Belediye Meclisi’nde oylama bitti, tartışma bitmedi…

Lefkoşa Türk Belediyesi Meclisi’nde Türkiye’den gelen suyun belediyelere ton başına 2.30 TL’den satma önerisinin REDDEDİLMESİ, dün gün boyunca konuşuldu.

Ayşe GÜLER

Lefkoşa Türk Belediyesi Meclisi’nde Türkiye’den gelen suyun belediyelere ton başına 2.30 TL’den satma önerisinin REDDEDİLMESİ, dün gün boyunca konuşuldu.

11 belediye meclis üyesinin ‘ret’, 8 üyenin de ‘evet’ oyu kullanmasına karşın, 3 meclis üyesinin toplantıya katılmaması, belediye başkanı Mehmet Harmancı’nın ise ‘oy kullanmaması’ tartışmaya yol açtı.

LTB’de alınan karar; belediyeler arasında öneriyi şu ana kadar reddeden tek belediye olması nedeniyle  ‘ilk’ olma özelliğini de taşırken, gözler bundan sonraki süreçte yaşanacaklara çevrildi.

Geçiş döneminde Türkiye’den gelen suyu almayı kabul etmeyen Lefkoşa’da yeni dönemde nelerin yaşanacağı, Tarım Bakanlığı’nın bu konuda nasıl bir tavır sergileyeceği de merak uyandırıyor.

Süreç, tartışılmaya devam ediyor…

LTB Başkanı Harmancı, ‘bölünmüşlüğün üzerine bölünmüşlük yaratmamak’ adına toplantıda oy kullanmadığını ancak oy vermiş olması halinde ise ‘evet’ oyu kullanacağını YENİDÜZEN’e açıkladı.

Öte yandan Lefkoşa Türk Belediyesi CTP’li meclis üyeleri, alınan karar ile ilgili ortak açıklama yaptı, kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini söyledi. CTP’li meclis üyeleri suya değil, suyun ton başına belediyelere 2.30 TL’ye satılmasına karşı olduklarını belirtti.

YENİDÜZEN,’evet’  veya ‘hayır’ oyu kullanan belediye meclis üyelere ulaşarak, görüşlerini sordu.

Belediye meclis üyelerinin bazıları, belediyenin ‘denek’ olarak kullanıldığını, şu anda 0.25 TL’den alınan suyun daha pahalıya alınarak, tüketiciye şu anki fiyat yerine daha yüksek fiyatlarla satılacağını savundu.

Bazı belediye meclis üyeleri de geçiş döneminde protokolün bir maddesinin yürürlüğe girmesinin aslında ‘özelleştirmenin’ kapısını açacağını dile getirdi.


BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ NE DÜŞÜNÜYOR?

TDP’li Belediye Meclis Üyesi Özmen Birinci: “LTB’de ‘denek’ gibi hayır dendi…”

“Ülkenin su kaynakları ile ilgili yetersizlik ve geçmiş CTP-UBP hükümeti döneminde imzalanan Su Protokolü neticesinde belediyemiz Su İşleri Dairesi’ne suyun devlete kaça satılacağını, kalitesinin ne olacağını, ara dönemde suyu almayı reddetmemiz halinde yerel kaynaklardan suyun verilip verilmeyeceğini ve fiyatının ne olacağını sormuştuk. Belediyeye iletilen yazıda  suyun eski fiyatı verilemeyeceği, bu fiyatın 1990’lı yıllarda belirlendiği ve güncel fiyatı ile verileceği belirtilmişti. Yeni fiyatı ve Türkiye’den gelen suyu fiyatı karşılaştırdığımızda suyun fiyatı aynı maliyete geliyordu. Benim öngörüm; devletin güncel fiyatı ile belirlenecek suyun 1,8 TL ile 2 TL arasında olacağı yönündeydi. 2 TL’ye düzensiz su almak yerine düzenli olarak 2.3 TL’nin alınmasını istedik. Şu andaki dayatmayı hem geçmiş dönemdeki hem de şu andaki hükümet yapıyor. CTP’yi samimi bulmuyor. Belediye meclis üyeleri ret oyu kullandılar ancak bu protokole imzayı koyan CTP’li Başbakan Ömer Kalyoncu’ydu. Bunun adı samimiyetsizliktir… Parti düşüncesini bir noktaya koymadan, belediyeci gözü ile baktığımızda Lefkoşalının su ihtiyacı vardır. Şu anda tankerler ton başına 15 ile 20 TL olarak su satıyor. Onlar da suyu yer altından çekiyor. Bununla birlikte 2.3 TL’den alınacak su belediyelere yeni aboneler kazandırabileceğini düşünüyorum. Yapılan tespitlerde Lefkoşa’da 1000 hane, belediyeden su almıyor. İmzalanan anlaşma 1 yıl sonrasında özelleştirme ihalesini gündeme getiriyor. Ülke suyu özelleştirilmemelidir. Ancak LTB ara dönemde Türkiye’den gelen suyu almış olsaydı, belediye 1000 yeni abone kazanabilir, yüzde 10-15’lik kar marjı elde edebilirdi. Bu para ile de alt yapı yatırımı yapabilir, günü geldiğinde şirkete boyun eğmeden dik duruş sergileyebilirdi. Ancak olmadı… İşin bir de şu ilginç yanı var ki; örneğin Mağusa Belediyesi’nde UBP ve DP’li meclis üyeleri evet oyu kullanırken, 8 belediye meclis üyesi de evet oyu kullandı. Bunun dışında 6 belediyede, belediye meclis üyeleri suyun alınması için evet dedi. Ancak LTB’de denek tahtası gibi hayır dendi. Şartlar tamamen diğer belediyelerle aynıdır. Birçok meselede birlikte hareket ettiğimiz siyasi partiden konu belediyecilik ve su olduğunda da aynı tutarlılığı LTB’de göstermesini bekliyorduk”

Bağımsız Belediye Meclis Üyesi Sonuç Koyuncu: “2.30 TL’den Lefkoşa’nın geçiş döneminde suyu alarak halka ulaştırmayı elimizin tesri ile reddedemezdik”

“Önceki günkü toplantıda suyun alınıp alınmayacağı ve fiyatın müzakere edilip edilmeyeceği konuşuldu. 2.30 TL’den Lefkoşa’nın geçiş döneminde suyu alıp halka ulaştırmayı elimizin tesri ile reddedemezdik. Hükümetin de bize çıkardığı rakam vardı. Ayrıntılarla ilgili bazı meclis üyeleri ile çekinceleri bulunuyordu. Ancak belediye 2.30 TL’nin üzerine çok az bir miktar koyarak suyu satabilirdi. LTB, yıllardır altyapıya yatırım yapmadığı için bugüne kadar gelen su ile ilgili hazırlıklı yakalanamadı. Belediyeler, çıkmaza girdi. Lefkoşalının en büyük şikayeti sudur, vatandaşlar 2 ton suyu 30 TL’ye almaktan yakınıyor. Fiili gerçeklerde geçiş döneminde bu fiyata su alınabilirdi, susuz kalmamaları adına bu adım atılabilirdi. Bizim de yap işlet devret modeli ile ilgili çekincelerimiz var. Ancak suyun belediyelerden ayrılması, sabun ile suyun ayrılması gibidir. Geçiş döneminde abonelik sözleşmesi imzalanması halinde özelleştirmenin onaylanmayacağına dair Başsavcılıktan görüş aldık.
Halk suyu beklemektedir. Devlet bu suyu 2.30 TL olarak veriyorsa, bunu özelleştirme olarak değerlendirmemek gerekiyordu. Oyumu da o yönde olumlu koydum. Lefkoşalı 2.25 TL’ye tuzlu su kullanıyor. Çok fazla sıkıntı yaratmayacaktı”

UBP’li belediye meclis üyesi Akın Aktunç: “Alınan karardan sonra 0.25 TL’ye satılan tuzlu suyun fiyatı da artacak”

“Şu anda ülkemizde ciddi su sıkıntısı yaşanmaktadır. Her geçen gün kuyularımız kuruyor. Lefkoşalı zor günler yaşıyor. Vatandaşlara şu anda ulaşan su, tuzlu sudur. Tankerle su alıp günleri geçiriyoruz. Sürekli gezdiğim için, bu konu gündeme geldiğinde Lefkoşalıdan görüş aldım. Aldığım görüşlerde Lefkoşalının içilebilir temiz su istediğini öğrendim. Bence, Türkiye’den gelen temiz suyun kullanılması gerekiyordu. Biz belediye meclis üyeleri olarak Lefkoşalıyı temsil ediyoruz, onlara arzuladığı suyu vermemiz gerekiyor. Bu nedenle önceki günkü belediye meclisi toplantısında evet oyu kullandım. Aslında, tüm mecliste içilebilir suyu kabul eder gibi bir durum vardı. Ancak, son gün değişik bir durum ortaya attılar. Maalesef karar geçmedi. Bu karar sonrasında Lefkoşalıya eskisi gibi tuzlu su gelecek. Olmayan bir suyu nasıl vereceğiz o da muamma. Aynı zamanda belediyenin Asbaşkanı olduğum için, bize gelen sorunların çoğunluğu su ve suyun yokluğu ile ilgilidir. Gerekli suyu bize vermedikleri için halka ulaştıramıyoruz, bu nedenle bize tepki gösteriyorlar. Belediye Su İşleri Bölümü yaptığı çalışmada suyun fiyatı da belirlenmişti.  Yüzde 40 kaçağı da göz önünde bulundurulduğunda, yapılan çalışmada 2.30 TL’ye belediyelere verilecek suyun 1 ton ile 6 ton arası 4.5 TL’ye, 10-20 ton arasındaki suyun 5.5 TL’ye 20 ton üzeri suyun da 7 TL’ye vatandaşlara ulaştırılması yönünde görüş ortaya atılmıştı.  11 belediye meclis üyesi bu konuda ret oyu kullandı, kendilerine saygı duyuyorum. Ancak bazı CTP’li belediyelerin abonelik sözleşmesi imzalarken, sadece Lefkoşa’da ret oyu kullanılması dikkat çekiyor. Bu karar sonrasında verilen tuzlu suyun da fiyatı yükselecek. Şu anda halka 0.25 TL olarak satılan suyun fiyatı 1 TL’yi bulabilir. Suyun belediyelere ulaşması için belli bir masraf ortaya çıkıyor. Diğer belediyeler suyu istedikleri için Lefkoşa’ya ulaşana kadar suyun fiyatında artış yaşanacak”


YKP’li Belediye Meclis Üyesi Murat Kanatlı: “Özelleştirmeye açılan bir kapı olduğu için hayır dedim”

“Özelleştirmeye açılan bir kapı olduğu ve protokolün bir maddesi yürürlüğe gireceği için ret oyu kullandım.  Protokole ilkesel olarak karşı çıkışıyorsak ve özelleştirmedir diyorsak bir maddenin çalıştırılması da ‘olur vermek’ olacaktı.  Özelleştirmeye neden karşı çıktığımızı bugüne kadar defalarca açıkladık. Su meta değildir, alınıp satılabilsin. Suyun yerine başka bir şey itama edemezsin. Sosyal medyada insanların tepkileri olduğunu görüyorum. Bir kısmı, su sıkıntısından muzdariptirler ve ciddi şekilde yanıltılıyorlar. Bugüne kadar özelleştirilen kurumlardan ucuz ve kesintisiz hizmet almadık. Önümüzde AKSA ve Ercan örneği vardır. Vatandaşlar ucuz ve kaliteli su alacağını düşünüyorlar. Ancak şu da unutulmamalıdır ki son kullanıcıya gidecek değer açıklanmadı. Bilgilerimiz, bir yıl içme suyu kullanılmayacağı yönündedir. UBP ve DP kanadından tepkiler var. Bunlar politiktir. Ülkenin altını üstünü yağmalayanlar suyun da yağmalanması için operasyon başlattılar. Bu yapılanlar,  UBP ve DP’nin koltuklarını tutmak için yaptıkları politikalardır. Halkın bunlara kanmaması gerekiyor,  başka türlü mücadele mümkündür. Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki kaynaklarla ilgili oturup konuşalım, maliyet farkı varsa da fonlar vardır, sübvanseye edilerek iki toplumlu yaklaşımla sorun çözülebilir. Alternatifsiz değiliz”


TDP’li Belediye Meclis Üyesi Mine Atlı: “Sıkıntı, yönetimle ilgilidir”

“TC’den su gelen su ihtiyaç olan bir dönemde geliyor. Ancak sıkıntım yönetimle ilgilidir. Fiyatla ilgili de sıkıntım yoktur. Gönül isterdi ki su ücretsiz veya çok cüzi bir miktara halka dağıtılsın…Ancak gerçekçi olmak gerekirse, temiz bir su geliyor ve ücretin de ödenmesi gerekiyor.  Bana göre 2.30 TL üzerinden ücret tartışmaları mantıklı değil. En önemli sorun suyun idaresi noktasındadır. Bana göre belediyeler suyu yönetmezse ciddi güçsüzlükler olacak. Bu durum da benim demokrasi anlayışımıza sığmaz. Geçiş döneminde idareyi LTB yapacaktı. Ama bu dönemde, karşı olduğumuz protokolün 22. Maddesine evet demek de protokolü onaylamak anlamına gelecekti. Ciddi tepkiler alıyoruz, ırkçılığa varan tartışmalar yaşanıyor. Yer altı su kaynaklarımız azaldı, su talebi arttı. Ancak bunu milli bir olaya çekmek doğru değildir. Merkezi yönetim, suyu vatandaşlarına teslim etmek zorundadır. Suyumuz olmayacak gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu, yasal yükümlülüktedir. Protokolü kabul etmiyoruz. Parti bir karar oldu ve suyun özelleştirilmesine karşı olduğumuzu söyledik. Partide geçiş döneminde ‘evet’ denileceği yönünde bir karar vardı. Ancak benim mantığım bunu almadı. Ayrıca belediye meclis üyesi olduğum günden beridir, en çok ulaşan sıkıntı vatandaşların su borcunu ödeyemediği noktasındadır. Yasaya göre sosyal yardım alanlara 10 ton su verilebiliyor. Özelleştirme olduğunda bu insanlara çare üretilemeyecekti. Sağlıkları ellerinden alınacaktı. Tüm bunlar, oylamada ret oyu kullanmamda etkili oldu”

Özel Haber Haberleri