Cenevre’de zemin arayışı

Ersin Tatar “iki devletli çözüm”, Nikos Anastasiadis “Federasyon görüşürüm” diyor… İki lider masadan bu şekilde kalkarsa bundan sonraki süreçte neler yaşanacak?

YENİDÜZEN uzmanlara soruyor / CENEVRE YORUMLARI

 

Ersin Tatar “iki devletli çözüm”, Nikos Anastasiadis “Federasyon görüşürüm” diyor… İki lider masadan bu şekilde kalkarsa bundan sonraki süreçte neler yaşanacak?

 

PROF. DR. AHMET SÖZEN
(DAÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı)
 

"Yeni görüşme sürecinin ilk adımı olabilir"

 

"Yani aslında bu güne dek tüm konularda yapılan pazarlıklar masada olmayacak. Amaç iki tarafın ileriye adım atmak için ortak bir vizyon veya zemine sahip olup olunmadığının teşhis edilmesidir… BM Genel Sekreteri tamamen başarısızlıkla sonuçlanmasını istemeyecektir…"

“Cenevre’deki bu toplantının gayri resmi bir toplantı olduğunu, müzakere olmadığını hatırlamakta fayda var. Yani aslında bu güne dek tüm konularda yapılan pazarlıklar masada olmayacak. Amaç iki tarafın ileriye adım atmak için ortak bir vizyon veya zemine sahip olup olunmadığının teşhis edilmesidir. Gayri resmi olması da ‘tarafların eteğindeki taşları dökmesine’ olanak sağlanacak. Neden bu girişime başvurulduğuna değinecek olursam şunları dile getirebilirim; Çünkü resmi olmadığı için alınan pozisyonlar tarafları bağlamayacak. Resmi bir toplantı olsaydı her söylenen tarafları bağlardı. Bir gelişme olup olmayacağı aslında biraz da Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin bu toplantıyı nasıl yönetip yönetemeyeceğine bağlıdır. Kamuoyuna yansıyan görüşlerle ortak zemin yok gibi görülüyor. Ama BM Genel Sekreteri pandemi içinde toplantılar yaptı, görüşmeler gerçekleştirdi, , yani bu konuya önem verdiğini bize gösterdi. Bence tamamen başarısızlıkla sonuçlanmasını istemeyecektir. Yani üç günde her şey çözüme kavuşacak şeklinde değil de daha sonra başlayacak resmi görüşmelerin ilk adımı olarak görülebilir. Taraflar ortak noktada bulunmadı ama diyalog devam etmeli. Yani masadan bu şekilde kalkılırsa akabinde yeni toplantılar ve görüşmelerle, süreci daha fazla zamana yayarak yeni bir resmi müzakere süreci hazırlığına girişilecektir. Birleşmiş Milletler, ‘Bu konu bitti, ne haliniz varsa görün’ demeyecektir. Nasırlaşmış bir uyuşmazlık olan Kıbrıs meselesi konusunda, ortada duran problemlere rağmen her zaman uluslar arası toplumun farklı aktörleri, Başta BM olmak üzere çözüm için yeni yeni girişimler yapacaktır. Biz yıllardır hop oturup hop kalkıyoruz, çok heyecanlanıyoruz ama bu konu çözülene dek uluslar arası diplomasi her zaman devrede olacak.”  


FİKRİ TOROS
(Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekili Fikri Toros)

" Kıbrıs’ın statükoya mahkûm kalacağından endişe duyuyorum "

 

"Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisi ve Kıbrıs Rum tarafının federasyonun bir parametresi olan siyasi eşitlik konusundaki uzlaşmaz tutumu devam ettiği müddetçe, Kıbrıs’ın statükoya mahkûm kalacağından endişe duymaktayım"

“27-29 Nisan 2021 tarihlerinde Cenevre’de gerçekleşecek olan 5+BM toplantısı gayri resmi olacaktır. Bir başka deyişle, resmi müzakerelerin bir parçası olmayacaktır. Gelinen aşamada tarafların pozisyonları arasında ciddi bir farklılık olması nedeniyle, BM Genel Sekreteri bu toplantıda tarafları dinleyecek ve resmi müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için gerekli olan ‘ortak zemin’ arayışında olacaktır.  ‘Egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözümün’, Kıbrıs Rum Liderliği tarafından kabul edilemez olduğu Sayın Anastasiades tarafından defalarca dile getirilmektedir. Ayrıca, uluslararası aktörler de Kıbrıs’ta iki devletli bir modeli değil, iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon modelini desteklediklerini belirtmektedirler. Benzer bir vizyon doğrultusunda, ayrılıkçı hareketlerden dolayı risk altında olan Katalonya gibi birçok Avrupa ülkesinde, olası ayrılma sonucunda ortaya çıkacak yeni devletlerin AB'ye katılması da kabul görmemektedir. BM Güvenlik Konseyi kararları ve parametreleri değişmediği müddetçe, resmi müzakereler ancak CTP’nin de ısrarcı olduğu federasyon zemininde devam edebilir. Dolayısıyla, kapsamlı çözüme dair gerekli olan siyasi irade varsa, tarafların BM zemininde ve Crans-Montana’da kalınan yerden başlayarak, BM Genel Sekreterinin ifade ettiği şekilde takvimli, anlamlı ve sonuç odaklılık ilkelerine dayalı bir yöntemle resmi müzakerelere devam etmeyi kabul etmeleri gerekecektir. Cenevre’de bu noktaya varılamaması halinde, gerek Ada’da gerekse bölgede devam eden sorunların çok boyutlu bir konuma maruz kalacağını değerlendirmekteyim. Risk edilemeyecek olan bu olasılığın önlenmesi için,  toplantı sonrasında ‘ortak zemin’ arayışının diplomatik girişimlerle devam edeceğini umuyorum.

Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisi ve Kıbrıs Rum tarafının federasyonun bir parametresi olan siyasi eşitlik konusundaki uzlaşmaz tutumu devam ettiği müddetçe, Kıbrıs’ın statükoya mahkum kalacağından endişe duymaktayım. Statüko statik değildir ve bunun sonuçları Ada’daki bölünmüşlüğü derinleştireceği gibi, devam eden istikrarsızlığı ve gerginliği artıracağı anlamına gelecektir.”

 


ÖZDİL NAMİ
(Eski müzakereci, CTP Milletvekili):

“Taraflar arasında çok büyük bir uçurum varsa, raporlanacak”

“Ya mekik diplomasi yoluyla bir süre daha bu ortak zemin arayışı devam edecek ya da Genel Sekreter konuyu Güvenlik Konseyi’ne rapor edeceğini söyleyecek. Genel Sekreter taraflar arası çok büyük bir uçurum olduğunu düşünürse, atacağı adımlarla ilgili bir görevlendirme isteyebilir.”

“İki lider eğer tutumlarında ısrar ederse, böyle bir durumda BM taraflar arasında ortak zemin oluşmadığını not edecektir ve iki alternatiften birini yapacaktır. Ya mekik diplomasi yoluyla bir süre daha bu ortak zemin arayışı devam edecek ya da konuyu Güvenlik Konseyi’ne rapor edeceğini söyleyecek. Genel Sekreter taraflar arası çok büyük bir uçurum olduğunu düşünürse konuyu raporunda atacağı adımlarla ilgili bir görevlendirme isteyebilir. Güvenlik konseyine verilecek olan raporda ise Kıbrıs’ın güneyinin BM parametrelerine uygun federal çözüm müzakerelerine devam edeceği, kuzeyin ise iki devletli çözümde ısrarcı olduğu, bu nedenle ortak zemin oluşamadığı ifadeleri yer alabilir. Suçlanan taraf Türk tarafı olur. Kıbrıs’taki çözüm modelinin değişmesi ancak adadaki iki tarafın yeni çözüm modelinde mutabık kalmasıyla oluşabilir. Tek tarafın istemiyle olmaz. Buna Rumların da evet demesi gerek. Tabi güneyin böyle bir noktaya gitmeyeceğini biliyoruz. Tük tarafının pozisyonundaki bir diğer ciddi tutarsızlık ise BM önünde müzakerelerin iki devletli çözüm için kurgulanmasını isteyecek ama BM’nin tanınmaması gerektiğine dair de konsey kararı var. Tanınmamanız için karar alan bir kurumdan iki devletli çözüm müzakeresi başlamasını talep etmek mantıksızlık ve sonuç getirmesi imkânsızlık. BM’nin buna onay vermesi için konseyin yeni bir karar üretmesi, bunun için de beş daimi ülkenin de onay vermesi gerek. Bu imkânsız. Bu nedenle Türk tarafı başarılı olmayacağı başından belli bir hedefle yola çıktı.”

 


İPEK BORMAN
(Uluslararası İlişkiler Uzmanı- Eski Müzakere Heyeti Üyesi)

Genel Sekreter yapıcı tutumu görürse gayri resmi formatta görüşmelerin devamını isteyebilir

 

"Bu görüşmelerin amacı ortak bir zemin bulabilmektir. Ortak zemin olmadan resmi görüşmelerin de başlaması mümkün değil. Ortak zemin çıkamayacaksa süreç burada sonuçsuz kalacak.”

“İki taraf da mevcut pozisyonunda ısrarcı olursa görüşmelerden sonuç çıkmaz. Bu görüşmelerin amacı ortak bir zemin bulabilmektir. Ortak zemin olmadan resmi görüşmelerin de başlaması mümkün değil. Ortak zemin çıkamayacaksa süreç burada sonuçsuz kalacak. Gelişmeler ise tarafların tutumuna bağlı gelişecek. Eğer Genel Sekreter yapıcı tutumu görürse gayri resmi formatta görüşmelerin devamını isteyebilir. Her iki taraf da ortaya koyduğu pozisyonların esas olduğu konusunda ısrarcı olursa Genel Sekreter’in görüşmelere devam etmesi için bir pozisyon olmayacak. Ama yapıcı ve esneyebilecek ışık görülürse gayri resmi görüşmelerin sürdürülmesini isteyebilir.”

 


ERHAN ERÇİN
(Eski Özel Temsilci)

“Güney federasyona bağlılığını yenilerse, Türk tarafı kendi pozisyonunu gözden geçirmek durumunda kalabilir

“Eğer güney federasyona bağlılığını yenilerse, Türk tarafı kendi pozisyonunu gözden geçirmek durumunda kalabilir. Eğer bunu gerçekleştirmezsek ortadaki pozisyonu savunmakta zorlanabiliriz”

“Cenevre Zirvesi, Birleşmiş Milletler tarafından özellikle gayri resmi formatta organize edildi çünkü tarafların farklı pozisyonları var. Eğer güney federasyona bağlılığını yenilerse, Türk tarafı kendi pozisyonunu gözden geçirmek durumunda kalabilir. Eğer bunu gerçekleştirmezsek ortadaki pozisyonu savunmakta zorlanabiliriz. Güneyin federasyon dışında bir çözüm kabul edebilir düşüncesiyle bu yola çıkılmıştı, bu bağlamda görüşmelerde ortak tutum veya zemin bulunamazsa ileride BM’nin çalışmalarını etkileyebilir. Bu diplomatik çalışmada diyalogun devam edeceği bir ortam yaratılmaya çalışılacak. Muhtemelen bu çerçevede yeni bir beşli toplantı da planlanabilir.”  

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri