Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, adanın kuzeyinde yeni bir rejim inşasının hızlandığını, demokrasinin ve özgürlüklerin tehdit altında olduğunu belirtti.
Yazılı açıklama yapan Eylem, “Her kurumumuzu, her alanımızı, irademizi ele geçiren, kuşatan, dayatmacı rejim, adamızın kuzeyinde demokrasiyi, özgürlüklerimizi bitirmek için, orda ne varsa burada da olması için çalışmalarını hızlandırmış durumdadır. Bu şiar kapsamında yeni rejim inşasını tüm enstrümanlarıyla birlikte son sürat tamamlamaya çalışmaktadır.” dedi.
5 Kıbrıslı Rum’un yargı sürecine de değinen Eylem, “Kendi malını, ata toprağı arazisini defalarca ziyaret eden ama son ziyaretinden sonra peşlerine düşen polis araçlarıyla yollarından döndürülerek gözaltına alınan, ortada hiçbir suç yokken kelepçelenip tutuklanan, güneydeki tutuklamalara nispet, siyasi rehin olarak tutulan ve hala daha eziyet çektirilen beş yaşlı insanın sağlık sorunları görmezden gelinip ihmal edilmekte, mahkemelerde, hapishane köşelerinde eziyet çektirilmekte, insanlık dışı muameleye maruz bırakılmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Avukatları tutuklayıp, itibar suikastına maruz bırakmak olayın yeni boyutu”
Eylem, avukatların da baskı ve tutuklamalarla karşı karşıya kaldığını dile getirerek, “Bu insanlara yapılan eziyet yetmezmiş gibi avukatlarını tutuklamak, kelepçeleyip itibar suikastına maruz bırakmak ise bu olayın yeni bir boyutunu, kuzeyde AKP tarafından atılan yeni bir adımı göstermektedir. Bu adım, kuşatmanın yargı bağımsızlığını tehdit ettiğini, tüm alanlarda bağımsızlığımızın, özgürlüklerimizin müdahalelerle tehdit altında olduğunu ortaya koymaktadır.” dedi.
KTOEÖS Başkanı Eylem, uzun yıllardır uygulanan nüfus politikaları, dayatma ekonomik paketler ve eğitim alanındaki gericileştirme adımlarıyla Kıbrıs Türk toplumunun iradesinin hedef alındığını kaydetti. Eylem, “TC hükümetleri, yerel işbirlikçileri aracılığıyla çözümsüzlük için çabalamakta, ada yarısı uluslararası hukukun dışında bırakılmakta, mafya, tetikçi, kumar, kara para cenneti haline dönüştürülmekte, bu durumdan adamızın kuzeyinin her kurumu, her köşesinin peşkeş çekildiği TC sermayesi, üst düzey siyasileri ve muadili yerelleri nemalanmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Kıbrıslı Türkler bağımsızlık, özgürlük talebi ve mücadelesini yükseltmeli”
Uluslararası aktörlere de çağrı yapan Eylem, AB ve BM’nin yaşananlara seyirci kaldığını, güneydeki yönetimin ise çözüm için olumlu bir adım atmadığını belirtti. “Kuzeyde Türkiye’nin uzun yıllardır uzaktan komutalı olarak sürdürdüğü politikalar ve güneyde alınan yanlış kararlar adamızı bilinçli olarak fiziksel bölünmeye götürmüştür. Atılan adımlar, iki toplumun birbirinden daha da uzaklaşması, psikolojik bölünmenin de gerçekleşmesi ve çatışmaya doğru sürüklenmesi riski taşımaktadır.” dedi.
Eylem, Kıbrıslı Türklerin bağımsızlık ve özgürlük talebini yükseltmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kıbrıslı Türkler bağımsızlık, özgürlük talebi ve mücadelesini yükseltmeli, bu talebe uluslararası camia sessiz kalmamalı, Kıbrıs’ta çözüm için etkin rol almalı, her iki kesimde ayrılıkçı, faşist kararların tutuklamaların sona erdirilmesi için, tel örgülerin kalkması, adamıza barış gelmesi için harekete geçmekte daha fazla geç kalmamalıdır.” ifadelerini kullandı.