Editörün notu

2018 yılının özelliği ise; Ekim Devrimi’nden çok daha önce, salt Ekim Devrimi’ni değil, aynı zamanda adına sol denilen düşüncenin pratiğe yönelik belki en önemli metinlerden birisinin yayımlanışının 150. yılı olması.

 

Eylül ayını da geride bıraktık. Ekonomik kriz, zamlar vs. derken hayatlarımızın aslında gün geçtikçe sığlaştığı, tartışmaların kısırlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Kıbrıs Sorunu’na bakacak olursak, liderlerin New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Gueterres ile görüşmeleri, birçoğumuza Samuel Backett’in meşhur oyunu Godot’yu Beklerken’de olduğu gibi, gelmesi beklenen çözümü beklemeye, başka bir deyişle adada ‘nihai bir son’un siyasi bir anlaşma ile tesis edilmesine dönük umut ve umutsuzluk dalgalanmalarına gün geçtikçe azalarak olsa da, devam etmemizi sağlıyor. Veya Dino Buzzatti’nin Tatar Çölü’ndeki Giovanni Drago gibi, bu sıkıntıdan kurtulmanın yegâne yolunun onu var eden şartları değiştirmek olduğunu düşünmeye devam ede ede, yılların geçtiğini, sonuç olarak başlangıç noktasından bir adım ileri gitmediğimizin ne oranda farkındayız acaba?

Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıl Kasım ayında “Ekim Devrimi 100. Yıl Özel Sayısı” ile 1917’de gerçekleşen harekete bugünden bakmaya çalışmıştık. 2018 yılının özelliği ise; Ekim Devrimi’nden çok daha önce, salt Ekim Devrimi’ni değil, aynı zamanda adına sol denilen düşüncenin pratiğe yönelik belki en önemli metinlerden birisinin yayımlanışının 150. yılı olması. Birçok okuyucunun bildiği bu metin, Karl Marx ve Friedrich Engels’in birlikte kaleme aldıkları, lakin birçok kaynakta Engels’in ısrarla Marx’ın payının daha fazla olduğunu belirttiği Komünist Manifesto. Yayımlanışının üzerinden 150 geçmiş olduğu halde, Komünist Menifesto okuyan, okumayan birçok kişi tarafından tartışılmaya, eleştirilmeye devam ediyor. Özellikle 2008’den beri etkilerini hissettiğimiz ekonomik kriz ve sonrası, ilginç bir şekilde ilk başvurulan kaynaklardan birisi Marx olmuştu. Ancak bu, Marx’ın bir peygamber ya da mesih olmasından kaynaklanmıyor. İçinde yaşadığımız dünyada hâlâ birçok insan adalet, eşitlik, daha eşit bir paylaşım arzulamaya devam ediyor. Adına komünizm denen düşünce akımının teoriden pratiğe nasıl aktarılabileceğini, esaslı bir şekilde ortaya koyan en önemli metinlerden birisidir Komünist Manifesto. Bu sebeple, bu sayımızda, birkaç yazı ile 150. yılında Komünist Manifesto’nun günümüz açısından önemini düşünmeye çalıştık.

Ekim ayı Gaile’sinde yine güncel konular kadar, bizleri biz yapan bireysel konulara da elimizden geldiğince bakmaya çalıştık. Yeni eğitim yılının birçok sorun ile açıldığı adamızda, umarız Gaile olarak düşünme ve tartışma ortamına bir nebze olsun katkı koyabiliriz. Keyifli okumalar…

Hakan Karahasan

 

 

Dergiler Haberleri