Alternatif Bir Eğitim: Çocuklar İçin Felsefe ve Eğitici Drama

"Kıbrıs’ın kuzeyinde, başta eğitimde olmak üzere birçok alanda sorunların günden güne çeşitlenerek artması böylesi bir seferberliğe olan ihtiyacı daha da arttırmaktadır"

                                            

Nügen Derman Duru
nugenduru@hotmail.com

 

Eğitim ve öğretimin ezberci ve kalıplaşmış yapısı birçok toplumda olduğu gibi Kıbrıs’ın kuzeyinde de önemli bir tartışma konusu. Özellikle ilkokul yıllarından başlayarak çocukları,  aileleri ve öğretmenleri kıskacı altına alan kolej, fen lisesi, Anadolu Lisesi gibi okulların sınav hazırlıkları, her yıl binlerce çocuğu ve aileyi hem ekonomik hem de ruhsal anlamda yıpratmaktadır. Sınavların yapıldığı tarihlerde gündeme gelen, her seferinde yoğun bir şekilde eleştirilen, sonrasında ise bir şekilde kendi kendini yeniden üreten bu sistem, geride çeşitli sorunlar bırakmaktadır. İlgili olması beklenilen kesimler ise sorunlar üzerinde düşünmek ve çözüm üretmek yerine, kendilerine rasyonel sebepler bularak sistemin devamını pekiştirmektedirler.

 Bunun yanında,  sürekli göçle gelen öğrencilerin okullara yerleştirilmesi, uyumlaşma süreçleri,  belli okullarda (özellikle klasik liselerde)  yaşanan yığılmalar ve eğitim olanaklarına erişmede öğrencilere sunulan fırsatlardaki eşitsizlikler de önemli sorunlar olarak dikkat çekmektedir.

Bahsi geçen sorunlara, ne türden çözümler üretilebileceği ile ilgili olarak önerilerde bulunabilmek için, her şeyden önce kapsamlı bilimsel araştırmalara ihtiyaç olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bununla birlikte, farklı ülkelerin benzer sorunlarla nasıl baş ettiklerine bakmak, onların uyguladıkları modelleri inceleyerek çözümlerinden esinlenmek de fayda sağlayacaktır. Bütünsel olarak sistemin yenilenmesi zor ve zaman alan bir süreç olabilir. Ancak, eğitimin değişen koşullara uyumlanması sürecinde, hızlı kararlar üreterek alternatif organizasyonlarla destek sağlayabilecek bir irade, pek çok şey yapabilir. Bunun en güzel örneği, Finlandiya’da aydınların, özellikle de Finli öğretmenlerin geri kalmışlıktan kurtulmak için verdikleri toplumsal mücadele, başka bir deyişle toplumsal seferberliktir. [1] Fin halkı, her kesimden gönüllü insanın, özellikle de öğretmenlerin ülkenin en ücra köşelerine kadar götürdükleri eğitim hizmetleri sayesinde, çökmek üzere olan bir toplumdan, yepyeni, tüm dünyanın örnek aldığı bir toplum yaratabilmişlerdir.

 Kıbrıs’ın kuzeyinde, başta eğitimde olmak üzere birçok alanda sorunların günden güne çeşitlenerek artması böylesi bir seferberliğe olan ihtiyacı daha da arttırmaktadır. O halde, nereden, nasıl başlanmalı şeklindeki bir soruya, ortak akıl çerçevesinde uygulanabilir çözüm önerileri sunmak ve bunları hayata geçirmeye çalışmak büyük bir adımdır. Her kademeye yönelik olarak yapılacak projelerin uygulanmasına olanak sağlayacak düşünce ve organizasyonlar, eğitimin yeniden yapılanmasının da önünü açacak aynı zamanda devletin yükünü de hafifletecektir.

O halde ‘alternatif eğitim’ uygulamalarından yararlanmak birçok soruna çözüm üretebilir. Buradaki ‘alternatif eğitim’ kavramı, her öğrenciye açık olan, gönüllülük esasına dayalı, sürekliliği olan, paylaşarak karar veren ve küçük gruplarda gerçekleşen öğrenme ortamları anlamında kullanılmaktadır. Bu ortamlar okulların öğrenci kulüpleri olabileceği gibi, derneklerin, eğitim örgütlerinin, üniversitelerin sürekli eğitim merkezleri, gençlik merkezleri, kırsal bölgelerin kuruluşları gibi birimlerdir. [2] Söz konusu alternatif eğitimde amaç, sadece bilgiyle değil, aynı zamanda etik değerlerle de donatılmış bireyleri yetiştirmektir. Ioanna Kuçuradi’ni de vurguladığı gibi, normlara göre hareket etmeyi dayatan değil, değerler bilinci ile hareket edebilecek bir eğitim ile yeni kuşakları donatmayı başarabilmek gerekir. Düşünüre göre, kötülüğün, ayırımcılığın, savaşların dünyada bu kadar insanın ve canlının canını yaktığı bir dönemde bu türden bir eğitime çok ihtiyaç vardır. [3]

Böylesi bir eğitimin özünde her şeyden önce düşünme ve etik değerler eğitimi yer alır. Sosyal dayanışmanın önemini yeniden keşfeden, tüm insanlığa ve diğer canlılara karşı sorumluluğunun bilincinde olan, üreten ve ürettiğini bölüşen, umutlu ve mutlu bireyler olmanın yolunu açmak bununla mümkündür.  Bu tür uygulamalara örnek oluşturacak alternatif eğitim olarak yapılanlardan elde edilen sonuçlar eğitimin umut yeşerten çalışmalardır.

Uygulama yöntemlerinin çeşitliliği sayesinde alternatif eğitim önemli bir avantaj da sağlamaktadır. Şöyle ki, okulların ezberci eğitimden kaynaklanan olumsuz etkisini azaltacak öğrenci kulüplerinin oluşturulmasına olanak sağlamak, yabancı öğrencilerin kültüre uyumlarını kolaylaştıracak çok kültürlü eğitim modellerine yer vermek, sivil toplum kuruluşlarının (dernekler, gençlik merkezleri…) bu yönde verdikleri hizmetleri desteklemek, kırsal alanlara kurulacak merkezlerde farklı eğitim seçenekleri sunmak sayılabilecekler arasındadır.

Bu konuda yapılan örnek uygulamalardan biri, Başbakanlık ve Vakıflar İdaresi ile İstanbul Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin işbirliği ile Lefkoşa Bölgesi ortaokul ve lise rehberlik servislerinin belirlediği 50 öğrenciye (12-18 yaş)  yönelik olarak, eğitimde fırsat eşitliğine destek amacıyla 2018 yaz döneminde (temmuz, ağustos) uygulanan programdır.

Programın temel amacı, çeşitli nedenlerle eğitim olanaklarından yeterince yararlanamamış öğrencilere, alternatif bir içerik sunarak, akranlarının sahip olduğu sosyal, kültürel ve akademik olanaklara erişimlerini sağlamak, yaşadıkları toplumsal çevreye uyumlarına yardımcı olmak olarak düşünülmüştür. Programın içeriğinde Kıbrıs’ın Tarihi ve Kültürel Dokusunu Tanıma, İletişim Teknolojilerini Kullanma, Müzik,  Hızlı Okuma,  Felsefe ve Yaratıcı Drama Atölyesi yer aldı. [4]  

Kurslarda ilk kez felsefe yaratıcı drama ile birleştirilerek ortaokul grubundaki öğrencilere atölyeler şeklinde uygulandı. Böylelikle düşünmeyi geliştiren bir alan olan felsefe, küçük yaş gruplarındaki öğrencilerle deneyimlenmiş oldu.

50 gönüllü öğrencinin takip ettiği kurslarda, Felsefe ve Yaratıcı Drama Atölyelerine katılanlara, ön test ve son testler uygulanarak, çalışmanın öğrencilerde farkındalık yaratıp yaratmadığı ölçüldü. Atölyelerin sonunda öğrenciler kendilerini ifade etme, daha rahat ve akıcı konuşma, düşünebilme, kendilerini tanıma konularında geliştikleri yönünde görüş bildirdiler. Aktivitelerle hem eğlendiklerini hem de birçok kavram üzerinde daha derin düşünmeyi ve sorgulamayı keşfettiklerini belirttiler.

Alternatif bir eğitim modeli olarak Çocuklar İçin Felsefe ve Yaratıcı Drama Atölyesi, ilk olarak Lefkoşa Türk Lisesi Felsefe ve Düşünce Kulübü’nde 2018 yılında “Öğrencilerin Kendilerini İfade Etme Becerilerini Geliştirmede Drama Yönteminin Öğrenci Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi” konulu yüksek lisans tezi için uygulandı. Çok kültürlü eğitimin ilkeleri (katılımcılık, farklılıklara ve çeşitliliğe yer verme ve saygı…) ve çalışılacak öğrenci grubunun özellikleri de dikkate alınarak oluşturulan programda, temel felsefi kavramlar,  yaratıcı drama ve onun bir tekniği olan forum tiyatro ile birleştirildi. Program oluşturulurken bilimsel çalışmalardan ve Türkiye’deki benzer örnek uygulamalardan da yararlanıldı. Yaratıcı dramanın bir tekniği olan forum tiyatroyu kullanmadaki amaç,  öğrencilerin felsefi kavramların (iyi, kötü, doğru, yanlış, sorumluluk, hak, adalet, eşitlik, cesaret…) üzerinde düşünmelerini ve tartışmalarını sağlamaktır.[5] Forum tiyatro tekniği, katılımcıların düşüncelerini özgürce söyleyebildiği bir ortam sağlama girişimidir. Öğrencilere herhangi bir görüşü, düşünceyi ya da bilgiyi dayatmayı hedeflemez. Brezilyalı tiyatro kuramcısı Augosto Boal tarafından Ezilenler Tiyatrosu adlı makalesi ile tanınmış bu teknikte seyirci aynı zamanda oyuncudur. Amaç, katılımcıları değişim yaratmak için harekete geçirmektir. Bu yüzdendir ki UNESCO forum tiyatroyu sosyal değişmeleri sağlamada önemli bir eğitim aracı olarak görür. [6]  

 KKTC Başbakanlı, Vakıflar İdaresi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin işbirliğinde yapılan çalışmada, dünyada ve Türkiye’deki araştırmalardan ve uygulamalardan yararlanılarak geliştirilen program, Kıbrıs’ın sosyal ve kültürel yapısı da dikkate alınarak koşullara uyarlanarak ortaokul gruplarına da uygulandı. 12-13-14 yaşlardan oluşan ortaokul grubunda aktivitelere ve tartışmalara yüksek düzeyde ilgi gözlendi. Felsefe pedagojisinin yaratıcı drama ile birlikte uygulanması, oyuna benzer etkinliklere de yer verilmesi, atölyeleri öğrenciler açısından keyifli hale getirdi. Bu yolla öğrencilerin sosyal, evrensel ve soyut pek çok kavramı (adalet, eşitlik, haksızlık, özgürlük, mutluluk vb), somuta dönüştürerek, deneyimleyerek, anlamlı hale getirmeleri sağlandı. Böylece felsefi tutumlarını, yani bütüncül, tutarlı, sistematik, akılcı ve nesnel düşünme tarzını kazanabilmelerine olanak yaratılmış, özgür düşünebilmelerinin yanı sıra, kendine güven ve kendine yetmek konusunda öğrencilerin hayatlarında bir fark yaratmaya çalışıldı.

 Felsefenin insan yaşamındaki yeri, yaşama kattığı anlam, yaratıcı ve bilimsel düşünüşe sağladığı ufuklar artık tüm insanlık tarafından kabul görmektedir. Küreselleşmenin ve savaşların yarattığı göçler sosyal, ekonomik, kültürel açıdan dezavantajlı birçok grup ortaya çıkarmaktadır. Bu anlamda, sağlanacak alternatif eğitim fırsatları, dezavantajlı grupların eğitime erişimlerini kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı bir işleve de sahiptir. Kaldı ki son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, felsefe atölyelerinin öğrencilerin başka derslerdeki başarılarını da artırdığını göstermektedir. Örneğin, İngiltere’de kar amacı taşımayan Education Endovment Foundation (Eğitim ve Bağış Vakfı) 48 okulda,  3000 çocuğun bir yıl boyunca haftalık tartışma gruplarına katılmalarını sağlayacak bir proje uygulamıştır. Adalet, dostluk, hakikat, bilgi, hak gibi kavramları tartışmaları, soru üretmelerine ortam oluşturulmuştur. Bu çalışmanın sonunda öğrencilerin, okuma becerilerinde, matematik düzeylerinde artış tespit edilmiştir. Öğretmenler ayrıca öğrencilerin kendine güven, dinleme, iletişim becerilerinde de önemli bir gelişim gözlediklerini belirtmişlerdir. Özellikle dezavantajlı öğrenci gruplarındaki gelişimin daha da yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. [7]

Şu halde, ilköğretimden başlayarak tüm okullarda “Felsefe ve Yaratıcı Drama” kulüpleri kurularak eğitim öğretim yılı boyunca öğrencilerde olması hedeflenen becerilerin kazandırılması sağlanabilir, edebiyata ve sanata olan ilgileri de bu yolla arttırılabilir. Yöntem olarak yaratıcı drama, doğaçlama oyun, forum tiyatro gibi teknikler, öğrencilerin ilgilerini artırmaya ve belli bir düzeyde tutmaya olanak sağlayacağından atölyeler bunlarla desteklenebilir. Atölyeler kapalı ortamlarda yapılabileceği gibi, tarihi mekânlarla, kitabevlerinde de organize edilebilir.

İlkokul, ortaokul ve lise eğitim-öğretim programlarında öğretmenler, Çocuklar İçin Felsefe ve Yaratıcı Drama eğitimlerinden geçirilerek sosyal bilgiler, tarih, edebiyat, sosyoloji, felsefe gibi derslerde öğrencilerin daha aktif olmalarını sağlayabilirler. Eğitim ile ilgili sorunlara yenilikçi çözümler üretmede “Çocuklar İçin Felsefe ve Yaratıcı Drama” önemli bir alternatif oluşturabilecek özelliktedir. Öğretmen adaylarına, çocuklar için felsefe ve yaratıcı drama konusunda eğitimler verilebilir. Eğitimcilerin kişisel gelişimleri, edebi eserlere ve sanatsal etkinliklere olan ilgi ve yakınlıkları öğrencilerin gelişimini doğrudan etkiler. Bu nedenle, eğitimci yetiştirme konusunda hassas davranılmalıdır. Sağlam bir dünya görüşü olmayan eğitimcilerin öğrencilerine ne kadar yol gösterici ve destekleyici olacağı tartışılır. Eğitimcilerin felsefi bir tutum içinde olmaları yani, bilgiyi gelişen bir etkinlik alanı olarak kabul edip, öğretmenlik rollerini bu çerçevede gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Yüzyılın eğitimcisi, salt eski bilgileri yeni kuşaklara aktaran kişi değil, onun ötesinde bir iş olduğunu görüp bunu benimseyen kişi olacaktır.

21. yüzyıl öğrencilerinin kazanmaları gereken temel özellikler, yaratıcı düşünme, problem çözme, eleştirel düşünme, iletişim kurma ve iş birliği yapma olarak sıralanabilir. Çağın ön koşulu olan sözlü ve yazılı iletişimi geliştirebilmek, öğrenme verimini artırabilmek için yeni eğitim yöntem ve teknikler geliştirmek ve kullanmak gerekir. 21. yüzyılın bireylerini 21. yüzyılın eğitimcileri yetiştirecektir.

 


Kaynaklar

[1]Petrov, Grigory, Çev. Osmanov, Elnur,  Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Koridor Yayıncılık, 2017

[2] htpp://egitimpedia.com/alternatif-egitim-nedir-2/

[3] Kuçuradi, Ioanna, Etik, Türkiye Felsefe Kurumu Yayını, 2015

[4] KKTC Başbakanlık Resmi İnternet Sitesi

[5] Ankay, Ruhsan, Öğrencilerin Kendilerini İfade Etme Becerilerini Geliştirmede Drama Yönteminin Öğrenci Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi, YDÜ Yüksek Lisans Tezi, 2018

 [6 ] Önder, Alev, Yaşayarak Öğrenme İçin Eğitici Drama, Epsilon Yayınları, 2007

 [7] Çev.Sever,Çetin, Meltem, Çocuklara Felsefe Öğretmek Matematik ve Okuma-Yazma Becerilerini Artırıyor, Quartz, Düşünbil Portal, 2018

 

 

 

 

 

 

 

 

Dergiler Haberleri