Cinsel Mitler

Cinsel Mitler

 

Uzm. Klinik Psikolog Güncel Masaroğulları

Cinsellik toplumumuzda açıkça konuşulamayan mahrem bir konudur. Bireyler genellikle cinsel konularla ilgili bilgileri arkadaşlarından, kardeşlerinden, medyadan, dergi ve filmlerden edinirler. Özelikle pornografik materyaller önyargı ve mitlerin pekiştirilmesine neden olmaktadır. Bu kaynaklar, eksik bilgi vermenin yanısıra hatalı bilgiler de verebilmekte ve cinsellik konusunda önyargıların ve mitlerin gelişmesine katkı sağlamaktadırlar. Cinsel mitler, cinsellikle ilgili doğru olarak kabul edilen inanışların aslında yanlış olmasıdır. Bu yanlış inanışlar sonucunda kişiler cinsel konularda çeşitli problemler yaşamaya başlarlar. Yaşanılan bu sorunlar sadece cinsel sağlığı değil aynı zamanda genel sağlığı da etkileyebilmektedir. Bu mitler, cinsel işlev bozukluklarına hem zemin hazırlamakta hem de devam etmesine neden olabilmektedirler.

TOPLUMUMUZDA SIKLIKLA KARŞILAŞILAN CİNSEL MİTLERDEN BAZILARI

‘Erkekler cinsel ilişkiye her zaman hazırdır ve de isteklidirler’
Bu yanlış inanış bir tür cinsel işlev bozukluğu olan erektil/sertleşme bozukluğuna neden olabilmektedir. Bu tür yanlış bir inanışa sahip olan erkek, herhangi bir nedenden ötürü yeterince uyarılmadığında kendini aşırı derecede yetersiz ve başarısız hissedecektir. Bu durum, kaygısını artırmaya, tekrar başarısız olacağı düşüncesiyle performans kaygısı geliştirmeye neden olmakta ve böylece erektil/sertleşme bozukluğuna zemin hazırlamaktadır.

‘Fiziksel yakınlaşmaların tamamı cinsel birleşme ile sonuçlanmalıdır’
Cinsel birleşme çiftlerin keyif aldıkları yöntemlerden sadece bir tanesidir. Keyif almak için sadece cinsel birleşme olması gerekmemektedir. Cinselliğin önemli unsurlarından biri de bireylerin duygusal açıdan tatmin olabilmeleridir. Sarılmak, dokunmak veya öpüşmek, yani fiziksel olarak yakınlaşmak bireylerin duygusal ve psikolojik gereksinimlerini gidermelerini sağlar. Ayrıca, bu yakınlaşmanın cinsel birleşme ile sonuçlanması da gerekmemektedir.

‘Cinsel eylemi başlatacak ve süreci kontrol edecek olan erkektir’
Ne yazık ki kadını edilgen olarak kabul eden toplumlarda görülen bu cinsel mit kadının edilgen rolünü pekiştirmektedir. Cinsel ilişki isteğini dile getiren kadın, ahlaksız veya hafif olarak görülebilmektedir. Bu da kadının cinsel ilşkiyi başlatmasına, süreci kontrol etmesine ve arzu ettiği etkinlikleri ifade etmesine engel olmaktadır. Halbuki, çiftler arasındaki bu sorun ortadan kalkarsa, birbirlerine daha yakın, cinsel hayatları daha keyifli ve haz alma oranları da daha yüksek olur.

‘Cinsellikle ilgili konuşmak ayıptır’
Partnerinizle cinsellik hakkında konuşmaktan çekinmeyin. Cinsellikten beklentilerinizin ne olduğunu, bu konu ile ilgili hislerinizi ve düşüncelerinizi birbirinizle paylaşın. Böylece hem kendi beklentilerinizi ve bedeninizi daha iyi tanımış hem de partnerinizin sizi daha iyi tanımasını sağlamış olursunuz. Tüm bu paylaşımlarınız cinsel hayatınızı olumlu yönde etkileyecektir.

‘Erkekte cinsel organın büyük olması cinsel ilişki için önemlidir’
Erkeklerdeki en büyük takıntılardan biri penisin boyudur. Genellikle normal bir boyuta sahip olmalarına rağmen arkadaş çevrelerinden duydukları gerçek dışı abartılı boyutlarla kendi penis boyutlarını karşılaştırmaları yetersizlik hissine kapılmalarına neden olmaktadır. Bunun yanında pornografik meteryaller de bu mit’in pekiştirilmesine neden olmaktadır. Halbuki, kadının cinsel birleşmede tatmin olmasının penis boyuyla doğru orantılı olduğu inanışı yanlıştır. Erkeklerde ereksiyon sağlanmadığında da cinsel ilişkden haz alınabileceği unutulmamalıdır.
Cinsel hayatınızı olumsuz yönde etkileyen inanışları ortadan kaldırmanız, partnerinizle aranızdaki bağı geliştirmenizi, daha sağlıklı ve daha mutlu bir ilişki yaşamanızı sağlar.

Dergiler Haberleri