DÖRTLÜ KOALİSYONA H.ULUÇ BAKIŞI!

Hıncal Uluç, Sabah gazetesindeki köşesinde sordu: "Kıbrıs'ta neler oluyor bilen, aldıran var mı?"

Hıncal Uluç, Sabah gazetesindeki köşesinde 7 Ocak erken genel seçimleri ve 4'lü koalisyon hükümetini yorumladı.

İşte Uluç'un "Kıbrıs’ta neler oluyor bilen, aldıran var mı?"  başlıklı yazısı;

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde tam bir ay önce genel seçimler yapıldı. Neler oldu, oluyor ve de olacak, haberi olan var mı?. Daha doğrusu soruyu şöyle sormam gerek.. "Neyin olup bittiğine aldıran var mı?."
Seren Serengil şova manşetler, bol görüntülü ana haberler hazırlayan medyamızda "Kıbrıs" konulu bir haber, bir yoruma rastladınız mı?.
O zaman işte size özet..

*   *   *

Seçime girerken iktidarda Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Demokrat Parti (DP) koalisyonu vardı.
Seçimlere 8 parti katıldı..
İki favori parti vardı.. UBP ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)..
İki de yeni parti.. Kudret Özersay'ın başkanı olduğu Halkın Partisi (HP) ve 1974 sonrası Türkiye'den gelenlerin kurduğu, genelde Türkiyeli seçmenlerden oluşan Yeniden Doğuş Partisi (YDP)..
Diğer köklü parti ise Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) idi.
Seçimde 6 parti Meclis'e girdi.. Çıkardıkları Milletvekili sayıları şöyle..
UBP: 21
CTP: 12
HP: 9
TDP: 3
DP: 3
YDP: 2
50 milletvekilinden oluşan Meclis'te hiçbir parti tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamamıştı.
TDP, HP ve CTP, "UBP ile koalisyon kurmayız" deyince, ortada iki koalisyon ihtimali kaldı.
1- CTP (12)+ HP (9)+ TDP (3)+ DP(3) =27
2- UBP (21)+ DP (3)+ YDP (2) =26
Bu iki formülün ikisinde de yer alan Serdar Denktaş'ın Partisi DP "Anahtar" duruma geldi. Serdar Denktaş, seçim öncesi birlikte iktidar olduğu UBP'yi değil, bu defa CTP'yi tercih etti ve 4'lü koalisyon kuruldu. Bu koalisyonu Cumhurbaşkanı Akıncı da geçen hafta sonu onayladı. Şimdi bu "4'lü koalisyona şöyle bir bakalım..
Bir defa sol ve sağ ayni koalisyonda buluştular..
Asıl ilginci Türkiye'nin adadan çekilmesini isteyen TDP ile KKTC'yi yaşatmayı şart koşan DP bir araya geldiler.
Seçim öncesinin Başbakanı, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, bu seçimde partisini 14 milletvekilinden 21'e çıkararak büyük başarı elde ederken; geçen seçimin 21 milletvekilli CTP'si bu seçimde 9 milletvekili kaybederek 12'ye düştü. DP de 5 milletvekilinden 3'e indi.
Ancak UBP hükümet kuramadı.
Yani seçimin asıl galibi hükümet dışında kaldı. Mağluplar ve geçen genel seçimlerden milletvekili sayılarını yarı yarıya düşürenler ise iktidar oldular...
Eski Başbakan ve UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün seçim sürecinde eşinden ayrıldı. Boşanma davası görülürken, Başbakan'ın hesabında 900 bin dolar olduğu ortaya çıktı. Rakip partiler bu paranın kaynağını sordular. Özgürgün açıklama yapmadı. Diğer parti başkanlarıyla TV'de açık oturuma da çıkmadı. Üç parti bu gerekçe ile, onunla koalisyona girmeyeceklerini açıkladılar.
Seçime büyük iddialarla giren ve "Biz tek başımıza iktidar olacağız" diyen ama, 9 milletvekiliyle üçüncü olan HP Başkanı Kudret Özersay, Özgürgün'ün seçim sonrası görüşme teklifini kabul etmedi.. 5 yıl Rumlarla barış müzakerelerini yürüten Özersay, halkın en çok oyunu alan UBP'nin Lideri ile kahve içmeyi bile reddetti.
Şimdi Kıbrıs'ta "Türkiye içişlerimize karışmasın" diyenler ile "Türkiye her şeyimizdir" diyenler bir arada KKTC'yi yönetecekler..
Hükümetin ortak noktası UBP'den hesap sormak ve "Kıbrıs konusunda hiç konuşmamak."
Yani Dörtlü Koalisyon üyelerinin her biri parti olarak Kıbrıs konusunda düşüncelerini özgürce açıklamaya devam edecekler. Ama hükümet adına Kıbrıs adına ortak açıklama yapılmayacak.
Kabinede hem de iki tane, yıllardır, Güney'le Barış Görüşmelerini yürüten iki bakan varken, hükümet Kıbrıs konusunda ortak açıklama yapmamak koşuluyla kuruldu..
Kuzey "Susma" kararı alırken, Güney Kıbrıs'ta geçen hafta yapılan seçimleri Anastasyadis büyük bir zaferle kazandı ve Kuzey'in karşısına tek bilek olarak çıkma gücünü elde etti..
Şimdi ortada önemli bir soru var.. Afrin Harekâtı'nın başka gündeme yer bırakmayacak kadar önemi dolayısıyla, içte dışta, hem askeri, hem diplomatik "Afrin'i yaşayan" Türkiye, bu "Dörtlü Koalisyon"a karşı nasıl bir tavır alacak?.
Bu konuda, ne Dışişleri, ne Başbakanlık'tan henüz bir açıklama gelmedi. Resmi olmasa da bir "Zımni" açıklama yakındır, diye düşünüyorum.
Zımni açıklama, düşüncesini tavrı ile göstermek anlamına gelir diplomasi dilinde..

 

Özel Haber Haberleri