Didem MENTEŞ
Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘yasa dışı kürtaj’ davasında bu kez önemli bir tanık konuştu, hastanede hemşire ve tıp teknisyeni olarak iş yapan Z.M.’nin söyledikleri kan dondurdu.
34 haftalık bebeği ameliyathanede gören tanık Z.M: “5 ila 15 Ocak tarihleri arasında bir çift geldi, 8 aylık kadın hamileydi. Odaya yatırdık, Ayşegül dosya açtı. Fahri Bey, Ayşegül’e, Taner Bey ve Rasiha Hanım’ın gelmesini söyledi. Hastayı ameliyathaneye aldık, Rasiha Hanım uyuttu. Sonra ben dışarıya çıktım. 15- 20 dakika sonra bir şeye ihtiyaç var mı diye girdim. Fahri Beyin elinde bebek vardı, bebeği tutuyordu. Rasiha Hanım enjektörü hazırladı, propofoldu... Enjektörü Taner Bey’e uzattı. Fahri Bey, Taner Bey’e ‘hadi yap’ dedi. Bebek morarmaya başladı, dışarı çıktım. Bebek sağlıklıydı, anomali bir şey yoktu. Bebek yaşıyordu, cinsiyeti kızdı...”
Avukatlar, “çelişkili şahadet” dedi
İddia Makamı davayla ilgili olarak dünkü duruşmada iki tanık daha mahkemeye dinletti. Tanıklardan biri hastanede tıp teknisyenliği hem de hemşirelik işleri yapan Z.M. oldu. Tanık Z.M., 34 haftalık bebeği gördüğünü ve ameliyatta kimlerin ne yaptığını anlattı.
Sanıkların avukatları, tanık Z.M.’nin polise verdiği 3 tane ifadesi ve ön tahkikat duruşmalarında mahkemeye verdiği beyanlar ile ağır ceza mahkemesinde anlattıklarının çelişkili olduğunu iddia ederek, tanığın doğruları söylemediğini öne sürdü. Avukatlar, tanığın, mahkemeye ‘eksik’ ve ‘yanlış’ bilgi verdiğini savunurken, tanık Z.M. daha önce hem korktuğu için söylemediğini hem de kendisine yöneltilen sorulara göre cevaplar verdiğini aktardı. Bu arada mahkeme 17 Kasım Perşembe gününe ertelendi.
Taraflar hazır bulundu
Sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Ayşegül İşbilen, Taner Okburan, Fahri Karagözlü ve Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarıldı.
Başkan Fatma Şenol, üye yargıç Murat Soytaç ve üye Yargıç Seran Bensen huzurundaki davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu.
Embriyolog da dinlendi
İddia Makamının 28’inci tanığı olarak Ada Hospital’de embriyolog olarak çalışan H.G. oldu. Tanık H.G., Savcı Akyener’in ve savunma avukatlarının sorularını yanıtlayarak, şahadet verdi. Tanık H.G, Ada Hospital’de Verda Tunçbilek ile birlikte tüp bebek merkezinde çalıştığını belirterek, Verda Tunçbilek’in kürtaj yapmadığını da ifade etti. Hastanede yapılan son toplantıya katıldığını, Verda Tunçbilek’in hasta mahrumiyetinden söz ettiğini aktaran tanık, o toplantıda Ayşegül işbilen’in de başhemşire olduğunu aktardı.
----------
Tanık Z.M: “Fahri Bey, Taner Bey’e ‘hadi yap’ dedi”
Savcı Erdinç Akyener, davasının 29’uncu tanığı olarak ise hastanede acil tıp teknisyenliği hem de hemşirelik işleri de yapan Z.M. dinlendi. Tanık Z.M., Savcı Akyener’in ve savunma avukatlarının sorularını yanıtlayarak, şahadet verdi. Tanık Z.M’nin ifadesi şöyle: “Hastanede kürtajları Fahri Bey yapardı. Taner Bey ve Ayşegül Hanım ameliyatlara girerdi. 5 ila 15 Ocak tarihleri arasında bir çift geldi, kadın hamileydi. Kadının 8 aylık olduğu söylendi. Hasta 15:00- 15:30 civarında geldi, Ayşegül karşıladı. Fahri Bey’in odasına girdiler. Muayene edildikten sonra yukarı çıktık. Odaya yatırdık, Ayşegül dosya açtı. Fahri Bey, Ayşegül’e, Taner Bey ve Rasiha Hanım’ın gelmesini söyledi. Ameliyattan önce Ayşegül ile birlikte hastayı hazırladık. Sonra Rasiha Hanım geldi, sonra da Taner bey geldi ve yukarı çıktılar. Hastayı ameliyathaneye aldık, Rasiha Hanım uyuttu. Sonra ben dışarıya çıktım, bir şey lazımdı. 15- 20 dakika sonra bir şeye ihtiyaç var mı diye girdim. Fahri Beyin elinde bebek vardı, bebeği tutuyordu. Rasiha Hanım enjektörü hazırladı, propofoldu... Enjektörü Taner beye uzattı. Fahri Bey, Taner Beye ‘hadi yap’ dedi. Bebek morarmaya başladı, dışarı çıktım. Bebek sağlıklıydı, anomali bir şey yoktu. Bebek yaşıyordu, cinsiyeti kızdı. Dışarıya çıktığımda koridorda temizlik görevlisi Ş.Ş’yi gördüm. Bana ameliyatın bitip bitmediğini sordu. Ameliyatın bitmediğini söyledim, aşağıya indim. Orada beni Aygün abla gördü. Neyim olduğunu sordu. Ben de çocuğu gördüğümü, sağlıklı olduğunu söyledim. Daha sonra Ayşegül yanıma geldi. Neden ağladığımı sordu, çocuğun hasta olduğunu bu nedenle aldıklarını söyledi. Ertesi gün işe geldim, 103 numaralı odaya gittim. Hastanın yanına yukarıya çıktım. Kadına bunu neden yaptığını sordum. Kadın bana onun için de çok zor bir karar olduğunu, ‘çocuğum hastaydı, o yüzden aldırdım’ dedi. Ameliyat günü Fahri Bey ve Verda Hanım hastanede vardı. Anestezist O.A. yoktu saat 15:00’de işten ayrılmıştı”
Avukat: “İfadeleriniz ile şahadetiniz uymuyor”
Savcının sorularına cevaplar veren tanık Z.M. daha sonra avukatların sorularını yanıtladı.
Tanık Z.M, İşbilen ve Okburan’ın avukatının sorusu üzerine sanık Fahri Karagözlü’nün ameliyatlarına hemşire olarak Ayşegül İşbilen’in girmesini istediğini belirterek, sanık Karagözlü’nün aynı ekiple ameliyatlarını yaptığını savundu. Ayşegül İşbilen’in avukatı, “doktor ne derse hemşire onu yapmak görevlendirilir değil mi ve doktora diğer hemşireler ve hastane sahibi Verda Hanım da karışamaz değil mi” diye sorması üzerine, tanık Z.M, ‘evet’ cevabını verdi. Avukat, tanık Z.M.’nin polise verdiği 3 tane ifadesi ve ön tahkikat duruşmalarında mahkemeye verdiği beyanlarına değinerek, tanığa sorular sormaya devam etti. Avukat, tanık Z.M.’nin polise verdiği ifadeler ve ağır ceza mahkemesinde verdiği şahadeti arasında ‘uyuşmazlık’ olduğunu iddia etti. Tanık Z.M de ‘böyle bir işin içine düşeceğini bilmediği ve korktuğu için’ ilk ifadesinde eksik bilgiler verdiğini kabul etti.
“Taner Bey’in iğne yaptığını daha önce hiç duymadım”
Avukat, “ben bugüne kadar Taner Bey’in iğne yaptığını duymadım. Neden daha önce söylemedin” diye sorması üzerine, tanık Z.M., “Şimdi söyledim! Dr. Fahri Bey söyledi, Taner Bey de yaptı” dedi. Bunun üzerine avukat, “bunları sonradan icat ettiniz” demesi üzerine, tanık Z.M., “sormadılar ben de söylemedim” dedi. Tanık, “Rasiha Hanım hastaya moral verirdi. Ben 15- 20 dakika sonra bir şey isterler mi diye girdiğimde Fahri Bey’in elindeydi. Çocuk yüzünü buruşturdu” dedi. Avukat, hem çocuğun kaç aylık olduğuyla ilgili hem Rasiha Serdaroğlu’nun propofol hazırladığını hem çocuğun durumuyla ilgili hem de Fahri Karagözlü’nün Taner Okburan’a ‘hadi yap’ dediğine yönelik şahadet veren tanığa, “bu söylediklerinizi uydurdunuz” dedi. Tanık da “uydurmadım, bebeğin cildi pembeydi, Fahri Bey’in elinde bebeği gördüm” yanıtını verdi.
“Madem çocuğa iğne yaptılar, neden kimseye söylemediniz?”
Tanık Z.M., ardından sanık Fahri Karagözlü’nün avukatının sorularını yanıtladı. Avukat, “çocuk ölü olduğu için anomali yoktu, onun için Fahri Bey aldı” demesi üzerine, tanık Z.M., “çocuk canlıydı, iğne yaptılar, ben gözümle gördüm” dedi. Avukat, “madem bu çocuğa iğne yaptıklarını gördünüz, çocuğu öldürdüklerine şahit oldunuz, neden kimseye hiçbir şey söylemediniz” diye sordu. Tanık da “bebek hastaydı dediler, emin olamadım ve polise gitmedim” dedi. Avukat, “her ifade başka bir şey ilk mahkemede de başka bir şey söylediniz. Doğruları söylemediniz” demesi üzerine, tanık Z.M., “sormadınız demek ki söylemedim” dedi. Avukat, “ilk günden neden bunu söylemediniz” diye sordu, tanık Z.M. de “korktum” cevabını verdi.
“Rasiha Hanım’ın ilaç hazırladığını daha önce söylemedin”
Tanık Z.M., daha sonra Rasiha Serdaroğlu’nun avukatının sorularını yanıtladı. Avukat, “korktuğunuzu söylediniz, neden ve nereden korktunuz” diye sordu. Tanık Z.M., “polis baskı yaptı hastaneye korktum. Genel olarak polisten korktum. Onun için ilk ifademde bazı şeyleri eksik söyledim. İkinci ifademde de vicdan azabı çektim, polis çağırdı gittim ve sorulara cevap verdim” dedi. Avukat, “iğneyi kim yaptı diye sana soruldu. Sorulmadı diye söylemen doğru değil. İlk mahkemede Fahri Bey ve Taner Bey ameliyatın başında duruyordu, bebeği Ayşegül’e verdiler dedin. Mahkemeye doğruları söylemen” dedi. Tanık Z.M. de “unutmuş olabilirim ama kimin yaptığını gördüm. Fahri Bey ve Taner Bey dedim” şeklinde yanıt verdi. Avukat, “Rasiha Hanım’ın ilaç hazırladığını daha önce söylemedin” diye sorması üzerine, tanık Z.M., “bugün söyledim” dedi. Bunun üzerine avukat, “makul bir insanın böyle bir durumda bunu söylemesi gerekmez mi” diye sordu, tanık Z.M. de “evet” dedi.