Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), 1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında önemli sağlık risklerine ve güncel bilimsel verilere dikkat çekti.
KTTB Yönetim Kurulu adına yazılı açıklama yapan İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Polat Olgun, akciğer kanserinin hem dünyada hem de ülkede kanser kaynaklı ölümlerin başında geldiğini vurguladı.
“2022’de 1.8 milyon kişi akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi”
Doç. Dr. Olgun, dünya çapında 2022 yılı itibarıyla yaklaşık 1 milyon 817 bin 469 kişinin akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. Buna karşın, tarama yöntemlerinde sağlanan gelişmeler ile hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapinin yaygınlaşması sayesinde “tanı sonrası sağkalım oranlarında son yıllarda belirgin bir iyileşme gözlendiğini” ifade etti.
Kadın ve erkeklerde kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinin uzun yıllardır ilk sırada yer aldığını aktaran Olgun, günümüzde kadınlarda akciğer kanserini kolorektal, meme, karaciğer-safra yolu ve mide kanserlerinin; erkeklerde ise akciğer kanserini karaciğer, kolorektal ve mide kanserlerinin izlediğini söyledi.
“Akciğer kanseri vakalarının yüzde 80-90’ından sigara sorumlu”
Açıklamada, hem aktif içiciliğin hem de uzun süreli pasif dumana maruz kalmanın yüksek risk oluşturduğu, tüm akciğer kanseri vakalarının yüzde 80-90’ından sigaranın sorumlu olduğu vurgulandı. Sigaradaki 60’tan fazla kimyasalın doğrudan kanserojen olduğunun kanıtlandığını belirten Olgun, elektronik sigarayla ilgili kesin uzun dönem verilerin henüz bulunmadığını ancak ilk bulguların daha erken yaşlarda akciğer kanserine işaret ettiğini söyledi.
Ev içi radon birikiminin, sigaradan sonra ikinci en önemli neden olduğuna işaret eden Olgun, mesleki maruziyetlerin de riski belirgin şekilde artırdığını kaydederek asbest, silika tozu, dizel egzozu, arsenik, krom, nikel, kadmiyum ve kömür ürünleri gibi etkenleri sıraladı.
Olgun, hava kirliliği, genetik ve ailevi faktörler ile geçmiş göğüs bölgesi radyoterapisinin diğer önemli nedenler arasında yer aldığını belirtti.
Belirtilere dikkat: “Mutlaka doktora başvurun”
Açıklamada, uzamış öksürük, öksürükte kan, nefes darlığı, hırıltı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, sebebi açıklanamayan kilo kaybı ve parmaklarda çomaklaşma gibi bulguların mutlaka doktora başvurulması gereken belirtiler olduğu vurgulandı.
Doğru tanı ve kişiye özel tedavi vurgusu
Olgun, “Akciğer kanseri”nin akciğer dokusu veya hava yollarından köken alan maligniteleri ifade ettiğini, hastalığın histolojik incelemeye göre küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) veya küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olarak sınıflandırıldığını belirtti. Bu iki alt tipin biyolojik davranışlarının farklı olduğunu söyleyen Olgun, doğru evreleme ve kişiye özel tedavi planlamasının kritik olduğunu ifade etti.
Tüm akciğer kanserlerinin yalnızca yüzde 5’ini oluşturan diğer nadir hücre tiplerine de dikkat çeken Olgun, tedavinin mutlaka multidisipliner bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
“Doğru ekip, doğru planlama tedavinin başarısını belirler”
Açıklamada; tıbbi onkolog, göğüs cerrahı, radyasyon onkoloğu, nükleer tıp uzmanı, radyolog, girişimsel radyolog, patolog ve moleküler genetik uzmanlarının ortak bir değerlendirme yapmasının, hastaya en uygun tedavi yol haritasının oluşturulması açısından hayati öneme sahip olduğu ifade edildi.
Olgun, modern tedavi yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte sağkalım oranlarında belirgin ilerlemeler elde edildiğini yineleyerek, “Hastalığın en başında yapılan doğru planlama tedavinin başarısını doğrudan etkiler” dedi.