecek. Öğrencilere ek sınav hakkı tanınırken 4 ders ve altı dersten takıntısı olan öğrencilere bu hak tanınacak. Ayrıca 4 dersten 2 tanesinin notu 4 olacak. Tabi ek sınavın da kendi içinde bazı kuralları var. Sınava girecek öğrenciler bunlara da dikkat etmesi gerekir”
***
Gökçebel:“Ek bütünleme sınavlarında görev almayacağız”
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, ek bütünleme sınavlarının “yasadışı ve siyasi rüşvet anlamıyla verildiğini; bilimsel hiçbir kaygı taşımadığını” ileri sürerek, ek bütünleme sınavlarını yapmama, görev kabul etmeme ve “gelenek haline getirilen bu suça” ortak olmama kararı alındığını dile getirdi. Öğrencilere karşı alınan bir tavır olmadığını söyleyen Gökçebel, bunun geleneksel siyasi rüşvete dönüştüğünü iddia etti. Gökçebel, okuldaki müfredatı toplamada, okuldaki hedeflerde, öğrenci kalabalıklarında, nüfus profilinin dağılmasına kadar bir çok problem olduğunu, bu problemlere çözüm üretmek için her yıl bakanlığa öneriler sunduklarını söyledi. Çözüm önerileri konusunda bakanlığın adım atmadığını belirten Gökçebel, çocuklara bir hazırlık sağlanmadan sınava koymanın doğru olmadığını söyledi. Çocukların bir kritere konulmadan sınava konulmasının bakanlık tarafından ‘hak verilmiş‘ olarak görüldüğünü savunan Gökçebel, ek bütünleme sınavlarıyla öğrenci geçirmenin, seçmene yönelik siyasi bir rüşvet olduğunu ileri sürdü.
Bu yıl ek bütünleme sınavlarına 1700 öğrenci gireceğini ileri süren Tahir Gökçebel, çoğunlukla 9’uncu (lise 1) sınıf öğrencilerinden oluştuğunu söyledi. Üç yıldır 9’uncu sınıflarla ilgili sorun yaşandığını Eğitim Bakanlığı’na anlatmaya çalıştıklarını kaydeden Gökçebel, ileride doktorluk okumak isteyen bir öğrenciyle, kuaför olmak isteyen öğrencinin 9’uncuı sınıfta farklı bir sisteme tabi tutulması gerektiğini dolayısıyla çok ciddi hatalar yapıldığını ileri sürdü.
KTOEÖS olarak üç yıl önce ek sınavlara girecek olan öğrenci sayısının 600 olduğunu ve bu sayının iki katına çıkacağı konusunda uyarıda bulunduklarını belirten Tahir Gökçebel, bu yıl bu sorunun yaşandığını kaydetti. Gökçebel, “Proje müfredatında, öğrenci ile öğretmenlerin desteklenmesinde, sınıf geçme biçimlerinde ve ezberci eğitim gibi sistemin genelinde bir hata var. Bunlar göz ardı edilerek her yıl siyasetin eğitime müdahale etmesi doğru değil” dedi.
“Okulları öğretmensiz, gençleri işsiz bırakacak şekilde” öğretmen atamalarında tasarruf yapılmaya çalışılmasını eleştiren Gökçebel, bu yıl için gereken ve tespiti için 3 ay çalışılan 86 öğretmen atamasının yarı yarıya düşürülmek istendiğini iddia ederek, sınıf geçecek olan bu 1700 öğrencinin ne müfredat ne de öğretmen sayısının yeterli olacağını ileri sürdü.
***
Alicik: “Rehberlik ve idari yönlendirmeler şart”
Eğitim uzmanı Hasan Alicik ise eğitim içerisinde ek bütünlemelerin ortaya çıkması, eğitim sisteminin kendi içerisinde yönlendirici olmadığını gösterdiğini dolayısıyla eğitim sisteminde acilen rehberlik hizmetlerine dayalı yönlendirici ve destekleyici bir yapının gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.
Öte yandan bu sistem içerisinde sınıfta kalmaların çok yüksek olmasının idari yönlendirmeyle ilişkilendirilebileceğini belirten Alicik, “bunun sebebi de birçok okula zamanında öğretmen görevlendirilmediği, ders konularının büyük çoğunluğunun tamamlanmadığı veya biraz hızlı geçmesinden kaynaklanıyor” dedi. Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu’nun “bu yıl son kez yapılacak” açıklamalarını “son kez duymayacağız” şeklinde yorumlayan Hasan Alicik, sistemin değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Alicik, ek bütünlemeler yerine öğrencilerin kendi yetenekleri doğrultusunda destekleyici programlarla meslek okullarına yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak,
2009’dan itibaren her yıl yapılmakta olan ek bütünlemelerin sınav tüzüğünde sistemle birlikte yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim Uzmanı Alicik, öğrenci açısından da bu tür ek sınavların, sınırda kalan öğrenciler için olumlu etki yaratırken, genelde ise ‘nasıl olursa olsun bütünlemeler var’ anlayışının daha da yerleşmesine katkı sağlamasından dolayı tüm bu yapılanların kişileri eğitim niteliklerinden uzaklaştırdığını vurguladı.
***
Sarpten: “Sağlam bir durum değil”
Eğitim uzmanlarından Salih Sarpten de yeni eğitim yılının başında ek bütünleme sınavının yapılmasının çok sağlam olmadığını ifade etti. Akademik takvimde ön görülmüş uygulamalarla ilgili kararlar alınırken iyi etüt edilmesi gerektiğini vurgulayan Salih Sarpten, tüm öğrencilerin üst sınıfa geçmesinin temennileri olduğunu ancak çok önceden değerlendirilmiş olup, yeni eğitim yılının başında ek bütünleme sınavının yapılmasının çok sağlam bir durum olmadığını açıkladı.