“Denetim yetmez, eğitim şart”

Girne’de bir inşaatın dördüncü katında herhangi bir koruyucu olmaksızın çalışan işçilerin görüntüsü, ‘İş sağlığı ve güvenliği’ni yeniden gündeme taşıdı…

Aygün Bahar ÖKMEN

Girne’de Kaynarca İnşaat’a ait bir inşaat alanında çekilen fotoğraflarda hiçbir tedbir olmaksızın dördüncü katta çalışan işçilerin görüntüsü akıllara iş kazalarında kaybedilen hayatları getirdi.

31 Ekim 2020’de bir kez daha haberlere konu olan inşaattaki işçilerin durumu, ülkedeki diğer işçilerin iş sağlığı güvenliği koşullarını da bir kez daha sorgulattı.

YENİDÜZEN’e isminin saklı kalması koşuluyla konuşan vatandaş, söz konusu inşaatta denetim eksikliği olduğunu iddia ederken, Kaynarca İnşaat sahibi Hikmet Kaynarca, “Şahsın bizimle olan kişisel sorunlarını gazetelere ve polise farklı lanse ettiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı. İnşaatta hiçbir güvenlik eksiği bulunmadığını ve inşaatın gerekli denetimlerden geçtiğini belirtti.

 

Çalışma Dairesi: ‘Yazılı uyarı verildi’

Çalışma Dairesi’nden alınan bilgiye göre ise, ‘Alo İhbar’ hattına yapılan ihbar üzerine ilgili bölge müfettişi bu inşaatta denetimde bulundu ve yasaya göre gördüğü hususlarla ilgili inşaata yazılı uyarı verildi. Çalışma Dairesi yetkilisi, “Bu eksiklikler bu uyarının süresi vardır. Süre bitiminde kontrol amaçlı tekrar gitti müfettişler” dedi. “Eksikliklerin yerine getirildiği tespit edildi. Sorun olmadığı görüldü” ifadelerini kullandı. İnşaatta kapatma gibi bir cezanın uygulanmadığını bildirdi.


‘Bir yılda, tek denetim’ iddiası

YENİDÜZEN’e adının saklı kalması koşulu ile konuşan vatandaş, Girne’de Mersin Caddesi, Eminağa sokakta Kaynarca İnşaat Şirketi’nin yapmakta olduğu inşaatın, Çalışma Dairesi tarafından bir yıldır ısrarla kontrol edilmediğini öne sürdü. Yenidüzen kaynağı, Çalışma Bakanlığı’nın inşaatı denetlemeye bir yıllık süreçte, bir defa geldiğini ifade etti.

Ancak biri düşerse inşaatın kapatıldığını ve durumun haber olduğunu ifade eden Yenidüzen kaynağı, inşaattaki işçilerin yalnızca kask kullandığına dikkat çekti. 4. Katta çalışan bir işçinin oradan düştüğünde kasketin bir koruyuculuğunun olmayacağını dile getirdi. Bu tür inşaatlarda çengelleri olan, ipleri kolonlara geçirilerek kullanılan özel tip bir yelek kullanılması gerektiğini ifade eden kaynak, “Her inşaatın iş sağlığı ve güvenliği adı altında kontrol mekanizması olması gerekir” dedi. Çalışma Dairesi’nin bunu şart koşması gerektiğini dile getirdi. İlgililerin bu konuda son derece duyarsız olduklarını ifade etti. Habere konu inşaatın sahibi Hikmet Kaynarca Yenidüzen’e yapmış olduğu açıklamalarda inşaatta usule aykırı bir durum bulunmadığını, gerekli tüm tedbirlerin Kaynarca İnşaat tarafından alındığını dile getirdi.

 

Kaynarca İnşaat Sahibi Hikmet Kaynarca:

“Hiçbir şantiyemizde güvenlik açığı bulunmamaktadır. İş güvenliği birinci önceliğimizdir”

Hikmet Kaynarca, “Kaynarca İnşaat olarak birinci önceliğimiz iş güvenliğidir. Bugüne kadar hiçbir şantiyemizde en küçük bir kaza yaşamadık” dedi. “Şantiyemizin bütün güvenlik önlemleri alınmış durumdadır” ifadelerini kullanan Kaynarca, “Bütün şantiyelerimizde önce iş güvenliği önlemleri alınır, ardından işe başlanır” açıklamasında bulundu. Kaynarca, söz konusu inşaatta iş güvenliğine ekstra önem verdiklerini, çünkü bahse konu inşaatın kapsamlı bir inşaat olduğunu dile getirdi.

İşçilerin basına yansıyan görselleri hakkında konuşan Kaynarca, “İnşaatın karkas kalıp kısmı yapılıyor. Bu aşamada kenar bölgelerde çalışmayan personelin emniyet kemeri takması gerekmez” açıklamasında bulundu. “İş güvenliği kurallarında da böyle geçiyor” şeklinde konuştu. Kemerle çalışan personel için personel sayısına göre kemerin olduğunu dile getiren Kaynarca, “Kemerle çalışması gereken personel kemerini takıyor” ifadelerini kullandı.

Şikâyetçi olan kişi hakkında yorumda bulunan Kaynarca, “Buradaki esas konu, bir kurumda memur olan bir şahsın, kendi evinin deniz manzarasını kestiğimizden dolayı bizi sürekli farklı şekillerde şikâyet etmesi” açıklamasında bulundu. “Bu şahıs öncelikle oradaki halkı galeyana getirmek istedi ama olmadı. Ardından Vergi Dairesi, Belediye, Çalışma Dairesi ve polise şikâyette bulundu” dedi.

Bu kurumların tamamından muhatapların gelip şantiyede denetim yaptığını ifade eden Kaynarca, “İkazlık bir durum bile göremediler” şeklinde konuştu. “Bu şahıs personelimizi sürekli rahatsız ediyor. Küfürlü not bırakmışlığı bile var. Bu nedenle ben de kendisini polise şikâyet ettim” dedi. Polisin şahıstan ifade aldığını belirtti.

Kaynarca, “Bizim için çalışan işçimiz, personelimiz değerlidir, kutsaldır. Biz de bu tabandan gelmeyiz. O yüzden onları benim kadar anlayan yoktur. Çok iyi biliyorum neler yaşadıklarını” dedi.

 

Eski Çalışma Bakanı Zeki Çeler:

“İnşaat firmalarını rahatsız etmeden denetim yapın demişler”

Konu hakkında YENİDÜZEN’e açıklamalarda bulunan Zeki Çeler, “Biz gittikten sonra denetimler durduruldu. Sayın Bakanın müfettişlere söylediği bir şey geldi kulağımıza. İnşaat firmalarını rahatsız etmeden denetim yapın demişler” şeklinde konuştu.

“Bizim zamanımızda “Teşhir et, utandır” uygulaması vardı. Kurallara uymayanların toplumda paylaşılması bizim için önemliydi” diyen Çeler, “Bir kısım inşaat şirketi kuralları dört dörtlük uyguluyor ama diğerleri uymayınca onlar da uymamaya başlar” ifadelerini kullandı.

 

“Kazalar da ölümler de durmadı”

Kendi dönemlerinde iş güvenliği tüzüğünün değiştiğini dile getiren Çeler, “Tüzük onay aldı ve hükümet düştü o arada. Tüzüğün gereklilikleri yerine getirilmedi” dedi. “Bu kuralların uygulanması denetimi maalesef bakanlık tarafından yapılmayınca herkes kendine buyruk harekete devam etti. Hem kazalar hem ölümler durmadı” ifadelerine yer verdi.

“Bizim dönemde ölüm oranı rekordu ama bunun sebebi bizden önce hiç denetim yapılmamasıydı” diyen Çeler, sözlerine “Biz kontrole alana kadar olan olmuştu. Biz kontrole aldıktan sonra ölüm ve yaralanmalarda ciddi bir düşüş yaşandı” şeklinde konuştu. “Şimdi yine bir başıboşluk olduğu için, denetim olmadığı için ölüm ve yaralanmalar arttı” dedi. Seçim derdinde olanların denetimlerden uzak durduğunu ifade eden Çeler, “Önlerinde seçim olduğu için denetim yapıp oy kaybetmek istemediler” ifadelerini kullandı.

 

“Niyet varsa yasalar ve tüzük ordadır, geriye bunu uygulamak kalır”

Bir şeylerin değişebilmesi için İlgili Bakanın bu konuda ciddi bir niyeti olması gerektiğini dile getiren Çeler, “Niyet varsa yasalar ve tüzük ordadır, geriye bunu uygulamak kalır” şeklinde konuştu. “Gerekli bilgilendirme, bilinçlendirme, denetim, ceza ve bunun duyurulması uygulanırsa belli bir süre sonra durumun düzeldiği, yaralanma ve ölüm oranlarının azaldığını ve sıfıra indiğini görürüz” diyen Çeler, “Aksi halde sıfır denetimle hiçbir şey değişmez” dedi.

Çalışma Dairesi İş Yerleri Teftiş Şube Amiri Emrah Güven:

“Denetim yetmez, eğitim şart”

Pandemi döneminden bu yana tehlikeli çalışma ile ilgili ihbar hattı oluşturulduğunu ve kendi telefonunun da bu ihbar hatlarından biri olduğunu ifade eden Emrah Güven, “İhbarlara dönüş yapıyoruz ama sadece denetim yetmez. İş güvenliği eğitimi şart” dedi.

Kendilerine gelen ihbarları Bölge Amirlerine ilettiklerini ifade eden Güven, Bölge Amirlerinin müfettiş durumuna göre görevlendirmeleri gerçekleştirdiği ancak bazen her ihbara yetişemediklerini dile getirdi. “Müfettişlerin konuyu hızlıca takip etmesini sağlıyorlar. İnşaat hızlı ilerlediği için müfettişin erken gitmesi gerek. Zaman zaman yetişemediğimiz oluyor ama müfettiş sayısını da göz önünde bulundurarak gitmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

 

“En büyük sorumluluk işverene düşüyor”

Güven, “İş sağlığı güvenliği yasası işverenlerin uyması gereken kurallar ve alması gereken sorumluluklar olduğunu söyler” dedi. “En büyük sorumluluk işverene düşüyor” şeklinde konuştu. Güven, “Gerekli kontrol işveren tarafından yapılsa, pek çok sorun ortadan kalkar, en önemli görev işverenlere düşüyor” ifadelerini kullandı.  “Sadece denetimle bir şeyleri çözmek çok kolay değil. İşçiler tehlikeli bir şekilde çalışıyorsa işverenin onu uyarması gerekir. Bu, işvereni de rahatsız eden bir durum olmalı” dedi. Güven, “İşveren kendi müdahalesini yapmalı. Ama maalesef genel olarak ülkemizde işverenlerin yeterli tedbiri almadıklarını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

 

“Toplum olarak bu konuya hassas değiliz”

Bazı dönemlerde yoğun denetim olduğunu ifade eden Güven, bazen daha az denetim yapıldığını ama kendisinin gözleminin, işverenlerin bazı şeylere göz yumduğu şeklinde olduğunu dile getirdi. “Dairenin müfettişlerinin denetimi ile çözülecek bir sorun değil bu. Toplum olarak bu konuya hassas değiliz” şeklinde konuştu.

“İşverenlerin bazı basit konularda alacağı tedbirler birçok iş kazasının önüne geçebilir”

“Her şeyin başı eğitimdir” diyen Güven, “Çalışanların iş sağlığı güvenliği eğitimi alması gerek aslında Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusundaki bilgisi arttırılmalı” ifadelerini kullandı.

“İşverenlerin bazı basit konularda alacağı tedbirler birçok iş kazasının önüne geçebilir” diyen Güven, “Duyarsızlık var. Genellikle denetimin üstüne gerçekten ciddi bir değişim oluyor inşaatta ama denetim yapılmadığı sürece hızlıca inşaatı bitirmeye bakıyorlar sadece” şeklinde konuştu.


Dev-iş Başkanı Koral Aşam:

“İşçilerin ölümlerine sebep olan bu tür durumlarda sorumlular cinayetle yargılanmalı”

 “Ülkemizde maalesef iş sağlığı güvenliği koşulları hiçbir şekilde denetlenmiyor” diyen Dev-İş Başkanı Koral Aşam, “İş sağlığı güvenliği konusunda etkili ceza olmadığını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu. “Gerekli tedbirlerin hiçbiri alınmıyor” diyen Aşam, “Kıbrıs’ın kuzeyinde iş kazası oluyor denilemez. İş cinayetidir bunlar” ifadelerini kullandı. Daha önce bu konuda iki kere eyleme gittiklerini ifade eden Aşam, eyleme gitme sebebini “Göz göre göre cinayet işleniyor” şeklinde açıkladı. Bu durumun en fazla inşaat sektöründe yaşandığını dile getiren Aşam, “Yüksek katlarda çalışanların korunmaları sağlanmıyor. Cephe korumalıkları hiçbir zaman uygulanmıyor ve denetlenmiyor. Yalnızca ölenlerin arkasından birkaç gün ara verilip devam ediliyor” dedi.

Konuya örnekler veren Aşam, “En yakın örneklerden biri Gönyeli’de yapılan, isminin Concorde olduğunu öğrendiğimiz otelde, inşaat sürerken bir çalışan düşerek hayatını kaybetti” şeklinde konuştu. “Ancak otel sahibi inşaata devam etmek istemişti. O dönem tepki göstermişti. İnşaatın duramayacağından bahsetmişti” dedi.

 

“Bu örnekler, devletin aslında bu işçilerin hayatlarına hiçbir değer vermediğinin kanıtıdır”

Yakın zamanda pandemi hastanesi inşaatında hayatını kaybeden işçiyi anımsatan Aşam, “Yine bir işçimiz ihmalden ve gerekli tedbirler alınmadığından dolayı kamyonun altında kalarak hayatını kaybetmişti” şeklinde konuştu. “Üstelik devletin yaptırmakta olduğu pandemi hastanesinde…” dedi. “Bu verdiğim örnekler, devletin aslında bu işçilerin hayatlarına hiçbir değer vermediğini, hiçbir iş sağlığı önlemi alınmadan işçilerin çalışmalarına izin verdiklerinin kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

“Maalesef bu uğurda yitip giden pek çok hayat oluyor” diyen Aşam, “İş sağlığı güvenliği koşulları çok geniş bir kavram… Sektör sektör ayrılması gerekir” şeklinde konuştu. “Her sektörün risk analizlerinin yapılması, bunların denetimlerinin yapılması, çalışma izinlerinin bu doğrultuda verilmesi, sahada da kontrolün devam etmesi, uymayanların işlerinin durdurulması gerekir” dedi.

 

“İnsanların çaresizliğinden faydalanıyorlar”

Aşam, “İşçilerin ölümlerine sebep olan bu tür durumlarda da sorumluların kayda değer cezalarla cezalandırılması, cinayetle yargılanması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi. “Çünkü bu canlar tedbirler alınmadığı ve umursanmadığı için göz göre göre yitip gidiyor. Ancak cezalara baktığımızda birkaç gün kapatma ya da birkaç asgari ücret ceza ile bunlar geçiştiriliyor” dedi.

“Hayatını kaybeden insanlar da hayatlarını kaybettiği ile kalıyor. İnsanların çaresizliğinden faydalanıyorlar” şeklinde konuşan Aşam, “Ekmek parasını bir şekilde kazanmak için bu koşullarda çalışmak zorunda kalan insanlardan faydalanıyorlar” dedi. “Riske ettiği şey hayatı olmamalı ama bu koşullarda çalışan insanların hayatları maalesef her gün risk altında” ifadelerini kullandı.

Özel Haber Haberleri