Dönüp Baktığımda

Dönüp Baktığımda


1927 yılında Giresun’da ve 2008 yılında hayata gözlerini yuman Fethi Naci, Türkiye yazındünyasında kendisine önemli bir yer eden isimlerden. 1965 yılında kurmuş olduğu “Gerçek yayınevi” ile başlatmış olduğu “Yüz Soruda” serisi zamanında büyük ilgi gördü. Her ne kadar edebiyat eleştirmeni olarak tanınsa da, aynı zamanda önemli bir iktisatçıydı. 1956 yılında kaleme almış olduğu İnsan Tükenmez kitabıyla “komünizm propagandası” yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Naci, daha sonra serbest bırakılsa da, hayatı boyunca devletin elini yakasında hissetmekten geri kalmamıştır. Tam da bu yüzden, neredeyse her darbede “acaba mı?” beklentisi hep içinde olmuş, kimi zaman bu “acaba?” ona gözatlı olarak geri donmüştür!

Yazın insanı olması yanında, kısa bir süre için siyasete de atılan Naci, Mehmet Ali Aybar önderliğinde kurulan Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) fikir üreten ekibinde yer aldı. Lakin, “siyaset hevesi” çok uzun sürmedi ve iç politik çekişmeler ve mikro iktidar kavgalarından bezmiş bir halde, ilerleyen yıllarda kendisini tamamen yazın alanına adamıştır. Her ne kadar edebiyat eleştirileri ile tanınsa da, gençlik yıllarında şiirleri de yayımlanan Naci’nin kendi tarihine yönelik yapmış olduğu bir yolculuk aslında Dönüp Baktığımda. Kitaptaki yazılar kronolojik bir sıralama içermiyor. Kitabın arka kapağında belirtildiği üzere, ‘1962’de yazılanlar da var bu kitapta, 1988’de yazılanlar da.’

Kitabın başında kendi çocukluğu ve o dönem aile olarak bulundukları ortamı okuyucuya aktaran Naci, ilerleyen sayfalarda ilkokul, ortaokul ve lise yıllarını, Erzurum’da geçirmiş olduğu parasız yatılı yılları, o dönem edindiği arkadaşlıkları, hayatın zorluklarını son derece akıcı br şekilde anlatıyor. Sonrasında üniversiteye nasıl girebildiğini, mezuniyet sonrası hayatını ve yaşadığı zorukları okudukça, aslında Türkiye’nin tarihine de tanıklık ediyor okuyucu. Her ne kadar edebiyat eleştirmeni ve yayınevi sahibi olarak görülse de, kitapla görülmektedir ki, yaşamı boyunca çoğunlukla maddi sorunlarla cebelleşen bir hayat sürmüş Fethi Naci. Okudukça, darbeler döneminde kendisinin nasıl ve neden tutuklandığını, TİP üyeliği süreci, bir dönem Türkiye’nin değişik bölgelerinde yapmış olduğu “işçi öğretmenliği” gibi konular yanında, Naci’nin hayatında önemli yer tutmuş olan bazı isimler; Edip Cansever, Oktay Akbal, Rauf Mutluay, Turgut Uyar, Nurullah Ataç gibi Türkiye edebiyatında isim yapmış kişilerle olan tanışmalarını ve kişisel izlenimlerini kitapta bulmak mümkün.
Bunun yanında, kitap boyunca belirli-belirsiz bir hüzün, peşini hiç bırakmıyor okurun. Daha kitabın başında “Babama ve...” “... Ölüme Dair” ile başlaması belki de bunun en önemli sebebi. Kitap boyunca bir yandan Fethi Naci’nin hayatının kilometretaşlarından bazı kesitleri öğrenirken, diğer yandan ise Türkiye’nin zor yıllarına tanıklık etmekte olan okur, öte yandan, Naci’nin dostlarına yazmış olduğu veda yazılarını, ve en sonunda kızı Deniz için yazmış olduğu “Ağıt Gibi” ile kitabı noktalıyor okuma sürecini. Kitap boyunca okura eşlik eden hüzün, son yazıyla birlikte, edebi terimle ifade edilecek olunursa, tam bir katharsis. Başka bir deyişle, yazının sonunda söylemiş olduğu: “Acıyı yaşadın ben, ve yalnızlığı ve sevgisizliği. Bir, ölüm kaldı, o da umurumda değil : Ölüm yaşanmıyor ki...” (s. 178) sözün ötesine götürüyor okuyucuyu...

Türkiye yazındünyasına sadece edebiyat eleştirmeni olarak değil, aynı zamanda bir iktisatçı ve yayınevi kurucusu olarak büyük katkılarda bulunan Fethi Naci’nin, yer yer hüzünlü ama bir o kadar da sıcak ve içten anılarından bir kesit Dönüp Baktığımda. Aradan geçen yıllar boyunca Naci’nin biriktirdikleri, elinde kalan tortulardan bir kesit... Her ne kadar kitapta bunu belirtmese de, kitabın ortaya çıkışı bir bakıma Nermi Uygur’un bir sözünü hatırlatıyor okura: “Kim beni sevdi, ben kimleri sevdim.”

- Fethi Naci. Dönüp Baktığımda. İstanbul: Adam Yayınları, 1999.

Dergiler Haberleri